şerefe
-
alinabilecek yuksek alkol dolayisiyla kisinin daha sonradan pisman olacagi sozler soylemesi ve/veya itiraflarda bulunmasi durumunda masada konusulanlarin bu masada kalmasi, sonrasinda unutulmasi icin seref uzerine soz verme eyleminden turemis, daha sonra soylenmesi aliskanlik haline gelmis bir sozcuk.
-
avusturya'da prosit
belçika'da op uw gezonheid, a votre sante
çin'de wen lie
çek cumhuriyeti'nde na zdravi, nazdar
danimarka'da skal
ingiltere'de cheers
finlandiya'da kippis, maljanne
fransa'da a votre sante, sante
almanya'da prosit, aur ihr wohl
yunanistan'da eis igian
israil'de l'chaim, mazeltov
izlanda'da santanka nu
irlanda'da slainte
italya'da salute
çin'de çin
japonya'da kampai, banzai
hollanda'da proost, geluch
norveç'de skall
polonya'da na zdrowie, vivat
iskoçya'da hoot mon
ispanya'da salud
portekiz'de a sua saude, eviva
rusya'da nazdorovia
isveç'de skal
yugoslavya'da zivio
şeklinde olan içki kültürü seslenişleri.. -
-
sen de mi üzgünsün, sevgilin terketti diye
seni böyle yapayalnız bırakıp da gitti diye
sen de benim gibi tek başına kalmaktansa
gidip başka dostlar bulalım seninle şu dünyada
birer insan gibi, o günlere bir şişe açalım
bardaklar tokuşsun şerefe, şerefe,şerefe...
sakın ağlamak yok, keyfimizi hiç bozmadan
bizi terkedip de gidenlere boşver eğlenelim
eski dostlar gibi, o geçmişe bir şişe açalım
bardaklar tokuşsun şerefe
birer insan gibi,o günlere bir şişe açalım
bardaklar tokuşsun şerefe,şerefe,şerefeee...
sakın ağlamak yok keyfimizi hiç bozmadan
bizi terkedip de gidenlere boşver eğlenelim
eski dostlar gibi o geçmişe bir şişe açalım
bardaklar tokuşsun şerefeee -
çocuklukta demir kaptan yenen düğün yemeklerine, içi domatesli şehriye çorbalarına, aşa banılan ekmeğe, babannenin namazdan sonraki duasına, dedenin çakısıyla dilimlediği kırmızı karpuza, eşyaları yükleyip gurbete götüren kamyonun tekerleğine, çok şık giyinmiş çekici kadınların şiveli konuşmasına, aşık veyselin radyo kaydında yanlış bastığı perdeye, "hiç sikimde değilsin" der gibi bakan kadınlara, kaçırılan en kötü penaltılara, van basten'in volesine, yaraya üflenen nefeslere, uzun ince tozlu köy yollarına, şehirde görülen ilk meydanlara, amorti çıkmış piyangolara, yüze kapanan telefonlara, başkasının kolunda merhabalaşılan sevgililere, fa diyeze ve hicazkar makamına, baş ağrısının geçtiği anlara, tamamlanamayan hapşurmalara, kimsenin görmediği yere düşmelere, en sevilen kot pantolonlara, sevgiliye alınamayan ilk hediyelere, babadan yenen ilk tokada, ölen ilk arkadaşa, çekmecede unutulmuş mektuplara, saklanan kurumuş yapraklara, clark kent'e ve lois lane'e, digerkam suskunlara, hisarlı ahmet'e ve hale gür'e bir de özay gönlüm'e, annenin domates doğrarken kesilen avuç içine, kardeş düğünlerinde sarhoş olmalara, kuzen cenazelerinde sarılınan teyzelere, arkadaştan yenilen ilk kazığa...
şerefe.. -
tanju okan ahbabım olsa, otursak bi küçük açsak, bardakları tokuştururken, şerefe denecekken tam,
"bizi terkedip de gidenlere boşver, eğlenelim" dese, "sen de mi üzgünsün sevgilin terketti diye?" diye karşılık versem, bardağını bardağıma, bir kez de masaya vurarak yanıtlasa..
böyle olmadık şeyler kurduran bi şarkı bu. -
guzel bir sarki:
derdimden kederimden
agladim durdum
gonca guldum bahtim kara
acmadan soldum
gozumun nuruydun canimdin
sirtimdan vurdun
canimi alsaydin be zalim
perisan oldum
canimi alsaydin be zalim
perisan oldum
yarali asklara kara sevdalara
kaldirdim kadehi iciyorum
serefine be zalim dunya
dert cekiyorum
derdimden kederimden
deliye dondum
efkarim yakti kavurdu
yasarken oldum
gozumun nuruydun canimdin
sirtimdan vurdun
canimi alsaydin be hain
perisan oldum
canimi alsaydin be hain
perisan oldum
yarali asklara kara sevdalara
kaldirdim kadehi iciyorum
serefine be zalim dunya
dert cekiyorum
ellaaa (gibi bir sey)
serefe asklara kara sevdalara
kaldirdim kadehi iciyorum
serefine be zalim dunya
dert cekiyorum
serefine be zalim dunya
dert cekiyorum -
yabanci dillerde ilk olarak ogrenmek istenilen sozcuklerden.
-
bir şiirdir şerefe:
ne ki hiç / hiç ki çok
sen ki hiç / sanki yok
sev ki hiç / sevgi çok
bil ki hiç / belki yok
iç ki hiç / içki çok
an ki hiç / zaman yok
şerefe. -
"gidemediğiniz dağlara
ağlıyorsunuz yıllardır
ya bu yara nedir böyle
kanar durur yıllardır.
şilanları zalim yoldu
işkınları yadlar biçti
için için kederlenin
dağlar sizi çoktan sildi
içmenize değil sözüm
yalanlara ağlar gözüm
yanar döner sevdalara
birazcık alıştı gözüm
burda barlar ortasında
dağ aramak moda oldu
dağlarda ölen yiğitler
içkilere meze oldu
yanar yürek her dem yanar
yaram için için kanar
ayık başka sarhoş başka
adam ayırmak zor oldu
helali der zordur dağlar
ahı zamanı yaralar
için için güzelleşin
bu yara yaramı dağlar"
söz-müzik: helali (ilkay akkaya)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap