• yeni nesil roll onların içine ne koyuyorlar da bütün tshirtlerimizin içine sıçıyor afedersiniz? kötü lekeler oluşuyor bütün bluzlarımda çıkmıyor da sonra onlar, acaba hayatın benim için daha kolay olduğu ve canım annemin evin çamaşır işlerinden sorumlu olduğu zamanlarda, annem de bu dertten muzdarip miydi yoksa illa bizi terden kurtaracaklar diye içine abuk subuk bir şeyler koymaya mı başladılar da ondan böyle oluyor. evet sözlük roll on deodorantlarla ilgili yaşadığım ikilemler bunlardır. sevmiyorum roll on'u.*
  • yaz aylarında, toplu taşıma araçlarında ciddi bi şekilde tanıtımının yapılmasını istediğim ürün.
  • nivea'nın pure & natural serisine ait olan roll on'u aliminyumsuz olanlarından biridir. aynı zamanda içinde pudra ve alkol de yokmuş. ne kadar doğrudur bilmiyorum ama kötünün iyisi olduğu kesin. ter kokusunu önlüyor, terlemeyi değil.
  • bu tür deodorantlar son demlerini yaşıyor gibi. hakkındaki araştırmalar lenf kanseriyle yüksek oranda ilişkisi olabileceğini gösteriyormuş.
    bu gidişle babamın dediği gibi " sadece zeytinyağlı sabun " olayına geri dönüş yapacak insanlar kişisel hijyen için.
  • herkesin evinde, çantasında, iş yerinde bir şekilde elinin altında bulunması gereken ter kokusu önleyici üründür.

    en büyük şikayetim kokusuz olanlarının bulunmamasıdır. yıllardır bi' istediğim gibi olanını bulamamaktan muzdaribim. kimi sürersin, sürdükten sonra koltuk altında ıslaklık yapar, kimi parfüm içeriği sebebiyle gün içinde ter kokmasanda ağır bir koku burnuna gelir, kimi pudralıdır kıyafetlerde beyaz iz bırakır, kimi beyaz iz bırakmaz ama zamanla özellikle beyaz kıyafetlerde sarı renk oluşmasına sebep olur. nitekim uzun süredir istediğim gibi kokusuz, kullandıktan sonra kuru kalmasını sağlayan, kıyafetlerde beyaz-sarı leke bırakmayan bulamıyorum. en son fa 'nın yeşilini kullanıyordum. eh idare ederdi. bitti hadi dedim pembe olanını alayım aman allahım o ne koku kendimden tiksindim resmen. attım bi kenara, sonra evde elime nivea 'nın şu siyah beyaz stickerlı olanı (tam adlarını da bilmiyorum ki) geçti, oda berbat. (ki nivea en nefret ettiğim markadır)

    sonra migros'tan rexona'nın stick şeklinde olan pembesini aldım, kokusu en hafif olan oydu. eve geldim baktım siyahlarda beyaz leke bırakıyor. aaaaa dedim yaaa bu nee. sonra değiştirmeye gittim. roll on standının önünde durdum; önce kokusu ağır olanları eledim, sonra bir çoğunu elime sürdüm akabinde elimi siyah pantolonuma sürdüm baktım beyaz leke bırakıyor mu diye. böylelikle bir diğer kısmını da eledim. sonra yıllar yıllar önce kullandığım lady speed stick jel olanı almaya karar verdim. yeşili daha fresh kokuyordu. artık dedim bakalım ne çıkarsa bahtıma. sabah kullandım, şuan koltuk altım gayet kuru, ekstra ağır parfüm kokusu da yok, kıyafetime de leke bulaşmadı. günler sonra en sonunda istediğimi, en azından benim tenime uygun olanı buldum, sonuç budur; lady speed stick jel http://www.vimjo.com/…oductimages/150065/bleydi.jpg

    edit: lady speed stick başlığında t-shirtlerin koltuk altlarını mahvettiği söylenmiş. bakalım görücez. belki kişiden kişiye değişir. sonuçta hepsi bir şekilde mahvediyor.

    kullanım sonrası edit: lady speed stick'i yarıda bıraktım. peşinden rexona crystal aldım o da beyazlarda sarı leke oluşturdu, güya siyahlar için uygun ama siyahların koltuk altlarını da beyazlaştırdı. hadi siyahlar kumaş boyasıyla boyanıp kurtarılabilir de beyazlardaki sarılık çamaşır suyuyla da gitmiyor, mahvoldu güzelim tshirtlerim üf :(

    ya arkadaşım yok mudur bunun leke bırakmayanı, sarartmayanı, beyazlaştırmayanı, ağır kokmayanı..
  • kokusu duyulduğunda psikolojik olarak ter kokusu algılatan icat.
  • herkesin evinde bulunmalı ve günde 1 defa mutlaka kullanılmalı. ben ter kokmam, parfüm sıkıyorum zaten bilmem ne demeyin efendim, şu mereti günde 1 kere mutlaka sürün. siz de, çevrenizdeki insanlar da rahat etsin. bu mucizevi şeyi kullanmamaya direnmeyin.
  • erkekler için yves rocherdakileri tavsiye ederim. bende yeşil çaylısı var çok güzel kokuyor ve kalıcı.
  • vazgeçemediğim tek kozmetik ürünü.
hesabın var mı? giriş yap