• evinin bütçesinin yapamayan insanların şirket bütçesi yaptığı şirket.
  • kendi işçisinin gözünden nasıl kapitalist sermayenin oyuncağı olduğunu niteler şekilde özeti yapılmış:

    --- spoiler ---

    sayin cam isverenlerine mektup... yillar once fabrikamiza isbasvurusu yaptigimda, mulakatta, neden buraya girmek istiyorsun diye sormuslardi... bende buyuk sirket, guven veriyor, kaliteli insanlarla dolu, calisip, emekli olup, memnun olmayan tanimiyorum...demistim. ve ise girdikten sonra, tum amirlerin, memurlarin samimiyeti, muhabbeti beni sasirtmisti... daha once calistigim hic bir isyerine benzemiyordu... iyi ki girdim buraya dedim... herkes birbirisine sevgi doluydu... sakalasarak calisiyorduk... maas durumumuzda gayet iyiydi, bizim maas olcutu olarak aldigimiz, ogretmen ve polis maaslarinin en az iki kati maas aliyorduk... millet kizini cam iscisine verdigi zaman bayram ediyordu... vs.vs. holdingimiz istihdama onem veriyordu... sendikamizla uyumlu bir iliskisi vardi... piknikler eglenceler kokteyller muhabbetler vs. vs. cok iyiydi.. kaynasip gidiyorduk.. mutlu ve huzurlu sekilde uretiyorduk, hep beraber kazaniyorduk... ta ki bir bankaci zihniyet basimiza gelene kadar... bu bankaci zihniyet, istihdam degilde kar dedi, maliyet dedi, sizler robotsunuz dedi... o dakikadan sonra hersey hizla degismeye basladi... amir, memur, isci arasinda ki ailecek gorusmeler bitti, iscilerle gorusmeyin denildi, bayramlasma bile bitti, bilgiye tecrubeye verilen onem azaldi, diplomali cahillerle karsi karsiya birakildik... vs.vs. greve gittik, bolumler kapandi, ucretsiz izne cikarildik ve fabrikalar kapatilmaya baslanildi... isci sayisi azaltildi... artik tek hesap yontemi vardi... kapitalist maliyet........ bu maliyet hesabini, giderler ve randiman uzerine kurmustu bankaci zihniyet... herseyi hesapladigini bildigini saniyordu... sozum ona bilimsel hesaplar yapiyordu... onlara gore tum calisanlar robottu... canlarini parayla alip satiyorlardi.. ama ruhumuz oldugunu bilmiyorlardi... derken bizim yillar once bildigimizi yillar sonra yeni kesfettiler... motivasyon dediler... cunku motivasyonsuz beden bir yere kadar calisiyordu... bunun icin egitim politikalari kampanyasi baslattilar... empati dediler, once insan dediler, en sonundada vizyon misyon dediler.. ama olmadi, fikri bile sasirdi bu ise... bu surec icerisinde sanki uretim maliyetini arttiran tek faktor isci maaslariymis gibi, maaslarimizi habire tirpanladilar, kapitalist bir hukumetle anlasip kendi idealleri dogrultusunda kanunlarda cikartirdilar.. agir sanayi denilebilecek sartlarda, koleci mantikla asgari ucrete isci calistirmaya basladilar...ve birileriyle kolkola girip bu duzeni bu gune kadar getirdiler... getirdiniz... nihayetinde ben isciyim ama aptal degilim... ben isciyim ama kole degilim... ben isciyim ama ruhsuz degilim ben isciyim ama satilik mal degilim.. moralimiz olmadan motivasyonumuz olmadan bizden neyi ne kadar alacaginizi da bilimsel olarak buyrun hesaplayin.. ve bu koleci calisma sartlarina acilen son verin.. protokollerinizi bozun.. isciye insan gibi muamele edin... alim gucumuzu yukseltin.. belki sizlerin icinde de bir isci cocugu vardir... cok zor ama belki vardir... ona isciligi sorun... para icin sagligindan olmanin ne demek oldugunu sorun... 65 derece sicagin ve cam tozunun yag dumaninin icinde, alinteriyle helal para kazanmayla, oturdugu yerde para kazanmanin ne demek oldugunu sorun... nihayetinde yazacak anlatacak daha cook seyler var ama... bu sozlesme bizim icin bir dönum noktasi olmak zorunda, emin olun gozumuz kara.. gecmisimiz basarilarla dolu... yeniden bize tarih yazdirmayin...... saygilar...
    --- spoiler ---

    (bkz: bankacı zihniyeti)
    (bkz: ersin özince)
    (bkz: ahmet kırman)
  • insanları ince hesaplar yapmaya zorlayan şirket.

    senelik 45 saatlik mazeret iznini çalışılan -yaklaşık- gün sayısına bölünce 11-12 dakika gibi bir süre elde ediliyor.
    yani garanti her gün 10 dk daha dışarıda durabilirsiniz. 5+5 de şirket veriyor etti mi sana 20, bu mhp'nin 40. yılının yarısı!
  • bir taraftan grev direnişi devam ederken diğer taraftan beyaz yakalı çalışanları 1 ağustos 2014 itibariyle günde sadece bir saat yemek molası dışında toplan 10 dk (sabah 5 dk, öğleden sonra 5 dk) arası hava alabilecektir.

    oksijen bolluğu olan kule 3'te bu süreler dışında dışarıda geçirilen zamanlar "ücretli mazeret izni" olarak sunulan süreden düşülecektir. yani sigara içen bir çalışansanız (ki işveren çalışanını işe alırken sigara içip içmediğine karar verebilir) 4 saat sigarasız kalacaksınız. onu geçtim, "azıcık hava alayım lan" diyemezsiniz, bir misafiriniz geldiyse yöneticinizden izin almanız gerekir oturup bir kahve içmeniz için.

    amma ve lakin bu entry yazılmadan 20 dk önce buradaydım ve 7.20 - 8.00 arasında geçen zamanı kimse düşünmemektedir. esnek çalışma saatleri uygulamasına geçmeden önce böyle sıkı yönetime geçilmiştir.

    adam* bankacı, yapacak bir şey yok ne yazık ki.

    edit: uygulamada değişiklikler olması bekleniyordu ve oldu. 1 saate kadar olan dışarıda kalışlar otomatik olarak sistemden düşecek, fazlası yönetici onayına...

    geç gelen edit2: esnek çalışma saatlerine geçildi. sabah 7 akşam 7 arası geçerli. bir şekilde dengelemiş olduk hadi hayırlısı.

    güle güle oksijen!
  • ilk defa çalışanlarını şirketine "borçlu" duruma düşürmüştür. almanlar alsa adam ederler!
    gün geçtikçe daha kötüye gitmekte olan içinde çalışandan çok müdür olan, arkadaş, eş ve dostların müdür konumuna getirildiği şirket.
    ayrıca istifa edenlerin daha çok genç insanlar olması manidar.
  • önce ik ön görüşmesi yaparlar, ingilizce sınavı, karakter analizi sınavı yaparlar, bizim için herşey olumlu derler bi daha bi daha sizi görüşmeye çağırılar, sonra 1 aya dönüş yapacağız derler, yüzünüze gülerler, siz onlar için bir sürü vakit ayırmış sınav ve görüşmelere girmişsinizdir zannedersiniz sizi insan yerine koydular ama aradan aylar geçer aramazlar ararsın açmazlar yazık...

    tanım: görüşme yapıp geri dönmeyen şirket

    edit: tanım
  • personel devam sisteminde yaptigi degisiklikler gun itibariyle uygulanmaya baslayacaktir. bu sabah kapidan girerken "sigara birakma merkezi"ne zorla gonderilmis bir tiryaki gibi caresiz hissettim kendimi. durduk yere strese sokuyor insani bu uygulama.
  • beklenen kıyafet yönetmeliği yolda olan şirket. haydi hanımlar, döpiyes ve tayyör ile sahneye, kim tutar sizi!

    yok yani anlamıyorum yıl olmuş 2015, hala işin vitrininide olan yöneticiler var demek. üniforma giymemiz çok yakındır. mağazaların vitrininde "şişecam üniformaları gelmiştir" yazar artık.
  • bu şirketle bağımı koparalı neredeyse 3 sene olacak. fakat hala şirkette çalışan arkadaş, dostlarım var ve hala haberleşiyorum.

    şirketin tuzla'daki yerleşkesine her gün istanbul'un her ilçesinden yüzlerce çalışan gelmekte hala. şirket içinde vakalar, üretim yerlerinden ölüm haberleri alıyorum. fakat tek adam ahmet kırman herhalde o kadar ileri bir vizyona sahip ki çalışanların evden çalışmayacağını düşünüyor, gözünün önüde olsun istiyor.

    hala tuzla yerleşkesi %60-70 ofis yoğunluğu ile çalışmaya devam ediyor.

    türkiye'nin ihracat devi, her fırsatta atatürk'ün adıyla reklamını yapmaya devam eden kuruluşu bu haldeyse varın gerisini siz düşünün. kuruluş metninde imzası olduğu için gıyabında ve başkalarının adına ben utanıyorum.

    muhtemelen mevcut çalışanı olan bir yazar* isim vermeden içeride olup biteni yazmış. doğruluğundan şüphe duymuyorum, hatta bire bir konuştuğum kişilerden duyduklarımı teyit ediyor.

    tanım: tek adam rejimi'nde bir tek adam şirketi
  • geleneksel yılbaşı kokteyli uygulamasını bu yıl itibarıyla ortadan kaldıran über yöneticilere sahip şirket, bir çok büyük firmanın verimlilik, motivasyon açısından şirket çalışanlarının bir arada bulunmalısını sağlayacak aktivitieleri arttırmaya çabalarken, şişecam'ın varolan yegane şirket geleneğini yerle bir etmesine ne denir, nasıl bir vizyonsuzluğun göstergesidir bilemiyorum.
    işin şu yönüde var tabii, bu kokteyller kızlı erkekli ve alkollü olarak yapılıyor, bunu da dipnot yazmakta fayda var..
hesabın var mı? giriş yap