• köpeğim olur kendisi..

    başka insanlar tarafından :

    -roadfighter
    -rottweider
    -roadweiler
    -doberman lan bu.
    -pitbull lan kaçın

    olarak tanınır..
  • bir rottweiler ile ayni ortamda yasiyor iseniz bu bir kopeginiz oldugu anlamina gelmez. sizinle birlikte yasayan bir hoduk herif ya da hatun oldugu anlamina gelir. caniniz sikkinken tepenize ziplayan biraz oynayalim mi dediginizde ofleyerek yuzunu donen, aldigi onca egitime ragmen cani itaat etmek istemediginde hic bir ricanizi dinlemeyen isin en kotu belki de en guzel yani kendisine her sinirlendiginizde icten ice aslinda size ne kadar benzedigini dusundugunuz kendinizi bazen kral - kralice bazen de usak gibi hissetmenize yolacan, sizi sevdiginden ancak sevilmeye en cok ihtiyac duydugunuz anda o icten bakislari ve sizinle birlikte cektigi offf leri ile emin olabildiginiz cook yakisikli coook guclu hem cok sicak hem cok soguk bir dost ,kiskanc bir sevgili, evlat , ebeveyn, yastik, yorgan, at, bodyguard olabilir. ama kopeginiz degildir. belki de asil kopek boyle biseydir.
  • bu haywanlar hakkinda veteriner bir tanidigim "guvenlik icin kullanildiklari mekanda doberman'lar iceri adam almaz,rottweiler iceri girilmesine izin verir ama di$ari cikartmaz" demi$ti..ne kadar dogrudur bilemiorum (bkz: baskasinin yalancisiyim)
  • *apartman dairesinde oturuyorsanız
    *tek yaşıyorsanız
    *paranız size zor yetiyorsa(aşıları, yemeği, vitaminleri)
    *ilk köpeğiniz olacaksa(bu önemli)
    *bahçeniz yoksa
    *sidik ve bok kokusuna duyarlıysanız(ki ilk aylar gazeteye de olsa evin içine yapıyor)
    *komşularınız insan siluetindeki çöp kovalarıysa

    bu cins bir köpek almamalısınız. daha doğrusu köpek almamalısınız. tüm bu nedenlere rağmen "değmez mi yani?" diye soranlara "tabikii değer" diyebilirim.

    inanılmaz akıllı, asil, dost. işine gelmediği zaman tüm öğrendiklerini unutan, ne zaman ne yaptığını gayet iyi bilen arkadaş. henüz 3 aylık olmasına rağmen yıllardır berabermişiz havasını tek başına estirebilen sevgili. hani bana öpücük kızım dediğim zaman eğilmemi bekleyen, eğilmediğim zamanlar çıldıran ve çişini ya da kakasını serili olan gazetenin dışına yapan, hemen akabinde gözümün içine bakarak sesler çıkaran (havlama, uluma değil) uyanık. kral tv manyağı. abarttığımı düşünenler hemen bir rottweiler sahibi olarak bunları yaşayabilirler.

    işe gitmek için evden çıktığımda açık bıraktığım televizyonda kanalı kral tv'ye ayarlamazsam gün boyu ağlıyormuş. komşuların yalancısıyım. fox tv de seyrediyor biraz ama diğerlerinden pek hazetmiyor. akşamları işten geldiğimde çarkı felek izlemekten bi hal oldum inanın.

    biraz klasik olacak ama ortalıkta bırakılan/unutulan terlik, ayakkabı, tv kumandası, cep telefonu, kazak, gömlek, kravat v.s. den umudunuzu kesin. hiç birine üzülmüyorum ancak cep telefonumun ne hale geldiğini görünce sinirimden ağlamıştım. ağlar gibi yapmadım hee bildiğin ağladım.
  • bu hayvanlari yakinan tanimak uzere yaptigimiz bilimsel arastirmalar sonucu ilginc veriler edindik..
    oncelikle bir kobay bulmakla yola ciktik. yetiskin bireylerce birkac kez isirildiktan sonra yavru bir kobay edinmenin daha mantikli olduguna kanaat getirdik. boylece ilk hipotezimiz olusmus oldu:
    1. bebi$ rottweiler'lar 4 ayliga kadar pek sirin oluyorlar.
    daha sonra bu hayvani evde beslemeye kalktigimiz icin baska baska hipotezlere vardik:
    2. disleri kasinan rottwiler'lar evde ne bulurlarsa yiyorlar. kanepe kenari, duvar(!) kapi.... hersey. hatta hatta mutfak malzemelerini bile,

