• "bazen her şeyi kazanan sporcuların stil olarak göze hoş gelmediği olur. domine ederken bunu kendime has, özel bir yolla yapmak en gurur duyduğum şey. sporda hem sanatçı hem de kazanan olarak değerlendirebileceğimiz belki yedi sekiz kişi vardır. roger federer, tiger woods, phil taylor, lionel messi, diego maradona… mesela ronaldo değil. o daha çok bir makineyi andırıyor. inanılmaz bir oyuncu ama ben sporunu sanata çevirenleri izlemeyi seviyorum.” buyurmuş efsane.
  • 45 yıllık yaşam, 28 yıllık kariyer, 5 dünya şampiyonluğu, 1189 entry sonunda kendisine kestane denilen efsane.

    güncelleme: yaklaşık 7 ay önce kestane olarak nitelendirilen ronnie, snooker tarihinin en yaşlı 2. dünya şampiyonu olarak yukarda belirtilen şampiyonluk sayısını 6'ya çıkarmıştır.

    yılların editi: 7 oldu. saymaya devam ediyor.
  • kendisiyle ilgili ilk entrymi 2004 yilinda, yani 18 sene once yazmisim. aramizda 18 yasinda veya daha kucuk olanlar varsa, bi ok boomerinizi alirim.

    ronnie o'sullivan'i butun bu yillar boyunca takip etmek, maclarini izlemek, roportajlarini okumak cok keyifliydi. kendimi bu yuzden gercekten sansli hissediyorum. bu uzun maratonda kendisinin sporculugunun yaninda girdigi depresyonlara, babasiyla olan iliskisine, dususe gecen kariyerine ve oradan tekrar ayaga kalkmasina sahit olan bizler icin ronnie bir snooker oyuncusundan cok daha fazlasi olarak hayatimizda yer aldi.

    bir programda 6. dunya sampiyonlugu gelir mi sorusu uzerine "i would love to think that i've got another in me" demisti, 7 yapti. son yillarda yasinin da getirdigi bir olgunluk var. kendisiyle baristi, kimseyle mucadele etmiyor, snooker oynamak istiyor, kazanmak veya kaybetmek icin degil oynamayi sevdigi icin oynuyor artik. ama gecmisin yaralari hala icinde, 7. sampiyonlugu sonrasi bir roportajda "i feel like i could have done better, i feel like i’ve underachieved. that will never change" demesi onu sevenleri de biraz olsun uzuyor.

    ronnie o'sullivan cok ozel bir sporcu. muazzam bir kariyere sahip inanilmaz yetenekli bir isim. pek cok snooker oyuncusu mimiksiz, adeta bir robot gibi maclarini oynar ve tamamlarken, o hissettiklerini hic bir zaman gizlemedi. hakemle kavga etti, rakibiyle eglendi, kendisiyle mucadele etti ve iste bu yuzden hep bir hikayesi oldu. hikayesi olan sporcularin hikayeleri anlatilir ve onlari izlemek her zaman daha fazla keyif verir. ama ronnie elbette bunu daha fazla konusulmak ve izlenmek icin yapmadi. o sadece kendisi oldu, biz pesinden gittik.

    kirilmasi zor rekorlarla dolu olan kariyeri hala devam ettigi icin, hala onu izleme sansina sahip oldugumuz icin ne mutlu bize. kendisi spor tarihinde ve benim sahsi kisa tarihimde mustesna bir yere sahip, sagolsun varolsun.

    bonus editi : https://www.youtube.com/…ab_channel=snookerisronnie inanilmaz gercekten
  • ronnie snookerla her zaman aşk-nefret ilişkisi içinde olmuş bir isim. her açıklamasıyla gündem olan snooker gibi centilmen bir sporda aşırılıklarıyla ön plana çıkan aynı zamanda da bu sporun en yetenekli oyuncusu. defalarca snookerı bırakacağını, sadece çocuklarının okul taksitlerini ödemek için snooker oynadığını söyleyen aynı zamanda da onlarca kupaya, rekora sahip snooker denince akla gelen ilk isim ronnie.

    stephen hendry geçen gün ronnie için "onsuz snooker çok zayıf kalır, o sadece yeteneğiyle değil oyun dışındaki hareketleriyle de her zaman hatırlanacak" demişti. ben de snooker severler için bir derleme yapayım dedim. işte snooker'ın kötü çocuğu ronnie:

    •1996 dünya şampiyonasında mike ganley'e saldırdı. mike ganley şampiyonanın basın sözcüsü yardımcısı. sullivan basın odasından bir konuğun çıkartılmasını istiyor ve aralarında tartışma başlıyor. ronnie fiziksel saldırıda bulunuyor. 4 saatlik disiplin komitesi toplantısı sonucunda geçmişi temiz olduğu için 2 yıl ertelemeli £20,000 ve ek olarak £10,000 hayır kurumlarına bağış cezası alıyor.

