• henry kissinger'ın, diplomasi adlı kitabında ''güç hesapları ve ulusal çıkarlar üzerine kurulu dış politika'' olarak tanımladığı kavram.
  • bir ulkenin kisilerden farkli olarak tarihsel surecte uyguladigi politikadir..mesela ruslarin reel politikasi "sicak denizlere inmek" ken turkiyenin politikasi son 100 yilda misak i milli sinirlarini korumak olmustur..

    tabii ki amaclar tarih icinde degisebilir..bu amaclara ulasma sekilleri de degisebilir..mesela ruslar yuzyillarca slavlari kullanarak sicak denizlere inmeye calismalarina ragmen soguk savas yillarinda tee hindistan dan inmeyi denemislerdir..

    reel politika cok onemli bisiydir..reel politikasi olmayan uluslar yikilmaya mahkumdur..bugun reel politika cok guzel bi seydir..
  • genellikle uluslararası ilişkiler ve siyaset biliminin kavramlarından kabul edilir. kavramın anlattığı ilk şey mevcut, hâlihazırdaki siyasetlerin güç temelinde şekillendiği ve güçlü olanın siyaseti belirlediğidir. buna göre siyasal aktörler bu gerçekliği farkında olarak davranmalı ve din, ahlak, namus, şeref, haysiyet gibi metafizik kavramlarla siyaset üretmemelidir. örneğin amerika'nın hegemonyası reelpolitik bir durumdur.
  • politikadan insan emotio'sunu çıkarıp onu tamamen rasyonel işleyen bir sisteme dönüştürmüş kuram. toplumların davranış çerçevelerinin öngörülebileceğini esas alır, ancak bunu yaparken politikacının bireyliğini ve kararlarına etkiyen impulsif ve emosyonal faktörleri gözardı eder. tüm siyasi süreçler ve olguları machtverhältnis odaklı olarak ele alır.
  • salak ve duygusal ortadoğu halklarının da, batılı abileri kadar ustaca olmasa da, ellerinden geldiğince gösterdikleri politik omurgasızlık.

    başlangıçta can ciğer oldup, ortak bakanlar kurulu toplantıları yaptığın suriyeli diktatörü*, eline fırsat geçtiği veya ışığı gördüğün ilk anda, "halkına acı çektiren pis diktatör" olduğu için, saf-i demokrasi aşkıyla! düsürmek istediğini bas bas bağırıp, kolpacı, şeriatçı, terörist ayırımı gözetmeksizin, tüm suriyeli muhaliflere destek veririken, dünyanın en baskıcı, en anti-demokratik; ancak batı desteği de en sağlam, petrol devi monarşilerinden birinin başındaki kral* ölünce, elinde tuzlukla koşup, ülkende yas ilan ederek bayrakları yarıya indirmeyi gerektirir.
  • fransız devrimi liderlerinden maximilien robespierre'nin fransız devrimi öncesi söylediği, "birer asi mi yoksa insanlığın velinimetleri mi olacağımıza zafer karar verecek." sözü reelpolitiğin temel mantığı ihtiva eden tarihi sözlerdendir.

    ayrıca nazi propaganda bakanı joseph goebbels'ın, "ya gelmiş geçmiş en büyük devlet adamları ya da ya da en büyük suçlular olarak tarihe geçeceğiz." sözü de reelpolitiğin yaklaşık olarak ne olduğu konusunda iyi bir örnektir.
  • bir devletin ilk olarak dünya şartlarını gerçekçi bir şekilde analiz edip kendi durumunun da bu gerçeklikte nerede olduğunu saptamasıyla başlar. içinde bulunduğu durumu belirledikten sonra kendisine hedef seçen devlet (kalkınma, batılılaşma, sömürge imparatorluğu olma vs.) aklın ve mantığın ışığında kendisine belirlediği hedeflere akılcı stratejiler geliştirerek önüne çıkan engel/sorunlarda tekrar ve tekrar mantıklı analizler yaparak yeni stratejiler geliştirerek ilerlemesidir.

    maalesef ki bizim gibi doğu toplumlarında bu anlayış, masalcı toplumlar olduğumuz için kullanılabilir değildir. biz içinde bulunduğumuz durumu gerçekçi şekilde analiz etmektense "şanlı tarihimiz" "yedi cihana hükmetmiş atalarımız" diyerek kendimizi olduğundan büyük ve önemli görme eğilimindeyiz.

    bu politikayı en iyi uygulamış tarihsel kişi bismarck'tır. kendisi sömürge yarışında geri kalmış almanya'yı iyi analiz etmiş, ülkesinin potansiyelini ve ilerlemesi için gerek duyduğu ihtiyaçları belirlemiş, ülkesinde siyasal birliği sağladıktan sonra bilime yönelerek dünyada hangi bilimsel alanda açık olduğunu analiz ederek kimyayı seçmiş ve ülkesini bir kimya devine dönüştürmüştür. bunun yanında bilime yaptığı diğer yatırımlarla da nobel ödüllerinin %60-70 gibi bir kısmının ülkesine gelmesini sağlamıştır böylece almanya diğer avrupa ülkeleriyle arasında olan siyasal, bilimsel ve ekonomik açığı kapatmış zamanın en büyük devletlerinden birine dönüşmüştür.
  • türk dilinde -her ne kadar türkçe olmasa da- doğru yazılışı ve telafuzu reel politik olan kavram.
  • herhangi bir ideale veya kurama bağlanmadan tamamiyle mevcut gerçeklere uyum sağlayarak amaçlarını gerçekleştirmeye çalışmak anlamında kullanılan almanca terim olup dış politika kavramı olarak dilimizde kullanılır.
    bismarckın alman birliğini sağlamak için izlediği politika realpolitikin en bilinen örneğidir.günümüzde realpolitikayı en yoğun biçimde uygulayan devlet ise abddir.
  • alabildiğince pragmatik davranmak, ahlaki olana önem vermemek, tam tersine senin/milletinin/devletinin karakterini oluşturan hak ve hakikatten taviz verebilmek.

    filistin halkının direnişine sırf islamcı oyları toplamak için sahip çıkıyormuş gibi yaparken, israil ile ticaret hacmini 5-10 misline çıkarmak, baya bayaa babalar gibi uluslararası anlaşmalar yapmak da reel politiğin görmüş olduğu en bariz omurgasızlıklardan biridir.

    http://www.bbc.com/…6/160626_turkiye_israil_anlasma
hesabın var mı? giriş yap