    ornek:
    - emir! sende bi shaker vardi nerde o? vodka martini yapicaz, lazim..
    - abi onu apollon*yedi.
    - oha! metaldi lan o shaker!

    4 aylik bu hayvan benim omzum mesafesine (tamam uzun boylu degilim, natalia vodianova'nin beli yuksekliginde diyelim) ulastiktan sonra vitamin haplarini kesmeye karar verdik. fakat evde yalniz kaldigi bir anda rottweiler sahis dolabi yiye yiye vitamin haplarinin kutusuna ulasti ve kutuyla birlikte butun haplari yedi.. iste o an korkmaya basladik..
    3. bir rottweiler kesinlikle evde yalniz birakilmamalidir.
    bunun uzerine hayvancagzi kisa sureli istisnalar disinda evde yalniz birakmamaya ozen gostermeye basladik. yalniz kaldi mi da baglamak gibi aptalca bir fikir de edindik. hatta baglamak icin sokak kapisini secmek en buyuk kerizligimiz oldu. 4 aylik olmasina ragmen tonlar ceken, istese hepimizi yiyebilecek hayvan sokak kapisini kirip alt kattaki bara ziyarette bulundu. barin sahipleri polis cagirdi, hayvan tutuklandi..
    4. evden kacar kacmaz bara gitmesi, bar cikisi tutuklanmasiyla rottweiler insana cok benzeyen bir yaratiktir.
    kopegi geri alana kadar canimiz cikti ve sonunda ne zamandir asikar olan kanaate vardik:
    5. apartman dairesinde rottweiler beslenmez!!
    kendisini bahceli ve tanidik bir insana satmanin en iyi cozum olduguna karar verdik. en azindan bahceli bir ev almaktan daha gercekci bir fikirdi. 500 euroya alinan hayvan 700 euro'ya satildi. biz de bu maceramizdan ders almis olduk...
    6. rottweiler kucukken sempatik, buyudukce ayilasan, kapasiteleri kesinlikle hafife alinmamasi gereken bir kopektir.
    ayrica gerekli imkanlara sahip degilken, bilim ugruna bile olsa, hayvan sahibi olmaya kalkisilmamalidir..
  • dün akşam köpeğimi ali ismail korkmaz parkı'nda gezdirirken yanımızda bitti bir tanesi. benim ufaklık zaten terrier kırması, daha 4 aylık... bu ibine 1 buçuk yaşında, bildiğin dana gibi bir şey. neyse efendim, koklaşmalar oynaşmalar filan derken... salalım dedik köpekleri, rahat rahat koşuştursunlar. saldık... ben de sahibiyle havadan sudan muhabbet ediyorum. sonra bir baktım ki bu meyilli köpek arkadaş kamaşullahı dikmiş bizimkini zikmeye çalışıyor. hayır amk benimki de erkek, sen de erkeksin... erkek erkeğe hallenir mi hiç arkadaş?! 2-3 defa gittim çektim, bak olm akıllı ol dercesine sert sert baktım... sonra tırstım bana da hallenebilir pezevenk diye, vazgeçtim. yaklaşık 40 dakika boyunca oynadılar. iki defa ayağıma bastı, ikisinde de öyle bir canım yandı ki "ananıskiiim" deyu bağırmaktan kendimi alamadım. 7-8 defa benimkine çarptı, öldü sanıp köpeğimin başında "havar komşular havaaar" deyu kısa süreli ağıtlar yaktım. sonra tamam dedim, yeter gidiyoruz. aldım elime tasmasını, yürüyoruz... bir baktım it gibi titriyor bizimkisi. ulan dedim noldu amk bu hayvana. gel olm dedim biraz seveyim seni. şöyle bir dokundum ki hayvan sırılsıklam. resmen yıkamış amk evladı salyalarıyla bizimkini. abartıyorsam eğer allah belamı versin, bildiğin denizden çıkmış gibiydi oğlum. karanlıkta fark edemedim tabii de, farkına varır varmaz eve götürüp güzelce yıkadım. iyi köpeksin, hoş köpeksin de murdar ettin bizi rottweiler!
  • geçen hafta hayatıma aniden giren ve girdiği gibi değiştiren daha doğrusu renklendiren topak bir çocuktur rottweiler bana göre. yaklaşık 3 aydır sağlıklı bir labrador bakıyorduk eşimle. bulunduğumuz eyalette ve çevresinde bir türlü chocolate labrador bulamıyorduk ve bulamadık.. ben yaklaşık 8 aydır aynı zamanda sağlıklı safkan bir rottweiler bakıyordum fakat eşim bir türlü istemiyordu çünkü daha önceden herhangi bir köpek bakma tecrübesi yaşamadığı için, izlediklerinden ve duyduklarından etkilenerek bu türe önyargı ile yaklaşıyordu ta ki geçen haftaya dek.. benim için ise farkeden bir şey yoktu.

