• neşe dolu dojomuzda bizlere eğitim veren değerli sempailerimizden yalnızca birisi olan şevki sempai'nin, bir gün soyunma odasında hakamasını giyinirken; teklifsizce içeri dalan bir yeni başlayanın "sevki şempai hanginiz?" sorusuna muhatap olması, bizlere şevki isimli bireylerin sempai olmaması gerektiğini, bu minvalde şempanzeliğe geçiş çizgisinin çok ince olduğunu öğretmiştir.

    sevki şempai ne yaa?
  • --- spoiler ---

    senpai – kouhai ilişkisi batı eğitim modelini örnek almış bizler için anlaması, kavraması en güç olan ilişki sistemi. bu ilişki yaş ve deneyim üzerine kurulu bir ast-üst ilişkisidir. ilk aşamada, temel eğitimde, ilk ve orta öğretimde, “yaş” iki grup arasındaki ilişkinin temelini oluşturur. aynı ilişki, üniversiteden itibaren yaştan ziyade, “öncül-ardıl” ilişkisine döner. olay tecrübeye bakar. konuyla ilişkisi uzun olan, olayın özünü erken kavrayan, öncül olur. burada yaştan dolayı saygı ve iş bölümü olmaz. mutlak eşit şartlarda yaşça büyük olanın kararlarda eşitliği bozma hakkı mesela kore’de vardır, ama japonya’da pek uygulanmaz.

    --- spoiler ---

    http://sunkarsemih.wordpress.com/…askeri-hiyerarsi/
  • okullarda üst dönemlere seslenmekte de kullanılan bir sözcük. hem yalnız başına, hem de ünvan eki olarak.
  • diyelim ki japonya'da lise bire başladınız ve ayrıca kızsınız. ilerleyen günlerde lise üçten bayan birisi ile spor yaparken dost oldunuz ve onada çok hayransınız. bu hayranlıktan dolayı ona sempai dersiniz işte. mesela sakura ise bu ablamızın ismi ona sakura-sempai dersiniz. açıkcası bunun tam türkçe manası yoktur burada ama biz yine çevirmeye kalkarsak sakura-abla diye çevirirsek bir sorun olacağını düşünmüyorum. eğer siz lisede böyle hayran olduğunuz ve sizden büyük kişilere değişik bir biçimde sesleniyorsanız işte o seslenme biçiminiz sempai olayının ta kendisidir efenim.
  • türkçe'deki üstat kelimesine oldukça benzer bir kelime. üstat kavramında yaş değil, bir alandaki (bu sanat, bilim veya finans sektöründe bile olabilir) yetkinlik, bilgi ve kıdem önemlidir. aslında temelde yetkinlik ve bilgiden ziyade kıdem daha çok ön plana çıkıyor. mesela müfettişlik mesleğinde sizden kıdemli olan kişilere üstat dersiniz. belki siz daha çalışkan ve bilgilisinizdir ama kıdemi fazla olan kişiye yine de üstat dersiniz. senpai kavramı da bence bu kıdem olayına (yaş değil, önemli olan işe önce başlamak) son derece uyuyor.

    yalnız sanat, edebiyat gibi alanlarda kıdem söz konusu olmadığından orada bilgi ve yetenek daha ön planda. orada ise müfettişlik mesleğinin aksine yaş ve o işe başlama zamanı fark etmeden bilgisi ve yeteneği fazla olana üstat deniyor. ancak sizin kitaplarınız daha iyi olsa bile sizden çok daha fazla yazma tecrübesi bulunan, yaşı ilerlemiş birine üstat diyebilirsiniz. burada kıdem bir nebze de olsa devreye giriyor yine.

    senpai kavramı bu açılardan bakıldığında üstatlık kavramı ile birebir örtüşüyor. müfettişlik mesleğindeki gibi kıdeme göre veya sanattaki gibi yeteneğe göre senpai kelimesi kullanılıyor. bu açıdan senpai'ın türkçe karşılığının üstat olduğunu söyleyebiliriz.
  • bu senpailer bakmaya doyamayacağın kızları farketmezler.burunlar havada hep
    1
    2
    animelerde görüyoruz bunları
  • bizim askerlikteki, iki alt devrenin çömez.
    üç alt devrenin : piç torun
    dört alt devrenin: torun ya da has torun
    askerliği uzamış, kaşar devrenin baston veya mezar taşı adlandırması gibi bir kademe
    veya değil bana öyle geliyor, ama benziyor ısrar ediyorum.
  • japon kulturunde , yuksek rutbeli kisi. burada rutbe sosyal bir hiyerasi kavramidir.
    yasa, konuma, bir yerde calisma suresine gore belirlenir
    ornekler: ishyerinizde sizden once ishe girmish bir kishi senpainizdir (ayni departmanda ayni isi yapsaniz bile). bir dojoda siz yeni baslamisken orada siyah kusaklilar senpainizdir. siz de bu durumda kouhai oluyorsunuz ( dusuk rutbeli kisi).
    senpailer-kouhai'lere yardimci olur, kouhai'ler senpai'lere saygi gosterir vs.
    (bkz: sempai)
  • "bizde liyakat esastır, er meydanında terfi alınır; kıdem rütbeyi keser..." sözündeki kıdemli gizli öznenin japoncası..
  • zamaninda kendisi de kohai olmustur.
    bu got kalkikligi bu havalar nedendir bilinmez.
hesabın var mı? giriş yap