• ödülleri koy kenara...
    izleyeni içine çekiyor işte, oradaymışsın gibi etkiliyor seni.
    "pembe " diyor alıyor seni oradan.
    gidiyorsun uzaklara, o karların kapladığı coğrafyada kendine bir yer buluyorsun.
    sonra rauf'u izliyorsun, arkadaşlarını izliyorsun.
    oğlu dağa giden annenin bekleyişine takılıyorsun...
    geçmiyor zaman.
    aynı orada olduğu gibi...
    o coğrafyayı yaşayanlar bilir o zaman algısının nasıl olduğunu...
    sonra sahnelere, görüntülere takılıyorsun uzun süre...
    etkiliyor seni.
    orada o filme ne emek verildiğini düşünüyorsun.
    bir ses tüm bunlara rağmen "sıkıldın mı" diye soruyor ama yanıtın geç geliyor.
    çünkü film o kadar etkilemiş ki seni...
    şimdi gel o ödüllere...
    hepsi hakkıdır.
    çok güzel filmdir.
    oynayan, çeken herkesin eline yüreğine sağlık...
  • 23 eylül 2016'da türkiyede vizyona girecek olan filmdir.

    kimsenin adını bile doğru düzgün duymadığı, ana akım medyanın doğru düzgün haberini yapmadığı, bir dönem türkiyede gösteriminden neredeyse vaz geçilen bir film olan rauf ile ilgili gerçekler aşağıdadır:

    rauf, tr'de vizyona girmeden önce şu ana kadar 14 festivale katıldı:

    66. berlin film festivali berlin - almanya
    20. sofya uluslararası film festivali sofya - bulgaristan
    istanbul film festivali istanbul - türkiye
    56. zlin uluslararası çocuk ve gençlik festivali zlin – çek cumhuriyeti
    52. uluslararası antalya film festivali film forum antalya - türkiye
    seul guro film festivali seul – güney kore
    lessinia uluslararası film festivali lessinia – italya
    kino kino uluslararası çocuk festivali zagreb - hırvatistan
    mooov film festivali brüksel - belçika
    valetta film festivali valetta - malta
    kikife uluslararası çocuk filmleri festivali berlin - almanya
    imagine india uluslararası film festivali madrıd - ispanya
    kırmızı lale film festivali amsterdam - hollanda
    duhok uluslararası film festivali duhok – ırak
    batum arthouse uluslar arası film festivali batum - gürcistan

    bu festivallerden toplam 18 ödülle döndü, bunların bazıları şöyle:

    1- 20. sofya uluslararası film festivali sofya/bulgaristan: fipresci ödülü(uluslararası eleştirmenler birliği ödülü)
    2- 56. zlin uluslararası çocuk ve gençlik festivali zlin/çek cumhuriyeti: avrupa ilk film kategorisinde özel ödül (çocuk oyuncu - alen gürsoy)
    3- iksv istanbul film festivali: onat kutlar jüri özel ödülü
    4- 23. kikife uluslararası çocuk filmleri festivali berlin/almanya: eleştirmen ödülü
    5- 15. imagin idea uluslararası film festivali - madrid/ispanya: en iyi film, en iyi görüntü, en iyi çocuk oyuncu
    6- rode tulp film festivali - amsterdam/hollanda: seyirci ödülü
    7- 52. uluslararası antalya film festivali: work in progress platformu büyük ödülü
    8- seul guro film festivali - seul/g. kore: festival büyük ödülü
    9- lessina uluslararası film festivali - lessina/italya: en iyi film, seyirci ödülü
    10- duhok uluslararası film festivali - duhok/ırak: en iyi film, en iyi erkek oyuncu
    11- batum film festivali - batun/gürcistan: jüri özel ödülü

    bu festivaller dışında önümüzdeki süreçte 38 festivaleden daha davet alındı. davetler gelmeye devam ediyor. oscar ödüllerine altyapı hazırladığı bilinen ve 13 ekim'de başlayacak olan chicago film festivali'nde de gösterim listesindeki yerini aldı.

    bunlarla beraber rauf, asya pasifik ödülleri (apsa) ve avrupa film akademisi ödülleri için aday gösterilen 50 film arasına seçildi.

