• (bkz: beni unutma) 1 mart 2010
    kaynak ;
    görsel
    görsel

    robert pattinsonin yapımcılığını üstlendiği allen coulter yönetmenliğindeki amerikan filmi.
    filmin senaryosu will fetters tarafından yazılmış. müzikleri marcelo zarvos imzalı filmin kadrosunda pierse brosnan, robert pattinson, emilie de ravin, chris coopergibi isimler bulunmakta.

    robert pattinson bu filmin çekimleri sırasında hayranlarının saldırısı sonucu yaralanmış, nypd onu kurtarırken zorlanmış ve bir taksi şoförü onu setten kaçırmış.

    filmin senaryosu çekimlerden 2 yıl önce 2008'de 'yılın en beğenilen çekilmemiş senaryosu' olarak blackliste girmiş. robert pattinson senaryoyu okuyunca bu filmi çekmesi için ekibi tek tek kurmuş ve kamera önü arkası hatta yemek şirketini bile kendisi bulmuş. (o zamanlar sadede twilight'ın edward'ı olduğu için pek çok insan ciddiye almamış)

    filmde emilie de ravin'in karakteri claire littleton ile ilgili bir paskalya yumurtası/easter egg var. ally, tyler ile 8.00 da buluşup 8.15 de yemeğe gideceğini söyler. los dizisinde düştüğü uçak oceanic flight 815'ti.

    filmin sonundaki metronun üzerinde birkaç amerikan bayrağı var. 11 eylül'den sonra, saldırılar nedeniyle vatanseverlik duyguları yeniden alevlendiğinden amerikan bayraklarının satışları büyük bir artışa ulaştı.

    filmin içindeki bazı detaylar (bar kavgası, karakolda sabahlama, oturduğu bekar evinin tüm eşyaları ve tüm kıyafetleri) robert pattinson'ın kendi hayatından alıntılar.

    panavision hdcam ile 1080/24p için 2k olarak çekilen film 16 milyon dolar bütçe ile çekilmiş ve 56 milyon dolar bilet hasılatı yapmıştır.
    edit : oto düzeltme hatası (teşekkürler ayess)
  • sakın ismine ve robert pattinson ile ilgili önyargılı bakışlara aldanıp gitmemezlik etmeyin, gerçekten de kurgusuyla, oyuncularıyla çok güzel bir film. öyle çok karışık olaylar, başı beladan kurtulmayan başrol oyuncuları falan yok, ancak bazen insanı gerçekten gülümseten çok güzel replikler, doğal bir oyunculuk var.
    robert pattinson, twilight serisindeki halinden çok daha başarılı, sanki kendi gibi, pierce brosnan da insanın sinirini bozma konusunda çok başarılı, küçük kardeş rolündeki kız da iyiydi bana göre. yalnız anlayamadığım tek olay, oğul rolünde oynayan ingiliz robert pattinson amerikan aksanıyla konuşurken, babası neden kendi normal ingiliz aksanınıveya ona yakın bir şey kullanıyordu? oldu olacak ikisi de ingiliz aksanıyla konuşsaydı, ona da bir itirazımız olmazdı*.

    --- spoiler ---

    sonuyla ilgili, her ne kadar 11 eylül'de geçiyor diye spoiler'le tanıtımları daha önce okumuş olsam da, ana karakter seksen küşüsürüncü kata çıkana kadar başına gelecekler hakkında şüphelenmemiştim. ayrıca, zaten yeterince duygusal olan sonunu, binaya çarpan uçak görüntüsü, yaralılar vs kullanarak daha da dramatize edip, ikinci bir " leonardo di caprio titanic'te öldüğü için ağlama krizine giren seyirci" sendromu yaratabilirlerdi. bunu yapmamalarını, 11 eylül olaylarından rant damıtmamalarını, filmdeki diğer detayları hayal gücümüze bırakmalarını gerçekten takdir ettim. zaten bu bağlantı bile tek başına yeterince etkileyiciydi.
    hayat bu işte, acı çek, uğraş didin, en sonunda tam da mutlu olmaya başladığın an öl!**

    --- spoiler ---

    sonuç olarak,özellikle, 20'li yaşların ortasındaysanız ve hala tam olarak "ne olacağım ben?" sorusuna cevap veremiyorsanız, sakın kaçırmayın derim.
  • yorumlara bakıyorum da, aslında beğenilmiş de robert pattinson oynuyor diye söylenmeye utanılır gibi bir hali var.