    •yine 1996 dünya şampiyonasında ilk turda alain robidoux'u sol elle 10-3 yendiği için rakibi tarafından saygısızlıkla suçlandı. ronnie "sol elle onun sağ elle oynadığından iyiyim" dedi. özellikle bu maçın 11. frame'i sinir harbine dönmüştü. taraflar frame topu girmesine rağmen son topa kadar oyunu inadına bitirmemiştir. maç sonrasında sol elle de oynadığını ispatlamak için rex williams'la özel bir maç yapıp sol elle oynadı ve 3-0 kazandı.

    •1996'da mark williams'la yaptığı maçta frame garantilendikten sonra saygısızca vuruşlar yapmakla suçlandı.

    •1998'de irish masters'ta ken doherty'i finalde yendikten sonra uyuşturucu testi pozitif çıktı ve kupa elinden alındı.

    •1998 birleşik krallık kupasından psikolojik problemleri nedeniyle çekildi. depresyon söylentileri çıktı.

    •1999'da kötü bir sezonun ardından snookerdan sıkıldığını söyledi ve bırakmaktan bahsetmeye başladı.

    •2005 malta cup'ta dott'a karşı oynarken frameden çekildi.

    •2005 dünya snooker şampiyonasında peter ebdon'a 8-2 öndeyken 11-13 kaybettiği maçtan sonra emekli olmayı düşündüğünü söyledi. (peter ebdon ronnie'nin tam tersidir, 5 dakikada 12 sayı alarak izleyicileri uyutmuşluğu vardır) şunu da ekleyeyim de konusu açılmışken.. ronnie vs ebdon.. vakti olan izlesin mutlaka.

    •ben bırakıyorum dedikten sonra aynı sene amerikaya 8 top turnuvalarına katıldı.

    •8 top turnuvasında canlı yayında tuvalet krizi yaşandı. maç ortasında tuvalet izni istedi.

    •2005 birleşik krallık turnuvasında mark king'e karşısındayken bir süre sonra oyunu izlemek istemedi ve başını havluyla örtüp maçı takip etmeyi bıraktı. bu da olay anının enteresan bir fotoğrafı..

    •2006 grand prix'te 24 snooker'dan dönen michael holt'la alay etti.

    •2006 dünya şampiyonasında isteka problemleri yaşadı, dott'la oynadığı maçta isteka ucunu söktü, maç sonunda isteka setini seyirciler arasındaki bir gence verdi.

    •2006 birleşik krallık turnuvasında stephen hendry karşısında 4-1 geriye düştü 6. frame'de zor bir kırmızıyı kaçırdı ve maçı bıraktı. 9-1 hükmen mağlup ilan edildi. £20,800 para cezası ve 900 sıralama puanı silinmesi cezası uygulandı.

    •2007 masters'ta son siyahı bilerek faulle soktu.

    •2008 birleşik krallık turnuvasında joe perry ile oynarken 12. frame'de 23-0 gerideyken frame'den çekildi. £1,000 ceza ödedi.

    •2010 world open'da mark king karşısında ronnie hakeme 147 için ekstra ödül var mı diye sordu. hakem olmadığını söyleyince 140'a kadar gelip rakibinin elini sıktı ve ekstra ödül olmadığı için 147 yapmayacağını söyledi. sonra hakem yanına gelip son topu seyirciler için sokmasını söyledi ve ronnie ısrarı kıramayıp 147 yaptı.

    •2010 dünya snooker şampiyonasında hakem hızına yetişemedi ve siyah topu yerleştirmesine fırsat vermeden atış yaptı. sonuç faul tabiki. eskiden hakemi beklemişliği de var tabi :)

    •yine 2010 dünya snooker şampiyonasında mark selby ile çeyrek final karşılaşmasında hakeme bir göz doktoruna görün dedi.

