• "evlenirsen pişman olursun, evlenmezsen pişman olursun; evlen ya da evlenme pişman olursun; ister evlen, ister evlenme pişman olursun" adamı kierkegaard'ın evlenmediği için muhtemelen pişman olduğu, kavuşmalara kıyamadığı sevdiceğidir.
    madem pişman olacaktın bari evlenerek pişman olsaydın da kızcağızın adını tarihin meşhur kalbi kırıkları listesine kazımasaydın soren efendi..
  • kierkegaard ile 1837'de tanışıp 1840'ta nişanlanmışlar. ama ertesi yıl soren kierkegaard, regine olsen'e melankolisinin kendisini evlilik için uygunsuz yaptığını söyleyip nişanı bozmuş.
  • 15'inde kierkegaard'la tanışan, 19'unda kierkegaard tarafından terkedilen kadın.
  • soren kierkegaard'ın aşık olduğu, nişanlandığı ancak evlenmediği kadın.

    1840'ta, entelektüel gelişiminde ve yazılarında çok önemli mirası olan regine olsen ile nişanlandı. olsen , egemen tutkusuyla, kierkegaard'a baştan çıkarıcı kimliğini kazandıran kadındır.yalnız bu bilinen anlamda bir baştan çıkarıcılık değil, çok daha tinsel bir yapıya sahipti.

    (bkz: regine'ye mektuplar)
    (bkz: hayatımın filozofuna aşk mektupları)
    (bkz: baştan çıkarıcının günlüğü)

    "regine'm

    bu mektup tarih taşımıyor, taşıyamaz da, çünkü içeriğinin özünü bende her an var olan bir duygunun bilinci oluşturuyor. (…)

    saint-martin akşamı saat sekizdeki yokluğum sırasında fredensborg' daydım. dün müydü ya da evvelki gün müydü söyleyemeyeceğim, çünkü bugün diye bir kalkış nok-tam yok benim. arabada beni görenler şaşırıp kalmışlar. biliyorsun eskiden hep yalnız başıma giderdim, ama o zaman üzüntü, kaygı ve melankoli sadık dostlarımdı benim. şimdiyse yolculuk maiyetim daha da küçülmüş durumda. gezintiye çıktığımda senin anınlayım, eve dönünce de sana yönelik özlem dolu bir arzuyla birlikteyim. fredensborg' taysa şu yol arkadaşları birbirlerinin boyunlarına atılırlar ve öpüşürler. ben işte en çok bu anı seviyorum, çünkü bilirsin, ben frendensborg' u sözle anlatılamaz bir an için, yalnızca bir an, ama bana göre paha biçilmez bir an için severim.

    bu mektup tarih taşımadığına göre ve öyleyse, herhangi bir zamanda yazılmış ola-bileceğine göre ne zaman olsa okunabilir ve eğer gece herhangi bir kuşku içini kemirirse o zaman da okuyabilirsin onu, çünkü aslında sana “benimsin” diyebileceğimden bir an bile kuşku duymadım (bu deyişin içine yerleştirdiğim her şeyi biliyorsun. eğer sen-den ayrılmak zorunda kalırsam yaşamının benimle birlikte duracağını sen kendin yaz-mıştın, bunu biliyorsun. ah! izin ver de yaşamına birlikteliğimiz kadar uzun süre ben-de saklı kalsın, çünkü biz yalnız o zaman gerçekten birleşmiş oluruz, bir an bile kuşku-lanmadım bundan. hayır, bunu ruhumun en derin inancıyla yazıyorum ve ben dünya-nın en karanlık, en gizli köşesinde bile sana ait olduğumdan kuşku duymayacağım."
    https://aysenozkaya.wordpress.com/…ineye-mektuplar/
  • ayrıca kierkegaard vasiyetinde bütün mirasını regine olsen'e bıraktığını belirtmiştir ancak regine mirası reddetmiş, sadece bir kaç mektup ve kendisi hakkında yazılmış bir iki kağıdı alıp gitmiştir.
  • "demek ki beni düşlerime terk edeceksin. burada yanılıyorsun. rüya görmüyorum, uyanığım. onu şiirleştirmiyorum, aklıma getirmiyorum. şunu görebiliyorum: bu insani ve keyifli bir duygu. diğer yandan, kendime hesap soruyorum. alçaldığımı hissettikten sonra, bu düşüncemin saçmalığına kahkaha ile gülüyorum."*
  • 'her şeyden önce bunu yazanı unutun: başka ne yaparsa yapsın bir kızı mutlu edemeyecek birini affedin!'

