• michelangelo bu kutsal mekandaki hemen hemen bütün fresklerinde figürleri çıplak çizmiştir. çalışmaları hayranlıkla karşılanmasına rağmen kendisi henüz hayattayken çizdiği çıplak figürler başka ressamlarca giydirilmiştir. o dönemde alay etmek maksadıyla bu kişilere etek ressamı adı verilmiştir. öte yandan michelangelo'nun buna olumsuz tepki gösterdiği biliniyor. maniyerizmi önceleyen cesur, yenilikçi çalışmalarının etek ressamlarınca sabote edilişi kendisini ziyadesiyle üzmüştür. sitemini mektuplarında dile getirmiştir kuşkusuz.
  • bu kilisenin bu kadar tanınır olmasının sebebi hiç şüphesiz ki tavanındaki fresktir. peki bu freskte neler anlatmıştır sanatın ve sanatçının dostu michelangelo?

    hemen bakalım;

    öncelikle, tavanın orta bölümü eski ahit’ten alınmış konuları sergileyen 9 bölümden oluşmaktadır. anlatılan üç konu üçer panodan oluşacak şekilde resmedilmiştir michelangelo tarafından.

    bunlar; üç nuh, üç adem ve havva ve üç tane de yaradılış öyküsüdür.

    sırasıyla inceleyecek olursak;

    nuh ve büyük tufan

    nuh’un sarhoşluğu: bu kısımda nuh’un nasıl sarhoş olup çıplak halde yattığı anlatılmıştır. baktığımızda oğulları ham, yafes ve sam’in başlarını babalarından çevirerek onun üstünü örttüklerini görürüz.

    tufan: nuh ve ailesini gemiye binerken gösteren bu bölümde hepimizin bildiği, kimimizin inandığı o büyük tufanın öyküsü anlatılmıştır.

    kurban: nuh ve ailesi büyük tufandan sağ kurtuldukları için tanrıya şükürlerini sunmak adına inşa ettikleri yapıda tanrıya kurbanlarını sunarken görürüz.

    cennetten kovulma, adem ve havva’nın yaradılışı

    cennetten kovulma: bu bölümde havva’nın iblis'ten yasak elmayı aldığı an ve sonrası resmedilmiştir. havva’nın elmayı almadan önce ve aldıktan sonra cennetten şutlanırkenki yüz ifadeleri arasındaki farkı çok iyi ortaya koymuştur michelangelo. ayrıca burada yasak elmanın ağacına yılan misali sarılı haldeki iblis de kadın tasviriyle sunulmuştur michelangelo tarafından.

    havva’nın yaradılışı: tanrı, uyuklamakta olan adem’in yanından havva’nın yaradılmasını emreder.

    adem’in yaradılışı: bu kısımda adem, tanrıdan yaşam enerjisini almak üzereyken görülür. bu manzara, dünyada sanatsal bir ikon haline gelecek kadar meşhur olmuştur. burada adem’in parmağı yaşama gücünü beklercesine cansız bir görüntü sergilerken tanrının yaşam enerjisini sunacağı parmağı daha diri gösterilmiştir tabiatıyla.

    yaratılış

    tanrı yeryüzünü sudan ayırırken: kudretli tanrı’nın dönerken görünen güçlü figürü semayı yaratıyor

    güneş ay ve yıldızların yaratılışı: burada yaratılış esnasında güneş’i, ay'ı ve yıldızları yerlerine fırlatan sakallı bir tanrı figürü resmedilmiştir.

    tanrı ışığı karanlıktan ayırırken: tanrı, karanlık bulutları bölerek ışığı açığa çıkarıyor.
  • sıkı durun, işte 360 derece sistine şapeli: http://www.vatican.va/various/cappelle/sistina_vr/

    20 dakkadir falan geziyorum, sanirsam gitmis kadar oldum. gitsem bu kadar yakindan goremezdim bazi kisimlarini.

    meraklilari tam tavanin ortasinda bir supriz bekliyor.
  • michelangelo'nun tavanını boyadığı şapel.
  • michelangelo geceleri çalışırken başına üzerinde mumların yandığı taç benzeri bir aparat takıyormuş ve bu mumların ışığı altında yapıyormuş chapel tavanındaki resimlerini. senelerce durmaksızın yerden metrelerce yüksekte dünyanın en rahatsız pozisyonunda başından mumlar eriyerek resim yapmak... michelangelo olmak böyle bişey. öylesine büyüleyicidir ki bu chapel, zaman durur ve ayrılmak istemezsiniz oradan.

    http://blogs.lifeway.com/…rstill/sistine-chapel.jpg
    http://www.vatican.va/…ppelle/sistina_vr/index.html
  • michelangelo, sistine şapeli'nin tavanını boyamaya 1508'de 33 yaşındayken başlıyor. 4 yıl, daha mükemmel taslağı çizene kadar kendisiyle savaşıp, tavanın tamamını aksiliği ve güvensizliği nedeniyle tek başına resimliyor. dönemin politika-sanat ilişkileri ona papa'ya güvenmemeyi öğrettiğinden daha da huysuz. kilise açıldığında şu anda bile muhteşem kabul edilen, rönesans döneminin en iyi resimleri ortaya çıkar. 1534'te 60 yaşındayken bu sefer papalık sistine şapeli'nin sunak duvarını boyamasını istiyor ve "judgement day" (kıyamet-son yargı) çalışmasını yapıyor michelangelo. gel gör ki maalesef günümüzde de hiç şaşırmayacağımız bir gelişme oluyor ve yıllar sonra 90 yaşına gelmiş michelangelo'dan papalık bu sefer müstehcen olduğu gerekçesiyle kıyamet'i daha düzgün bir hale getirmesini istiyor. michelangelo'nun cevabı ibretlik.

    "papa'ya söyleyin, bu küçük bir mesele ve kolaylıkla uygun hale getirilebilir. önce kendisi yaşadığımız bu dünyayı uygun ve yaşanılır bir hale getirsin, sonra da bu tablo da aynı uygunluğa girecektir."

    "gerçek sanat eseri, ilahi mükemmelliğin gölgesinden başka bir şey değildir." diyen böylesi bir sanatçının varlığına şahit olmak bile ihya edebilirdi beni.
  • 16. yüzyılın başlarındayız… kilise’nin en güçlü olduğu zaman, gak diyene engizisyon, guk diyene aforoz... bütün dünya papa’nın parmağında oynuyor.

    o dönem vatikan’ın resim ve boyama işlerinin önemli bir kısmını yapan bir isim var, çok yetenekli ressam ve mimar (bkz: raffaello sanzio). eserlerini görürseniz farkedersiniz ki inanılmaz insanüstü bir yeteneği var, resimleri masal gibidir. ama kendisi tam bir papa yalakası, güç sevdalısı… anlayacağınız adam döneminin (bkz: orhan gencabay)’ı. neyse dönemin papası takmış sistine şapeli’nin tavanını boyatacak. 2.julius astığı astık kestiği kestik otoriter bir papa;

    https://en.wikipedia.org/wiki/pope_julius_ii

    bu şapelin tavanının boyanma işi ilk önce raffaello’ya gidiyor ama malum yandaş raffaello’nun işi başından aşkın olduğu için üzülerek bu işi kabul edemiyor ama arkadaşı (bkz: michelangelo)’ya referans oluyor. mayk (kendisine bundan sonra mayk diyeceğim) başta biraz mırın kırın etse de (kendisini bir ressam değil bir heykeltraş olarak görüyor) bu kadar güçlü bir papa’ya çok da atar yapmaya yememiş olacak ki; işi istemeye istemeye kabul etmek zorunda kalıyor.