    •2010 yılında babası hapisten çıktı (cinayetten 18 yıl yattı). dünya şampiyonluklarını ona adamıştı.

    •2015 world grand prix'te iyi pozisyon alamayınca tebeşirle şut çekti.

    •2015 dünya snooker şampiyonasında ayakkabısı sıktığı için çıkardı ve 1 frame çorapla oynadı.(bu, bu ve bu).

    •2015 çin açık'ta da ayakkabısını çıkarmıştı.

    •2015 dünya snooker şampiyonasında masa üzerine tebeşir yerleştirip hiza aldı. kimse farketmediği için cezadan yırttı. videosu da şu

    •2017 english open'da koşu ayakkabısı ile maçlara çıktı. organizatörlerin uygun giyin uyarısına turnuvadan çekilirim tehditiyle karşılık verdi.

    •2017 english open'da sahaya giren seyirciye istekasını verip son vuruşu yaptırdı.

    edit: bazı linkler çalışmıyor artık. çalışanını bulursam ekleyeceğim*
  • hong kong masters 2022'yi cok acayip sekilde kazanmistir.

    ilk turu es geciyorum, gorece kolay bir macti.

    yari finalde neil robertson'la oyunu selby 2020'den cok da farkli degildi aslinda. robertson oldukca iyi bir oyunla 1-0 geride oldugu maci 1-4'e getirdi. bu esnada oldukca ozguvenli bir sekilde yapilan her hatayi degerlendirdi ve mukemmele yakin bir oyun sergiledi, ronnie masaya bile gelemedi. hatta robertson'un acilistan hemen sonraki topu iceri atarak aldigi oyun bile var. kisacasi ronnie'nin elini iyice soguttu, yuzunu asik hale getirdi. sonra yaptigi tek bir hatada, hata bile degil acilan bir topta, masaya gelen ronnie uzun topu iceri atip hop diye masayi temizledi. o soguk elle ve bozuk moralle bunu nasil yaptigi hala gizemini koruyor. sonrasinda hic top kacirmamaya basladi ronnie ve neil robertson'u biraz da o bahsettigim selby 2020 kafasina soktu. o ana kadar asiri rahat oynayan robertson'in, daha once gozu kapali attigi topa dusundugu bir an vardi mesela, maci orada kaybetti kafaca. hata yaparsam iceri atarsa ne yaparim diye baktigi o andan sonra zaten ronnie'yi kim tutabilir ki... ust uste 5 oyun alarak cikti finale. robertson'a karsi 5 oyun alarak cikiyor, saka gibi.

    finalde de iyi oynarken bir hata neticesinde marco fu epey yurudu, ama bir yere kadar dedi ronnie bey ve maci cok da zorlanmadan aldi. aslinda uzerine cok konusulacak bir mac degildi ama son oyuna apayri bir parantez acmak lazim. bu oyun bizim ronnie'yi neden sevdigimizin gostergesi gibi. siyah kapali, pembe kapali, tum kirmizlari maviden oynamak zorunda. yani 147 oyununu kirmizilara yakin siyah yerine ortada kalan maviden yapmak. adam gercekten de 15 kirmizi 15 mavi yapti. keske en acayip oynanan oyunlara da ekstra odul filan olsa snooker'da. su muazzamliga bakar misiniz ya
    bu arada marco fu'nun finale higgins'e karar oyununda 147 yaparak ciktigini da hatirlatalim.

    bu sekilde bir ronnie, izlemesi en keyifli ronnie sanirim. bu sene boyle devam ederse cok guzel maclar izletecek gibi bize.

    düzeltme: 15 mavi değilmiş, 1 sarı ve 1 yeşil varmış arada, pembe rahatlayınca 2 tane de pembe atmış. enemy' nickli yazara teşekkürler, güzel hatırlatma oldu.
  • günümüzün en popüler oyuncusudur şüphesiz.

    kendisinden çok daha başarılı oyuncular da olmuştur tabi ki. mesela yaşayan efsane steve davis, veyahut 90'lı yılları domine edip bi dünya para kaldıran stephen hendry gibi. gelgelelim, bunların ronnie kadar büyük hayran kitleleri yoktur.

