• daha tamamının toprak altından çıkarılmadığı söylenen antik kent.
    gerçek büyüklüğünün bintepelerden başlayıp bozdağ eteğine kadar uzandığı da rivayetler arasında. rivayet olmayan ise sayısız depreme rağmen ayakta kaldığıdır. bunlardan en büyüğü egedeki tüm kentleri yıkan m.s. 17 yılında meydana gelen depremdir. tarihçi tacitus bu depremi insanların kaçacak yer bulamadığı, toprağın yarılıp insanları yuttuğu, dev dağların düzleştiği düzlüklerin yükseldiği deprem olarak tarif eder.
  • kentin orijinal adi "sardeis"`tir ve okunu$ olarak da "ei" diftongu "i" sesi verdiinden kelli "sardis" denmelidir.
    restorasyon usa destekli olsa da, proje fikret yegül'ündür. yapilabilecek olanin en iyisi yapilmis, aslina en yakin olarak calisilmistir (hamam-gymnasium kompleksi).
  • modern versiyonu sart isimli bir kasaba veya köy olan antik başkent.
  • manisa salihli'de çevre yolunun hemen yanında muhteşem bir antik kent.

    restorasyon ve kazı çalışmaları devam ediyor, 1854 den beri.

    kenti gezerken gymnasium'un bahçesinde incir, nar, iğde yiyebilirsiniz, ağaçlar o dönemden kalmış gibi, meyveleri çok lezzetli.

    izmir taraflarına yolunuz düşerse uğramadan geçmeyin.
  • krezus'un ilk madeni parayi bastirdigi lidya baskenti.
    (bkz: karun)
  • adı bölgede yüksek miktarda bulunan sard (bkz: turuncu kuvars) taşından gelen antik kent.
  • m.ö. 7. yüzyılın başlarında, içinden geçen sard (bkz: paktolos) çayı'nın getirdiği alüvyonlu topraklardan altın elde edilmeye başlanan lidya krallığının başkenti ihtişam.

    ''efsaneye göre midas eline aldığı ekmeğin bile altına dönüşmesinden bıkmış, açlıktan ölmemek için tanrılara yakarmış ve bundan kurtulmak istemiştir. dileği kabul edilen kral midas'a, sard'taki paktolos (bkz: sart çayı) çayı'na gitmesi ve bu suyun kaynağında yıkanması söylenmiştir.

    midas, söylenenlere aynen uyar ve midas’ın bu özelliği sart çayı'na geçer. lidya devleti’nin başkenti sard’ın zenginliği bu efsaneye ve bergama ile onun batısındaki kalarga tepesi arasında işlettikleri bir altın madenine bağlanmaktadır. bu nedenle lidyalıların değişim ölçüsü olarak para basan ilk ulus oldukları bilinmektedir.''

    kaynak: arkeoloji dünyası
  • uzaktan görünüm en sağda gymnasium görünüyor.
    sardes ve çevresi
    şehir planı

    günümüzdeki haliyle sardes, roma-erken bizans dönemine ait bir şehir olarak karşımıza çıkıyor. bir roma banyosu ve agorası, güzel motifleriyle sinagogu dikkat çekiyor. biraz güneyinde ise heybetli artemis tapınağı yer alıyor. amfitiyatrosu ise dağa yapıştırılmış vaziyette toprak altında görünmeden duruyor. biraz doğuda derin bir kazı alanı bulunuyor. burası sardes kuşatması sonrası yıkıntılar altında gömülen lidya evlerine, insanlarına ev sahipliği yapıyor. şehrin kuzeyindeki arazide, anadolu'nun piramitleri diyebileceğimiz dünyanın en büyük tümülüslerine sahip olan bintepe kral mezarları bulunuyor. bugün, sardes kazılarından çıkarılan antik eserler manisa, uşak, izmir, selçuk gibi saçma lokasyonlardaki müzelerde. halbuki buraya bir müze kurulabilecek kadar tarihin her döneminden yoğun kalıntı çıkarılması söz konusu.

    sardes bulunduğu coğrafyasıyla doğal bir akropolis yapısına sahip. burası ilk defa bronz çağda kuruluyor. o tarihte kurulan diğer antik şehirlerdeki gibi ovada kent, tepede akropol mimarisini taşıyor. bu sarp tepenin uçlarında sardes'in akropolünü ve surlarını olduğunu hayal edin. bu, sırtını tepeye dayamış yuvarlak bir şehir.

    sardes, lidya krallığı'nın parladığı vakitten (m.ö. 600) pergamon krallığı kurulup (m.ö. 280) başkentini pergamon yaptığı vakte kadar batı anadolu'nun idari merkeziydi. sardes'in şöhretine sahip olması atina'ya benziyor. atina'ya antik yunanistan'da gücünü veren asıl unsur atina'nın güneyinde bulunan laurion gümüş madenleriydi. sardes içinse şehrin hemen dibinden akan paktolos deresinin(nehir demeye içim el vermiyor) taşıdığı alüvyal altınlardı. lidya döneminde sardes başkent olmanın yanı sıra mücevherler, duvar resimleri, süslü kaplar, lydion denen vazolar, kokulu yağlar vb. açısından önemli bir endüstri merkeziydi.

