• ekşi sözlük hiçbir siki beğenmeme timi tarafından keşfedilen line-up'a sahip festival!

    (bkz: arctic monkeys headliner olabilir mi?)
    (bkz: amına bile koyar)
  • beğenmenin göreceli olduğu festival.

    beğenmeyenler, tatmin olmayanlar, muhtemelen festivalin geçmişteki çizgisinden saptığına ve indie festivaline dönüştüğüne kanaat getirenler. yukarıda bir arkadaş vermiş, izniyle yineleyelim. eski line-up'lar:

    2003'te pet shop boys, suede, the cardigans, guano apes, hooverphonic;
    2004'te iggy and the stooges, the rasmus;
    2005'te the cure, the offspring, apocalyptica, korn, skin;
    2006'da muse, placebo, the sisters of mercy, gogol bordello;
    2007'de chris cornell, franz ferdinand, smashing pumpkins, manic street preachers;
    2009'da nine inch nails, the prodigy, linkin park, kaiser chiefs;
    2011'de travis, motörhead, limp bizkit, moby

    şimdi bu listeye bakıldığında; 2004 hariç, her line-up bu senekinin fersah fersah ötesinde gözüküyor. hiç değilse "arctic monkeys, 2000'lerin en iyi grubu" gibi absürd bir iddiada bulunmayanlar için.

    zamanında suede, the cure, korn, smashing pumpkins, msp, prodigy, linkin park, travis, moby, motörhead ile çıktığınız festivalde seyircinin karşısına editors ile, arctic monkeys ile çıkarsanız, yanına da ada'dan indie popçu doldurursanız, bu grupların sevenleri dışında pek kimseyi tatmin etmemeniz mümkün.

    rock n coke 2013; bu haliyle işbu grupları sevenlerin ve festival olsun da çamurdan olsun diyenlerin dışında pek kimseye hitap etmiyor. ifade edilmeye çalışılan bu.

    "arctic monkeys headliner olur mu?" sorusuna gelince; evet, elbette. bu line-up'da olur. ve elbette bir cuma akşamı glastonbury için de, o line-up'da olur.

    ama 2003, 2005, 2006, 2007, 2009 ve 2011 rock n coke'unda, headliner olmuş gruplardan herhangi birini geçip headliner olabilir miydi?... sanmam.

    "daha önemli grupların gelmemesinden duyulan hayalkırıklığı" ile kastedilen işte tam da bu.
  • sziget festival sonrası büyük beklentilerle gitmediğim hatta sadece arctic monkeys için gidip arkadaşlarla kamp yaptığımız festivaldir.

    cumartesi günü gelip ikinci alana çadırımızı kurduk, otopark ve çadır alanında hiç bir sıkıntı yaşamadık. tuvaletler, ödeme sistemi ve sıralar yine büyük eksilerden. zaten yazılacağı kadar yazılmış o yüzden müziğe geçelim.

    editors'ı üçüncü kez izledim, erken çıkmasına rağmen performansı yine mükemmeldi, yine olsun yine izlerim.! arctic monkeys sayesinde sesim tamamen kısıldı, ayrıca konser sırasında bizi de gören arkadaşlara selam olsun, günümüzü gün ettiler.

    pazar günü ise benim için oi va voi ve klaxons performansları mükemmeldi. klaxons'u ilk defa izledim ve beklentim yüksekti, beklentileri karşıladılar. shantel yine eğlendirdi, ancak ellie goulding'den istediğimizi alamadık.

    gelelim benim için festivalin anısına.!

    cumartesi gecesi otoparkta arkadaşlarla jagermeisterimizi demlenirken yan arabadan ingiliz aksanıyla gelen ses elimdeki yarım kalan şişeye 100 pound öneriyordu. kafalar güzel tabi, ben de sürücünün yan koltuğunda oturan bu arkadaşa yaklaşıp '200 pound da versen satmam ama istersen bi fırt alabilirsin' dedim. arkadaş teşekkür etti muhabbete giriştik.

    o sırada sürücü arkadaş türk hatun kişi 'sen onun kim olduğunu biliyor musun?' gibilerinden ayar verdi bana. ben de arkadaşa 'sen kimsin oğlum' nazarında bi ayar vermiş olabilirim, ki arkadaşlar öyle diyor kafam güzeldi pek hatırlamıyorum. neyse teşekkür edildi bunlar otoparktan çıkmak için sıraya girdi falan.

    5-10 dakika sonra bu arkadaş tekrar koşarak yanımıza geldi, trafikten şikayetçiydi ve hala neredeyse bitmiş jager için 'sadece ingiliz param var, verebilirim' modundaydı. ben de 'ne de olsa trafik var gel içelim' dedim. teşekkür etti, mutlu oldu, tanıştık. arkadaşın adı 'adam'.

    gna - festivalde mi çaldın?
    adam - evet.
    gna - hangi grup?
    adam - hurts.
    gna - ...!

    adam anderson'la böyle tanışmış, içmiş olduk. istanbul'dan, festivalden ve seyircilerden oldukça memnun kalmıştı. umarım yine gelirler, yine izleriz.!
  • yine olmamış etkinliktir.

    1- sonunda ses seviyesinin ve kalitesinin ayarlanabilmesi çok mutlu etmişti ki, sahneleri hala göt göte koymak. çok sahne açıp hitap edilen kitleyi genişletme çabası. bütün sahnelerdeki ses seviyesinin birbirine karışacak kadar yüksek olması.

    2- o ışıkları kullanmayacaksanız, binlerce dolar vermeye gerek yok. senelerdir bi sağdakini yak bi soldakini yak, arada strobe çak, bi de esas gruplardan birinde pyro patlat, ki bu sene o da yoktu, hmm festival. la roux ve dub fx dışında görsellik sıfırdı. onların da görselliğe özel çaba sarfettiklerine eminim, yoksa o da olmaz.

    3- mobil iletişim rezaleti. gerçekten geçen senelerde böylesine yaşanmamıştı, belki de akıllı telefonların yaygınlaşmasındandır ancak bu kadar çökeceğini tahmin etmiyordum. interneti hayal etmeyin, edgele whatsappı bile düşünmeyin. sıfır sıfır. böyle bir şey olamaz. arıyorsun çekmiyor, sms atıyorsun 15 dakika gecikmeli gidiyor. haberleşme yöntemi, saat ve yer belirlemek. şaka gibi.

    4- mobil iletişim çöktüğünden, genius organizatörümüz prepaid kartların pos cihazlarını da 3g'li düşünmüştü, zira hard network kurmak 3 günlüğüne, zor geldi. 5-10 denemeden sonra havalara kaldırmalarla sinyal alan ve işlemi yapan pos cihazları tahmin edersiniz ki, aslında varolmayan bir yoğunluk getirdi alana, bir bardak su için 1 saat bekler hale gelindi. hatta bir ara öylesine çöktü ki, tepkilere dayanamayıp, ehehehehe o zaman happy hour a hoşgeldiniz diyerek ücretini tahsil edemedikleri yiyecek içecekleri bedava dağıtmak zorunda kaldılar. rezilliğe bak.

    5- tabii ki tuvaletler yine trainspotting standardında. uzun süredir bu kadar bok görüp koklamamıştım, hani insan kendininkini görmek istemiyor zaman zaman, bok deryasıyla aynı kabinde bulunmak hiç hoş olmuyor. bu geliştirilmesi çok zor bir kalem ama kitle küçülürse, toirent pırıl pırıl altından kalkacak kadar işi öğrenmiş, büyütmüş. tankerlerin ve ikmallerin ardı arkası kesilmedi.

    6- festivale festival olduğu için gelenler kitlenin yarısından çoğunu oluşturuyordu. atraksiyon, kamp, seks, alkol ve thc amaçlı gelen arkadaşlar elbette olabilir, bizim de kanımız kaynıyor, bilet 200 lira olsa olmaz ama. stres atma yeri değil müzik festivali olur, sen de mangayı çıkarmak zorunda kalmazsın, 50000 kişilik değil 10000 kişilik festivalin olur, red yediğin bütün gruplar da gelip reklam yapmak için can atar. glastonbury olsun demiyoruz ama en azından ımsı olabilir istense.

    he bi de bi tane direnişe göndermeli şarkı çalıp arkasından mutlu mutlu konser vermek yasaklanabilir. vicdan namına.

    edit: işbu entry'i prodigy anlamsız hale getirmiştir. ibneler seneye de gelelim diye herşeyi sona saklamışlar. ağzım açık sahneyi izlemekten dansedemedim amk.
  • (bkz: dostum rock'n coke demişsin ama bu efes pilsen one love festival)
  • ülkenin yarısının duman fanatiği olduğunu açığa çıkaran festival.

    arctic monkeys geliyor, adam "duman çıksaydı daha iyi olurdu :((" yazmış. hadi bunları geçtim, adamlar yarın çıkıp bruce springsteen, ac/dc, foo fighters falan açıklasa aynı tayfa çıkıp yine "duman?! :((" der, o yüzden birşey demiyorum. adamlar balıkesir, izmir ve ankara'da sahne alıyor. onun dışında her ay başı istanbul'daki muhtelif yerlerde sahne alıyor zaten. çok meraklısı varsa gitsin dinlesin haftada bir amk.
  • kimi insanlarda oldukça kafa karışıklığı yaratan festivalmiş. ilk defa katılacaklar için birkaç tavsiye vereyim, 2005 yılından beri oldukça deneyimli olduk.

    birincisi eğer çok çok şanslı değilseniz girişte kontrol oldukça sıkı. köpekler gerçekten var, herhangi bir şekilde şüphe yaratırsanız donunuza kadar ararlar, bu yüzden dolu gitmeyin aman diyim. 2011'de arabamıza dadandı bir tanesi, aramadıkları bir benzin deposu kalmıştı. daha önceki yıllarda lens solüsyonu göze sıktırıldı emin olmak için.

    ikincisi eğer arabayla gidiyorsanız araç içinde alkol vs. sokmak yasak. ama şöyle bir güzellik var, otopark girişinde malzemeleri bir arkadaşınıza verirsiniz, yayalara festival girişine kadar arama yapılmadığından o sizi otoparkta bekler, içkileri bagaja yığarsınız. sonrasında da içeriden soğuk bir kola alıp otoparkta karışım hazırlanabilir.

    üçüncüsü rock'n coke'da yağmur yağar. bu nettir. 2011'de temmuz'a çekmişlerdi festivali ondan bir sorun olmadı; ama eylül ayında daha önceden yağmadığını görmedim. bu sebeple yerdeki çimenler ilk akşamdan çamura döner, ikinci gün balçık halini alır. yani bu demek ki yanınıza aldığınız ayakkabı çok sevdiğiniz bir şey olmasın, ama pek ince de olmasın. yağmurluk kesinlikle alın, geceleri soğuk olacağını da hatırlayıp üzerinize kalın bir şeyler götürmeyi de aklınızda tutun.

    yeme içme mevzusu sokaktakinden farksız. çeşit genelde bol oluyor, ucuza karın doyuracak standlarda ise sıra bir hayli yoğun. festival diye geçireyim mantığı çok yok. tabi ki fiyat farkı oluyor az buçuk; ama aç bırakacak cinsten değil. tabi ki hemen buraya bir not, dışarıdan herhangi bir yiyecek içecek sokmak yasak.

    içeride alkol olacak mı sorusunun cevabını tam bilemesem de daha önceki senelerde hep olduğunu hatırlatmam gerek. bu sene de ilk defa 18'inden küçüklere anne baba refakati zorunluluğu getirildiğinden büyük ihtimalle satış olacaktır diye düşünüyorum.

    kamp alanı oldukça esiyor. özellikle geceleri rüzgar başını alıp gidebiliyor, bu yüzden üşenmeyin kazıklarınızı sıkı çakın, iplerinizi gerin işi sağlama alın. yoksa konser dönüşü çadırınızı dağılmış bir halde 5 metre uçmuş bulabilirsiniz. yine kamp alanında sabahları duş alacaksanız erken kalkın. sıra korkunç oluyor.

    bir de tuvalet mevzusu var. daha önceden o portatif zımbırtılara girmemişler için söylüyorum, ilk girdiğinizde kendinizi hindistan'ın bağrında hissedeceksiniz. yan tarafta sıçanın boku altınızdan akıp geçecek, kusmamak için zor duracaksınız. eğer benim gibi bu durumdan fazlaca rahatsız oluyorsanız havadaki bok kokusunu beklemeniz lazım. evet şaka değil, eğer durup dururken etraf patlamış lağım gibi kokmaya başlamışsa tuvalete koşun, çünkü bu oraların temizlendiğinin ilk belirtisidir.

    içeriye eğer basın kartınız yoksa profesyonel fotoğraf makinesi, ses kayıt cihazı vs. sokmak yasak, boşuna götürmeyin. parfüm, deodorant vs. de yakalanırsa içeriye alınmıyor aklınızda bulunsun. eğer kullanmanız gereken bir ilaç varsa reçetesini de götürün, yine yakalanırsa alınmayanlar arasında. kimliğinizi aman unutmayın, paso, öğrenci kartı vs. öğrenci olduğunuzu kanıtlıyor, kimlik yerine geçmiyor. içeriye giremeyebilirsiniz.

    tavsiyeler bu kadar, merak edilen başka şeyler varsa yeşillendirmekten çekinmeyiniz.

    gelen sorular üzerine edit: festivale girdikten sonra, yani bilekliğinizi aldıktan sonra alana istediğiniz kadar girip çıkabilirsiniz. otopark da girişin hemen karşısında, eşyalarınızı araçta bırakıp sonradan alabilirsiniz.

    otopark ücretli. yani gün ortasında tuvalet vs. için alandan çıkıp geri gelelim derseniz tekrardan otopark ücreti vermeniz gerekiyor. ücret de zaman sınırı olmadan 15 lira gibi bir şeydi sanırım.

    edit2: 2006 rock'n coke'unda bir şişe parfümü sırada gezdirerek bitirmişliğimiz vardır. tabi ki şansa içeri sokma durumunuz olabilir, x-ray'e bakan elemanın gözünden kaçar, dalgındır falan filan. ama aksi durumlarda parfümünüz çöp olur benden söylemesi.

    bir de yanınızda birkaç adet boş poşet götürmenizi tavsiye ediyorum. yağmurdan yerler balçık kıvamına geldiğinde eğer balıkçı çizmelerine sahip değilseniz en iyi yol poşetleri ayaklara bağlamak oluyor. hem ayakkabılarınız çamur olmuyor, hem de paçalarınızı koruyorsunuz.
  • editors, klaxons, ellie goulding la roux, the cribs, selah sue...

    ben kopmuşum yahu rock müzikten. bunlar kim? cribs mtv'de program değil miydi, müziğe mi el attılar, n'oluyor lan?

    iki sene önce olduğu gibi büyük bir grup* gelsin ona gidelim, sonra da herkes evlerine dağılsın. ne alternatif rock'mış arkadaş. müziğin seyri değişmekte, bizim gibi bağnazlar da baz alınsın. fosil seviyoruz biz. yine de fena sayılmayacak bir organizasyon. sanırım.
  • halen birkaç eksik olmasına rağmen, konser programı şu şekilde olacakmış :

    6 eylül 2013 cuma :

    party arena :

    18.00-20.00 : berke yavuz dj set
    20.00-21.00 : fakap
    21.00-22.15 : skeç
    22.30-23.30 : meet the beetles
    23.45-01.45 : beegee (birol giray)
    01.45-03.45 : orkun bozdemir
    03.45-05.00 : alican

    şehir sahnesi :

    21.00-23.00 : üniversite partisi 1
    23.00-01.00 : üniversite partisi 2
    01.00-03.00 : film gösterimi

    7 eylül 2013 cumartesi :

    rock'n coke sahnesi :

    14.30-15.30 : büyük ev ablukada
    16.00-17.00 : manga
    17.30-18.30 : editors
    19.00-20.15 : duman
    20.45-22.00 : hurts
    22.45-00.15 : arctic monkeys

    coca-cola zero sahnesi :

    15.00-16.00 : the ringo jets
    16.30-17.30 : ayyuka
    18.00-19.00 : triggerfinger
    19.30-20.30 : palmo violets
    21.00-22.00 : maximo park
    22.30-23.45 : can bonomo
    00.30-01.45 : la roux

    party arena :

    14.30-15.30 : little boots
    16.00-17.00 : post
    17.30-18.30 : rubik
    19.00-20.00 : everything everything
    20.30-21.30 : portecho
    22.00-23.00 : dub fx
    00.30-02.30 : dearhead
    02.30-03.30 : gecko chamber live
    03.30-04.30 : childplay
    04.30-06.30 : kaan düzarat

    keşif sahnesi :

    10.15-11.30 : çağrı sertel trio
    14.00-15.00 : figli di madre ignota
    15.30-16.30 : yemen blues
    17.00-18.00 : yora
    18.30-19.30 : parno graszt
    20.00-21.00 : deladap
    21.30-22.30 : kırıka
    23.00-00.15 : boban markovic orkestar

    şehir sahnesi :

    16.00-17.00 : kafabindünya
    17.30-18.30 : meriva
    19.00-20.00 : kim ki o
    20.30-21.30 : murat ercan

    8 eylül 2013 pazar :

    rock'n coke sahnesi :

    14.30-15.30 : rebel moves
    16.00-17.00 : aylin aslım
    17.30-18.30 : primal scream
    19.00-20.15 : within temptation
    20.45-22.00 : teoman
    22.45-00.15 : jamiroquai
    01.00-02.00 : the prodigy

    coca-cola zero sahnesi :

    15.00-16.00 : skindred
    16.30-17.30 : replikas
    18.00-19.00 : oi va voi
    19.30-20.30 : yasemin mori
    21.00-22.00 : melis danişmend
    22.30-23.45 : selah sue
    00.30-01.45 : ellie goulding

    party arena :

    14.30-15.30 : 123
    16.00-17.00 : alp ersönmez 'cereyanlı'
    17.30-18.30 : babylon circus
    19.00-20.00 : juveniles
    20.30-21.30 : the cribs
    22.00-23.00 : klaxons
    23.30-00.45 : netsky live

    keşif sahnesi :

    09.00-10.00 : deniz güngör (aqua drum)
    10.15-11.30 : serdar barçın band
    14.00-15.00 : umut adan
    15.30-16.30 : radio moscow
    17.00-18.00 : farfara
    18.30-19.30 : che sudaka
    20.00-21.00 : live kadebostany
    21.30-22.30 : mabel matiz
    23.00-00.15 : shantel's bucovina club orkestar *

    şehir sahnesi :

    13.00-14.00 : neverband
    16.00-17.00 : softa
    17.30-18.30 : sapan
    19.00-20.00 : great republic of south
    20.30-21.30 : on your horizon
  • benim çokuncu rockn coke festivalim, bu sebeple biraz daha kıyaslama şansım oluyor. öncelikle ne kadar trafik olsa da uzak olsa da bizi istanbul parktan kurtaran emeği geçen herkese teşekkür ederim. ben anadolu tarafında oturmama rağmen düşüncem bu yönde. festival dediğin yerin zemini ot olacak, asfalt ağlatıyor insanı.
    gelelim diğer detaylara, üç saatte gittik alana, koduğumun gişelerine kadar dur kalk ama sıkıldık mı? hayır. lan bu yaşta festivale gidecek zamanı, enerjiyi bulmuşuz, içkimizi yüklenmişiz, kavanozlarda kokteylleri yapmışız, attık cdmizi kendini feda etmiş şöför arkadaşımız kullandı biz içtik, indiğimizde otoparkta zaten üj bejj olmuştuk. indiğimizde editors çalmaya başladı, otoparktan sahneye varmam, kontroller, bileklik vs on dakikadan az sürdü.
    hurts gerçekten iyidi a.m. için söyleyeceklerimi (bkz: #3889357) söyledim. konser bitti, o ana kadar öğlen saat bir gibi yemek yememize rağmen hiç aklımıza gelmeyen açlık işi ortaya çıktı. bir sürü kasa vardı, direk kasaya girdik beklemeden kart aldık, yüklettik, mamamızı aldık, oturacak yer bulduk, oturduk yedik, sahne sahne gezip kim ne söylüyor diye bakındık ve gece 2.20 gibi ayrılmaya çalıştık. buraya kadar yağ gibi aktı bize konser, ama çıkış biraz zorlu oldu. 2011 rockn coke veya u2 olimpiyat stadıyla kıyaslayınca cennet gibiydi orası ayrı, ki bu saydığım ikisinde de park yerini terk etmemiz saatler almıştı.
    nereye bağlasam diye çok düşünmeyeceğim, bunları yazarken aklımdaki şey şuydu, çok doyumsuz olduk gibi geliyor bana. hep kötü, hep kötü! konser kötü, iş kötü, o karı kötü, ortam kötü vs. bundan on sene önce de bu festivaller böyleydi, konserden çıkan nasıl çılgın attığından, olan ilginç komik şeylerden bahsederdi, oturup şurda ulan millet ne yapmış neler yaşamış okur eğlenirdik. şimdi ana konu festival rezaleti işte arada konserde gözümüzden kaçan ne olmuş falan gidemediğimiz sahnede neler dönmüş vs vs. rockn coke başlığı sanki şikayetvar.com sayfasına dönüyor. tabi ki para veriyor millet hizmet almaya gidiyor ama olay bu gençler. iyi yemek iyi hizmet için restorana falan gideceksin, iyi tuvalet iyi banyo en az üç yıldızlı otel. festival dediğin dünyanın her yerinde pis olur. doğrusu bu mu değil ama kimse ingiltere de fok düd, sik gibi festivaldi, hayatımı anlamlandıran on gruptan dokuzunu iki günde dinledim ama ne anlamı var ki helalar çok pisti demiyor. beklentilerimizi ulaşılır tuttuğumuz sürece mutluluğumuz artacaktır.
    belki de ben çok motiveydim, ama bence festival oldukça iyiydi.
hesabın var mı? giriş yap