• günün bu vakti nereden aklıma geldi bilmiyorum ama zaman zaman dumur eden politik göndermelerin yapıldığı bir diziydi bu. şöyle ki, bölümün birinde esas oğlanımız mazhar hapse giriyordu. oğlunun içeride yalnız ne yaptığından endişe duyan annesi menkıbe hanım'a abayı yakmış bulunan mazhar'ın patronu (kendisi dizide eski bir solcuyu canlandırıyordu) ve nerde beleş oraya yerleş zihniyetiyle yaşamını sürdüren kayınpederi, mazhar'ı yalnız bırakmamak için hapsi göze alarak mankıbe'yi etkilemeye çalışıyorlardı. patron gençlik günlerini hatırlamış olacak ki, sokakta bir duvarın üzerine altıncı filo defol yazıyor, akabinde hemen yakalanıp tutuklanıyor ve nezarethaneye atılıyordu. rakibinin kendisinde önce içeri tıkıldığını gören kayınpeder de aynı taktiği kullanıp bir duvarına üzerine ya sev ya terket yazıyordu. ama tutuklanmak şöyle dursun, etraftan gelen geçen vatandaşlar adamın etrafında çember oluşturup "helal be abime, helal sana, türkiye seninle gurur duyuyor" diye tezahürat ediyorlardı.

    yaa, böyle bir bölümdü işte.
  • kanka kelimesini ilk duyduğum yer. senaristleri pişmandır herhalde bu kelimeyi kullandıklarına...
  • mazhar'a kızan ruhsar'ın onu sihirle gay'e dönüştürdüğü bölümü çok eğlenceli olan diziydi. hangisi olduğunu şu an hatırlayamadığım bir karakterin "sen eskiden böyle değildin" sorusuna mazhar'ın verdiği cevap aklımdan hiç çıkmayacak.

    --- spoiler ---

    "ben tekerleğin icadından beri böyleyim ayol"

    --- spoiler ---
  • ruhospu kavramını dilimize kazandıran dizi.
  • simdi yayinlaniyor olsa bir takim cevrelerce "dini degerleri asagiliyor" veya "dini degerlerle dalga geciyor" ("hayaletler ruhlar oyle seyler yapmazlar ck ck ck", "ay oteki tarafta daktiloyla bilgisayarla not tutan kadin var ckckck") gerekceleriyle hakkinda dava acilmasi mumkun olan dizi. isin acisi eskiden boyle davalar acildigini duysak gotumuzle gulerdik, artik boyle davalari degerlendirmeye alan hakimlere/savcilara guluyoruz.
  • acemi cadı, selena ve en iyi arkadaşım tarzı dizileri gördükçe zamanında haksızlık yapıldığını düşündüğüm dizi. dimi lan estapitipiti.
  • bu dizide ruhsar'ın yalnızca dünya üzerine yağmur yağmakta olduğu sırada dünyaya geri dönebilmesi durumu, yine yağmurlu bir günde vefat etmiş olmasının üzerinden "gittiğin yağmurla gel" adlı şarkıya bir göndermedir.*
  • "mazhar'la ruhsar, ortalama bir aşkla birbirlerini severek ve belediyenin nikah memurlarına verdiği yetkiden faydalanarak dünya evine girmişlerdi. bu evlilik, başta mahzar'la ruhsar olmak üzere bir çok kişiyi mutlu etmişti. 35 yıllık annesi menkibe hanım ile 19 yıllık kız kardeşi firdevs hariç elbet. girdikleri bu dünya evi, klasik türk dünya eviydi. zavallı mahzar iki arada bir derede kalmıştı. buna bir de ruhsar'ın aşırı kıskanç karakteri eklenince, mahzar için bu dünya evi bir işkence evine dönüşmüştü. fakat trikotajla hiçbir ilgisi olmadığı halde, sürekli ağ ören kader yine ağlarını örmüştü. zalim kader ruhsar'ı bu dünyadan alır ve tüm fanilerin gitmek zorunda oldukları ahiret evine çok erken gönderir. ama bu göç, hikayemizde bir sona değil, aksine komik olayların başlamasına neden olacaktır." girişi ile televizyon karşısına kilitleyen diziler arasına girmiş, bir zamanların sevilen, ans production dizisi.
  • kanal d'de oynamı$ en iyi dizi.dizinin en guzel di$i karakteri firdevstir.firdevs abisinin kankasına aşıktır.mazharsa annesinin getirdiği birbirinden ta$ hatunları elinin tersiyle itmekten zevk alır ve izleyici uyuz eder.menkıbe hanımada ayrıca saygı duyduğum hayaletli perili dizi.
  • reyhan karakterinin bir bölümde "mazhar'ın içkisine ilaç katıp ona tecavüz edicem, onu kirleticem ve benle evlenmek zorunda kalıcak." demesiyle aklımda kalmış dizi.
hesabın var mı? giriş yap