• kendileri ile ibretlik su olayi yasadik;

    -------------------------------------------------------------------------------------------------
    merhaba,

    kurumunuzun istasyonlarinizdan birinin tum haftasonumuzu mahveden ve sadece haftasonu ile kalmayip hala da devam eden cok fahis ve kasit iceren bir hatasinin detaylarini aktarmak isterim;

    18.11.2011 cuma gunu saat 23:52 ve 23:53'te, ekli dosyada da gorebileceginiz uzere, size bagli calisan akaryakit istasyonlarinizdan cakmak akaryakit urunleri nak. tur. ins. ltd. sti. tarafimiza hatali yakit aktarimi gerceklestirmistir.

    **************************************************************
    -talep uzerine istasyon acik tarifi editi: tunus caddesi'nden kizilay donusune gelmeden evvel soldaki istasyon oluyor efendim-
    **************************************************************
    soz konusu tarihte, ilgili istasyona gidilerek, pompa gorevlisinden depoyu doldurmasi talep edilmis ve ucret tahsilatinin yapilmasi icin odeme ofisine gecilerek ilgili ekrandan 6 numarali pompadaki dolumun tamamlanmasi beklenmistir. bu esnada deponun once 138, 69 tl olarak dolduruldugu gozlemlenmis, tam bu tutarin eksik oldugu, tam bos bir deponun daha onceki tecrubelerle 168 tl civari bir miktara doldugu yonunde itiraz edecekken, ucret ekraninin sifirlanarak deponun tekrar doldurulmaya baslandigi gorulmustur. bu noktada da 46,17 tl tutarinda bir aktarim daha yapilmistir ve deponun dolduruldugu belirtilmistir. pompa gorevlisine neden iki farkli seferde doldurum yapildigi sorulmus, kendisi cevaben 'ilk doldurumda makinada bir sorun oldugunu, ikinci doldurumla bu sorunun halledildigi' bilgisini vermistir.

    dolumun tamamlandigi bilgisi alindiktan sonra, odeme islemini gerceklestirip tasitimiza binerek istasyondan ayrildik.

    istasyon'dan yaklasik 200 - 250 metre uzaklastiktan sonra aracin motorundan cok garip bir ses geldigini ve arabanin icinden dahi duyulabilecek kesif bir kokunun yayildigini farkettik. derhal ankara ataturk bulvari no:191'de bulunan bankacilik duzenleme ve denetleme kurulu binasi onune cekerek arac yardim'i arayip cekici cagirdik. 50 gun once alinmis ve henuz sadece 4200 km yol kat etmis ve bu sure zarfinda sadece shell istasyonlarindan yakit alinmis 2011 model aracimizin sorununun akaryakit ile alakali bir problemden kaynaklanmayacagini dusundugumuzu ve bu vesile ile ayrica shell'e ne kadar guvendigimizi de belirtmeye gerek bulunmamaktadir diye dusunmekteyiz.

    yaklasik 45 dakikalik bir bekleyisten sonra cekicinin gelmesi ile birlikte elimizde valizler, alisveris cantalari ve hassas kirilabilir deney malzemeleri ile birlikte gece saat 01:00 civari bir cekici kamyonunun on koltugunda ankara'da konya yolu uzerinde bulunan opel servisi opal'a dogru yolculugumuza basladik. (o anda bir haftasonu egitimi ve semineri icin izmir'e gidiyor oldugumuzu da belirtmemistik sanirim, onu da belirtelim). opal'a vardigimizda, gecenin o gec saatinde orada herhangi bir yetkili servis elemani olamayacagindan, aracin ancak ertesi gun kontrol edilebilecegi bilgisini alarak, tutanak tutturup guvenlik gorevlisine arabayi teslim ettik. o saatte orada taksi bulamadigimiz icin, elimizdeki az once saydigim esyalar ile birlikte, cekiciden bizi sehir merkezine birakmasini rica ederek geri donduk. eve donebildigimizde saat 02:30 civariydi.

    ertesi sabah saat 09:00 civari opal yetkili servisi'nden yapilan aramaya kadar da gozumuze uyku girmedi ve gecenin o saatlerinde egitim ve seminer icin organizasyon sorumlularini arayarak uzuntulerimizi bildirip gelemeyecegimizi soyledik ve utana sikila bunun nedenlerini anlattik. opal'dan gelen soz konusu arama ile birlikte de cok agir bir sok yasadik; servis gorevlisi omer bey, tespit icin yaptiklari kontrolde aracimiza motorin yerine benzin kondugunu soyluyor ve bizim yakiti aldigimiz yer ile irtibata gecmemizi, su an araca hic bir mudahalede bulunamayacagini soyluyordu. o ana kadar aklimiza bile gelmeyen bu ihtimal icin biz omer bey'e caresizce olamaz derken kendisi bize istasyon tarafindan dolum fisi verilip verilmedigini, verildiyse oradan kontrol edebilecegimizi soylüyordu. alel acele cantalarimizi, cuzdanlarimizi karistirirken, ekli dosyada da gorebileceginiz fisleri bulduk ve aci tablo ile karsilastik. omer bey, daha once de benzer problemler ile karsilastigindan surec ile ilgili bize; kendilerinin benzinligin gorevlendirdigi uzman gelip tespit yapmadan kesinlikle araca dokunamayacaklarini ve bu surecin de baslamasi icin bizim benzinlik ile gorusmemiz gerektigini soyledi.