    köpek beslemenin onu eğitmenin ve onunla dost olmanın insan hayatında ne denli önemli bir yer tuttuğunun farkındaydım ve her türlü köpeğe razıydım. eşim labradorda karar kıldığı için ikimizin de ortak istediği bir cins mantıklıydı ve bu nedenle son 3 ayda labrador retriever aramaya başlamıştık. fakat artık yeter dedim çünkü gerek yetiştiricilerin vurdum duymazlığı ve gerek kahverengi labradorun çok az kişide bulunması bana yeter dedirtti. uzun süredir yaptığım araştırmalar sonucunda missouri'de bulduğum güvenilir harika bir yetiştirici bulmuştum ve uzun sürdir kendisi ile iletişime geçmeyi düşünüyordum. 2 hafta önce iletişime geçtim ve elindeki yavruların durumlarını sordum. köpeğin missouri'den bulunduğum eyalete gelmesi yaklaşık 5 saat süreceği için endişeliydim fakat yetiştirici bu işle profesyonel olarak 17 seneden beri uğraştığı için içim biraz rahatlamıştı. hayatıma aniden girdi bu çocuk çünkü hemen karar verdim. skype da ayı yavrusunu gördükten sonra ve yetiştiricinin referanslarını göz önünde bulundurarak hemen işlemleri başlattım.

    geçen hafta cumartesi günü gittim havaalanına bekliyorum çocuğu. hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyorum. bu arada eşim evde hasta yatıyor haberi yok bu işlerden maksat sürpriz.. aklımda da endişeler var, ya istemezse ya korkarsa diye fakat aklıma ayı yavrusunun görüntüleri geldikçe "bir insan bu çocuğu nasıl sevmez?" diye sorarak kendimi rahatlatıyorum. neyse zaman geldi çattı. gittim hava yolunun ofisine belgeleri gösterdim ve beklemeye koyuldum. orada görevli bir arkadaş sağolsun gitti getirdi yavruyu plastik kulubesinin içinde sallana sallana geliyor uzaklardan seninki.. ne bir ağlama var ne bir bağırma var ne de bir korku var. neşeli mutlu heyecanlı bir çocuk var sanki karşımda. şaşırıyorum tabii hemen bana verilen belgeleri imzaladıktan sonra koştura koştura gidiyouz arabaya beraber. araba kullanırken ne bir bağırış çağırış ne bir ağlama hiç bir şey yok hala daha. elimi kafesinin aralıklarından içeri sokuyorum kokluyor, yalıyor. müziğin sesini açıyorum mutluluğumdan şarkı söylüyorum. arkadaşlarımı arıyorum sevincimi paylaşıyorum. en nihayet eve geldim ve kucağımda bu çocukla salona girdim, eşim çığlık çığlığa, ne hastalık kaldı ne dert kaldı. öpücükler, sarılmalar, koklaşmalar, oyunlar..

