• gözleme. (bkz: rasathane)
  • (bkz: gözlemek)
  • "tarassut mevkisinde sıramızı bekleyerek düşman siperlerini tetkik etmeye başladık." - hamdullah suphi tanrıöver
  • tarassud/tarassut, rasad/rasat (gözlemek/gözetlemek) kökünden türetilmiştir.

    kendi toplumumuzda da tüm cumhuriyet dönemi boyunca örneklerini ve etkilerini tecrübe ettiğimiz, günümüzde yerel ve uluslararası toplumun inşasında muhtemelen bilinçsiz bir şekilde temel alınan, toplumun ve hakim güçlerin naif ve farklı bireyler üzerindeki baskısını ifade eden bir deyimi de doğurmuştur. bu baskıyı üzerinde hisseden kimselerin "tarassut altında" olduğu ifade edilir. bu ifadeyle kast edilen bireylerin, güç ve hüküm sahipleri tarafından gözetim altında tutulması ve dolayısıyla bireysel özgürlüklerinin ve hareket alanlarının kısıtlanmasıdır. mutlak eşitlik ve özgürlük söylemleriyle yola çıkıp mutlaklığı yalnızca baskı ve linçte yakalayan modern toplum içerisinde nice biricik ruh tarassut altındadır. o ruhları selamlıyor ve bu baskı altında maddeten bulamadıkları ferahlığı manen bulmalarını diliyorum.
  • "aman evladım sakın oradan ayrılma. bilakis moteli tarassut altına tut. biz de hemen geliyoruz."

    (bkz: baş belası)
  • "zaten kızkardeşimle beni lefter* bacımın mangal başında durmadan ellerini kavurduğu karşıki odaya kapamışlardı. lakin ben, kah anahtar deliğinden, kah kapı aralığından tarassut halinde idim. (...) derken doktor yani, biraz evvelkinden daha kızgın, daha küskün bir tavırla dışarıya çıktı." yakup kadri karaosmanoğlu - anamın kitabı

    (bkz: rasat), rasathane
hesabın var mı? giriş yap