• '76 tarihli, sinematografik açıdan pek başarılı bulunmayan, bir nevi video klip formunda olan, lakin cronenberg'in ilerde ne güzide haltlar karıştıracağını muştulayan film..
  • filmi izledim,hiçbir şekilde kötü oyunculukmuş,yok başrol oyuncusu pornocuymuş da,film gayet güzeldi,sürükleyiciydi,laura zaten çok enfes oynamış,o çekingen,hiçbir şeyi beceremeyenden,baştan çıkarıcıya dönüşmeyi çok iyi resmetmiş.beğenmeyenlere
    kıçımla gülüyorum. 7/10
  • pek bi super sweden menseili plank sirketi..
    http://www.rabidrecords.com/
  • olayların fitilinin ateşleyen şeyin "yeni" bir plastik cerrahi yöntemi oluşunun getirdiği bir "yeni kötüdür" yaklaşımı var: plastik cerrahi operasyonlarının o denli güvenilir olmayışını, film daha açılış sahnesindeki üçlü konuşmada vurguluyor.. ardından beden-terörüne yönelen filmin "bu" tercihi belki sıçrama tahtası olarak iş görüyor ama, diğer yanda da filmin sıkıcı bir konservatif kimliğe bürünmesine yol açıyor..
    (http://yucitek.blogspot.com/2011/11/rabid.html)
  • yeniden çekilen cronenberg filmi. bu yaz yurtdışında vizyona girecek.

    bana göre konusu ve anlatımı ile tam bir cronenberg filmidir. kendisinin "et" e olan saplantısı malum..ama film bütçe nedeniyle güme gitmiştir. tekrar çekilmesi isabet olmuş.

    trailerı şurda:

    https://youtu.be/s8dsrgntbpo

    edit: filmin çok kötü olduğu yazılıyor, çiziliyor vs.
  • etçil yönetmen cronenberg'in erken dönem filmlerinden biri olan rabid'in 2019 tarihli yeniden çevrimi için konuşalım.

    öncelikle puanım 5/10.

    filmin yönetmen(ler)i cronenberg gibi kanadalı olan soska sisters.. genelde korku filmleri çeken, ele avuca sığmayan iki kız kardeş bunlar. daha önce see no evil 2 ve american mary adlı filmleriyle dikkat çekmişlerdi...bu sefer boylarından büyük bir işe kalkışmışlar: ilk defa bir cronenberg filmi remake'i yapmak istemişler.. ancak maalesef bu cicişler, işin altından kalkamamışlar.

    orjinal filmden bu yana tam 43 sene geçmiş. film teknikleri oldukça gelişmiş. bu bir avantaj. rabid de bundan nasibini almış, makyaj ve efektler fena değil ancak olay örgüsü-kurgusu ve en önemlisi cronenberg'in hakkını verdiği "ruh" konusunda sınıfta kalıyorlar.

    bilmeyenler için filmin konusu: genç ve güzel bir modacı olan rose, bir trafik kazası sonucunda yüzü tanınmayacak bir hale gelir. haliyle bunalıma girer ve evine kapanır. derken bir gün internetten bir klinik keşfeder. transhümanizm çalışmaları yapan bu klinik, rose'a eski yüzünü geri getirebileceğini vaad eder. ancak bu çalışma oldukça deneyseldir. rose, kaybedeceği bir şey olmadığını düşünüp bu ameliyatı kabul eder. operasyon sonucu da oldukça sevindiricidir. rose tekrar eski yüzüne kavuşur ve mutlu mesut yaşamaya devam edip, bugün ne giysem programlarına jüri olur. şaka şaka. eski yüzüne sahip olduktan sonra halüsinasyonlar görmeye başlar.

    bundan sonrası spoiler..

    --- spoiler ---

    öncelikle film gereğinden fazla uzun. aşırı yeşil renk tonunu da beğenmedim.

    rose'un kaza sonrasındaki (kazayı daha güzel gösterirler diye bekledim) hastane sahnesinde filmimiz aksamaya başlıyor. o nasıl bir psikopat doktordur ? hasta, yüzü o halde taburcu edilir mi? yaralar bile kapanmamış. üstte deri bile yok. tam mikrop kapmalık.

    filmin kurgusunda çok kopukluk ve mantısızlık var. mesela restoran sahnesinde kan gövdeyi götürüyor. ancak ertesi gün hiç bir şey olmamış gibi moda evinde toplaşıp çekim yapıyorlar. lan şehirde salgın var, insanlar birbirinden et kopartıyor ancak modacılarımız tam gaz işlerine devam edip defile yapıyorlar. salgını konuşmuyorlar bile. (bu arada mick jagger klonu modacıyı canlandıran abimizin performansı oldukça iyi) . ha; bu, high-fashion ortamlarına bir eleştiri de olabilir, orasını bilemem.

    filmin sonunu da tam anlamadım. salgın nasıl sona eriyor? ana kraliçe rose kendini kesince herkes mi ölüyor yoksa hükümet salgını kontrol altına mı aldı? gerçi filmin sonunda nasıl olduysa rose'un ölmediğini görüyoruz. muhtemelen içindeki yaratık onu yaşatıyor.

    sonuç olarak film başarısız evet ama umarım büyük usta cronenberg'in filmlerinin yeniden çevrilmesinde engel teşkil etmez. videodrome, dead ringers falan hep remake bekliyor.

