• bir türlü son veremediğim alışkanlık. “dur son bir luppo yiyeyim, aman damak pek şahane, dolaptaki kola bitsin son” vs ile ömrüm geçiyor. gerçekten sağlıklı beslenebilen, kendine kurallar koyup, o kurallara uyabilen insanlara saygı duyuyorum ama ben onlardan olamayacağım galiba...
  • illa cok hamurisi tuketmek veya yagli yemek olarak algilanmamalidir. vucudun ihtiyac duydugu yagdan ve karbonhidrattan tamamen kacinmak da sagliksiz beslenmeye yol aciyor. veya kilo verecegim diye bir gun cok az bir gun cok fazla yemek de...
    beslenme uzmani falan degilim ama hem gecmiste anorexia nervosaya varmasina ramak
    kala akillanmis hem de uzun sure o instant noodlelarla vesaire beslenmis biri olarak kendi tecrubelerimden yola cikarak soyleyebiliyorum cunku inanin bir sure sonra vucudunuz size “yapma” diyor.
    ornegin, cok yagli yememem lazim diyerek yagsiz sut iciyorsunuz yagsiz yogurt yiyorsunuz ya, iste o urunlerde o kadar katki maddesi oluyor ki keske kasik kasik dogal zeytinyagi icseniz... her neyse, hayatinizdan pakete girmis gidalari “olabildigince” cikardiktan ve gunluk diyetinize mevsimine uygun sebze ve meyveyi ekleyince buyuk oranda cozuluyor bu sorun. zaten goreceksiniz bir sure sonra ictiginiz sut bile size sekerli gelmeye baslayacak, her sabah daha zinde uyanmaya baslayacaksiniz ve bas agrilariniz bile gececek. en azindan denemeye deger.
  • bu alışkanlığı bırak yaşam tarzını nasıl değiştireceğim hiç bir fikrim yok. iki kere diyetisyene gidip en fazla zaten şişman olduğum için kilomu sadece koruyabildim.

    içimden bir türlü gelmiyor sağlıklı beslenmek. halihazırda hayatı sevmemek sağlıklı beslenmemi çok zorlaştırıyor.

    hiç aç olmadigim halde gittim bugün burger king de big king, crispy chicken patates kızartması artı fanta (0,4l) artı dondurmalı hot brownie yedim. fiyatı da sudan ucuzdu. (11,50€) verdim. sırf bunun için çıktım disariya, bir pazar günü. yani depresif olduğumu filan da sanmıyorum, sırf tikinmak için yataktan fırlayıp pijamaları ışık hızında degistirebiliyorsam!!

    karnım bile ağrımadı ya. bu nasıl bir boyuttur?!
  • sabah kahvaltısında adana kebap yemek bu tanıma verilebilecek örneklerden biri.
  • bunu artık bünyem gerçekten ayda 1-2 kere tek öğün olacak şekilde kaldırabiliyor bundan eminim...

    son iki günde çöp ötesi besleniyorum diyebilirim.
    dün 1,5 porsiyon börek yedim.
    o börek beni tam 6 saat boyunca çılgınlar gibi susattı. litre litre su içtim. ağzımda aşırı bir kuruluk oldu...
    derken ertesi gün tartıda 2 kilo fazla çıktım. çünkü vücut deli gibi su tutmuştu.

    bugün de vakitsizlikten ve biraz da denemek istediğim için;

    sabah 10:00 da 1,5 porsiyon pastahane kol böreği
    öğlen 14:30 da bir dilim yaş pasta
    akşam 20:00 da evde bizzat yaptığım 6 tane açma (oha oha çüş)
    yanında da biraz lor, domates ve zeytinyağı... (2 gündür yediğim ender sağlıklı şey)

    sonuç... ders çalışamayacak kadar hımbıllaşmış bir vücut.
    ağız kuruluğu...

    üstelik kendimi, inanılmaz pis kokmuş yağlı hissediyorum. şişman olduğum dönemlerdeki hissiyatın aynısı... böyle pis ve temizlenememişlik hissi, vıcık vıcıklık.
    ağırlık, aşırılık...
    sanki kafam bile çalışmıyormuş gibi böyle...

    yani evet, 15 günde bir birazcık (tek öğün tek porsiyon kadar) saçmalanabilir de.

    ı-ıh... böyle yaşanmaz...

    ayrıca, hala bu kadar çok miktarda yiyebiliyor olmak, beni kendi istikbalim açısından da kaygılandırıyor :(
  • kafa ve tırnaklar yenilerek gerçekleştirilen beslenme biçimi.
  • günümüzde aksinin çok zor ve maliyetli olduğu beslenme çeşidi.

    maalesef buna mecbur bırakıldık. çevrenizi düşünün, muhtemelen çok büyük bir kısmı günlük protein, vitamin, mineral gibi ihtiyaçlarını karşılama kaygısı güdemiyor. belki de bir gününü sadece karbonidrat ağırlıklı besinlerle kapatıyor. bilinçli olmak diyoruz evet ama bu bilincin olması bazen uygulamaya yetmiyor.

    aldığımız atıştırmalıklar, içtiğimiz içecekler paketli gıdalar bildiğimiz bilmediğimiz o kadar kimyasalla dolu ki. marketten alarak tükettiğimiz tavuğun nasıl hormon basılarak yapıldığına dair bir şeyler izlemiştim geçen senelerde. bu şartlarda elde edilen ürünleri yiyerek nasıl sağlıklı bir yaşam bekleyebiliriz ki? işin kötüsü, 'sağlıklı beslenme'yi bu kadar isteyip amaç edinmeye kalksak dahi bu sürdürülebilir olmayacak, maddi boyutuna bakarsak durum böyle.

    bir çemberin içinde yer alan kurban gibi hissediyorum kendimi. maalesef buna mecbur bırakıldık.
  • bu aralar bilerek sagliksiz besleniyorum. cok zevkli.
  • = t.c. vatandaşlığı.
hesabın var mı? giriş yap