• özellikle haftasonu gündüz evdeyken bol bol dinlenen, sonra tv açılınca mutfakta, salonda kendi kendine çalmaya devam eden alet. az önce mutfağa girip de kendi kendine çaldığını görünce içim burkuldu yav. öyle mahzun, melûl kendi kendine kalakalmış gibi... yazık...
  • mp3 çalarlardan daha samimi daha sıcak aletlerdir. bir şarkıyı radyodan dinlemek her zaman kaset ya da cd gibi kontrolün sende olduğu cihazlardan daha zevkli gelmiştir bana. sanırım bunun sebebi o an dinlediğin müziğe sahip olamama duygusudur. bilirsin ki o sevdiğin şarkı birazdan bitecek ve bir daha ne zaman dinleyeceğini bilemeyeceksin. ama cd ya da mp3 çalarlarda artık o müziğin sahibisindir. bu sebeple onun eski albenisi yoktur. tıpkı bir kişiyle beraber olmak için çok koştururur ve onu elde ettiğinde aslında onun beklediğin gibi olmadığını düşünürsün ya. aynen öyle birşeydir bu.

    uzun zaman düşündüm radyoda dinlediğim şarkılar neden daha güzel geliyor diye. bundanmış anladım. paylaşmasaydım çatlardım.
  • televizyonum yok. hiç satın almadım. radyo dinlemeyi seviyorum. trt radyo 3, joy fm gibi kanalları dinliyorum. genellikle frekans hep trt radyo 3'te duruyor. jazz ve klasik müzik benim dünyamda vazgeçilmez olduğundan çalışma odamın fon müziğini de bunlar oluşturuyor.
    bazen internet üzerinden dünyanın başka yerlerindeki yerel radyoları dinliyorum.
    teksas'ta bulunan bir yerel radyoyu dinliyordum. şerif canlı yayın konuğuydu. yayına bağlanan telefonlardan biri çok ilginçti. hattın ucunda orta yaşta bir ev hanımı vardı. şerif'e yalvarır edayla "şu uyuşturucuyu yasaklayın artık" diye bağırıyordu.
    "şerif mi yasaklıyor ki acaba bunu?" diye düşünürken aslını öğrendim. kasabada uyuşturucu kullananlar kendi dışkılarını naylon poşetlere koyarak ağzını bağlayıp belli bir zaman bekletiyormuş. sonra metan yüzünden bunu soluyup kafayı buluyorlarmış.
    şerif "benim bunu yasaklamamı nasıl beklersiniz? insanlara dışkılamayın diyemem ki" demişti.
    neyse... genellikle müzik dinliyorum ama arada böyle konuşmalara da denk geliyorum. tv'den daha renkli olduğu su götürmez.
  • özleten zımbırtı. eski günler diyeceğim ama eski günlerden kastettiğim kameralı telefonların sayıca çoğalmaya başladığı, dükkan camekanlarında nokia 6600 görünce "adamlar yapıyor lan" tepkilerini yeni yeni verdiğimiz dönem.

    lisede yatılı okuyan hubaku'nun alışılageldiği gibi hazırlık sınıfında ingilizce ders kasetlerini dinleyebileceği bir walkman lazım. alınır, kullanılır da. ee, hep ders hep ders nereye kadar lan, radyosudur kasetidir dinlenir tabi.

    yerel yayıncılarda o zamanlar "otbok yaz boşluk bırak, 3298'e yolla, mesajını herkes dinlesin" gibisinden bir anlayış yok, en azından bizim dinlediğimiz istasyonda yoktu. mesaj da 2 kontör, mesaj atılırdı, şarkı istenirdi, 160 karaktere isim isim mesajlar, şarkı isimleri, konu hakkında görüşler sıkıştırılırdı. mesaj yayıncının sesinden dinlenince de havaya zıplayan ergen tripleri...*

    ...

    lise biteli dört sene olmuş. hazırlık biteli yedi sene... o zaman zarfında da müzik dinlenen cihazlarda değişiklik oldu tabi. walkman önce yerini cd player'a, sonrasında da cep telefonu, şu zamanlarda da mp3 player'a bıraktı. istenen şarkıya ulaşmak kolaylaşınca, en azından bende, radyoya ilgi azaldı.

    ...

    ankara'dan izmir'e dönmeden önce evin içinde sağı solu karıştırırken walkman'imi ve cd player'ımı buldum. "hey gidi hey..." dedim. aldım walkman'i, attım çantaya. içinden de şebnem ferah'ın artık kısa cümleler kuruyorum kaseti çıktı, negzel.

    ...

    birkaç gündür radyo dinliyorum. sabah kalkar kalkmaz açıyorum, evden ne zaman çıkarsam o zamana kadar... eve girince de ilk iş haline geldi radyoyu açmak. kimi zaman uyurken de açık, çok kısık seste. haberleridir, şarkılarıdır, sohbetleridir, telefon bağlantılarıdır... süper olay.

    kontrolü elden bırakıp çalan şarkıyı düşünmek dinlendirici olabiliyor ya da sıradan bir sohbeti dinlemek... özlemişim yahu.

    walkman'de şöyle bir şey http://twitpic.com/77vg8q

    önündekiler de silgi tozu. şu güzelim entryi "allah belanı versin üretim yöntemleri" diyerek bitiriyorum. bol radyolu geceler.*
  • sevdiğim ama unuttuğum bir şarkıyı bulup hatırlatarak "uzun süredir görüşemediğim bir arkadaşa hiç beklemediğim bir yerde/zamanda tesadüf etme hissini" yarattığı için terk edemediğim zaman makinesi.
  • televizyondan daha çok az rahatsız edici, teypten, cd çalardan daha masrafsız, kendi halinde ve fekat insana en yakın toplu iletişim aracıdır.