    0 312 426 93 14 numarali telefondan 'cakmak akaryakit urunleri nak. tur. ins. ltd. sti.'ni arayarak gorevli okan bey ile gorustuk ve kendisi gayet lakayit bir sekilde; 'nereden bilelim buradan benzin aldiginizi, once bir kamera kayitlariniza bakmak lazim, fisiniz var mi, fisiniz yoksa hic bir sey yapamayiz' gibi ifadeler kullandi.

    biz de kalktik 'taksiye binerek' soz konusu istasyon'a 'ispat etmek' icin gittik. kendisi ile gorusmemizde sureci tekrar en bastan anlattik ve fisleri gosterdik. kendisi telefondaki lakayitligindan eser kalmamis bir sekilde ikircikli ve kacamak konusmalar yapmaya baslamisti. bulabilecegi her hangi bir bosluk olmadigi icin shell'e yakismayan bir profesyonellikle sucun 'pompaci'da oldugunu belirtmeye baslamisti. once 32.710 lt kursunsuz 95 koyup sonra bunun farkina vararak kalan 11,90 lt'yi motorin ile takviye eden birinden bahsediyorduk, tabi ki suc pompa gorevlisinde idi, bunu soylemek icin arastirmalar yapmaya gerek yoktu. cozum uretmeye calismiyordu. kendisini zorla bir seyler yapmaya yonlendirmek zorundaymisiz gibi biz surekli 'ne yapacagiz?' diye soruyorduk, yardim etmeye hic bir niyeti yoktu ve bizim sabrimiz git gide tasiyordu. opal yetkilisi omer bey'in anlattigi surecten eser yoktu. kendisine; 'bir exper gondermiyor musunuz? tasitimiz serviste bekliyor bakin' dedik. kendisi de; patronlarinin sigorta sirketi ile sozlesmeyi yenilemedigini dolayisiyla exper gonderemeyeceklerini acik bir sekilde pompacinin suclu oldugunu ve kendisini simdi arayacagini ve servise giderek aracin yapim masraflarini karsilamasini soyleyecegi' gibi gayet musteride 'guven' uyandirici ve 'profesyonel' bir yaklasimla bizi basindan savmaya calisti. gun icinde telefonlasmak uzere tekrar istasyon'dan ayrildik.

    arabamizin basina gelenler, gece yasadigimiz vahim tablo ve tum hafta sonumuzun planlarinin bozuldugu yetmiyormus gibi hakli cikmaya calisan bir suclu ile ugrasiyorduk. shell musteri hizmetleri'ni aramak geldi aklimiza, o da nafile. haftasonu oldugu icin ancak hafta ici itibari ile '48 saat' icinde cozum bulmaya calisacak bir kurulustan oteye gidemedi. boyle bir izansizlik olabilir mi? 7/24 faaliyet gosteren, yakit satisi yapan ve milyonlarca potansiyel musterisi olan bir kurumun ankara gibi bir yerde bile bir nobetci uzmani veya gorevlisi yok. tebrik edilesi.

    gun icinde defaatle istasyon'a ve opal yetkili servisine yaptigimiz aramalarda artik iyice sinirlerimiz lacka oldu. opal yetkili servisi'ne giden hatali pompaci, tum masraflarin fiyatini almis ve yetkili servis gorevli'sine biz size haber veririz demis. bu nasil bir seydir deyip shell cakmak akaryakit'dan okan bey'i aramamizda, kendisi 'oyle bir sey yok, pompaci hatali sonucta, yaptiracak bunu, fiyat almak ne demekmis, fiyati begenmese yaptirmayacak miymis?' gibi sanki pompa gorevlisi cok baska biriymis de o kurumla ilgisi olmayan 3. bir sahis gibi bahsederek cozum yolunda cigir acan yaklasimlarda bulundu. daha sonra kendisi yine lutfen ve nihayet opal yetkili servisi ile gorusmesinde aracin yapilmasini, sigorta experinin olmadigini, masrafi kendilerinin karsilayacagini belirtmis ve bunun sonucunda opal da 19.11.2011 tarihinde saat 17:30 civari aracin yapiminin tamamlandigi gelip alabilecegimizi haber vermistir.