    (bkz: kierkegaard a biography)
  • bu aralar işim gücüm yokmuş gibi sürekli kierkegaard ile regine'yi düşünüyorum. ayrılıktan sonra 'yürüyen bir ruha' dönüşen kierkegaard, varoluşçuluğun modern anlamını regine ile veremezdi. arabesk anlama başvurup, melankolik halinden regine'yi korumak için ayrıldığı noktasının kesinlikle eksik olduğunu düşünüyorum. ondan ayrıldıktan sonra, hatta regine evlendikten sonra dahi onu sevmiş ve bilindiği üzere mirasını ona bırakmıştır, evet ama kierkegaard'ın melankoli eğilimini tetikleyen ve bu ayrılık sonrası 'geçmişiyle yaşayan' bir adama dönüştürüp, varoluşçuların depresif eğilimlerini besleyip, öncü bir felsefe oluşturmasında önemli bir etken olan şey bir kadındır, regine'dir.
  • dünyanın en uzun aşk mektubunun muhatabı olan kadındır. sören kierkegaard için babasıyla birlikte düşünsel gelişiminde etkili olan en önemli isimdir.

    kierkegaard kısa ömrü boyunca tek bir kadını sevdi. regine'yi çok ama çok sevdi. onun sevgisi günümüzdeki gibi erotik ve bedensel bir sevgi de değildi. bunun çok ötesindeydi. ancak kierkegaard hayatın ya ya da olduğunun da bilincindeydi. ya tamamen kendisini regine'ye adayacaktı ya da başka bir şeye, varlığa. regine'ye adanacak bir hayat gayet güzel olacaktı. böylelikle hem kierkegaard hem de regine mutlu olacaktı. ancak kierkegaard'ın travmaları, içsel çekişmeleri, kaygıları onu başka bir şeye doğru itiyordu. o şey, madalyonun diğer yüzü tanrı'ydı. regine'ye adanacak bir yaşam sören'i fazlasıyla mutlu edebilirdi ama o estetik mutluluktan ziyade sonsuz mutluluğu seçti. tanrı'yı seçti.

    kierkegaard'ın regine'yi bırakması elbette kolay olmadı. onunla tanışır tanışmaz kısa sürede nişanlandı. ama hemen birkaç gün sonra pişman oldu. nişan; yanlış bir seçimdi. regine'yi seçmek demek bu dünyayı seçmekti, tanrı'dan uzaklaşmaktı. ama o 11 ay sonra regine'den ayrıldı. tanrı için ayrıldı. tanrı'yı seçti. hatta tanrı'nın bir gün ishakibrahim'e verdiği gibi regine'yi de kendisine vereceği umuduyla yaşadı. bu umudunu kısa ömrü boyunca yazılarında satır aralarında belirtti ancak bu gerçekleşmedi. regine başka biriyle evlenip kendi yoluna gitti. kierkegaard neyi seçersek seçelim pişman olacağımızı söyledi. o, regine'yı bırakıp tanrı'yı seçerek pişman olmayı tercih etti.
  • regine olsen, 19. yüzyılda danimarka'da yaşamış ve ünlü filozof søren kierkegaard ile romantik bir ilişkisi olan bir kadındır. regine olsen, 1822 yılında doğmuş ve 1904 yılında ölmüştür.

    regine olsen ile søren kierkegaard arasındaki ilişki, kierkegaard'ın düşüncelerinin ve felsefi eserlerinin önemli bir parçası olmuştur. ikilinin ilişkisi, kierkegaard'ın "yaşamın anlamı" üzerine düşüncelerini ve "insanın özgürlüğü" konusundaki felsefi görüşlerini etkilemiştir.

    regine olsen, kierkegaard'ın nişanlısıydı, ancak kierkegaard nişanlarını feshetmiş ve evlenmemiştir. bu olay, kierkegaard'ın düşüncelerinde önemli bir dönüm noktası olmuştur ve onun felsefesinde "estetik", "ahlaki" ve "dini" aşamaları olarak bilinen aşamaları derinlemesine incelemesine yol açmıştır.

    kierkegaard, "söylemeyi dilemek" adlı eserinde regine olsen ile olan ilişkisine dair içten düşüncelerini paylaşmış ve hayatındaki bu olayın kişisel ve felsefi açıdan önemini vurgulamıştır.

    regine olsen, kierkegaard'ın felsefi düşünceleri ve eserleri için önemli bir figür olmasının yanı sıra, kendi kişisel trajedisi ve ilişkisiyle de tanınır. kierkegaard'ın düşünceleri, çağdaş felsefede ve edebiyatta önemli bir etki yaratmış ve günümüzde hala incelenmeye devam etmektedir.
hesabın var mı? giriş yap