    2000'li yılları müteakiben naklen yayınlarla dünyanın birçok yerine ulaşması sonucunda, doğal olarak snooker oyununun hayran kitlesi de büyümeye başladı. bu dönemde, hafif arıza tipi, mimikleri ve tavrı, her iki elini kullanabilmesi, 5 dakikada 147 yapacak kadar hızlı olması gibi sebeplerden dolayı da en fazla dikkat çeken oyuncu oldu ronnie "the rocket" o'sullivan.

    ama, kendisi üzerinden şöyle bir hata yapılıyor;

    yenildiği her maçtan sonra "rakibi ronnie'nin psikolojisini bozdu", "konsantrasyonunu yıktı, çirkeflik yaptı" gibi eleştiriler sarfediliyor. hayranlarının bu tür bir davranış içinde olması bir dereceye kadar kabul edilebilir. ben de tuttuğum kişi veya takım yenildiğinde istemsiz olarak bu tarz bahaneler arıyorum kimi zaman.

    fakat bu tür eleştirilerin altında yatan sebep, ronnie hayranlığı değil. çoğunlukla snooker mantığını kavrayamamış olmaktan kaynaklanıyor bence.

    bizim spor kültürümüzde niyeyse bir "çirkeflik" hezeyanı var. mesela, snooker gibi bir oyunda rakibin oyununu bozmayı dahi "çirkeflik" olarak görüyoruz. bize göre adam dediğin çıkıp çatır çatır topunu sokacak. mertlikten, yiğitlikten taviz vermeyecek. ne o öyle "snooker bırakmak" falan. sokmak için at, girmezse girmesin. "keşke günlük hayatımıza da kazınsa" dediğim bu mantık, ne yazık ki bu tür sporların doğasına aykırı arkadaşlar. bir yüzücü olsanız, kendi kulvarınızda kimseyi iplemeden ver edersiniz gazı. oradaki değişkenler çok farklıdır.

    genel anlamda snooker oyununda ise "ben topumu sokarım arkadaş, başkası beni alakadar etmez" diyemezsiniz. böyle bir şey yok. çünkü kendinizle değil, bir rakiple mücadele ediyorsunuz. stratejinizi ona göre yapmanız, rakibin özelliklerine göre çözüm yolları bulmanız gerekir. hele ki bu derece üst düzey oyunlarda.

    o çok sevdiğimiz, beğendiğimiz ronnie abimiz bile böyle yapar. "mark selby, peter ebdon farketmez aga, ben topumu sokarım" diyemez. bunu kabullenin artık. o da her üst düzey oyuncu gibi kendisine göre bir oyun planı mutlaka yapar. bu planların içinde rakibi bozmak da vardır tabi ki. çoğu zaman mimikleri, normal yapabileceği bir potta sol elini kullanması, hatta bazen rakibin atışlarını falan taklit etmesi bile hasmının konsantrasyonunu yaralamaya yönelik hamlelerdir. zira rakibin psikolojik durumu bu oyunda çok önem taşır. oyunla ilgili bir sıkıntı yaşadığınızı rakibe hissettirirseniz yanarsınız. karşı taraf bunu işlemeye başlar anında. bu bakımdan poker'le benzerlik gösterdiğinden, duygularını belli etmeme konusunda deneyim kazanmak için poker turnuvalarına katılan snooker oyuncuları mevcuttur.

    rakip ve rakibin psikolojisinin bu kadar önem taşıdığı bir oyunda da, kazanan bir oyuncuyu "rakibinin psikolojisini bozdu" diye eleştirmek, ancak oyunun felsefesini kavrayamamakla açıklanabilir bana göre.

    zaten sporun amacı da, bariz şekilde sizden güçlü, yetenekli ve her yönden üstün olsa bile rakibinize kafa tutmak değil midir? ronnie o'sullivan her oynadığı rakibini yense daha zevkli bir oyun mu olur snooker? ya da barcelona her önüne geleni beşlese, lebron james her maçta 80 sayı atıp takımına maç kazandırsa ne anlamı kalır olayın?

    hülasa, ronnie'yi yendi diye mark selby'ye düşman olmaya lüzüm yok. o da güzel bir kardeşimiz. daha çok maç yaparlar. yenilirler, yenerler. bu böyle. oyunun keyfine bakın siz. izleyin, izlettirin..

