• skolastik düşünce, allahın belası ders kitaplarında anlatıldığının aksine, dinsel otoritenin bilişsel monopolü, dogmacılığı ve dayatması değil sadece bir felsefi/bilgisel yorum metodudur. yerini aydınlanmacı düşünceye bırakttıği iddiası yanlıştır. kavramların içi bu kadar boşaltılmaz.
  • 12. yüzyıla kadar avrupa'nın anasını ağlatan, rönesansa kadar avrupanın karanlık diye tabir ettiği, incil'in bilimsel olayları açıklamadaki teolojik öğretileridir.
    bu düşüncede bilim; dini öğretiler ve vahiyler çerçevesinde bazı şeyleri temellendirmek amaçlı kullanıldığı için; merak, şüphe, yeni şeyler bulma gibi bilimin önkoşullarının olmazsa olmazları tıkanıp kaldı. bunun sonucunda da doğal olarak bilim, sanat ve felsefe üçlüsü verimsizleşip, avrupa'nın diğer kıtalara göre insanlık tarihinde belki de açık ara farkla bilimsel seviye olarak geride kaldığı yegane zaman dilimi olmuştur.
    avrupa bu kadar karanlıkken bilimin gözüne gözüne vuran kesim bu sefer doğuydu. lotr'daki yüzüğün el değiştirmesi gibi bilimi parmağına geçiren taraf bu defa da islam dünyasıydı.
    cebirde ateşi ilk çakan islamcılardı, geometride yunanlılardan kaptıklarını daha ileriye götürdüler, astronomi ve trigonometride insanlık tarihinde bile kimse ellerine su dökemezdi, tıpta zaten hepimizin bildiği ibn-i sina. fizikte ''heysem'' diyeyim gerisini siz anlayın ki optik konusu tamamen islam dünyasının insanlığa hediyesiydi.
    o zamanki seferler ve savaşlar sayesinde avrupa ve islam dünyası yakın temasa geçmiştir, aslında bu seferler avrupa'nın kurtuluş reçetesini beraberinde getirmiştir. yanı başında bilimsel devrimler gerçekleşirken avrupa'da artık uyanmak istiyordu, önceleri antik yunan ve arapça kaynakları dillerine çevirdiler, kilise otoritesine karşı artık daha yüksek sesler çıkıyorlardı. çünkü kilisenin anlattıklarını ilk kez sorgulamaya başlamışlardı. inancın artık akılla ispatlanamayacağı, bilakis zayıflatacağını anlamışlardı.
    sonuç olarak devamında avrupa için, rönesans, matbaa, sanayi devrimi; da vinci, galile, kopernik, newton, james watt...
    tabii skolastik düşünce ve felsefesi bitti mi?
    hayır, bitmez ve bitmeyecekte. avrupa'nın zamanında yaşadığı bu lanet sadece şekil değiştirirerek farklı farklı kıta ve uluslar üzerinde sürmeye devam edecek ve ediyor da. gazali ve türevlerinin açtığı yolda gösterdiği hedefte yürüyenler sağolsunlar bu lanetli yüzüğü yavaş yavaş zerkettiler bu coğrafyaya.
    dünyanın düz olduğunu sanan dayı, ''okumuşların şerrinden korusun'' diyen imam'da bu düşüncenin mini mini örnekleridir.
  • araştırma ve sorgulamayı ortadan kaldırmak değil de mevcut kabulleri desteklemeye ve bunlardan yeni bilgiler türetmeye çalışarak kendini dar bir alana hapsetmiş düşünce sistemi.

    ayrıca skolastik ve okul (school) kelimeleri aynı kökten gelmektedir. bundan ne sonuç çıkaracağınız ise size kalmış.
  • kimsenin doğru düzgün ne olduğunu bilmediği düşüncedir. sebebi de lisede öğretilen saçmalıklardır. lisede bize orta çağ avrupası'nın skolastik düşüncenin hakimiyeti altında olduğu ve bu sebeple entelektüel hareketliğin durduğu, öte yandan islam topraklarında ise altın çağın yaşandığı ve bilim, felsefe gibi alanlarda "muhteşem ilerlemeler" kaydedildiği öğretildi. halbuki skolastik düşünce dediğimiz şey temelde aristo'dan etkilenir ve tanrı'ya akıl yoluyla ulaşmaktır. avrupa'dan önce islam dünyasında popüler olmuştur. daha sonra on üçüncü yüzyılda paris üniversitesi, ibn rüşd, ibn sina gibi isimlerden etkilenerek aristocu geleneği devralmıştır ve thomas aquinas gibi isimler bu yüzyılda ortaya çıkmıştır. felsefi anlamda en ideal düşünce yöntemi olmamakla birlikte erken orta çağdan sonra avrupa'da entelektüel hareketliliğin artmasına sebep olmuştur, dolayısıyla avrupa adına oldukça faydalı olduğu söylenebilir.