    "hakkında bir şey bilmeden izledim, beğendim" diye başlanıyor, sonra "ulan nası güzel derim yeaa" diye düşünülmüş gibi "ama sıkıcı ve durağanlaşabiliyor" deniyor filan. lan sıkıcı ve durağansa nasıl beğendin?

    ne nefretmiş yahu.

    adamın tipi bana hitap etmiyor ama sırf twilight'ta oynadı diye itin götüne de sokmaya gerek yok bence. adam iyi oynamış. gelecek gördüm ben. ayrıca twilight'ta sürekli lens kullandığı malum. bakışlar bir oyuncu için gerçekten önemlidir ve lens dediğin insanın bakışını donuklaştırır. mesela twilight'a bakınca oyunculuğu hakkında bir fikrim olmamıştı, ne iyi ne kötüydü sanki, eh işte. ama itin götüne sokulacak gibi de değil.

    öyle yani, filmden nerelere geldik.
  • --- spoiler ---
    kız arkadaşının yemekten önce tatlı yeme isteğini açıklarken, bu yemeğin sonuna kadar yaşayamazsam en sevdiğim şeyi yiyemeden önce ölmüş olurum tarzındaki açıklaması, o anda çok anlam ifade etmemişti ama filmin sonunda tekrar hatırladığımda kesinlikle haklı olduğunu düşündüm...

    ayrıca filmin 2001 yılında geçtiğinin "10 sene sonra" yazdığı ilk sahnelerden itibaren biliyor olmama rağmen, olayı 11 eylüle bağlayacaklarını hiç düşünmemiştim... ki bu da filmin sonunu benim gözümde daha başarılı yapıyor...
    --- spoiler ---

    robert pattinson ile emiliy de rarvin'in de uyumlu ve tatlı bir çift oluşturduklarını düşündüm. bu arada emily 29 yaşında biri için oldukça genç görünüyor gerçekten...

    neyse konuyu çok dağıttım. sonuç: film güzel olmuş...
  • robert pattinson'in asigi hayrani falan oldugum icin tarafsizligim tartisilabilir ama super olmus bu film! vallahi sirf rob yuzunden degil, filmin sonunun nereye baglandigi klise midir degil midir onu da bilmem (hatta aslinda tum spoiler'lardan deli gibi sakinmayi basarip gittim filme, ona ragmen sonunu tahmin ettim ama bu onu klise yapmaz gene de); benim olayim su oldu:

    --- spoiler ---

    su hayatta varligimizin da yoklugumuzun da bir oldugunu, en deger verdigimiz bize en cok deger veren insanlarin bile; bu dunyadan zamansiz gozup gitsek bile bi noktada yaralarinin kabuk tutup hayatlarina devam edip gidecegini, duvarda bir resim, kalbin derinliklerinde ince bir sizi olarak kalakalacagimizi ne kadar guzel anlatmislar. evet, remember me. olsem bile, hayatindan gitsem bile remember me.

    bu arada tyler babasinin ikiz kulelerdeki ofisine sevgilisiyle kavga ettikten sonra falan degil, bilakis hayatindaki her sey, butun iliskileri yoluna girmeye baslamisken gidiyor. ucaklar carpip ekran falan da kararmiyor. o bayagiliga girmemis yonetmen, gayet guzel kotarmis isi.

    --- spoiler ---
  • blue boy'a ait parçanın sözleri şu şekildedir:

    remember me, i'm the one who had your babies.
  • ilk yarıya kadar "kem küm" tadında izlenen asıl olayın ikinci yarıda koptuğu harika film. yazmayı seven insanlar için de oldukça etkili ve doğru yolda olduğunuzu gösterir kendisi.

    --- spoiler ---

    zira insan geride bir şeyler bırakmak istiyor. birilerine anlatma ihtiyacı herkeste oluyor. bunu yazarak giderenler için hoş bir örnek bu film.

    çoğu insanın dikkat ettiğini zannetmiyorum, kaçıranlar varsa da burdan göstermek istediğim bir nokta var. aidan* filmin sonunda tyler dövmesiyle görülmektedir. en çok etkilendiğim sahnelerden biridir kendisi.

    --- spoiler ---
  • hakkında en ufak bir bilgi olmadan robert pattinson için izlemeye gittiğim, vasat bir şey beklerken çok etkilenerek çıktığım izlenesi film.

    --- spoiler ---

    sonu filmdeki hayatın her anının tadını çıkarmak konseptine çok iyi oturmuş ve öğretmenin tahtaya tarihi yazdığı sahneye kadar filmin 2001'de geçtiğini bilmeme rağmen kesinlikle o sonu beklemiyordum.

    --- spoiler ---
  • damağında buruk bir tat bırakır ya baz filmler, hani "iyiydi lan" dersin, yani çok mükemmel değil hayatının filmi değil ama etkileyicidir, yağmurlu bir pazar günü evde kahve içerken yanlız başına izleyince daha bi güzel oluyor da olabilir.
  • robert pattinson'ın doya doya öpüşüp seviştiği film, oh bea
hesabın var mı? giriş yap