    not: galatasaraylıyım (hep yazmak istemiştim bunu, oh bea)
  • o'sullivan tarihinin 13. 147'sini yaparken sıra renklilere geldiğinde, yan masada devam eden stephen maguire- david morris karşılaşması durmuş; iki oyuncu da sessizce ronnie'nin 147'sini izlemiştir. tarihe not düşülsün
  • dünya şampiyonluğu kendisi için büyük bir olay değil tabii ki, neticede altı kere kazanmışlığı var. ama bu şampiyonluğu büyük yapan olay şu, karşısına kim gelirse unufak etti. bu iyi oynamaktan çok farklı bir olay, komple bir dominasyon var ortada ve bunu özellikle crucible seviyesinde yapabilen çıkmadı şimdiye kadar.

    mark allen ile stephen maguire’yi maça bile sokmadı. özellikle son zamanlarda kendisine ters gelen john higgins’i yerden yere vurdu. higgins’in yere isteka vurduğunu gören yoktur, adam tabana delik açacaktı neredeyse. higgins’in kolay kolay maçtan koptuğu vaki değildir, dördüncü seansa formaliteden çıktı. trump’a bakıyorsun eli ayağı titriyor artık. ronnie bu turnuvada roket modunda değil, en büyük mücadeleyi de roket kimliğine karşı veriyor aslında. onun dışında karşısına kim gelirse kafasının içine girip kemire kemire kazanıyor.

    stephen hendry’nin kendisiyle alakalı 2020 yarı finalinde selby’e karşı oynadığı esnada söylediği bir söz var. “hangi ronnie ile oynamak istediğinizi bilemem ancak ronnie tahmin edilemez (unpredictable) mood’unda olduğu zaman karşınızda ne bulacağınızı asla bilemezsiniz. bu yüzden karşısında oynamak aşırı zordur.” selby’e karşı üst üste 3 frame kazandığı esnadaki unpredictable mood’unu resmen turnuvaya yaydı. gerektiği zaman gerçek bir güvenli oyun uzmanı higgins’i güvenli vuruş çarpışmalarında yendi. gerektiği zaman da masaya geldi çat çat çat century’i koyup ayrıldı.

    karşısında prime selby olsa ne olurdu denmiş. 2020 yarı finalinde o sorunun cevabı verildi :)
  • adam şampiyonluk sonrası röportajında: "8 hafta önce dünya şampiyonasına katılmaya karar verdim. sıkılıyordum, yapacak daha iyi bir şeyim yoktu. şimdi bundan sonra tekrar kendime bir meşgale bulmak zorundayım." dedi.

    adamın can sıkıntısı aktivitesine bak aq. snooker dünya şampiyonu oluyor.
  • uc evlada sahip ingiliz snooker oyuncusu.

    artik sunu kabullenmekte fayda var, ronnie taraftari olmayabilirsiniz, baska oyunculari seviyor olabilirsiniz, yahut ronnie ' nin kustah bir adam oldugunu dusunup, kariyeri ve ozel yasantisindaki inis-cikislarin onun gercek bir sporcu olarak kabul edilmesinin onunde bir engel oldugunu dusunebilirsiniz.

    fakat su bir gercek: belki usain bolt denen bir hayvan varken bu iddiada bulunmak size gulunc gelebilir ama, bence dunyanin gelmis gecmis en yetenekli sporcusudur. ronnie o'sullivan, sadece snooker oyununda cigir acmakla kalmiyor, oyunda 2000'li ve 2010'lu yillari domine edip iki farkli on yilda oyuna damga vuruyor, hem de su an oyle bir konsasntrasyon ile oynuyor ki, yaslandikca gencliginden daha iyi oynuyor.

    mark selby, neil robertson... kuskusuz hem disiplin yonunden, hem sporcu karakteri yonunden, hem de resmi siralamalar yonunden ronnie'den cok daha ustun durumdalar.

    ama ronnie, kah bir yil ara veriyor, kah 6 ay. masaya geliyor ve diyor ki: 'sizin siralamaniz, dunya birinciligi, ikinciliginiz size... ben gelirim, ben istersem delikten top dahi cikaramazsiniz, tum sezon kicinizi yirtar, oynarsainiz ama ben gelir hepinizin eline veririm.' iste bu adama saygi duyulur, bu adam bence bu yuzden dunyanin gelmis gecmis en yetenekli sporcusudur.
hesabın var mı? giriş yap