• fyodor mihailoviç dostoyevski'nin can yayınları tarafından basılan ikiz romanının da çevirmeni. aslında çevirmeni tabiri biraz eksik kalıyor kendisi için, romanın türkiye temsilcisi, otoritesi gibi bi konumda benim gözümde. nedenini açıklamaya çalışayım.

    kitabın henüz başında önsöz niteliğinde yazılmış "ikiz ve öteki'ler" başlıklı bir yazısı var. yazı dediğime de bakma, toplam 6 bölüm ve 12 sayfa.

    yazıda romanın dostoyevski açısından taşıdığı anlam, gogol'ün burun'u, palto'su ve ölü canlar'ı veya kafka'nın dönüşüm'ü gibi farklı dönemlerde yazılan diğer kitaplarla olan etkileşimi, neden beklenen ilgiyi görmediği ve isminin neden "öteki" veya "öteki ben" değil de "ikiz" olması gerektiği gibi konular enfes bir biçimde ele alınmış.

    çevirmenin savlarını desteklemek amacıyla atıflar yaptığı ve çevirdiği romanla enteresan analojiler kurduğu düşünür, kavram, film ve hatta bilgisayar oyunlarını sıralıyorum;

    (bkz: jean paul sartre)
    (bkz: georg wilhelm friedrich hegel)
    (bkz: edmund husserl)
    (bkz: michel foucault)
    (bkz: jacques derrida) (bkz: differance)
    (bkz: jacques lacan) (bkz: obejt petit a)
    (bkz: slavoj zizek) (bkz: paralaks)
    (bkz: robert louis stevenson) (bkz: dr. jekyll and mr. hyde)
    (bkz: herbert george wells) (bkz: the invisible man)
    (bkz: mary shelley) (bkz: frankenstein)
    (bkz: bernardo bertolucci) (bkz: partner)
    (bkz: david cronenberg) (bkz: dead ringers)
    (bkz: vladimir nabokov) (bkz: lolita)
    (bkz: the matrix)
    (bkz: alien)
    (bkz: quake)
    (bkz: doom)
    (bkz: half life)

    yazıyı bitirir bitirmez hem zamanında adı sanı belli olmayan yayınevlerinden alıp okuduğum ve bir anlamda yazık ettiğim rus klasiklerine, hem de ortadaki emek hırsızlığının bir parçası olduğum için kendime üzüldüm, kahrettim. zira ben daha önce bir romanı okumayı çok daha zevkli hale getiren böylesi bir ön yazı okuduğumu hatırlamıyorum.

    yazı sayesinde çeviri sürecinde verilen emeği, sarfedilen çabayı ve çekilen sancıları da daha iyi anlamış oldum.

    can yayınları'nın beyaz geceler baskısında yine bu yazıya benzer "dostoyevski: mesih'ten önce hayalperest" bir ön yazı bulunmaktaydı ve ne mutlu bana ki beyaz geceleri de yine sabri gürses çevirisi olan can yayınları baskısından okumuştum.

    eğer edebiliyorsam buradan kendisine teşekkür ediyorum.

    p.s.: bu da bana ders oldu. bundan böyle bedava bile verseler zinhar çeviri hırsızlığı yaptığından şüphelendiğim yayınevleri tarafından basılan bozuk türkçeli, bol tapajlı, okuyucusuyla resmen dalga geçen kitapları almam, almak isteyenlere de ne yapıp edip aldırmam.
  • tam benim tipim çevirisi ile hayalkırıklığı yaşatan çevirmen. eminim iyi işleri vardır ve fakat sanki hiç bilmediği bir konuyu çevirirken biraz daha titiz davranabilirmiş. terminolojiye aşina olmadığı gibi yanlış kullanmış o da yetmemiş bir bölüm başlığını akıllara durgunluk verecek şekilde "hedefiniz akzidenz ileri" diye yazarak aklınca türk okuyucuya selam çakmış ama usta o kitabın orjinalinde böyle bir başlık yok ki, adam yani asıl yazar "akdeniz ileri" olayını nereden bilecek ve sen ne cüretkar bir çevirmensin de böyle bir müdahale yapabiliyorsun. önce adam gibi çevir sonra dile adaptasyon için uygun kelime oyunları kullan. yazık olmuş güzelim kitaba.
  • dostoyevski'nin çoğu kez "öteki" başlığıyla çevrilen romanını "ikiz" olarak çevirmiş ama kendi itirafıyla bu isim maalesef satışları sekteye uğratmıştır. açıksözlü bir mütercim. sohbet ederken sürekli "şey" demesiyle hatırlanır.
  • joseph campbell in kahramanın sonsuz yolculuğu eserinin çevirisinde berbat bir is çıkarmış yazardır.

    okurken çoğu şeyi anlamayacaksiniz anladığıniz şeyi de bir kaç kez okuyup anlamış olacaksınız.

    imkânınız varsa kesinlikle ingilizce okuyun.
  • can yayınları 'suç ve ceza' çevirisini bitirmek üzere olduğum çevirmen. sürükleyiciliği kaybettirdiğini, çeviride doğru kelimelerin seçiminde çok başarısız olduğunu hatta yer yer anlam kaymalarına neden olabilecek hatalar yaptığını düşünmekteyim. az kalsın böylesine bir kitabı yarım bırakacaktım.
  • cevirmen haklarini tek basina cev bir'den daha iyi savunan haricten ceviribilimcidir.
    ayrica net uzerindeki ceviribilim dergisini de -hemen hemen- tek basina hazirlar.
    bir dellenmis adamdir.
  • bildiklerini anlatmakta, yani sözlü olarak aktarmakta pek de başarılı olmadığını düşündüğüm çevirmen, yazar.
  • çevirmeni olduğu ikiz kitabının önsözünde matrix'ten girip half-life'dan çıkmıştır. yakışmıştır...
  • arnaldur indridason'un kutup soğuğu romanını türkçe'ye çevirmiş ama çok can sıkıcı hatalar da yapmış olan çevirmen. en rahatsız edeni ise: "izlandaca öğretmeni" ni kitabın kimi yerinde bu şekilde, ama çoğu yerinde "izlandalı öğretmen" olarak çevirmiş.
    kapağında adım yazacak bir kitap çeviriyor olsam, baştan sona okurum bir kez bitirince, ama sanırım gerçek hayatta böyle olmuyor; bitirip sıradakine bakılıyor hemen.
  • joseph campbell'in kahramanın sonsuz yolculuğu isimli baş eserini türkçeye kazandırmış çevirmen.
hesabın var mı? giriş yap