• milyonlarca insanin, sadece losing my religion sarkilarini bilmesine dayanamayip dagilan grup.
  • büyüdüğümü böyle vurmasalardı yüzüme, iyiydi.
  • ilk olarak okul bahçesinin karşısındaki mobilyacı dükkanında çalışan gençlerin müziği bangır bangır açmasıyla kulağıma çalınmıştı sanırım. “ooo life is bigger, it’s bigger than you…” diye uzayıp gidiyordu stipe’ın ağzında o güzelim sözler. işte o gün durduğum yeri imledi kaderim. o şarkı benim olmalıydı. o müziği kimin yaptığını öğrenmeliydim.

    yıl 1994, kurt* henüz ölmemiş, lisedeyim. en yakın arkadaşımdan rem’in out of time albümünü 150.000 tl’ye satın alıyorum. albümün dış kapağında bir çatlak var ki; güzelliğine güzellik katıyor. albümle birlikte bir de nasihat alıyorum bedava:

    - bak, o albümün tamamı çok iyidir. öyle başa sarıp sarııp aynı şarkıyı dinlemiceksin söz mü?
    - söz abi, hepsine para verdim ben o şarkıların, hehe he..

    lüleburgaz’ı bilenler bilir- işıkların orada ayrıldık alper’le. sonra benim eve bir gidişim var ama böyle, yürümek ya da koşmakla tarif etmek pek mümkün değil. hürriyet’in bilmem kaç kupona verdiği bir müzik seti vardı. simsiyah, beko marka hoş bişeydi. zaten o zamanlar siyah daha bi cool’du. neyse evin kapısını açık mı bıraktım, çok mu sert çarptım n’aptıysam annemin söylendiğini duyar gibi oldum arkamdan, hıh. kaseti kasetçalara taktım -diycem ama o ahenkli törensel anı anlatsam da büyüsü mü bozulsa..

    kapakta 2. şarkı losing my religion. ilk şarkı geliyor nihayet; radio song. bu tarz alternatif müzikler dinleyen bi adam değildim o zamanlar ama kendi çapımda deneysel takılırdım. farkettim ki o gün deneylerimi başka bir şekle soktuğum gün olacaktı. ağırdan low başladı sonra near wild heaven, tanrım bu nasıl şevke gelmek derken otur bi kahve içelim dedi abilerim bana endgame ile. e tabii o zamanlar rem ne demek bi anlamı var mı açılımı nedir bilmiyorum. aldı mı beni bi merak!

    bu merak böyle aklımın bir köşesine kıvrılıp uyuyan bir kedi olmuş kalmıştı sanırım. hem aklımda hem de değildi, ne unutuyor ne de hatırlıyordum. ta ki o tekir bir gün uzun uzun esneyene kadar zihnimde bu böyle sürdü. üniversiteye başlamıştım bu arada. evde bi 386 dx vardı ama internet falan hak getire tabii. şıp diye bulurdum yoksa. o kitapçı senin bu kitapçı benim köşedeki kimin falan derken bir kitapta buldum ne anlama geldiğini. hatta bu isim yüzünden the rolling stones’la aralarının açıldığını falan da yazıyordu. so. central rain şarkısını rem bu yüzden yapmıştı. doğrusunu söylemek gerekirse bu olaylar birbiriyle ne derece bağlantılıydı tam da net hatırlayamıyorum. öğrencilik zamanlarının züğürtlük psikolojisinden olacak kitaba para vermemek için oracıkta okuyuvermiştim bi kısmını. eh aradan da biraz zaman geçince insanın zihninde bazı şeyler bulanıklaşıyor ne de olsa.

    sonra hayatımda bir müzik grubu olarak kaplayabileceği en büyük alanı kaplayan bu grubun murmur’dan başlayarak bütün albümlerini tek tek edinmeye başladım. ta ki up albümlerine ve onlar üç kişi kalana kadar –hatta bir süre daha- bu böyle devam etti. sanırım arkadan gelen benim. onlar büyük bir grup ve kimbilir müzikleri benim çağımı aşmaya başlıyor artık. ne diyeyim –umut fakirin ekmeğidir- belki zamanla gene yakalarım.

    r.e.m. (dünyanın en muğlak grubu) ***

    bill berry (sade ve mülayim insan)
    michael stipe (her zaman sıra dışılığına tezat bir şekilde olgun olacak)
    mike mills (her şeyin farkında olan adam –ne demekse!)
    peter buck (eninde sonunda bir plakçı ya da eskici dükkanı açacağını sanıyorum)

    (bkz: 8 haziran 2005 rem konseri)
  • samimiyet...
    parmak uçlarınza kadar hissedebildiğiniz bir samimiyet.
  • kurt cobain in hakkinda, "ke$ke onlar gibi muzik yapabilsem.bu i$i nasil beceriyorlar bilmiyorum. tanrim, onlar mukemmel.. tam bir grupta olmasini istegim hava. bizler markalanmi$iz, imaj kurbanlariyiz. fakat rem nedir, kolej muzigi mi? hayir bu kadar kolay degil cidden." dedigi, tek $arkidan ibaretmi$ gibi gorunen, up albumlerinin ciktigi ilk gun ko$arak gidip almi$ligimla halen ovundugum grup. dunya uzerindeki en sadik fanlara sahip gruplardan biridir ayrica. $oyleki adamlar yeni album cikardik diye 50 dakikalik osuruk sesi piyasaya surseler, grubun sadik fanlari eminim bunu da alirlar.
  • 31 senenin sonunda dağılmalarının sebebine dair açıklama gecikmemiştir:

    "çocukların büyümesini bekledik."
  • rahmetli metallica bascisi cliff burton'un 1986 yilinda yapilan bir soylesisinde "en cok sevdiginiz grup hangisi" sorusunda, glenn danzig, thin lizzy, black sabbath ve ".. bir de rem diye bir grup var, ilginc bir sekilde cok seviyorum" seklinde bahsettigi grup.

    ".... what else? there's a band called r.e.m. that i like a lot, strangely enough."

    1986 yilinda rem'in daha taninmamasi bir yana bu roportaj "cliff olmeseydi metallica heavy metal yapmaya devam ederdi" diyenlere ders niteligindedir.

    http://www.allmetallica.com/…o/interviews/cliff.php
  • ne mainstream, ne de underground, ikisinin arasindaki ince cizgidir.
    ve saygideger addettigim bir gruptur.
  • yıllar önce dinden imandan çıkıyoruz diyerek ortamı yavaş yavaş alıştırmış gruptu.
  • "ariyem bulamiyem" esprisine maruz kalan grup.
hesabın var mı? giriş yap