• basta gelen veya lider kisi demek olsa da esas olarak, edebiyatta eserin ana kahramani, hatta antik yunanda ilk eserlerde koroyla ilk konusan kahraman (daha sonra bas kahraman rolune burundu ama) anlaminda da kullanilir..
  • ba$ kahraman.
  • sokaktaki adam'ın kamarot hasan'ı üzerinden şöyle tanımlanabilir: ne istemediğini bilen ama ne istediğini bilmeyen, insan haline gelmiş sıkıntı.
  • ingiliz drama sanatında isa'yı temsil eder.
    okuma-yazma bilmeyen beşere incildeki pasajlar mizansen olarak canlandırıldığında ilk yüzyıl çok başarılı olsa da ardından sorunlar çıkmış. çünkü insanlar her zaman isa'nın kazandığı ve çok süper olduğu bir hikayeyi izlemekten zevk almıyormuş.

    bunun üzerinde kilise bu gösterilerde şeytan karakterini güçlendirmiş. antagonist, adversary de böyle doğmuş. neredeyse isa kadar güçlü şeytan yine yeniliyormuş ama bu sefer isa zorlandığı için bu heyecan verici oluyormuş.

    ingiliz usülü drama da bu şekilde doğmuş. elbette protagonist ve antagonist kelimelerinin kökenleri bundan eskiye dayansa da günümüzdeki anlamını ingiliz draması vermiştir.

    hollywood sinemasındaki baş kahramanların hepsinin aslında isa avatarı olmasının nedenlerinden en önemlisi de budur. günümüzde drama sami ırkının anlattığı kadim dini hikayelere dayanır.
  • protagonist ve antagonist, antik yunan tiyatrosundan edebiyata miras kalan kavramlardır. protagonist ana karakter, antagonist ise onu engelleyen, rakip karakterdir. edebiyat çatışmadan doğar. geçmiş zamanlarda bu çatışmayı da birbirine zıt iki karakter üzerinden yapmışlardır. özellikle ingiliz edebiyatında ve william shakespeare'in eserlerinde bunu fazlasıyla görebiliriz. örnek olarak othello oyununda othello protagonistken, ıago antagonisttir. protagonist kahraman olabileceği gibi, antikahraman veya kötücül bir karakter de olabilir. antikahraman olarak çavdar tarlasındaki çocuklar kitabında holden caulfield ve kötücül ana karakter olarak da william shakespeare'in 3. richard'ını gösterebiliriz.

    protagonist ve antagonist kavramlarını detaylıca anlattığım videoyu izlemek için: https://youtu.be/gbjcl4nxivo
  • kelime anlamı bakımından yunancadaki protos ile agonist kelimelerin bir araya gelmesi ile oluşur. protos "birinci" anlamında iken, agonist "oyuncu, taklit eden" anlamına gelmektedir. protagonist, psikodramadaki baş oyuncu olmakla beraber yardımcı egolarla beraber kendi yaşantısını sahneye yansıtır.
  • modernist romanda başkişiye verilen addır. yansıtmacı romanda başkişi kahraman olarak adlandırılırken modernist romanda böyle değildir. çünkü modernist romandaki figürün işlevi daha farklı boylamdadır. yansıtmacı romanda kahraman, dış gerçekliğe karşı bir mücadeleye girmiş ve bu mücadeleden kazanan olarak ayrılmıştır. ancak modernist romanda başkişi kendiyle mücadeleye girmiş, toplumuna yabancılaşmış, kimlik/kişilik bunalımına girmiş, bir "protagonist"tir. kazanmak yok hep kaybeden ve kaybetmekten hoşlanan bir figür.
  • psikodrama da yaşadıkları ve hissettikleri canlandırılan baş karakter.
  • alman besteci kurt weillin 1926 yılında bestelediği ve ilk teatral başarısını kazandığı, librettosunu ekspresyonist oyun yazarı georg kaiserin yazdığı operası.

    (bkz: der protagonist)
hesabın var mı? giriş yap