slobodan miloşeviç

• 9 mart 1991'de belgrad halkı miloşeviç'in aşırı milliyetçi ve ayrıştırıcı politikalarını protesto etmek için toplanır. 200 bin protestocu belgrad'da meydanları doldurarak barışçı bir gösteriye başlar. miloşeviç protestolara müdahele etmek isteyince yugoslav başkanlık konseyinin diğer üyeleri halkın barışçı gösteri hakkı olduğunu belirterek müdaheleye onay vermez. bunun üzerine miloşeviç'in polisi önce kalabalığı kordona alır, sonra da ortalarına gözyaşartıcı gaz bombaları yağdırır. kaçmak isteyenleri polis kordonu durdurur ve arbede çıkar. miloşeviç'in kontrolündeki sırp televizyonu arbede görüntülerini servis edince, miloşeviç başkanlık konseyinden müdahele iznini alır ve belgrad'da geniş çaplı bir 'temizlik' yaptırır. kısa süre içinde boşalan belgrad sokaklarından miloşeviç'in ordusunun tankları yürür. miloşeviç'in derdi protestocular değildir aslında, planladığı savaş öncesi son güç gösterisini yapmak ve isteyince tankları sürüp yüzbinleri pasifize edebileceğini göstermektir asıl amacı.
  
  peki bunları neden bugün anlattım? hiiiiiiiç!
• ismi, "son of a bitch" sözü ile şahane bir kafiye yapıyor, dikkatimi çekti.
• bu adama orospu çocuğu denmesini doğru bulmuyorum, babası olabilme ihtimali olan her insana hakaret edilmiş demektir
• lahey adalet divanı'ndaki mahkeme salonu performansıyla hatırlayacağım diktoş. duruşmalar sırasında öyle küstah ve öyle aşağılayıcıydı ki.
  
  öncelikle zaten mahkemeyi tanımıyordu, yok sayıyordu. bu bir sirk gösterisi siz de onun palyaçolarısınız deyip duruyordu. çeşitli ulusları temsil eden yargıçlar heyetine yağdırmadığı hakaret kalmamıştı.
  
  kalp krizinden hücresinde öldüğü ana kadar üzerine atılı suçların tamamını hep reddetti. önüne dağ gibi yığdıkları somut kanıtların üstüne tükürdü. ses kayıtları, video kayıtları, para trafiğine dair banka kayıtları, katliamlara dair evrakların kayıtları. en yakınlarının aleyhindeki ifadeleri. hepsini elinin tersiyle itti. duruşundan milim geri adım atmadı.
  
  hatırlayın, çavuşesku'lar da öyle değil miydi? karı koca her ikisi de elleri kelepçeli kurşuna dizilmeye götürülürken bile dipçikle dürten askerlere emredici ses tonuyla hitap ediyorlardı. 42 yıllık iktidardan sonra bir anda başlarına gelene inanamıyorlardı, az sonra öleceklerinin idrakinde değillerdi. iki saatlik alelacele bir mahkemeyle yargılandıkları bir ilkokulun bahçesindeki infazından üç beş dakika öncesine kadar elena çavuşesku, "ittirmeyin beni, ben sizin annenizim, ben bu ulusun annesiyim" diye azarlayıp duruyordu.
  
  miloseviç ve çavuşesku; bu ikisi bir psişik trans halinde, kendilerini içine daldırdıkları bir hipnoz halinde veya gerçeklikle aralarındaki bağı kopardıkları bir psikoz yarılması halinde miydiler sadece, yoksa geri vitesi olmayan bir arabayla çok çok çok büyük kolpa çeviren sahtekar, yalancı, vicdansız, psikopat dolandırıcılar mıydılar? yani inanarak mı milyonlarca insanı ateşe atıyorlardı yoksa onlara soğukkanlılıkla mı eziyet ediyorlardı?
  
  bana soracak olsanız, cevabın ikinci şık olduğunu zaten biliyorum. ama bu adamların kendileri bütün suçlarını ister naif bir imanla isterse taammüden işlemiş olsunlar farketmez, çünkü öldüler.
  
  esas mesele onlara körü körüne bağlı bir biçimde uzun yıllarını geçirdikten sonra nesnel olguları görmek istemeyenlere, gerçekle yüzleşemeyenlere nasıl nasıl edip de anlatabilmek.
  
  .
  
  peki bunları neden bugün anlattım? hiiiiiiiç!
  
  .
• elinde bosna savaşı ensasında tony blair ve richard holbrooke ile yapılmış 600 saatlik telefon görüşmesi kaydı olduğunu ve mahkemeye bunu belge olarak vereceğini söyledikten kısa bir süre sonra hücresinde ölü (!) bulunmuştur.
• balkanlardaki savasin ve acilarin en buyuk sorumlusu. ülkemiz maocularinin "amerikaya karsi olsun da ne olursa olsun" teziyle savunduklari insan.
  (bkz: dusmanimin dusmani dostumdur)
• hala miss sarajevo dinlerken gözlerimizde japon çizgi filmlerindeki hırslanmış çocuk bakışlarıyla akıllarımıza gelen. avrupa'nın belkide en renkli insanlarının yaşadığı , spor ve sanatta bir çok virtüöz çıkartmış ülkesini komutanları ve dandik faşizmi ile kan gölüne çeviren, güzellikler katili.
  yarın bir gün kozmozda bir toz zerresi olduğumda bundan kopmuş bir toz zerresi görürsem tekmeyi basacağım.
• atasi olan korkunc ivan ozentili, insan kasabi.
• (bkz: sleep well in hell) ^*
• alem i berzah'da katili oldugu binlerce masumun, guzel bir hos geldin partisi yapmasini umdugum insan kasabi.