    neyse efendim bu mayk da tıpkı dönemdaşı leo gibi geceleri kadavra çalsın, adam kessin kasları incelesin, böyle bir manyak yanı var anatomi öğrenmek için bunu biliyoruz. yeri gelmişken merak edenler için;

    https://tr.wikipedia.org/wiki/michelangelo

    tavandaki meşhur boyama kabaca incilde anlatıldığı biçmi ile insanlığın yaratılışından günümüze geçen hikayeyi ve kritik noktaları gösteren freskler bütünü. merak eden okusun araştırsın işte benim derdim onu anlatmak değil;

    https://tr.wikipedia.org/wiki/sistina_şapeli
    https://tr.wikipedia.org/…iki/sistina_şapeli_tavanı

    neyse efendim mayk sallana sallana 4 senede ha bugün bitircem papacım, ha yarın bitiriyorum papacım diye diye şapelin boyamasını zorla bitiriyor. hatta son son papa buna sert yapmaya başlayınca döt korkusuna hızlanıyor. klasik zeki ama tembel adam işte. şapelin boyaması bitince herkes ama herkes bayılıyor alkış kıyamet, tebrikler eşek yüküyle para vs. vs.

    yüzyıllar boyu… yüzyıllar boyu… kimse bir bok anlamadan ne güzel tavan ne güzel tavan diye diye sığır gibi izliyor koca insanlık. gel zaman git zaman insanoğlunun tıp bilgisi gelişiyor, modern görüntüleme teknikleri gelişiyor ve biz insanlık olarak kocaman bir hassiktir çekiyoruz.
    şapeli'ni tavanında tam merkez noktada hikayenin başlangıcını anlatır adem'in yaratılışı freskinde adem'in elini uzattığı tanrıyı gösteren kısmın insan beyninin mükemmel bir kesiti olduğu ortaya çıkıyor...

    görsel

    görsel

    yani mayk tanrı kavramının esasen insan beyninin bir ürünü olduğunu ve insanın tanrıyla kurduğu ilişkinin aslında kendi beyniyle kurduğu bir ilişki olduğunu ifade etmiş. yani fresk aslında adem'in değil tanrı'nın yaratılışı. yani adam bu mesajı dünyanın en karanlık döneminde, kilisenin en güçlü olduğu dönemde kilisenin kalbine kazımış, üstelik de bunun karşılığında kilisede eşek yüküyle para ve itibar kazanmış. yani adam (bkz: nietzsche)'den yaklaşık 350 sene önce tanrı'yı öldürmüş ama koskoca insanlık mevzuyu anlamamış.

    ayrıca michelangelo buonarroti'nin daha 16. yüzyılın başlarında insan beynini oldukça güzel bir şekilde inceleyip doğru bir şekilde yansıtabilmesi de yaptığı sanatın yanında olağanüstü başka bir nitelik taşımakta...

    baktığınız zaman raffaello sanzio'nun vatikan'da en az bu kadar güzel onlarca eseri vardır ancak arkalarında hikayeleri yoktur. eserleri şaheser yapan şey yapanın yeteneği, estetik niteliği kadar ardındaki hikayedir, sanatçıları büyük isimler yapan şey eserlerinin niteliğinden ziyade duruşlarıdır. bu da size girsin sezen abla, orhan baba…
  • sanat tarihi okuyan benim gibi zavallı kullar için dini bir mekandan çok her yanı final veya vize sorusu olan başyapıt.

    meslek veya branş insanın kişisel zevklerini köreltiyor evet.
  • müze yöneticilerinin kafalarının zerre kadar çalışmadığını düşündüğüm şapel. yüzlerce kişi ile omuz omuza incecik koridorlar, daracık merdivenler ve zorlu yollardan sabırla geçtikten sonra nihayet michelangelo'nun ünlü fresk'lerine erişmenin tadını çıkaracağınızı sanıyorsunuz ancak yanılıyorsunuz. malumunuz michelangelo o meşhur koridorun tavanına resimleri hep aynı yöne doğru yapmış fakat bu yön müze yönetiminin size gösterdiği yön kesinlikle değil. resimleri ancak geri geri yürürseniz yeterince idrak edebiliyorsunuz yoksa tüm resimleri baş aşağı görüyorsunuz. koridorun sonuna gidip geri gelmek gibi zekice fikrinizi de kendinize saklamanız gerekiyor çünkü insan yığını sizin ters tarafa yürümenize izin vermiyor. sonra vay efendim italya ekonomosi neden zayıf ülke niye iflas ediyo. kendi tarihini okumaz, kendi müzeni adam akıllı gezmez, turisti müzeye ters yönden sokarsan olacağı bu.
  • sürekli şşşştt sesi duyulan yer.
hesabın var mı? giriş yap