• baris manco neden cok buyuk bir sanatciydi sorusunun cevabi icin bir done daha vermistir bana bu sarkinin klibi. sarkinin cikis tarihi 1979 olduguna gore bu trt yapimi siyah beyaz klibin tarihi de 1979 ya da 1980 olsa gerek.simdi birazdan soyleceklerime taniklik etmesi acisindan trt muzik kanalinda gosterilmis klibi bir kere izleyiniz. lutfen sagda solda yazan yazilara degil klibin kendisine ve baris manco'ya odaklaniniz:
    https://youtu.be/sjo8kmw5n7w

    evet klibi izlediniz ya da onceden biliyordunuz. belki farkettiniz belki farketmediniz. ben yine de zamaninda okan bayulgen'in yaptigi gibi bir "klip arkasi" analizi yapmak istiyorum musadenizle:

    klip, ki aslinda bunlara cekim demeliyiz klipten ziyade, muhtemelen sari olan ama televizyonun siyah-beyaz olmasi yuzunden bizim rengini anlayamadigimiz cizmelere zoom ile basliyor. baris manco kendine gore bir koreografiyle cizmelerle figurler yaparak cekim olan goruntuleri daha o zamanlardan klip haline getirmeye calisiyor kendi yordaminca. introda cizmelerde olan zoom, sarki sozleri baslamadan hemen once boydan goruntuye genisliyor ve sarki basliyor.

    sarkiyi soylerken baris manco'yu sarkinin sozleriyle uyumlu olarak, alistigimiz el kol hareketlerini yaparken goruyoruz. anlatimina teatral bir hava da katiyor bu gorsel olarak yaptigi el-kol vurgulari. bu kisim normal baris manco klasigi.

    sarkinin sozlerinin bittigi ara melodi kisminda baris manco, siyrilmis olan gomlek kolunu aciyor, dugmelerini birlestirmeye yelteniyor, olmuyor begenmiyor, vazgecip tekrar eski haline getiriyor. bunlari sarkinin boslugunda ortada tabiri caizse mal gibi durmamis olmak icin yapiyor. bosluk dolduruyor kendi formatiyla.

    sarkinin ikinci boslugunda ayni hareketi diger kolu icin tekrarliyor. daha sonraki "baris soyler kendi bir ders alir mi?" kisminda basini olumsuzca sallayarak "neeerdeeee" ifadesi vardir ki, harikadir. ama esas bomba klibin sonundadir.

    sarkinin son nakaratinda baris manco bariz bir sekilde bir seyler anlatmaya baslar. once on kameraya bekle bekle isareti yapar, dikkati cizmelere vermeyi isaret eder. niyeti sarkinin sonunda da ayni seklide cizmelere geri zoom yaptirip klibi ayni sekilde basladigi gibi bitirmektir. belli bir sure yan kamerada umutsuzca bekler, sonra kameranin hala yanda oldugunu bile bile suratini on kameraya doner ki resim secici o kameraya gecsin ama resim secici bunu yakalayamaz yan kamerada kalmaya devam eder. hatta sonrasinda baris manco cizmeleri birlestirerek tekrar baslangictaki gibi figurlerinin ilk kismini yapar, bakar ki onu anlayabilen yok, kafasini yukari dogru kaldirarak pes eder. ondan sonra gerilyerek, planlamadigi sekilde el sallayarak sarkiyi bitirir.

    benim izlerken dikkatimi ceken bu durum mutlaka simdi sizin de dikkatinizden kacmamistir. eger bunlari farketmediyseniz lutfen bu gozle klibi tekrar izleyiniz. baris manco'nun daha o zamanlarda cekim yapan trt ekibinin bile onunde olmasini, en azindan kendince bu tip yaratici ogeleri isinin her asamasinda hissettirebilmesini ben kendisinin cok buyuk sanatci olmasindan baska hicbir seye baglayamiyorum. kendimi onun cagdasi olmaktan dolayi cok sansli sayiyorum. bence turk tarihin gordugu en buyuk sanatcilardan biridir.

    huzur icinde yatsin.
  • iki dirhem bir çekirdek adlı kitabda, iskender pala'nın anlattığına göre bu deyimin hikayesi şöyle:
    sarı çizmenin moda olduğu bir zamanda, izmir eşrafından birisi uşağını çağırıp tembih etmiş:
    - bak a efendi! aydın'dan mehmed ağa isminde birisi gelecek. harman zamanında sarı çizme alması için on dört akçe vermiştim. borcunun vadesi geldi, bugün defterden borcunu sildim. şimdi faytona bin, doğru istasyona! uzun boylu, orta yaşlı, efe bıyıklı biridir, hemen tanırsın.
    uşak istasyona varmış. tren boşalmaya başlamış. bir müddet sonra tarife uygun adam aramışsa da nafile. bari çizmesinden tanıyayım diye bu sefer ayakları tarassuta başlamış. ne var ki sarı çizmelerden giyen giyene. nihayet çaresizlik içinde en benzettiği kişiye seslenmiş:
    - mehmet ağa! bizim bey seni konakta bekliyor.
    tesadüf bu ya, sarı çizmeli adamın adı mehmed olup, aydın'da kendisini ağa diye çağırırlarmış. beraberce konağa varmışlar. bey bakmış ki gelen sarı çizmeli ile onun borçlusu mehmed ağa arasında bir benzerlik yok. elindeki defterin alacak hanesine bir yandan mehmed ağa'nın adını yeniden yazarken diğer yandan uşağı paylamaya başlamış.
    nihayet uşak:
    - bey, demiş, burası koca bir şehir, sarı çizmeli de çoktu; mehmed ağa da. seninkini yaz deftere bir daha!
    bu hikaye halk arasında yayıldıktan sonra, kim olduğu, ne olduğu belli olmayan birisinden bahsedilirken "sarı çizmeli mehmet ağa" deyimi kullanılmaya başlamıştır.
  • sözlerini de yazayım tam olsun;

    yaz dostum,
    güzel sevmeyene adam denir mi?
    yaz dostum,
    selam almayana yiğit denir mi?
    yaz dostum,
    altı üstü beş metrelik bez için
    yaz dostum,
    boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?

    yaz tahtaya bir daha
    tut defteri kitabı
    sarı çizmeli mehmet ağa
    bir gün öder hesabı

    yaz dostum,
    yoksul görsen besle kaymak bal ile
    yaz dostum,
    garipleri giydir ipek şal ile
    yaz dostum,
    öksüz görsen sar kanadın kolunu
    yaz dostum,
    kimse göçmez bu dünyadan mal ile

    yaz tahtaya bir daha
    tut defteri kitabı
    sarı çizmeli mehmet ağa
    bir gün öder hesabı

    yaz dostum,
    barış söyler kendi bir ders alır mı?
    yaz dostum,
    su üstüne yazı yazsan kalır mı?
    yaz dostum,
    bir dünya ki haklı haksız karışmış
    boşa koysan dolmaz
    dolusu alır mı?

    yaz tahtaya bir daha
    tut defteri kitabı
    sarı çizmeli mehmet ağa
    bir gün öder hesabı
  • rahmetli barış manço, bu şarkıyı söylerken şarkının "garipleri giydir ipek şal ile" kısmında ellerini önce sanki gizli bir makaraya iplik gibi sarıp sonra çıkarır, omuzlarına doğru şal niyetine sarar ondan sonra da işaret parmağıyla kameraları gösterirdi.
    ya şimdi anlatamadım. neyse.
  • hey gidi barış abi... ne güzel sözler yazmışsın!

    "yaz dostum, güzel sevmeyene adam denir mi?
    yaz dostum, selam almayana yiğit denir mi?
    yaz dostum, altı üstü beş metrelik bez için?
    yaz dostum, boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?

    yaz tahtaya bir daha, tut defteri kitabı
    sarı çizmeli mehmet ağa bir gün öder hesabı

    yaz dostum, yoksul görsen besle kaymak bal ile
    yaz dostum, garipleri giydir ipek şal ile
    yaz dostum, öksüz görsen sar kanadın kolunu
    yaz dostum, kimse göçmez bu dünyadan mal ile

    yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
    sarı çizmeli mehmet ağa bir gün öder hesabı

    yaz dostum barış söyler kendi bir ders alır mı
    yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı
    yaz dostum bir dünya ki haklı haksız karışmış
    yaz dostum boşa koysan dolmaz dolusu alır mı

    yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
    sarı çizmeli mehmet ağa bir gün öder hesabı"
  • mümkünse barış manço'dan başkasının söylememesi gereken güzel şarkı. coverını yapmayın artık lütfen..
  • şimdiye kadar yapılmış en sert cover olarak türk müzik tarihe geçmiş olan şarkı. kurbanın başarısı alkışlanmayacak gibi değil.
  • kurban tarafindan coverlanmis ayri, bir de ustune ustluk mukemmel bass riffleri ve vokallerle, giristeki pedallarla - ki sevgili burak gurpinar tek pedalla caliyormus şakır şukur - "aman yarabbim mukemmel" denmistir sahsim tarafindan.. acele konser istiyoruz kurban' dan.
  • "anonim" anlamına gelen bir deyim. tanımlayıcı verinin eksikliğinden yakınarak kızgınlıkla kullanılır, zira takdiriniz, yüzlerce sarı çizmeli mehmet ağa bulunabilir istendiğinde.
  • yurtici kargo'nun eski$ehir'deki $air fuzuli caddesindeki $ubesindeki hatun gorevlilerden birinin, yolladigim kargoda alici ismi olmamasi yuzunden bana ettigi laf (yil 1996).. daha sonra bu yurtici kargonun cali$an gorevlilerinden birini üç boyut isimli hikayemde öldürdüm.. (bkz: uc boyut)
hesabın var mı? giriş yap