    sokulgandır radyo, tam kulagınız dibine, her masanın üzerine, işikları da kapatıp yastığın yanına, göğsünüzün tam üstüne koyabilirsiniz onu. o, yayınını sizin hareketlerinize göre ayarlar. siz odanın ortasında dolanırken misal, sanki "iki dur ulan beni dinle!" der gibi cızırdamaya başlar. frekanstandır bu, ben de biliyorum ama, nedese hep bişey anlatmaya çalışır gibidir radyo. yanlızken size sesini duyurandır, ders çalışırken başınızda bekleyen, ne dinlemek istediğinize karar vermediğinizde, size farklı lezzetler sunandır.

    yoldayken, bambaşka bir cografyaya, daha önce hiç dinlemediğiniz müziklere, duymadığınız insanların sesine ulaştığınız ilk elden bildirendir.

    elektriklerin kesildiği saatlerde, iki ev arkadaşını sonunda aynı odada, ufacık bir kırmızı ışık önünde buluşturandır. günün hüzünlü yorgunluğunu alan, muhabbete üçüncü olan, yüzünü görmediğiniz insanların sesini sevdirtendir.

    eski ahpap gibidir radyo, lisede verdiği zevki, yıllar sonra açtığınız gün yeniden verndir. uzaktaki hülyalı bir aşkın sesini dinlmek gibidir bazen. bir yayyının yanlız sizin için yapıldığına, gönülden inanmaktır.

    tabi artık teknoloji ebemizin örekesine kadar ilerledi. mükemmel ses duymak, mükemmel performans almak, sadece çok sevdiklerini dinlemek arzusunda yanından ipodlarını eksik etmeyenler. oysa radyonun rastlantısallığı, hiç duymayacağınız insanlara biranda ulaşıvermenin, kimi zaman islami pop şarksı duyunca "ulen bu ne?" diye apışmanın hazzı insancıldır.

    radyo insan teknolojisinin geliştirdiği en ve hatta tek insancıl iletişim aracıdır.
  • akıllı telefon deyip radyo koymamaları hiç akıllıca değil. hadi apple'ı anlıyorum. her ne kadar saçma gelsede kendi mağazasından müzik satmak için radyo koymuyor olabilir. ama diğerleri neden koymuyor ciddi ciddi merak ediyorum. samsung s4'te radyo yok. s4 mini'de radyo var. konulabiliniyor yani.
    trt bandrolü nedeniyle fiyat yükselmesin denilecekse radyo özelliği kapalı gönderirsin. yazılımı sonra yükletir kullanırsın. gm discovery öyle yapmadı mı? lumia, sony, motorola dışında markalı, radyolu telefon pek yok. lg de radyoyu kapalı gönderiyor diye okudum biryerde.
    internet var oradan dinlersin demeyin. her yerde bedava wi-fi yok. operatörlerin internet paketleri de buna uygun değil. uygun olsa bile batarya problemi ortaya çıkacak. ısınma problemi de var. fm radyonun internetten dinlemeye kıyasla çok daha az batarya kullanacağı kesin. eskisi gibi koysalar fena olmaz. en ufak depremde cep telefonları çalışmıyor. depremi bırak, normal durumlarda bile çekmiyor.
  • kuaföre ilk kez gitmiştim, saçlarımı kestirmemiştim hiç. 6 yaşında filandım. annem ucundan kesiyordu sadece az az. teyzemle annem zorla götürmüştü, hiç unutmam. çok ağlamıştım kestirmem diye, çocukluk işte.
    her neyse konuya geleyim;
    kuaförde kadınlar vardı, radyo da açıktı, genelde kuaförlerde hep müzik açık olur zaten. ben ağlıyorum, bir yandanda kadınları dinliyorum, çıkan şarkılardan fal tutuyorlar, kocaları sevgilileri için filan...
    ben de başladım hangi parça çıkıcak, ne diycekler diye ağlamayı unuttum.
    o zamandan beri radyo dinlemeyi seviyorum.

    not : canım badim entrynin sonundaki takma isim teşekkür ediyorum sana

    nerden geldi aklıma tamda burdan http://www.youtube.com/…xm2bgpvdan8&feature=related
  • müzik dinlemeyi seviyorsanız ve ne dinleyeceğim ben şimdi yea, sorusu bir sorun oluştururyorsa, en temizi müzik zevkinize uygun bir radyo kanalı bulmak.

    üstelik de, radyo size hareket özgürlüğü de sağlar.
    tv veya bilgisayar gibi ekranına bakmak zorunda değilsinizdir.
    hem sizinle, hem de sizden ayrıdır.
    iletişim araçlarındaki en karakter sahibi cihaz radyodur.
  • insanı dinlendiren , rahatlatan bir araçtır. büyük radyo kanallarında gerçekten güzel programlar var, kafa radyo nihat'la sivrisinek, ceyhun yılmaz show. vs çeşitli kanallarda whatsap mesajlarının okunduğu şarkı yayınlanıldığı programlar , şiir okunan yayınlar, sadece arabada veya yolculukta kulaklıkla değil, evde de insanlar dinliyor. programlara ulaşmayıp pasif bir şekilde dinleyen binlerce kişi var . programların artıp insanların tekrar daha çok keyif alması gereken müzik kutusudur.
hesabın var mı? giriş yap