    hayatımda yaşadığım en güzel günlerden birini yaşamama sebep olmuş harika bir varlık benim için rottweiler. adını ilk zeus koymuştuk fakat daha samimi bir isim olsun istedik ve paşa koyduk. babasının adı da pasha antonius olduğu için paşa ismini uygun gördük. köpekten öte benim için. inanılmaz bir zekası ve yüreği var. 10 haftalık olmasına rağmen öğrettiğimiz her türlü kelimeyi aklında tutuyor ve komutları uyguluyor. tuvalet eğitimi bizim için kolay çünkü apartman katında yaşamıyoruz. daha önceden 2 köpeği de katta beslediğim için sıkıntılı olduğunu düşünüyorum. fakat şimdi tuvalet eğitimini çok rahat veriyoruz. halımızı arada sırada da olsa kemirmesi dışında hiç bir sorun yaşamadım. bundan yaklaşık 3 ay sonra bir daha yazmaya çalışıcam farklılıkları gözlemleyip sizlere aktarmaya çalışıcam.

    en önemli artıları yediğimiz yemeğe yavşamaması, ısrarla yemek beklememesi, doymasını bilmesi, kulubesinin içinde biz yokken ağlamayarak durması, uyuması ve kendi kendine oyun oynaması, aynı zamanda yatağımıza çıkmak istememesi ve ağlamayarak karanlıkta kulubesinin içinde uyuması. en önemlisi öğrettiğimiz her şeyi hemen öğrenmesi. bunun yanında yavrucak bize karşı dominant olmaya çalışıyor fakat otoritemizi hissetiriyoruz saygıda kusur etmiyor şimdilik. elimizden gelenin en iyisini yapıcaz paşa için. çok güzel günler yaşayacağım için çok mutluyum. alıcaklara tavsiye edebilicek olgunluğa ve tecrübeye henüz sahip olmadığım için sadece 1 haftada yaşadıklarımı anlatmaya çalıştım. yeterli tecrübeye ulaştıktan sonra daha fazla bilgi vermeye çalışıcam.

    amerika'da yaşayıp rottweiler sahibi olmak isteyen arkadaşlar var ise vom keiser wappen rottweilers'ı şiddetle tavsiye ederim. yetiştiricinin adı ise denny pratt. harika bir profesyonel yetiştirici. her türlü sorunuza içtenlikle cevap veren elinden geldiği kadar yardımcı olmayan çalışan birisi..

    paşanın gel (come here) ve otur (sit down) eğitim videosunu buradan izleyebilirsiniz. çift dilli eğitmeye çalışıyoruz beyefendiyi. ortama hızlı ayak uydursun diye.
  • "ulam bi köpek alayım da sokakta yürürken kızlar ilgi göstersin bari" tarzı yaklaşımlar sonucu alınan yavruların kısa zamanda metamorfoza uğramasıyla elde avuçta selamlaşılan üç beş kızın da sizi görünce şerit değiştirmesine yol açan köpek, hayvan.
  • sahibiyle bile yalapsap olmayan, rottweilerim ulen ben fino muamelesi noluyo ki edasiyla iki sakalasmadan sonra ciddilesip kosesine cekilen, beslenme konusunda kesinlikle kibarlik yapmayan, dolayisiyla hantallasmaya musait, kirma kopekler arasindaki en yakisikli ve dogru egitildiginde en iyi bekci kopekleri..
  • kardeşim bir gün "ares" in dışkısında kana benzer bişii görmüş. arkadaşıyla "kanlı ishalse" diye telaşlanmışlar ve sonraki dışkılarını incelemeye başlamışlar;
    gazoz kapakları, tornavida uçları, vidalar ve tanımlayamadıkları birçok cisimle karşılaşınca bunların çıkmasının pek kolay olmayacağını düşünüp sakinleşmişler.
hesabın var mı? giriş yap