sırt

• (sırt) kıyafet, giysi.
  
  (bkz: sırtını giymek)
• bu fani dünyada insana en uzak noktadır, kendi sırtı
• insanın en hassas yeridir; sevmek için de, vurmak için de.
• sırta verilen hafif destek güven, şefkat, teselli olur bazen..
  
  bunun kökeni altay'ların ruh anlayışı galiba. altay türklerine göre ruhun, canın yeri omuz. daha doğrusu can sırta yerleşik. sıvazlayarak amaçlanan canı temizlemek.
• aslında sırtımdan bıçaklandımm öhh gibi bir şey olmasa da arada sahiden sırtıma bıçak yemiş gibi oluyorum, bir saplanışı var ki bıçağın tekrar tekrar tekrar saplanıyor kendiliğinden. sırtım çok ağrıyor böyle boynunun üstüne oturmak diye bi şey var ya işte o sırada bıçak saplanan yer. bence çok seksi olması lazım bir de bunun. büyükbaşlarda da yağsız ve lezzetli olması lazım.
• (bkz: kadın sırtı)
• zor zamanlarda kollanması gereken vücudun en hassas kısmı.
• dağların veya tepelerin üst bölümü. örn. beşiktaş sırtları
• bilardoda önemli bir vuruş. her türlü bilardo disiplininde kullanılan bir vuruştur (7 top, 8 top,9 top, 3 top, 3 bant, snooker, vs.)
  beyaz topun (3 top ve 3 bantta kendi topunuzun) ortasından hayali bir çizgi geçtiğini varsayarsak, çizginin üzerindeki her nokta sırtlı atışa girer.
  beyaz toptaki merkez çizginin üzerine vurduğunuzda, beyaz top hedef topa çarptıktan sonra ileri hareketine devam eder.
  
  eğer beyaz topun tam ortasına vurduysanız, beyaz top hedef topa çarpıp bant gördükten sonra, banta geldiği açıyla banttan ayrılır.
  neyse bu konu falso başlığında incelenmeli. (bkz: falso)
  
  sırtın tam ters hareketini yaratan atışa ise kleps diyoruz ve sizi şöyle alıyoruz: (bkz: kleps)
• ağrısı katlanılmaz,
  dekoltesi pek hoş olan vücudun bir bölgesi ..