• çocukluğumda annemin kolumdan tutup götürdüğü sahne.
    ben çok şanslı bi çocuktum, beni daha çok küçükken tiyatroyla tanıştıran bi ailem olduğu için. üstünde küçücük kaldığım koltuklarında oturup, gıkımı çıkarmadan izlediğim çocuk oyunları. bi çocuğun sessizce oturması ne kadar zor tahmin edersiniz, ama gözlerimi ayırmadan izlerdim salondaki tüm çocuklar gibi.
    bazı mekanlar vardır, gördüğünüzde saygı duyarsınız. sadece insanlara duyulmaz o saygı. ben ankara'da tunus caddesi'nde hangi halet i ruhiye içinde olursam olayım, şinasi sahnesi önünden geçerken hissettiğim saygıdır. sanki geçerken içimden selam veririm. ankara'da belki de çocukluğumu geçirdiğim için, böyle önünden geçerken saygı hissettiğim çok mekan var. belki de bu mekanlardır, denizi olmayan her fırsatta çamur atılan gri,soğuk ankara'yı ne olursa olsun bize sevdiren,laf ettirmeyen.

    şimdi çocukluğumun bir parçası olan o sahne satılmış.. ilerde nasip olur da bir gün ben de anne olursam, ben çocuklarımı o sahneye götüremeyeceğim demek bu. kendi yaşadığım çocukluğu,kendi çocuklarıma yaşatamayacağım. şimdi söyleyin bana o zaman, ne anlamı kaldı?
  • eski çağdaş sahne.. büyük tiyatro'dan sonra dt'nin ankara'daki en iyi sahnesi denebilir, ki bu yüzden olsa gerek, iyi rejisörlerin iyi oyunları şinasi'de sahnelenir. (bkz: azizname)
  • hayatımda gittiğim en dar koltuk aralarına sahip salon. resmen iki büklüm oldum oturabilmek için. ama ışık, ses gibi beklentilerinizi kesinlikle karşılıyor.
  • “akün ve şinasi sahnesi satılıyor. kentten bir bellek daha silinmeye çalışılıyor

    her iki sahnede yaşamımız var anılarımız var, sanatla kurulmuş bağlarımız var.

    bağlarımızı kopartmaya çalışanlar bilmeliler ki,

    sanat merkezine

    “satıcılar ve alıcılar giremez”

    akün ve şinasi ranta kurban edilemez.

    akün ve şinasi sahnesine sahip çıkmak için 14 mart 2013 tarihinde saat 12.30 da

    atatürk bulvarı akün sahnesi önünde akün ve şinasi sahnesine sarılıyoruz.

    herkesi sanata “sarılmaya davet ediyoruz””

    ----başkent dayanışması
  • rahatlıkla ankara dt'nin en kötü sahnesi şeklinde nitelenebilecek tiyatro sahnesi. sırt sırta olduğu akün sahnesinin kalitesi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan salonun pek çok olumsuzluğunu sıralamak mümkün.
    yaklaşık 500 izleyici kapasiteli sahnenin daracık ve havasız fuayesinde salon kapısının açılmasını beklerken adım atacak yer bulamazken içeri girdiğinizde bu kez daracık koltuk aralarına sığmakta zorlanıyorsunuz. orta sıralardaki yerinize geçmek için daha önce oturan herkesin ayağa kalkıp koltukların en dışına çıkmasını bekliyor, beklerken milleti rahatsız etmenin mahcubiyetiyle kulaklarınıza kadar kızarıyorsunuz. işin ilginci az da olsa bazı koltuk sıralarının oldukça geniş olması. mesela d sırasında kazık gibi oturabiliyorken c sırasında yayılarak koltuğa uzanabiliyorsunuz. yıllardır aynı rezaleti yaşatıyorlar. çok mu zordur düzene sokmak.

