• kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamamış, kirlenmemiş, büyümemiş roman kahramanı..

    "nasıl yaşadım on yıl bu evde? duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım; kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım, kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım. kötü yazarım korkusuyla hiç yazmadım."

    oğuz atay - tutunamayanlar
  • kendisinin anlatıldığı bir kitapta bile başrol onun değildir. acıdır.
  • ilk gençlik kahramanım ve aşkım.. oğuz atay'a kendisiyle, kalınlığına rağmen kısacık bir kitapta dahi olsa, beni tanıştırdığı için teşekkür borçlu olduğum roman karakteri...
    cümleler:
    "hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu."
    "ben başlamazsam ancak durdurulabilirim."
    "nasıl ezberlenir allahım, arapça dua eden insanın latince kemikleri?"
    "benimle bir yerde yanılıyor kişi, bu yeri ben de bilemiyorum."
    "güldükleri zaman sevinçli, ağladıkları zaman kederli oldukları sanılacaktır."
    "hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkan var mıdır?"
    "hayatınızda bir daha belki hiç görmeyeceğiniz bu adamın sizi hiç unutamayacağını biliyor musunuz?"
    "sonunda birbirlerini hoş görseler de beni affetmezler. sonunda herkes beni suçlayacak bir sebep bulur."
    "alışkanlıktan başka bir şey bilmedikleri için, sizin de yokluğunuza alışacaklardır."
    "arkadaşlarının onunla yaşadıkları her olayı hatırlamalarını isterdi, çünkü o hiç unutmazdı."
    "düşüncelerine büyük bir içtenlikle bağlıydı, herkesi de öyle sanıyordu."
    "insanların yalan söylemesi için bir gerekçe görmediğinden, onlara inanmakta güçlük çekmiyordu. insanlara inanmadan, onlarla birlikte olmanın mümkün olmadığını sanıyordu. insanlara inanmadığı zaman onlardan kaçıyordu. söylenenlere inanmadığı zaman, inanır görünmenin, insanlara ihanet etmek olduğunu düşünüyordu ve bu ihanetin anlaşılmaması için, ortalıkta görünmemeyi tercih ediyordu."
    "nedense başlamadan bitiyor benimle iliişkileri."
    "sahte olmaktansa yaşamamak iyidir."
    (bkz: #6343157)
  • islam ve hz.isa'nın biraraya geldiği isim/soy isim. selim ve islam kelimeleri aynı kökten* gelir. ışık ise yuhanna incili'ne göre hz.isa'dır.
  • "bana bir kitap kurdu, bos hayaller kumkuması, hayatın cılız gölgesi gibi sıfatlar yakıştırılabilir. şövalye romanları okuya okuya kendini şövalye sanan don kişot'a benzetebilirsiniz beni. yalnız onunla bir fark var aramda: ben kendimi don kişot sanıyorum."
  • tutunamayanlar'in prensi... 19.. da n. kasabasinda dogdu. butun hayatinca konu$tu.
    sonunda tutunamayanlar diye bir tek kelime cikarabildi ortaya:cogul bir kelime, unutamadigi bazi insanlari
    birlestiren bi kelime.
  • canim insanlarim... sonunda bana bunu da yaptiniz...
  • turgut'un ''oysa, herkes anlatmak için birini arar. sen ne biçim selim’din? '' sorusunu yönelttiği, tutunamamanın yanında anlatamayan, ince, ütüsüz insan.

    ''sürekli akan çeşmenin yanına geldi. selim, böyle çeşmelerde her tarafını ıslatırdı; suyu da içemezdi istediği kadar. oysa, bazı insanlar vardır; en çamurlu yerlerden bile kolalı beyaz gömleklerini ve açık renk pantalonlarını kirletmeden çıkarlar. böyle adamlar hayatta başarıya ulaşırlar olric. selim nereye tutunacağını bilemezdi. bir eliyle çeşmenin duvarına dayanmaya çalışırken, öbür elini suya uzatır: dengesini bulamaz bir türlü. ayakları çamura batar, dudakları suya yetişmez. ıslanırız, gene kururuz; ne yapalım?'' *
  • "yaşasaydı kendisi ile ilgili sadece 15 entry yazılmış olmasına üzülürdü" diyebileceğimiz kişi.
    ama hatırlanmak ya da ünlü olmak istediğinden değil.
  • benim için çevremdeki çoğu insandan daha gerçek,kelimeleri on kaplan gücünde bi karakter.*

    "hiç ilerlediğimi sanmıyorum.aynı aptal duyguları taşıyorum içimde.bendeki başkalaşma,gelişme biçiminde olmuyor.olduğum gibi kaldım ben.aptallar gibi büyümedim.biraz ağırlığım arttı o kadar."
hesabın var mı? giriş yap