    sorun cozulmus gibi gorunuyor degil mi? hayir tabii ki. arabayi gelip alabilecegimizi belirten opal yetkili servis gorevlisi; 'yalniz herhangi bir para odenmedi! ben bu arabayi teslim edemem demeyi de unutmuyor. tekrar, shell cakmak akaryakit'dan okan bey'i ariyoruz artik bikkinligin da otesinde bir his ile. fakat kendisi yok mesaisi bitmis, telefonu acan da yok. arabamiz orada hazir ama alamiyoruz. gercekten cok guzel bir psikoloji oldugunu tahmin edersiniz. hic bir sey yapamiyoruz. 20.11.2011 olmasini bekiyoruz. tekrar shell cakmak akaryakit'dan okan bey'i ariyoruz fakat kendisi yok, mesaisi yok o gun. pompa gorevlisi? eser yok. 20.11.2011 pazar gununu de bos geciyoruz ve bugune geliyoruz.

    biz, artik bu konu hakkinda cozum ve ardindan da yillardir shell kullanan ve kullanmaya tesvik ettiren sadik bir shell musterisinin memnuniyetin saglama isini 48 saat muhlet vererek size birakiyoruz.

    23 kasim 2011 tarihi, saat 10:00 itibari ile tum maddi ve manevi zararlarimiz tazmin edilmemis olur ise, once tuketici mahkemeleri ardindan da diger yetkili mahkemeler'e muracaat edecegimiz beyan ederiz.

    ayrica sosyal, yazili ve gorsel medya'da konunun mumkun oldugunca gundemde kalmasi icin de gerekli tum cabayi gosterecegimizi de belirtmek isterim.

    sikayetvar.com'da yarin olmak uzere asagidaki linkten ve bir kac gun icinde diger cesitli linklerden konu ile ilgili orneklere rastlayabilirsiniz.
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    21.11.2011 saat 15:36 itibari ile edit: saat 10:15 civari shell genel mudurluk'ten arandim, bi sürü hikaye anlatilip ozur dilendi ve saat 14:00'te aracin odemesinin tamamlanacagi bilgisi verilerek, soz konusu saatte arabayi alabilecegim belirtildi. ayni aramada ben de kendilerinden 184 tl tutarindaki harcamamin kredi kartima iade edilmesini ve konunun cozumu ve hayatimi riske attiklari ve tum 3 gunluk mesaimi bu isle harcamami sagladiklarindan -ve hala da devam ettikleri- memnuniyetimin saglanmasi icin yoneticileri ile bir kez daha goruserek bana geri donus saglanmasini bekledigimi ilettim.

    13:45'te servisi aradigimda bana hala parayi getirmek icin herhangi bir gelen gidenin bulunmadigi bilgisi iletilince ben de tekrar shell musteri hizmetlerini aradim ve ilgili temsilciye durumu aktardim. kendisi 10 dakika icinde aracin alima hazir hale gelecegini tahmin ettgini belirtti. ayni zamanda daha onceki gorusmemizde ifade edilen iadenin de yapilamayacagini ancak shell'den yeniden bir yakit alirsam ve onun fislerini hesap numarami ve bir dilekcemi de ekleyerek fakslarsam hesabima geri odenebilecegi gibi artik sark kurnazliginin dik alasi bir yontem sunuldu. zaten elimde yeni aldigim ve bir damla bile kullanmadigim 184 tl lik yakitin fisi varken, pasalar bunu kabul edemiyor, ancak yeniden bir alisveris yaparsam, sanki bana o yeniden yapilacak alisveriste yapilacak fis yaldizli olacakmis gibi o fisi kabul edebiliyorlar.

    neyse biter mi bitmedi. bu konuyu da danisip hemen donecegini belirtti.
    ben de hazirlanip saat 14:30 gibi cikacakken shell istasyon'da telefon;

    pompaci ariyor;

    - bizde bir problem oldu. parayi cekemedik bankadan, en gec yarin alabileceksiniz.
    - dalga mi acaba?

    hakikaten adam sikmece oynuyorlar.

    hic muhatab olmadan direk cagri merkezini tekrar aradim ve benimle ilgilenen temsilciye baglanmaya calistim ama nereye ulasiyorsun.
    - efendim kendisi su an hatta.
    - ok hemen beni arasin

    aradan yarim saat daha gecti, ne arayan var ne soran. tekrar aradim.

    - efendim kendisi su an hatta.
    - kapatmiyorum, gorusmesi bitene kadar hatta bekliyorum
    - ....

    7 dakika kadar bekledikten sonra lutfeden temsilci;

    - efendim ben servisle gorustum. bir sistem problemi olmus 10 - 15 dakikaya kadar size teslim edilecek.
    - saat kac? bir saat once de ayni hikayeyi okumadiniz mi siz?
    - ben size sistem problemini anlatayim. evet bir sistem problemi var ama bankada degil. sizin sisteminizde. sizin o istasyondaki isletmeci parayi pompaciyia odettiigi icin pompacinin cebinde para yok, para bulamiyor adam. o sebepten bir saga bir sola kivraniyor. bizi ariyor, bugun olmaz ali belki yarin cekiyor. maval da maval yani. 15 dakikaniz var tamam beni 15 dakika sonra arayip teslim alabilirim bilgisi vereceksiniz ve o lumpen isletme bizi arayip durmayacak. ok?
    - ok

    hala aramadilar.

    gelismeler devam edecek.