    havalandırması sıkıntılı olan salonda oyunun süresi uzadıkça nefes darlığı yaşamanız olası bir tehlike. zira 500 kişi daracık salonda boğucu bir atmosferi solumak zorunda kalıyorsunuz. izleyici düşünülmüyor bari sahnede perfromans sergileyen oyuncular düşünülsün, yazıktır.

    koltuk kenarlarına ek sandalyeler konularak mahalle arası düğün salonu ciddiyetsizliği yaratılmasını da eklemek gerekir ki zaten mevcut koltukların diziliminden dolayı kenarlardan oyunu izlemek boyun fıtığına neden olacakken kenarlara ikişer üçer sandalye daha atmanın ne alemi var.
    bir de sahnenin çok yüksek olması problemi var. önlerden izlemek sürekli havaya bakmayı gerektiriyor ve bu da rahatsız ediyor bir müddet sonra.
    son olarak bilet kontrol eden asık suratlı amcaların saygısızlığını da eklemek gerek. 11 kişilik bilet almışsınız. bir kişiye hasbelkader (gelecek kişilerin değişmesi sonucu) tam yerine indirimli bilet düşmüş. tüm misafirlerinizin içinde bilet gişesine gönderilip bileti indirimliden tama çevirmenizin istenmesi çok rencide edici bir kabalık görüntüsü oluşturuyor. diğer hiçbir dt sahnesinde böyle bir saygısızlıkla karşılaşmadığınız bilet kesiminde gösterilen bu hassasiyet keşke 500 kişiye tek tuvalet kabini koyulurken de gösterilseydi. aynı şekilde boşalan sabunlukların doldurulması için de...
    ankara'nın en nezih sahnesi olan akün ile aynı binayı paylaşması, yanında kuğulu park'ıyla, tunus caddesi ile tunalı hilmi'nin kesiştiği konumu ve mekansal olduğu kadar daha çok üniversiteli gençlerden oluşan izleyici kitlesi ile ayrı bir havası olan şinasi sahnesi'nin bu eksikliklerinin bir an önce giderilmesi tiyatroseverleri mutlu edecektir.
  • ankara'nın tarihidir. mükemmel bir tiyatro salonudur.
    satılmıştır.

    bu ülkedeki herkes ve her şey gibi...
  • “şinasi ve akün sahneleri kapatilamaz.
    akp’nin kentimize ve sanata yönelik saldırıları devam ediyor…
    ankara’nın eski tiyatro salonlarından şinasi sahnesi ve akün sahnesi de akp’nin saldırılarından nasibini aldı. heykellerin ucube ilan edildiği, sinemaların, tiyatroların kapatıldığı, sahne alabilen oyunların sansürlendiği, sanatçıların saldırıya uğradığı zamanlarda yaşıyoruz. devlet tiyatroları’na bağlı olan ve halen faaliyette olan bu iki sahnenin içinde bulundukları 13 katlı bina emek inşaat tarafından satışa çıkarılıyor.
    5 şubat’ta gerçekleşecek ihaleye turizm sektörü davet edildi. bulvar’a bir otel daha eklenirken ankara’nın kültür mirasının bir parçası olan bu bu sahneler de yok edilecek. akıbeti belli olmayan, her oyunla birer “aydınlanma şöleni” sunan bu sahneleri kimselere vermeyelim…”

    http://haber.sol.org.tr/…ya-baslatildi-haberi-67000
  • ankara'da devlet tiyatrolarına ait bir salon. akün sinemasının hemen arkasındadır; girişi tunus caddesindendir.
  • ankara'nın müstesna salonlarından birisi
  • dün akşam ankara'da okuyan öğrencilerin buluşma noktasıydı sanırım. kampüs ve ösym sınavları dışında bu kadar çok/farklı okuldan öğrenciyi bir arada bulabileceğimiz nadir yerlerden biriymiş demek devlet tiyatroları.

    (hafta sonu gittiğimde genelde orta yaş ve üstü ile karşılaşıyorum da. şaşırdım birden)
hesabın var mı? giriş yap