• divan edebiyatı müzesindeki mezarlıkta yatmaktadır kendisi. genç yaşta çileye çekilmiş, daha sonra babasının çağrısı üzerine bırakmıştır. genç yaşta eserlerini vermiş, yine genç yaşta vefat etmiştir.
    benim şeyh galip divanı ile dumur komiklikte bir anım vardır anlatmadan edemeyeceğim efendim.
    lise bittikten sonra divan edebiyatına merak sardığım bir ara milli eğitim bakanlığı yayınlarından çıkmış şeyh galip divanından seçmeler adlı eseri okumaya karar verdim. aldım elime kitabı ve birinci sayfadan başladım, tabi bütün eser osmanlıca gibi, iki kelime okuyup kitabın arkasındaki sözlüğe bakıyorum. baktım olmuyor çok sıkıldım, daha ilk sayfada bıraktım okumayı. bir sene kadar sonra, eeh yeter bu sefer okuayacağım dedim ve yine elime aldım. yine kelimelere cümlelere yabancıyım ve yine sıkıldım. bir sene daha geçti yine abanayım dedim, yine olmadı. ve inanmazsınız en sonunda yeter lan, ikinci sayfadan başlayayım bunda var bi cenabetlik dedim. ikinci sayfayı bir açtım ki, birinci sayfanın türkçesiymiş. evet 3 yıl boyunca bütün öküzlüğümle hiç dikkat etmeden öyle okumaya çalıştım kitabı, kendimle gurur duyuyorum.
  • şöyle bir müstezad söylemiş. devrinde yaşasa idim, dizinin dibine çöküp, nokta nokta, harf harf meşk etmek isterdim.

    "çeşmim acı yaş ile ağularla kamptır
    cism ise yanıptır

    ol zülfü siyeh neyleyim efsâne sanıptır
    gönlüm usanıptır.

    naz uyhusuna kıldı yine gözleri mûtad
    çok eyledi bidâd.

    sabreyle dilâ vakt ola lâbüd uyanıptır
    sen utanıptır.

    la'l-i lebin ey dilber-i kattal-i pür-âşûb
    ey fitneli mahbûb

    hûn-ı dil-i uşşaka ne cüretle banıptır
    kana boyanıptır.

    ey hoş ki gam-ı aşka giriftar değildim
    bîmâr değildim

    ol günleri bîçare gönül şimdi anıptır
    kendi kazanıptır.

    eyler feleğin reng-i şafak-rûyunu şebgûn.
    hayretle diğer-gûn.

    ol dem ki benim hun-ı şirişkim boşanıptır
    derya bulanıptır.

    şemşîr-i cefâsını çekip kesti emânım
    dûr eyledi canım

    sedd-i siteminden reh-i fikrim kapanıptır
    aklım dayanıptır.

    yâdî kılıcak leylî-matlubu ne çare
    râh olmaya yâre

    çok âkilin ol meselede beyni kanıptır
    mecnûna tanıptır.

    yâ hak dedi mensur yemîn menzilin aldı
    başın göğe saldı

    da'vî-i ene'l-hakda kemanlar yaşanıptır
    gavga uzanıp tır.

    ol kâfiri bed-kiş edicek zülfünü tâlân
    galib kılıp îman

    güftar-ı perîşânına hayfâ inanıptır
    dama dolanıptır."
  • şeyhimdir, ateşten denizleri mumdan gemilerle geçtiği vakitten beri. şeyhimdir, dedemin bana "hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen" dediği günden beri.
  • pîrim, mürşidim, güneşim...

    huzurunda baş kesip, kabr-i şerîfinin, dizinin dibinde diz çöküp, "anlat" diyesim var, "anlat dedem, bu işin sırrı nedir? hangi yangınlardan geçip gencecik yaşında hüsn-ü aşk 'a eriştin de, o mübarek yaşında hakk'a yürüdün? anlat dedem, belki ufkumuz bir nebze açılır, gönlümüze bir avuç su serp, ola ki yeryüzünün bağrımızda açtığı yaralar şifa bulur."
  • tek söz:
    ateşten aşk denizlerini mumdan kayiklarla geçmek...
  • "gencinen olsam viran edersin / ayinen olsam hayran edersin"
    (hazinen olsam bitirir, harap edersin / aynan olsam kendine hayran edersin)
  • seyh galib ilk zamanlarda esad mahlasıyla şiirlerini yazmaya başlamıssa da daha sonraları galib mahlasını kullanmıştır..hatta genç yaşta bu kadar iddialı bir mahlas edinmesi sururi tarafından hicv edilmiştir..