    ayrıca rauf, avrupa film akademisinin düzenlediği genç izleyici ödülleri organizasyonunda aday gösterilen 3 filmden biri oldu. organizasyon kapsamında avrupanın 25 ülkesinde genç izleyiciler ile buluştu.

    rauf, uzun yıllardır bir türk filminin başaramadığı bir festival başarısını daha şimdiden yakaladı ve 10'un üzerinde a sınıfı festivalden davet aldı. bu coğrafyanın can acıtan tüm gerçeklerini pembeye boyama çabasındaki bir çocuğun hikayesi rauf.. bizim filmimiz, bizim hikayemiz, bizim çocuklarımız.. ülke dışından gelen bu olağanüstü ilgi ve beğeninin 23 eylül itibariyle bizim insanımız tarafından da gösterileceğine eminim.

    http://www.rauffilm.com/

    iyi seyirler..

    edit: imla, ilave ödüller
  • havada uçuşan kurşunların koyu karanlık geceyi aydınlattığı bir çatışmanın dinmesini, ahırdan bozma evlerinde çocuğunu kucağına bastırarak korkuyla bekleyen bir anne...
    ertesi sabah, çatışmada hayatını yitiren ölülerini defnetmek üzere metanet ve teslimiyetle bekleşen köylüler...
    hemen ardından kar kapatmış yollarda zorlukla yürüyerek okula giden ve hep bir ağızdan andımızı okuyarak sınıflara giren çocuklar ve vatan ve millet bilinci kuşanabilmeleri için tarih anlatmak üzere sınıfta kendilerini bekleyen kör bir kore gazisi...

    bu görüntülerle açılan 2016 yapımı film, oldukça netameli ve üzerine söz söylerken dikkat edilmesi gereken hassas bir meseleyi hiçbir özne belirtmeden, detaya girmeden 7-8 yaşlarındaki bir çocuğun dünyasından ele alıyor.

    küçük kahramanımız rauf'la, kore gazisinin sınıftaki coşkulu anlatımı sırasında tanışıyoruz. derme çatma sıralardan ve yıpranmış bir karatahtadan oluşan sınıfta, aynı sırayı paylaştığı iki arkadaşı kavgaya tutuşunca onları aralamak isteyen öğrenci, rauf'un ta kendisidir. fakat arkadaşlarını ayırma çabasına rağmen, öğretmen tarafından sorgusuz sualsiz, milli duygularını yükseltmek için yaptığı etkinliği sabote etmekle suçlanarak sınıftan atılan ve evine gönderilen de rauf olur. o gün rauf'un okul hayatının son günü olacaktır. pedagojinin temel inceliklerinden ve çocuk psikolojisinden bîhaber öğretmen tarafından eğitimden koparılan rauf'u, boy boy tabutlar üreten bir marangozhanede ustasının getir götürünü yapacağı bir çıraklık beklemektedir.

    acı, tatlı, masum çocukluğundan kesitler izlediğimiz; büyük, derin ve kederli aşkını yaşayışına ve erkenden büyüyüp çocuk yaşta yaşlanmasına tanıklık ettiğimiz rauf, belki de erken bir zamanda okuldan kurtulmakla şanslıydı. değil mi ki zorunlu kitlesel eğitim zihinlerde kitlenmelere yol açıyor, ilk öğrenmelerin kurduğu barajla sonradan bir şey öğrenemez hale getiriyor. değil mi ki sistem, beton bağlamış yargılar yüklediği çocukları bir zamanlar öğrendiklerinin kapanında kısılı bırakıyor.
    dolayısıyla rauf'un iç dünyasını zenginleştirmek, kabullerini genişletmek için bunları baskılayacak ve onu sürünün bir parçası haline getirecek olan sistemin dışına çıkması, yüzeyde gezinmekten sıyrılıp derinleşebilmesi için bir fırsat olacaktı. ancak bu ne kadar mümkündü ve okulun alternatifi ne kadar bunları sağlayabilecek nitelikteydi. yanına çırak olduğu ustanın madde madde sıraladığı yapmaması gerekenler listesinin başında çocukluk ve şımarıklık geliyordu. henüz ana kuzusu olan rauf'un hızla büyüyüp olgunlaşması; çocukluğunu yaşamadan, şımarmadan, oynamadan büyümesi gerekiyordu. keza büyüyecekti rauf, hatta küçücük yüreğiyle kocaman adam gibi sevecek, aşkını değme yetişkinden daha güçlü yaşayacaktı.