    --- spoiler ---
  • true blood adli vampir temali dizide, karakterlerden birinin * kaliteli bir vampir temali film oldugunu soyledigi film. vampir temali filmler arasinda kult bir bakima. aklimizda olsun, saygi duyalim.

    --- spoiler ---

    filmdeki ana karakterin koltukaltindaki dis ile insanlarin kanini emip sonrasi hafizalarini silmesi, true blood adli dizide de vardir. senaristler bir bakima bu filmden bahsedip, saygi durusunda bulunmus yorumu yapilabilir.
    --- spoiler ---
  • vagina dentata kavramını başarıyla açıklayan cronenberg filmi.
  • nevi şahsına münhasır yönetmen david cronenberg'in 34 yaşındayken yazıp yönettiği film.

    yanlış giden ameliyat sonrası şehre saldırgan ve ölümcül kuduz salgıni bulaştıran kadın sonrası şehirde oluşan panik havası anlatılıyor.

    eksiği gediği mevcut. oyunculuklar sırıtıyor. neden bir porno oyuncusuna başrol vermiş anlaşılır değil diyecem de anlıyorum yönetmenin derdini*
  • yeniden çevrimi de yapılmış bir david cronenberg filmi. konu açısından yönetmenin bir önceki filmi olan shivers ile neredeyse aynı gibi geldi. yine deneysel bir tedavi ve sonucunda ortaya çıkan salgın... yine bolca freud göndermeleri ve şiddet hatta cinsel şiddet... fakat bu filmdeki cinsellik bir öncekine * göre daha üstü örtülü bir şekilde sunulmuş.

    --- spoiler ---

    rose (marilyn chambers) geçirdiği kazadan sonra deneysel bir doku nakli tedavisi görür. tedavinin ardından konu, yönetmenin pek sevdiği, beden metamorfozu ve oraya ait olmayan bir şeylerin bedeni istila etmesi noktasına evrilir. rose'un artık yeni bir organı vardır. bu yeni organ rose'un sarıldığı kişileri bir şekilde "sokar" ve bu şekilde emdiği kanla beslenir. sokulan kişiler bir süre sonra kudurarak başkalarına saldırmaya başlarlar. saldırılanlar da kudurur ve olay büyük bir salgına dönüşür.

    şahsen bu yeni organın, teeth filminde de gördüğümüz vagina dentata olgusunu değil penisi simgelediğini düşünüyorum. başrol için bir porno yıldızının seçilmesi, filmin başlarında görünen freud kitabı, rose'un doktorla konuştuğu sahnede "artık kendimi daha güçlü hissediyorum" demesi bu görüşü destekliyor.

    rose başlarda kendini kötü hissettiği için sarıldığı kişileri farkında olmadan "sokar", bu sırada kurbanına neredeyse sevgiyle hatta bir tür hazla sarılmaktadır. ahır sahnesinde tecavüze kalkışan adamı da "sokar", böylece bu yeni organın bir tür silah olarak kullanabildiğini de görmüş oluruz. hissettiği bu yeni tür "açlığa" dayanamadığı zamanlarda hemcinslerini de sokup kanlarını emdiği olur. filmde bir süre sonra kendisine sarkıntılık eden erkeklerden beslenmeye başladığını görürüz. onlardan istediğini alabilmek - beslenebilmek için tacizlerinden rahatsız olmuyormuş gibi davranmaya hatta rahatsız olmamaya başlar. ineği soktuğu sahnede kusmasıyla da hayvanlardan beslenemediğini anlarız.

    tüm bu sahneler açık bir cinsel göndermedir ve cronenberg sinemasında aşina olduğumuz "o bedene ait olmayan organ" tarafından sokulanlar kudurup kontrolsüz bir şiddet göstermeye ve hastalığı yaymaya başlarlar. bu noktadan sonra, filmde "hastalık" ile tasvir edilen şiddet toplumsal bir sorun haline gelmiş olur. peşi sıra dünya sağlık örgütü açıklamaları, karantina vb. gibi şu sıralar aşina olduğumuz sahneler gelir...

    --- spoiler ---

    izlemek isteyenler filmi bu bağlamda okurken yapım yılını, yönetmenin ilk filmlerinden biri olduğunu ve zayıf bir oyunculuk içerdiğini de unutmasınlar. sonra "ömrümden iki saat gitti" diye bana mesaj atmayın. *
hesabın var mı? giriş yap