    ------------------------------------------------------------------------------

    21.11.2011 saat 17:50 itibari ile gelismeler:

    arabayi aldim her sey cillop, geldiler bi de yemek ismarladilar.
    olur mu lan oyle bisey, sinirlerim kocek oldu arada bir iki komiklik yapayim dedim.

    neyse, benle ilgilenen degerli musteri temsilcisi arkadasi 4 kez aradim, ki bunlarin hepsinde o bana 15 dakika icinde geri donecegi sozunu vermisti. yine bir yere varmayan sacma konusmalar, benzinlikten haber bekliyoruz tarzi yuvarlak cevaplar.

    bu arada kendileri benim ve kiz arkadasimin telefonunu da musteri bilgileri gizliligine de hic saygi duymadan istasyon yetkilileri ile paylasmislar bunu belirtmismiydim, belirteyim dedim.

    saat 16:50 olmus bana hala size haber verecegiz diyorlar. servis 17:00 de kapaniyor, uzay araci ile mi gidicem dedim. ki zaten haber de yok, zaman makinasi bulmam gerekecek 10 dakika sonra haber verse. neyse telefonda bi yere varmayan yuvarlak cevaplara aliskin oldugumdan ben de tacize devam ederek telefonu kapamamayi surdurdum. dayanamayarak butun gun baglayin dedigim bi yoneticiye beni arattilar.

    ki soz konusu yoneticiye gun icinde de -izleyicilerimizin daha onceki gelismelerde verdigim 184 tl konusu ile bilgiden de hatirlayacagi uzere- fisleri mail olarak gondermistim. artik adamlar beni biriyle konusarak biseyleri cozemeyecegime o kadar alistirmislar ki adamin telefonun obur ucunda hemen herseyi cozecegiz diyor olmasina ragmen ben hala yetkiliyi baglayin falan diyorum. neyse kendime geldim, beni dinleyen ve 'cozum' bulma ihtimali yuksek olan sahsa herseyi tek tek anlatarak, hakli olduguma ve yaptiklarimin mesruiyetine onay aldiktan sonra biraz olsun rahatladim.

    son gelinen noktada;
    kendisi, cakmak akaryakit parayi yarin da odemesse, benim odemeyi yaparak kendilerine fatura etmem dahilinde ucret iadesi yapacagini belirtti. ayrica 184 tl ve diger masraflar icinde bir takim odemelerin yapilacagini ve bunun net olarak yarin sabah beni aradiginda belirtilebilecegini soyledi.

    heyecanla bekliyoruz, esen kalin.

    -----------------------------------------------------------------------

    22.11.2011 saat 20:30 itibari ile gelismeler;

    arabayi aldim. saka lan saka almadim.
    yok yok valla aldim. aldim almadim mi tam emin degilim.

    saat 11:28 de ilgili yonetici arayarak istasyonun yine parayi odeyemedigini -cesarete bak hala ya- dun konustugumuz uzere paranin tarafimdan odenerek diger masraflar ile birlikte faturalandirip kendilerine gondermemiz halinde 2 veya 3 gun icinde verecegimiz hesaba geri odeme yapilacagini belirtti.

    iyi bakalim deyip saat 2 gibi arabayi teslim almaya gittim; sadece mazot filtresi degismis.
    + ilk gunku cekici ucreti + iscilik ve depo temizlendikten sonra calistirmak icin konulan 50 tl lik mazot. toplamda 385 tl.
    4 gundur kan getirttikleri miktar 385 tl. yazi ile bir dahi; ucyuzseksenbes turk lirasi.

    bi sure bu yasadigim su an gercek mi acaba diye tereddut ettikten sonra arabayi calistirip torenler esliginde servisten ayrildim.

    yolda giderken ne olsa begenirsin; tanimadik bir numara aradi; cakmak petrol.

    - efendim arkadasimiz servise gitmis parayi teslim etmek icin fakat siz odemissiniz sanirim.
    - valla aynen oyle oldu kardes.
    - isterseniz istasyonumuza gelin, biz size takdim edelim.
    - shell genel mudurluk size fatura etti diye biliyorum onu.
    - tamam ben arayayim bi genel mudurlugu size geri doneyim.
    - ..

    5 dakika sonra.