    nefsinin doruk noktası olan husn u aşk ı yazdıktan sonra içine düştüğü boşlugu konya da mevlana hevasına en yakın yerde çile doldurarak kapatmak istediyse de ailesinin şiddetli sitedine daynamayıp geri donmus ve yanikapı mevlevihanesinde çilesini doldurmuştur..bundan sonra 3 yıl boyunca şiir yazmayan seyh galib in mesneviyi defalarca hatmettiği de bilinmektedir..

    galata mevlevihanesine genç yaşta baş olmasını 3.selim ile baglantılamak dogru olabilir..zaten 3.selim ve annesi, kızkardeslei ile olan ilişkisi gayet ileri boyuttadır..ama bu bağlantıyı politik bir manevra olarak gormek daha dogru olabilir..nitekim 3.selim yeniceriyi ortadan kaldırmıs yeni ordusuyla yenilikçi bir kafayla baktaşilerle arayı bozmuş olan 3.selim, ister istemez mevlevi dergahına yönelmiş, medet ummuş, yardım etmiş, yardım gormus ve galib in dizine baş koymuştur..

    evlendiğine dair ciddi kanıtlar bulunmaktadır..iyi giyindiği, orta boylu oldugu da bilinmekle beraber henuz saklları agarmadan 42 yasında vefat etttiği de bilinmektedir..aslında omrunu ozetleyen bir cumle kendisini başlarda hicv eden sururi tarafından sarf edlimiştir..

    "geçti galib dede candan yahu"(1213)

    kaynak: şehy galib kitabı => istanbul büyükşehir belediyesi kültür işleri daire başkanlıgı yayınları
  • husn u askta mevlananın mesnevisini çalmakla itham edilmesi üzerine,

    "esrarını mesneviden aldım
    çaldımsa da miri malı çaldım"

    dizelerini yazmış şair.

    üşenmeyip dili üzerinde çalışacak okura, zahmetlerinin karşılığını fazla fazla verecek şiirlerin sahibi.
  • her mevlid kandilinde bana şu mısraları söyletendir.

    sen ahmed ü mahmûd u muhammed’sin efendim,
    hâk’dan bize sultân-ı müeyyedsin efendim!..

    hazreti peygamber için çok şiir söylenmiştir ama benim için hiçbiri bu iki mısra kadar akılda kalıcı bir basitlikte ve sadelikte olmamıştır. demem o ki şiire ruh veren "efendim" kelimesini başka hiç bi cümlede bu kadar sıcak bulmamıştım. sen ne güzel adammışsın şeyh gâlib.
  • şarkı

    fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni
    böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni
    ben bu sözden dönmezem devr eyledikçe nüh felek
    şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni

    bend-i peyvend-i dilim ebrû-yı gaddârındadır
    rişte-i cem’iyyetim zülf-i siyeh-kârındadır
    hastayım ümmîd-i sıhhat çeşm-i bîmârındadır
    bir devâsız derde oldum mübtelâ sevdim seni

    ey hilâl-ebrû dilin meyli sanadır doğrusu
    sûy-i mihrâba nigâhım kec-edâdır doğrusu
    râ kaşından inhirâf etsem riyâdır doğrusu
    yâ savâb olmuş veya olmuş hatâ sevdim seni

    bî-gubârım hasret-i hattınla hâk olsam yine
    sıhhatim rûh-i lebindendir helâk olsam yine
    tîğ-i gamzenden kesilmem çâk çâk olsam yine
    hâsılı beyhûde cevr etme bana sevdim seni

    gâlib-i dîvâneyim ferhâd u mecnûn’a salâ
    yüz çevirmem olsa dünya bir yana ben bir yana
    şem’ine pervâneyim pervâ ne lâzımdır bana
    anlasın bîgâne bilsin âşinâ sevdim seni

    şeyh gâlib
    (1758-4 ocak 1799)
hesabın var mı? giriş yap