    ayrıca engizisyondu kiliseydi falan o kadar öcü şeyler değildi. engizisyon, sürekli olarak heterodox (bu kelimeyi kullanma amacım insanları sapkın ilan etmek ve kimin doğru kimin yanlış olduğuna karar vermek değil. bu kelimeyi sadece temel katolik öğretinin dışında kalanlar için kullanıyorum.) öğretilerin yayıldığı, birtakım sert ayaklanmaların çıktığı bir dönemde kilise'nin verdiği oldukça anlaşılır bir tepkidir. zira daha öncesinde "yanlış" öğretiler yayan ve ayaklanmalara sebep olan insanların nasıl yargılanacağı ve cezalandırılacağı meselesi net değildir. hatta cermen kavimlerinden gelen abuk sabuk adetler uygulanmaktadır. engizisyon bunu düzene oturtur ve akılcı bir sorgulama yöntemi getirir. sorgulama sonucunda karşı taraf haksız bulunursa çoğunlukla "sapkınlığından" dönmesi için ona şans verilir. tabii ki düşünce özgürlüğü için en ideal ortam bu değildir ancak anlatıldığı kadar da korkunç olmadığını belirtmek gerekir. bir engizisyon yargılamasını anlamak için ginzburg'un peynir ve kurtlar adlı çalışmasını okuyabilirsiniz.
  • nickimin esin kaynagi.
  • onkabuller ekseninde dusunce diyebiliriz. tanri vardir. o zaman tum soracagimiz sorular, yapacagimiz deneyler,yapacagimiz isler, dusunecegimiz dusunceler bu eksende olmalidir. yaptigimiz deneylerin sonucu tanrinin varligina, dinin kurallarina suphe dusuruyorsa, o deney kotudur. kakadir. tiz kellesi vurula'dir.

    sirf bu dusunce sistemini sorgulamak, terk etmek, hristiyan dunyasina cag atlatmistir.

    2020 turkiyesinde evrim teorisi mufredatta yok. cunku evrim teorisi allahla celisiyor, o zaman yok hukmundedir. yetiskin muslumanlar da evrimi allaha yontmaya calisir. evrimi de allah dizayn etti diyerek vizyonlarini daraltirlar.

    -bir ise baslarken 'bismillahirahmanirrahim' demek
    -insallah, masallah gibi sozcukler
    -'onlarin dolari varsa bizim de allahimiz var' vb soylemler

    ne kadar ortacag skolastik dusuncenin icerisinde oldugumuzun kanitidir. bu zihniyetle modern dunyaya yetismemizin-ayak uydurmamizin mumkunati yoktur. dis gucler, ekonomi, jeopolitik konum,cehape zihniyeti,feto,pkk. bunlarin geri kalmamizla pek ilgisi yoktur. asil sorun zihinler ve dusunce sistemidir. skolastik dusunce isletim sistemli zihniyet, modern pek cok bilgiyi reddedeceginden geri kalmasi kacinilmazdir.

    kurucu mimarlari platon ve aristotelestir. dinlere entegrasyonu ise st augustinus(hristiyanlik) ve gazali(islam) tarafindan yapilmistir.
  • dogmatik düşüncedir, kilise baskısıdır. matbaanın avrupa ülkelerine gelişiyle insanların incil'de yazanları okuyabilmesi, dünyanın yuvarlak olduğunun kanıtlanması gibi gelişmeler ile yıkılmıştır. sonucunda reform ve özgürlük hareketleri başlamıştır.
  • içinde 'lastik' geçmesine karşın, hiç esnemeyen düşünce sistemidir, akıl tutulmasıdır. güzel bir örneği:

    (bkz: prokrustes yatağı)
  • ilerlemeci düşünce tarafından tu kaka ilan edilen bir döneme damgasını vurmuş,büyük ,büyük felsefeciler çıkartmayı basarmis zihni anlayıştır.
    mesela aydınlanmacı olarak adlandırılan dönem için kafaları giyotinle kesenlerin düşüncesi dense ne derece doğru olur.

    tarih kitapları bazı donemleri linç eder.iste skolastik zihin bu linçten fazlasıyla nasibini almıştır.
  • paris çevresinde ortaya çikmis ve 13. yüzyilda yayilmis bir düşüncedir. isin ilginç olan yanı batinin skolastik düşünceyi islam coğrafyasından görmesidir. şimdi neden diyeceksiniz.şöyle açikliyim; kilise yunanistan'a karşi bir tutum içinde. bu yüzden yunanistan dan bazı şeyleri almış bazılarını unutmuş veyahut görmezden gelmişler. bizim islam düşünürleri de aristo ve platon'un düşüncelerini benimseyip hakkinda kitaplar yazmış. bu kitaplar bati da ilk önce üniversitelerde daha sonra ise o dönem de ki iki önemli tarikat olan fransisken ve dominikende okutulmuştur.
hesabın var mı? giriş yap