    - ben genel mudurlukle gorustum, evet bize fatura etmisler miktari.
    - evet.?
    - iste efendim bi sorun olur da odemezlerse lutfen bize gelin, hic tereddut etmeden biz size odeyelim. bu da sirket hattimiz bakin lutfen cekinmeden arayin
    - !!??! ok.-

    arkadas arabaya mi bi kimyasal siktilar, ben mi white rabbit'e kavustum bilemedim. adama bak ya 4 gundur catlatan kendileri degilmis gibi baba sefkati ile yaklasiyorlar bi de.

    su an gelinen nokta cuma gunune kadar odemeyi bekleyecegim. tecrubelerime gore yatirmazlar gibi geliyor zamaninda ama hadi bakalim.

    bu sure icinde ben tuketici mahkemesine sikayette bulunuyor olacagim.
    ayni zamanda gelen tavsiyeler uzerine uygulamaya karar verdigim bir diger yontem de shell uluslarasi'na bir mail atmak. lakin gotum yemiyor o kadar maili bir daha yazmaya hem de ingilizcem de kafi gelmez bu kadar vurucu anlatmaya. dur bakalim belki bir yardim eden cikar.

    sevgiyle kalin.

    -------------------------------------------------------------------------------------------------

    28 kasim 2011 saat 15:40 itibari ile edit:

    merhaba, uzun bir aradan sonra tekrar birlikteyiz;
    bir onceki editimde de belirttigim ve hic birinizin de sasirmayacagini dusundugum uzere; shell, cuma gunune kadar dedigi halde hala paramizi iade etmis degil.
    gonderdikleri teslim tutanagina bir cumle ekledigim icin kendileri hukuk departmaninda kampa girmisler ve bu cumlenin onlar icin zararlarini mutalaa edip ancak bugun karara varabilmisler.

    cumleyi yaziyorum buyrun efendim;

    'ilaveten, ileride aracımda bu hatadan kaynaklı, benzer veya bağlantılı arıza çıkması durumunda oluşacak masrafları şirketinize rücu etme hakkımı saklı tutarım.'

    gordugunuz gibi oldukca komplike, yurtdisi ve yurticinde hic bir hukuk musavirinin bile basa cikamayacagi bicimde icice gecmis ogeleri barindiran bu cumleyi cozmeleri icin onlara bir ay zaman tanimali idim. hata bende.

    bu arada, ugradigim zarari tazmin icin verdikleri miktari kabul ettigimi belirten bu teslim tutanagini imzaladiktan sonra, tuketici mahkemesine acabilecegim dava sanirim pek makul olmuyor. tum bu sureci okuyan siz degerli hukuki ve durum tecrubesi yuksek arkadaslarin alternatiflerim ve yapabileceklerim hakkinda oneri de bulunurlarsa ayrica sevinirim.
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------

    4 aralik 2011 tarihi itibari ile merhabayin,

    artik para takip isini bir kenara birakmistim ki kendileri lutfedip 02.12.2011 tarihinde parayi yatirmislar. haber bile vermiyolar yani, bankada gordum parayi.

    neyse,
    dun cinnet gecirip, yukardaki tum olaylar aginin ingilizcesini, icinde finlandiya ve brezilya gibi ulkelerin de bulundugu 20 civarindaki ulkenin head office'lerine mail attim. bi kac tane de yonetim kurulu uyesi falan bakiyorum simdi; ad.soyad@shell.com yapip, onlara da cakicam.

    zivanadan ciktim. serin gel shell.
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------
  • yıllardır shell kartıma niye puan gelmiyor diye arayıp sordum bugün artık. meğersem çakal bi benzinci başka bir kart okutunca benim kart iptal olmuş. sistem tanımıyormuş artık. dünya çok fazla şerefsizle dolu. oradan bir liralık puan almak için benim iki yıllık puanımı çöp yaptı.
    illa her şeyden işgillenen, kazığı nereden yiyecem diye her tarafını kollayan bi psikopat gibi mi davranayım. niye fişlerimi kontrol etmek zorunda kalayım.
    yedek depo dolmasın dediğimde arabanın başında niye beklemek zorunda kalayım. ama bunu bile anlamayıp, bu kız saf herhalde deyip yedek depoyu doldurmaya niye çalışıyonuz.
    bıktım yeminle. çok dolmuşum.

    edit: yedek depo nedir diye sorular gelmiş. daha fazla sorulmadan anlatayım. ekstra bi depo yok. benim arabamın teknik özelliklerinde, yakıt depo hacmi 45 lt olarak görülüyor (seat ibiza). ama depo 60 litreye kadar alabiliyor. o aradaki 15 litrelik farkın (yedek depo) boş kalması uzun vadede daha iyi olduğu iddia ediliyor. ki doldurulması gerekse zaten teknik özelliklerinde deposuna 60 litre yazarlardı.
    bi iddiaya göre yedek deponun dolması benzinin daha çabuk bitmesine neden oluyor. çünkü benzinin hava alacak boşluğu kalmamış oluyor. yani o boşluğun olma nedeni benzin hava alsın diye.
  • geçen haftasonu bostancı istasyonuna gittim. kurşunsuz benzin kalmamış. abi tanker yolda biraz bekle istersen diyor bana pompacı. amına koyim sanki mahalle bakkalı bana sıcak ekmek getiriyor. bu kadar büyük firma.
  • yer merdivenkoy shell zaman 3 ay kadar öncesi.
    40 km (bkz: bagcilar) ötedeki hastaneye yetişmeye çalışıyorum.benzin ışığı yanıyor.girip benzin alacağım.pompacıya 100 ytl diyorum saçlarımı savura savura kasaya gidiyorum.beklemeyeceğim ya ödüyorum 100 ytl'yi geri dönüp pompacıya veriyorum.adam alıyor.arabama biniyorum aklıma geliyor eşim pompa fişini muhasebeye veriyor.pompacıdan pompa fişi istiyorum işte o zaman adam -aa siz 100 ytl mi dediniz ben yanlış anlamışım diyor 90 ytl lik pompa fişi veriyor ve 10 ytllik daha benzin koyuyor özür diliyor ben de aaa önemli değil insanlık hali hepimiz hata yapabiliriz diyorum.bir de camları sildi diye bahşiş veriyorum.

