silkelemek

• dut ağacını sallamak suretiyle, altında gerilen brandaya dökülen dutların, tepsilere koyulduktan sonra, aile büyüğünün, en olgun dutların taze taze yenebilmesi için, tepsiyi sallamasıdır.
• (bkz: i don't give a fuck) ^*
• (bkz: siklememek)^*
• (bkz: halı)
• çırkmak, öfkeyle silkelemek olarak yorumlanabiliyor. insanın kendi çocuğunu dövmesi çırkma örneği. at silkeleyebilir, o da çırkmak. bir de ağacı silkelemek çırkmak. köpeğin asılarak et kopartması emin olmadığım bir çırkmak.
  
  bazı ağaçların meyvesi çırpmayla hasat edilir. ilk aklıma gelenler zeytin, iğde. ceviz, fındık çırpılır. elma, armut çırpılmaz, toplanır; kıhlaz armut çırpılır, sırıkla. dut çırpılmaz, altına bez serilerek ırlanır.
  
  (bkz: sallamak)
  (bkz: ırlamak)
  (bkz: silkinmek)
  (bkz: silkmek)
• bir devletin yaptığı.
• karşı komşunun her sabah üşenmeden gerçekleştirdiği eylem.
  önce ne kadar pike yorgan çarşaf v.b. varsa cama yığılıyor. sonra diğer camdan var gücüyle hepsini silkelemeye başlıyor. sıra kıyafetlere geliyor. gecelik sabahlık penye ve daha ne olduğunu çok iyi anlayamadığım kıyafetler hırsla silkeleniyorlar. en son tülbent de silkelenince tamam diyorum üzerini de değişti yeni güne hazır.
  bu arada ben oturmuş cay iciyor ya da telefonu kurcalıyor oluyorum, müthiş bir suçluluk duygusu. kadın tüm evdeki tozu pisi camdan aşağı attı ben hala oturuyorum. bir komşu insana kendini bu kadar tembel ve işe yaramaz hissettirebilir ancak.
  bari evi süpüreyim diyip süpürgeyi alıp gelene kadar bir bakıyorum camlar silinmeye başlanmış. allah'tan silmesi uzun sürüyor. geçen gün ben de aynı anda kovami bezimi alıp silmeye başladım. ben camlari bitirip tülleri asıp evi yerleştirmeye başladığımda o bir sonraki çerçeveyi ciflemeye yeni başlamıştı. o yüzden içim rahat ,cama başladıysa daha birşey yapamaz tüm gün oyalar onu diyorum. bu arada ben atak yapar bir de evi silerim derken, şlammp diye ses geliyor, o da ne evdeki halıları silkelemeye başlamış. bu benim pes ettiğim yer genellikle.
  silkeleyerek bir çeşit terapi uyguladığını düşünüyorum. derdi tasayı da böyle şıpıldap şıpıldap silkeleyiveriyor zannımca.
  bazen kocasını çocuklarını omuzlarından tutmuş silkelerken hayal ediyorum komşumu, tüylerim ürperiyor.
• hırsızlar tarafından kullanılan bir terim.
• borsada, fiyatların hızlı düşüş hareketlerini kullanarak küçük oyuncuları kaçırmak.
  
  "keriz silkelemek" kullanılıyor daha çok.
• karaborsada bir mala ihtiyacı olan birisinden alınabilecek azami parayı almak. (~ son kuruşuna kadar silkelemek)