• bir şeyi elde etmek, kendisini bir durumdan sıyırmak, kendi çıkarına olan bir durumu korumak için
    kendisini olduğundan farklı gösteren, yalan söyleyen, insanları kandıran, hileli yollara başvuranlara denir.
    genel anlamının yani hileli yollarla para kazanmanın ötesinde bir karakter özelliği olarak da ortaya çıkabilir.
    bu zayıflıklarını örtmek için yalan söyler, olduklarından farklı gözükmeye çalışırlar. arkadaşlıkları, ikili ilişkileri, soysal konumları yalanlar üzerine kuruludur. genellikle zayıf karakterli insanlarda görülür. bu kişiler zaten beşeri olarak arzuladıkları durumda olma becerisinden uzaktırlar. güvenilir, çevresiyle uyum içerisinde, paylaşımcı kişiler olmakta zorluk yaşarlar. kendileri de çoğu zaman bu yapılarını görmezden gelir kendilerini ve çevrelerini çizdikleri profile inandırmak için fazlasıyla çaba harcarlar.
  • panasonic düğün kamerası ile çekilmiş ilyas salman filmidir. ayrıca bület kayabaş da bu filmde rol alır.

    film datça'da geçer.
  • tost makinesiyle çekildiğini sandığım ve sanırım ilyas salman ın en kötü, en anlamsız filmi.

    bu filmde görüntü kalitesi o kadar kötüdür ki filmi 15 sene önce çıkan nokia nın ilk kameralı telefonuyla çekseler ve youtube da bunu 144p oynatsalar sanırım daha berrak bir görüntü görürdük.
  • sert sessizlerden oluşmuş olması, bu kelimenin anlamı dışında fonetik olarak da kulağa sert gelmesini sağlamaktadır. bu nedenle hakkını vererek dile getirildiğinde suratınıza bir tokat gibi çarpma etkisine sahiptir. bu tip kelimeleri söylemek insana garip bir keyif vermektedir.

    benzer bir keyif için (bkz: küstah)
  • sanal dünyanın içinde bulunan herkestir. ekşi veya herhangi bir sosyal medya fark etmeksizin. bizim gibi cahil toplumlarda sanal dünyanın zararları normal ülkelere göre daha vahim. sanalda yazıp bilirkişi olarak ''bizi'' tarif etmek değil tabi bu girdim. daha tarif edilecek bir sürü olumsuzluk var da hani ne sikime yarayacak. herkesin sebebi var. sanalda olmak istediğim gibi olabiliyorum, bu yüzden mutluyum demek bile mantıklı bir sebeptir. bazen siktir et insanları ilk önce kendini eleştir, değiştir diyorum. bazen de kendimi eleştirip, düzeltmeye çalışmak yerine başkalarını eleştirmek, gömmek daha kolay ve zevkli oluyor. ee benim bu yaptığım da sahtekarlık. ne farkım kaldı. madem bir farkım yok neden sahtekarlık üzerine bir şeyler yazıyorum ki? vicdan mı, can sıkıntısı mı, saçmalamaca mı ne?
  • korkaktırlar.
  • elbette sahtekarlık görecelidir. ama maksat insanları kandırmaksa, arkadaşım an itibarıyla beni kandırdı. hatta buna şahitlerim de var *

    olay msnde cereyan etti;

    asıl olay da bu değil miydi zaten? kendisi msnde olmasına karşın dizi izlemeye soyundu. durumunu meşgule ayarladı. doğal olarak sorulara da cevapsız kaldı. buna tepki göstersek de devam etti. gerçi bizim ısrarcı tavrımız onu bu eylemden vazgeçirdi. * bi' an meşgulden çevirimiçi oldu, biz de sevindik. malesef bu bir kandırmaca taktikleriymiş. biz de ona laflar hazırlayarak bu tavrını kınadık.

    hala sahtekar nasıl veya nedir diye soranlar varsa bu durumdan anlayabilir.
  • sahteci de denilen, yalan dolan isler pesinde kosan ve de yapan.
  • onuncu nesil çaylak.
  • son zamanlarda sıklıkla denk geldiğim yaşam formu.

    bunlar bireyin hayatını becerip yokluğa karışırlar.
hesabın var mı? giriş yap