    bir arkadaşım bunun çok sık yapılan bir şey olduğunu söyleyince ise boğa kanım (bkz: boga burcu) kabarıyor inanılmaz sinirleniyorum.o verdiğim bahşiş yüzünden uykularım kaçıyor.

    bugün yine benzin ışığım yanıyor yine aynı yere ama bu kez bilinçli giriyorum.merak ediyorum aynı şey başıma gelecek mi diye. dejavu 100 ytl ,saçları savur,kasaya git.
    kasada bekliyorum ekranda 100 ytl yok benim araba 90 da kalıyor yine.kasa görevlisine soruyorum.yanlış anlamıştır diyor biraz pişkin biraz bozuk.daha önce de bunun olduğunu söylüyorum susuyor.pompa görevlisinin adını alacağımı şikayet edeceğimi söylüyorum.cevap yok.

    arabanın yanına gidiyorum.pompaya bakıyorum ekranda 100 ytl yazıyor.fişi uzatıyorum.100 ytl adamın tepkisini bekliyorum.tepki yok.fiş cebe giriyor.o zaman -sen ne kadarlık benzin koydun diyorum adam atlayıp pompa fiyatını değiştiriyor 90 diyor.pompa fişi istiyorum 90 ytl çıkıyor.tartışmaya başlıyoruz.kasa görevlisi olaya müdahil olmuyor diğer pompacılar bizi yakından ilgiyle izliyor.adama sistemli bir hırsızlık (bkz: hirsiz) yaptıklarını söylüyorum bana orda 90 yazıyor sana 90 ytllik pompa fişi verdim sen gidip kendin 100 ytl ödemişsin diye pişkince cevap veriyor.bu denli cesarete-önümde 100 ü 90 yaptı- artık şaşırmaktan başka bir şey yapamıyorum.

    bu konuyu shell'e ve çeşitli gruplara yazdım öğrendim ki bu gerçekten de sistemli bir olaymış.şu an için yapılabilecek en doğru şey depoyu doldur deyip belli bir miktar söylememekmiş.ve pompanın başında beklemekmiş.yani benim eşime sürekli söylediğim

    -sende hiç akıl yok mu? ne diye ne kadar ödeyeceğim bakayım diye pompacının başında bekliyorsun.bi miktar söyle boşuna bekleme.

    lafları imiş asıl akılsızlık.
  • insanların arabasına dizel yerine kurşunsuz benzin koyup, sorumluluk almayan firma. yer ankara, çakmak akaryakıt ürünleri. yine shell, müşterilerinin benzinini çalmıştı ve haksız kazanç elde etmişti. benzin çalan shell ise istanbul maltepe'de.

    (bkz: maltepe shell'deki benzin hırsızlığı)
  • ing. (sert) kabuk. bir işletim sisteminde dosya yönetimi ve uygulama çalıştırma gibi işleri halleden yazılım. bu mesela windows explorer gibi grafik arabirimli olabileceği gibi, powershell veya bash gibi komut satırından çalıştırılabilen bir uygulama da olabilir.

    80'lere kadar işletim sistemi mimarisini açıklayan diyagramlarda bir katman, hatta uygulamalardan önceki en dış katman olarak gösterilirdi. "kabuk" adını da aslında buradan alırdı. artık kendisi sökülüp takılan bir bileşen olduğundan, hatta aynı sistemde birden fazlası yanyana çalışabildiğinden günümüzde işletim sistemlerinin değişmez parçası olarak düşünülmez pek.
  • toyota yaris dizel aracimla yaptigim uzun testler sonucu, bp ve petrol ofisinden fiyat performans acisindan %7-%8 daha verimli olduguna kanaat getirdigim benzinci. opet ise shell`e en yakin performansi gostermistir. testler sehir ici ve disi yaklasik 2 sene boyunca yapilmistir.

