• günümüz türkiye'sinde hiçbir değeri yoktur. otopsi raporları, resmi kurumların inceleme raporları, faaliyet raporları, meteoroloji ile ilgili raporlar enflasyon raporları, işsizlik raporları, sürdürülebilirlik, fizibilite, vergi, sağlık, heyet raporları... tamamı keyfe göre, emre göre, talebe göre, cukkaya göre manipüle edilmekte ve öyle sunulmaktadır. yalanlar içinde, satılmamış, teba olmamış, "hizmet" etmeyen hiçbir kurumun olmadığı bir yerde yaşıyoruz.

    hiçbir yer burası. gerçeği arayan, göstermek isteyen veya dert edinen hiçbir kurum yok. gerçek de yok dolayısıyla. şimdi hepimiz gerçeği arayan ve asla öğrenemeyecek sayısız roman ya da film karakterinden herhangi biriyiz. ve tek umudumuz bu kabusun içinde görüp durduğumuz imajlardan kolajladığımız bir hayale ışınlanabilmek. yani gerçek olmadığını zaten bildiğimiz ve bu yüzden sorgulamak, şaşırmak, garipsemek durumunda kalmayacağımız fakat her ihtimalde bundan daha iyi olacağına kani olduğumuz herhangi bir hale geçebilmek.

    ama "türkiye işte" desen ne ki... dünyanın düzeni böyle öte yandan. yıkılsın dünya amk.
    kaptanın seyir defteri, raporlar hakkında, 1984.
  • velilerinizden birisi doktorsa, özellikle öss yaklaşınca, bedavadan bol bol hamburger yemenizi sağlayacak kağıt parçası.
  • hasta olmadigimda direk ismarlayip alabildigim ama hasta olup da salak vicdanimin sesini dinleyip hakkimla rapor aliyim dedigimde 5 gun beni istanbulun tum saglik ocak burokrasisi ivir zivir dairelerinde rezil ettiren ve sonuc da alamadigim aptal formalite parcasi
  • kuvvetle öksürüp ehırk, hık, sesleri çıkarınca doktorun yüzünü ekşiterek de olsa hipokrat etiğinden dolayı vermek zorunda olduğu kağıt.

    gönül isterdi ki rapor filan olmasın. gelsin yeşil yoldaki amca, içimizdeki sinekleri alsın gitsin.
  • garip bir kağıt parçası, yalnız bunu herhangi bir resmi kurumun kabul etmemesi mümkün müdür bilmek istiyorum açıkçası. mesela yök'e bağlı bir kurum. tamam lan üniversite işte. hayır ayağı kırılan adamın raporunu kabul etmiyor lanet olası okul.

    bu konuda, hukukçu arkadaşlardan yardım beklemekteyim açıkçası. bilen biri dürtsün. nedir böyle resmiyeti. dilekçe ve postayla filan yollasak kabul etmek zorundalar mı yine reddederler mi filan. yardım ya
  • sınava girmediğim için bugün aldığım kağıt.
    sıra alıp yanına gittiğimde 'istatistik sınavın mı vardı' dedi adam direk; 'sizin sınıfın yarısı geldi bugün, o kadar da dedim bana göndermeyin rapor alacakları diye. neyse haksızlık olmasın diye sana da veriyorum.' ilginç taraf şu ki 5 ocak 2011 tarihinde 16 ocağa rapor yazmış doktor. bir anlık dikkatsizlik işte aldım gittim okula -ögrenci işlerine-.
    (öğrenci işleri:ö)
    ö: sana bir şey söyleyecegim ama kızma
    y: ?!?!??
    ö: rapor 11 gün sonrasına yazılmış
    y: !'+^%&+%/(^'!
    her şeyi kontrol etmem mi gerekiyor? hep beni mi bulur? hep ama hep...
    doktora da suç bulmamak lazım aslında. yüzlerce hastaya bakıyor her gün sonuçta. saat 3 olmuş normal beyninin sulanması. yoksa çok mu ileri görüşlü? bekleyip göriciiz artık.
  • bana bir 10 gün ayarlayana minnettar olabileceğim hede. artı çok güsel süprizler..
  • az önce yurt dışına göndermesi için müdüre gönderdiğimdir. aralarına süper yedirmeler yaptım. eğer anlarsa the oscar goes to müdüre diyoruz. ama zannetmem.
  • memura ohal in ilk zamanlarında almanın yasak oldugu memur ve işçi için hastalık hali ve hastalık hali süresince calsilamayacagini bildirir kağıt.

    ohal sürüyor , memura rapor yasağı kalktı. fakat ohal in ilk gününden beri işçiler için herhangi bir yasak olmamasına rağmen doktor tayfası ısrarla işçiye vermemektedir bu belgeyi maalesef.

    hal böyle olunca da işçi bünyesi tazecik geçirilmiş epilepsi nöbeti ve farenjit eşliğinde ( durmadan konuşmak ve ust seviyede zihinsel hareketlilik gerektiren bir iş kolunda) köpek gibi aralıksız çalışmaktadır.

    iste kraldan çok kralcı olmanın en net hali.
  • yapılan işlerin belirli bir süre içindeki kısmının özeti.

    işin niteliğinden çok yapılıp yapılmadığı gösterilir. iyi mi yapılmış kötü mü yapılmış doğru mu yapılmış çok önemli değildir.

    satır sonlarında genellikle "ok" gibi ibareler içerir.

    yönetici de "oh" der.
hesabın var mı? giriş yap