• bu kadar cok ovgu gorunce izlemem lazim diyip izledigim filmdir, ancak yorumlara kaptirip gaza gelmek iyi olmuyor kimi zaman, ya da yorumlar beklentilerimi yuksekte tuttu belkide, bilmiyorum.

    --- spoiler ---
    ozellikle birden koptugum sahne vardırki oda dianne'nin tiyatro egitimine dayali olarak gruba zombi hareketi taklidini ogretirken barbara'nın yuz ifadesine ithafen cok guzel demesi ayni zamanda kadincagizin birden irikilip cok uzgunum ben dalmistim demesi koparmis goturmustur.

    dianne :
    - ok, let's try, shall we? liz.
    -nice. good vocal work.
    -ok. barbara, that's excellent.
    barbara :
    -sorry, dear, i was miles away
    --- spoiler ---
  • harika 3 tane parçaya ev sahipliği yapan komedi filmi.

    /* spoiler*/
    1- liz'in shaun'u terkedişinin ardından ed ve shaun the winchester adlı pub'a giderler. shaun melankolinin en tehlikeli evrelerinden birindeyken chicago - if you leave me now çalmaya başlar.

    2- the winchester'ın işletmecisini ıstakalarla dövmeye başlamalarından hemen önce queen- dont stop me now başlar ve kolayca farkedilebileceği üzere ıstakaları parçanın ritmiyle ahenkli bir halde indirirler. (özne nerde ulan? ->ed, liz ve shaun)

    3- değişmiş ed ve shaun bahçedeki minik kulübe de ps2 oynamaya başlarlar ve queen - youre my best friend çalmaya başlar ve tüm gerçek arkadaşlara göz kırpar.
    /*spoiler*/
  • filmin - ismiyle dahi gönderme yaptığı- george a. romero klasiği dawn of the dead'in aksine toplumsal eleştiriyle ilgilenmediğini söylemek pek doğru olmayabilir. bilakis shaun of the dead'i sıradan bir komedi olmaktan kurtaran en mühim özelliklerden biri, dawn of the dead'teki alt metni enfes bir şekilde modern ingiliz toplumuna adapte etmesi.

    - spoiler içerir -

    ölülerin şafağı'nda zombilerden kaçan insanlar kurtuluşu süpermarkete sığınmakta bulunuyordu ve film üzerine yapılan pek çok okuma bunun üzerine şekilleniyordu. shaun of the dead'e bakalım. burda markete sığınmıyorlar. ama üzerinde uzun uzun düşündükten sonra sığınacak yer olarak nereyi seçiyorlar: pub. zaten dizilerinde sürekli eviyle bar arasında gezinen, bar -ve belki paintball- dışında insanlarla bütünleşmekten uzaklaşan, evinde oturup oyun konsollarıyla oynamaktan uyuşuk hale gelen gençliğe dokundurmalar yapan edgar wright ve şürekası, dawn of the dead'in toplumsal eleştiri kısmına da böyle yaklaşmış olabilirler.

    ayrıca filmden bir sahne hatırlayarak sözümüzü tamamlayalım. zombilerin ilk akını esnasında, kahramanımız* evinden çıkar, yolda topla oynayan çocuk zombiye dönüşmüştür, kahramanımız fark etmez, bakkala gider, normalde aldığı ürünlerden alır, bu arada marketin dolabında kanlı el izi vardır, onu da fark etmez. kasaya gider, parayı öder, kasiyer ölmüştür, ama simon pegg görmez bile. yoluna devam eder. mahallede birkaç zombi etrafı yıkma çalışmalarına başlamıştır. kahramanımız hiçbirini görmeden aynen evine gelir ve koltuğuna oturur. sadece bu sahne bile filmin komikliğini gram kaybetmeden toplumsal eleştirisini de yaptığını bizlere gösteriyor.

    - spoiler içerir -

    hülasa; bir komedi filmi olması nedeniyle shaun of the dead'den derin kelamlar ve alt metinler beklemiyoruz elbette. ama öncüsü olan klasiğe sadece ismiyle değil, cismiyle de tam bir gönderme içinde bulunması bu edgar wright işini sadece iyi bir komedi filmi olmaktan çıkartıyor, bir komedi başyapıtına dönüştürüyor.
  • iki kez tekrarlanan bir sahne var ki, ilk başta yanlış anlamama rağmen, bu sahne hayatım boyunca unutamayacağım bir piçlik, bir fırlamalık, öte bir komedi örneği olarak hall of joke haneme altın harflerle yazılmıştır. böylesi benzer aşmış bir piçliği ancak bir türk yapabilir diye düşünmüşsem de bundan önce yanlışlardaymışım.

    --- spoiler ---

    ed: i'm sorry, shaun.
    shaun: it's ok.
    ed: no, i'm *sorry*, shaun.
    shaun: what?.. (osuruğun kokusunu alır) oh, god, that's rotten!

    --- spoiler ---
  • süper güçleri ve yetenekleri olmayan, olası zombi saldırısında normal insanlar gibi ne yapacağını bilemeyen insanların olduğu, belki diğer zombi filmlerinden çok daha gerçek olan filmdir de aynı zamanda.
  • ingiliz toplumunun herhangi bir ''genetik virüs salgınına'' gerek kalmadan da zombi gibi yaşadığı vurgulanmak istenmiş film.sonuçta başarılı bir yapım ortaya çıkmış,99 dakika boyunca beni ekran başına kitleyebilmiştir.
  • --- spoiler ---

    shaun'un üvey babasının zombiye dönüştükten sonra arabanın içinde garip zombisel(!) hareketler yapması, tam aha bu da gitti derken teybi kapatıp huzura ermesi için bile izlenesi film.

    --- spoiler ---
  • gerçekten eğlenceli bir film.

    --- spoiler ---
    filmin en güzel sahnesi sabah herkes zombi olmusken shaun'un markete gidip conetto ve cola alırken hiç bir şeyi farketmediği sahnedir.
    --- spoiler ---
  • zombi filmlerine ilgisi olan biri olarak izlemeden önce önyargılı olarak sevmeyeceğimi düşündüğüm, fakat beni gülmekten geberten film.

    --- spoiler ---

    evden kaçış sırasında yapılan planlar, direk guy ritchie tadında. ama planların sonuncusu gerçekten belkide en çok güldüğüm sahne idi (bkz: winchester).

    --- spoiler ---
  • uzun bir aradan sonra tekrar izlediğim, zombieland ile beraber ömrü hayatımda izlediğim iki zombi filiminden birisi.

    öyle deliler gibi kahkalahalar atmıyorsun izlerken belki ama inanılmaz eğlenceli ve akıcı bir film. modern yaşama dair alışkanlıklar ve iş hayatı konusunda göndermeleri ise efsane.

    yabancı bir komedi filmini kolay kolay ikinci kez izlemem ama bu filmi istisna tutabilirim sanırım. izlemediyseniz şiddetle öneririm *
hesabın var mı? giriş yap