salahiyet
-
"-gardiyanlardan sonra bize mi geldi sıra, seni kendi salahiyetimle kapalıya atıyorum.
+siz beni resimlerde gördüğünüz mahkumlarla karıştırıyorsunuz galiba müdür bey, benim adım tatar ramazan, ben bu oyunu bozarım!"
(bkz: tatar ramazan sürgünde) -
türkçe karşılığı yetki olan arapça sözcük.
-
bir konuda kişinin söz sahibi olması olarak anlaşılabilir. öncelik ve yetki olarak da anlam kazanabilir cümle icinde
(bkz: polis vaziyet ve salahiyet nizamnamesi) -
genelde selahiyet diye bilinen arapça ve çirkin kelime
-
hukuk literatüründeki yetki anlamının yanı sıra telkin, yönlendirme anlamına da sahip lafz.
-
salahiyet, yani yetki, bir davaya hangi yerdeki görevli hukuk mahkemesi tarafından bakılacağının belirlenmesidir. genel yetki kuralına göre, davalının ikametgahındaki mahkeme, özel hukuk uyuşmazlığının çözümünde yetkilidir. bazı dava veya dava çeşitleri için kabul edilen istisnai nitelikteki yetki kurallarına ise özel yetki kuralları denir. (bkz: hukuk usulü muhakemeleri kanunu)
-
selahiyetin doğru yazılmışı, yetki anlamındadır.
-
-
ve bunu demeğe bir salâhiyeti var mıydı? (hâlit z. uşaklıgil). kubbealtı
-
bir görevi ya da bir işi yasaların verdiği imkanlara göre , belli şartlarda yürütmeyi sağlayan hak, yetkinin eş anlamlısı.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap