• slavoj zizek'in metis yayınları'ndan çıkan yamuk bakmak (looking awry) kitabının üçüncü bölümünde, yani kitabın 171. sayfasında yer alan 3 numaralı dipnotta kendisinin "doğuş ve felaket" isimli öyküsüne atıfta bulunduğu önemli yazar. hikaye ne mi? ana fikri verelim:

    --- spoiler ---

    1880'lerin almanyası'nda son derece güç bir doğumu anlatır hikaye. kadın acılar çeker. doktorlar kaygılıdır. okuyucu çocuk ve annesi için kaygılanır. nihayetinde çocuk doğar, doktor çocuğu annesine uzatır ve şöyle der: "oldu da bitti, frau hitler, küçük adolf'unuz iyi olacak!

    bizim ah keşke doğsa diye dua ederek okuduğumuz o bebek hitler değil miymiş?"
    --- spoiler ---
  • artik bir muzesi var. cumartesi gunu acildi.
    http://www.roalddahlmuseum.org/
  • bu yıl kazara keşfettiğim en muhteşem, en sürprizli, en piç yazar.
    kancık diyorum, oswald amca diyorum.
    epey geç oldu biliyorum, lakin roald dahl, seni seviyorum.
  • perec bir liste yapmıştı: ömrüm vefa ederse yapacaklarım gibi bişeydi. listenin bir maddesinde de henry james gibi yazarları okuyacak vaktim olsun istiyorum diyordu. işte aynı hissiyat içerisinde dilimde ve dimağımda ortaokul yıllarımdan kalma bir tat ile bir ara roald dahl'ın tüm öykülerini okumak istiyorum. fantastik mi demek gerek, sürpriz sonlu mu bilmem, çok güzeldi.
  • zaten charlie and the chocalate factory' yi okuduktan sonra hayrani olmustum ama abim yurtdisindan bana hediye olarak 600 sayfalik hikaye derlemesini getirince roald dahl a tapmaya baslamistim.ben zaten kitap okumadan uyuyamam.bir dönem en büyük zevkim her gece kitabin farkli bölümlerinden iki veya üç hikaye okuyup sonra uyumakti. her hikayesi ayri bir sasirticidir.zaten kitabin arkasinda dedigi gibi roald dahl hikayede ironinin ve sürpriz sonun en büyük ustalarindan biridir.
  • '' those who don't believe in magic, will never find it'' cümlesini kurmuş insan. yani, 'sihire inanmayanlar, onu asla bulamayacaklardır' diyor.
  • amcam oswaldgibi romanlarında veya kancık gibi öykü kitaplarında ana ekseni cinsellik olan hikayeler anlatır. daha çok insanların bu konudaki tutumları, merakları vb. ayrıntılarla dalga geçer;uslubu da içeriği gibi eğlenceli ve keyiflidir. yazdığı çocuk hikayerine gelince; ne yazık ki o konuda bilgim yok...lakin sanırsam tim burton, charlie and the chocolate factoryi filme çekmekle meşgul su aralar...
  • (bkz: the wonderful story of henry sugar)
    (bkz: the boy who talked with animals)
    (bkz: the hitch-hiker)
    (bkz: the swan)

    okunmasi gereken oykuleridir kanimca.
  • ben en çok (bkz: matilda)' yı severim.
  • bu kadar geç tanıştığım için kafamı kırmak istediğim yazar.

    hayatımda gördüğüm en naif yazarlardan.
    şu an ona olan sevgimi hiçbir zaman babama duymadım. o sevgiyi de anlatarak bayağılaştırmak istemiyorum.

    hayatta yaşadığından daha fazla duyguyu, öğrendiğinden daha fazla bilgiyi 130 sayfada bir insana öğretleyen kelimeler tanrısı.
hesabın var mı? giriş yap