    lidyalı sardes'in antik çağ'da bir başka ünü de savunma sistemiydi. kalın, yüksek duvarlarının önü kum tepeleriyle kaplanmıştı ki kuşatma ekipmanları işlevsiz kalsın. heredot'un anlattığına göre bir lidya kralı bu surların aşılamaması için surların çevresinde bir aslanı gezdirmiştir. bu surlar aşıldığında dahi çok sarp olduğu düşünülen akropol ele geçirilemeyecektir. fakat öyle olmadı. son lidya kralı krezüs saldırdığı persleri yozgat'ta yenemeyince evine, sardes'e döndü. pers ordusunun onu takip edeceğini düşünmemişti. lidyalılar bu yıl daha fazla savaşmayacaklarını düşünürken hemen ileride marmara gölü (gygean lake) yakınlarında çıkagelen pers ordusu tarafından hazırlıksız yakalandılar. belki de sardes'ten izlenebilen savaşta, lidyalılar atalarının tümüslerinin dibinde yenildiler. sonrasında gerçekleşen sardes kuşatmasıyla lidya krallığı sona erdi ve bütün anadolu pers egemenliğine(ahameniş imparatorluğu) geçti. sardes kuşatmasında (m.ö. 547) şehir yağmalandı ve büyük bir yangın çıktı. bu hazin sona rağmen persler batı anadolu satraplığını kurup başkentini sardes yaptılar.

    sardes'e lidyalılar sfard diyordu. persler de sparda adını kullandılar. bu tarihten itibaren persler için bir yönetim merkezi olan sardes, perslerin yunanistan seferleri için önemli bir toplanma noktası oldu. sardes'te kazılarında birçok pers mührü ortaya çıkarıldı. pers hakimiyetine isyan eden iyonyalıların saldırı hedeflerinden biri de sardes'ti. iyonyalılar şehrin yanında şu an sardes artemis tapınağı olarak anılan kibele tapınağı'nı yaktı. lidyalılar kuzenleri frigyalılar gibi büyük anadolu tanrıçası kibele'ye tapıyorlardı. örneğin, efes'in artemis'i yunan artemis'inden farklı olarak kibele'den izler taşır. sardes artemis'i de anadolu-helen kaynaşmasında oluşmuş olmalıdır.

    büyük iskender çanakkale'de yaptığı savaşta persleri yenince (m.ö. 334) sardes kenti iskender'e teslim oldu ve böyle yunan hakimiyeti başladı. iskender'in ardılları olan komutanların arasında anadolu, savaşların odağıyken bir taraftan da gittikçe helenleşiyordu. sardes'in bulunduğu ovada roma'nın da katıldığı savaşlar yapıldı ve şehir sık sık el değiştirdi. pergamon kralı krallığının varisi olarak roma cumhuriyeti'ni gösterdi. bu tarihten itibaren batı anadolu toprakları roma'ya geçti ve asia eyaleti başkenti efes ile birlikte kuruldu. roma döneminde sardes, doğu'da laodikya(denizli) kadar zengin, batı'da efes kadar nüfuzlu olmasa da önemini korudu. hristiyanlığı yaymak için batı anadolu gezisine çıkan pavlus ilk yedi kiliseden birini buraya kurdu.

    erken bizans döneminde refahı yüksek lidya eyaletinin merkezi sardes yapılmıştı. fakat bizans-sasani savaşlarında sasani komutanı şahin tarafından özel olarak yağmalandı. (m.s. 632) bu tarihten sonra sardes tekrar eskisi gibi onarılmadı. bugün gördüğümüz harabeler bu dönemden kalıyor. sardes depremler tarafından tarih boyunca tehdit edilen bir yer olduğu için sürekli yeniden yapılmaya muhtaçtı. ileride, türk akınlarının hedefi oldu. en son timur tarafından 1402'de yağmalanıp sakinlerinin katledilmesiyle şehrin insanlara daha fazla verecek bir şeyi kalmadı. osmanlı hala adını koruyarak 1530 kayıtlarına (muhtemelen bir köy olarak) geçirildi. yine bir köy olarak cumhuriyete ulaştı.

    ek 1: https://sardisexpedition.org/tr
    ek 2: (bkz: lidya krallığı/@just some pretty words)
  • otomobil, ticari ve endüstriyel araçlar için filtre ekipmanları üreten antakya merkezli bir firma.
  • tarihte paranın ilk kez kullanıldığı şehir olmasının yanında bugünlerde abd ambargosunu kırmak için venezuela'dan 900 milyon dolarlık altını usulsüz olarak türkiye'ye soktuğu iddia edilen şirketimiz. eğer söylenenler doğruysa abd-türkiye ilişkileri bir kez daha kopma noktasına gelebilir.
hesabın var mı? giriş yap