    ayrica (bkz: hesaplayan adamlar)
  • benzin alıyorsunuz, normalde pompacıdan bir pos makinesi beklerken kendisi market kasasına sizi yönlendiriyor. petrol ofisi'nden alışmışsınız pos cihazına. neyse tamam diyorsunuz içerde kasadaki hanım yakıt ücretini aldıktan sonra size iki tane aynı fişi veriyor ama niye verdiğini söylemiyor. sonra siz tuvaletini kullanıp dışarıya çıktığınızda bir anda pompacı ile göz göze geliyorsunuz. o size kasadan aldığınız fişin bir tanesini kendisine vermenizi talep ediyor. siz aptalca pompacının gözünün içine bakıyorsunuz. size niye veriyoruz? efendim âdet böyleymiş. kartla birlikte o fişler de yakınınızda olduğundan ondan alıp o sırada başka bir araca yakıt dolduran pompacı arkadaşa doğru yürüyüp o kahrolası fişi veriyorsunuz.

    kahvesi, tuvaleti, düzeni bu kadar düşünülüp reklamı yapılan kurumun pompacısına her seferinde yakıt bedelini ödediğimizi gösteren belgeyi kanıt olarak sunmak zorunda mıyız? kasadaki ödeme shell gibi bir firmayı tatmin etmiyor mu? pompacı marketten çıkan her müşteriye ödeme fişini sormak zorunda mı? müşteri pompacının peşinde koşmalı mı? keşke el değmeden açılan wc kapıları kadar net olsaydı bu durum.
  • alıntıdır

    wikileaks’in 29 kasım 2010’da yayınladığı belgeler, shell’in nijerya’da ‘kendini korumak’ için 2009 – 2010 yıllarında 383 milyon dolar harcadığını ortaya çıkardı.

    2007 – 2009 yılları arasında da 1 milyar doların üstünde güvenlik harcaması yapan shell’in, kendine ait 1200 adet gizli polisi bulunmakta. tüm bunlar, bölgede 1990’lardan beri nijerya devleti, çok uluslu petrol şirketleri ve nijer halkları arasında süregelen gerilimin bir yansıması.

    bu bölgedeki en büyük ekonomik gücü çok uluslu petrol şirketleri oluşturuyor ve bu şirketler nijerya devletinin ekonomik ve politik kararlarında oldukça etkili. öyle ki, nijerya devletinin askeri harcamalarının yüzde 80’ini bu şirketler karşılıyor. shell’in payı ise bunun yarısı kadar.

    shell’i nasıl bilirsiniz? evet evet, hemen hemen hergün uğrayıp arabanıza benzin aldığınız shell'den bahsediyorum shell 1yani, tam adıyla, royal dutch shell şirketi kendi başına bir devlet olsaydı eğer, afrika kıtasında, güney afrika ve nijerya’dan sonra en fazla askeri harcama yapan devlet olacaktı.

    fakat meseleye başka bir açıdan bakacak olursak, shell şirketi zaten sadece ogoni bölgesinden çıkarılan petrol ile, ülke ekonomisine 30 milyar dolar aktarıyor. ancak bu para, tarım ve balıkçılıkla geçimini sağlayan yerel halka değil de, tahmin edilebileceği gibi shell’in bölgedeki işbirlikçilerine gidiyor: paralı askerler, silah kaçakçıları, devlet başkanları… ironik bir şekilde, nijerya devlet başkanlarının maaş harcamalarının yarısı shell tarafından karşılanıyor. yani aslında shell’in devletten eksiği yok fazlası var.

    shell’i nasıl bilirsiniz? evet evet, hemen hemen hergün uğrayıp arabanıza benzin aldığınız shell'den bahsediyorum shell 12

    orusangama nijerya, nijer deltası (fotoğraf / george osodi)

    elbette böylesi ekonomik ve politik bir güce sahip olan shell, nijerya’ya yaptığı her türlü yatırımın karşılığını almak isteyecek ve bunu engelleyecek herhangi bir durumla karşılaştığında, her türlü yolla bu engelleri aşmaya, yok etmeye çalışacaktı. bu durumu daha iyi anlayabilmek için, bölgede gerilimin arttığı yıllar olan 1990’lar ve sonrasındaki örneklere bakmak yeterli olacaktır.

    30 kasım 1990: nijerya çevik kuvvet polisi, rivers eyaletinin umuechem bölgesinde gençlerin yoğunlukta olduğu shell karşıtı bir yürüyüşe müdahale ederek 80 kişiyi katletti ve 500 evi yerle bir etti. sayısız insan kendi ülkesinde mülteci oldu.