    içine doğduğu coğrafyanın yakıcı sorunlarının, farkında olmasa da tüm yaşamına giydirildiği rauf, farklı renklerin yaşam şansı bulamadığı köyünde aşkını sembolize eden pembenin peşine düşecektir. ustasının, kendinden epeyce büyük kızı zana'ya aşık olacak, kızın pembe rengi sevdiğini öğrenince onu mutlu etmek için pembe çiçekli yazma almanın derdine düşecektir. ama önce, sorduğu hiç kimsenin nasıl bir renk olduğunu izah edemediği pembeyi öğrenmesi gerekecektir. aşık olmanın nasıl bir şey olduğunu da kendi arkadaşlarına sorup öğrenecek olan rauf, nefesini tutup ölmediğini gördüğünde aşık olduğunu idrak edecek ve sevgisini yüreğinde kendi başına besleyip büyütecek, aşkını layıkıyla yaşayacaktır...

    memlekette olumsuz olan her şey nasıl ki güncelliğini koruyorsa o bölge köylülerinin de yazgısında kırk senedir bir değişiklik olmadı. yılın büyük bir bölümünde kar altında kalan köyün gençlerinin bir kısmı yaşı geldiğinde askere giderken terör örgütünün etkisinde kalan diğer kısmı da 18-20 yaşına geldiğinde dağa çıkıp örgüte katılıyor. anaların ve ninelerin gece gündüz uzaklara bakarak yolunu gözlediği bu gençlerle hasret giderebilmeleri ancak dağdan getirilen cesetlerine sarılarak olabiliyor. filmin yönetmenleri soner caner ve barış kaya her şeyin siyah veya beyazdan ibaret kılındığı, devletle örgüt arasında preslenmişliği ve iki arada bir derede kalmışlığı iliklerine kadar yaşayan bir coğrafyanın sorunlarını naif bir dille, mayınlı bölgelere girmemeye çalışarak aktarmayı tercih ediyor.
  • hakettiği ilgiyi sözlükte göremeyen filmdir. kars'ın bir kasabasında yaşanan hayatları 9 yaşındaki rauf'un gözünden anlatan, görüntülerinin fotografik etkileri çok yüksek, müzikleri güzel, sesleri de bir o kadar kötü olan film.
  • rauf'un askını, pembeyi arayışını anlatan güzel film. pembe pembedir rauf ama hayat gridir.

    --- spoiler ---

    -pembe biliyorsun?
    +pembe renktir.

    kucuk prens

    --- spoiler ---
  • hikayesi soner caner'e, yönetmenliği soner caner ve barış kaya'ya ait peri istanbul yapımı film. antalya film forum'un work in progress ödülüyle yapım aşamasındaki en iyi film seçilmişti, şubat'ta berlin film festivalinde kristal ayı için yarışacak.

    buraya çok duygusal konuşmalar ise daha sonra gelecek. zira çok zor şartlarda, çok uzaklarda, işini çok seven insanlar tarafından çekildi.

    fragmanı da çok taze: https://vimeo.com/152995220
  • allah'in 99 isminden biri.
    'pek merhametli, bagislayici' anlamina gelir.
    (bkz: allahin 99 ismi)
  • dünyanın en prestijli festivalleri arasında gösterilen berlin film festivali'nde gelecek ay icinde gosterilecek turk filmi.

    (bkz: http://www.radikal.com.tr/…kayesi-berlinde-1496818/)

    merak uyandirici bir konusu da var.
  • küçük kuzenimin adı.

    çevrede çok yaygın olmadığından, komik diyaloglara da sebep olur bu isim :

    çocuk: abi siz gavur musunuz?

    ben : yok değiliz, neden sordun?
    çocuk: e sizin çocuğun adı gavur adı, rauf.
    ben : yok yok gavur değiliz :))

    bugün rauf'un doğum günü. kutlu olsun rao.
hesabın var mı? giriş yap