    1993-1996 yılları arasında: rivers eyaleti iç güvenlik özel polisi –tam teçhizatlı bir askeri birim- kuruldu. bu özel polislerin görevi ise ogoni halkının yaşamı hareketi’ndeki (ohyh – mosop) insanlara ve onların destekleyicilerine yönelik baskı, taciz, aşağılama, tutuklama ve hukuksuz gözaltı. iç güvenlik polisi ohyh’nin ogoni bölgesinde; shell karşıtı, kendi kaderini belirlemeye yönelik düzenlediği kampanya süresince adeta bir işgal ordusu gibi davrandı, hareketin öne çıkan isimlerinden olan ken saro wiwa ve 8 hemşehrisini hukuksuz bir şekilde idam etti. aynı zamanda, bu süreçte polis; buradaki insanlara tecavüz etti, işkence yaptı, sakat bıraktı ve yaklaşık 2000 kişiyi katletti.

    shell’i nasıl bilirsiniz? evet evet, hemen hemen hergün uğrayıp arabanıza benzin aldığınız shell'den bahsediyorum shell 123

    1999: bölgedeki başka bir petrol şirketi olan wılbros karşıtı bir protestoyu bastırmak için nijerya çevik kuvvet polisi ve nijerya ordusundan oluşan karma bir ekip oluşturuldu. bu saldırıda choba halkından 10 kişi öldürüldü, 15 kadın tecavüze uğradı ve bölge boşaltıldı.

    ocak 1999: nijerya federal hükümeti bayelsa eyaletinde olağanüstü hal ilan etti ve ağır silahlı askeri birliklerle ve askeri araçlarla nijer deltası’nın yerlilerine, özellikle ıjaw gençlik konseyi ve afrika’nın egbesu çocuklarına ( ıgk’nin militan kanadı) karşı harekete geçti.

    kasım 1999: nijerya devleti, hakuri 2 operasyonu ile delta bölgesi’nde tarihinin en büyük soykırım olaylarından birine imza attı. bayelsa eyaletinde, amassoma’nın ardından en büyük ikinci kenti boşaltmak için, odi halkına karşı orduyu kullandı, en az 1000 kişi katledildi, birçoğu kaybedildi, üç tanesi dışında bütün evler yıkıldı, tüm bölge boşaltıldı, milyonlarca nairalık maddi zarar verildi.

    2003: birleşik hizmet güçleri ismiyle bilinen işgal ordusu 2003 yılında “umudu yeniden yaratma” kod adlı bir operasyon gerçekleştirdi. bu operasyon nijer deltası’nda petrol ile ilintili protestoları kalıcı bir şekilde bastırabilmek için yapıldı. bhg 4000 askerden oluşuyordu.

    ekim 2005: odioma bölgesi, bhg tarafından saldırya uğradı. en az 17 kişi öldürüldü; aralarında 2 yaşında bir çocuk da vardı.

    tüm bu yaşananlar, nijer deltası üzerinde gerçekleşenlerin yalnızca bir bölümü. bu katliamlar yaşanırken gerçekleşen petrol sızıntıları, gaz kaçakları, patlayan petrol kuyuları büyük ölçekte doğa tahribatına neden olmakta. yalnızca 1976-1996 yılları arasında 60.000’den fazla petrol sızıntısı gerçekleştiği tahmin ediliyor. bu sızıntılarda 2,369,471 varil ham petrolün doğaya karıştığı biliniyor.

    shell’i nasıl bilirsiniz? evet evet, hemen hemen hergün uğrayıp arabanıza benzin aldığınız shell'den bahsediyorum shell 1234

    dadabili boru hattı, nijerya, 2 nisan 2011 ham petrol sızıntıları (afolabi sotunde/reuters).

    bununla birlikte tek başına shell, 1997-1998 yılları arasında jones körfezi’nden boşaltılan 106.000 varil ham petrolün sorumlusu olduğu gibi 2008, 2010 ve 2011 yıllarında da gerçekleşen onbinlerce varillik sızıntının da sorumlusu.

    bu verilerin doğruluğu ise elbette sadece raporlarda yer alan ve resmi kaynaklarda geçen rakamlar üzerinden değerlendiriliyor. oysa şirket politikaları ve uluslararası anlaşmalar nedeniyle saklanan ya da çarpıtılan bu rakamların, aslında kat kat fazla olduğunu vurgulamak gerekir. shell ve diğer çok uluslu petrol şirketlerinin çeşitli ihmal, kaza ya da maliyeti düşürme gibi birçok nedenle sebebiyet verdiği bu sızıntının, patlama ya da kirliliğin, uzun vadede hem yerel hem de küresel açıdan pahalıya patlayacağı açıktır.

    nijerya’da gittiği her bölgeyi militarize eden bu şirket, devletin ordusu ya da polisin eksik kaldığı noktaları görüp boşlukları doldurması için bir çok çeteye de para ve silah desteği sağlamaktadır. bölgede oluşan etnik çatışmalar, iktidar boşlukları ve sürekli savaş hali, şirketin bölgede izleyeceği politika açısından kolaylaştırıcı rol oynamaktadır.

    karşımıza çıkan bu manzara ise bize çok uzak değil. shell’in şimdilerde diyarbakır’da açtığı kaya gazı ocaklarına kar odaklı malum çevreler elbette umutla bakıyorlar, oysa shell’in nijerya’da bölge halkına ve dünyaya yaşattığı travmayı kimse görmek istemiyor.
hesabın var mı? giriş yap