• yapilmasi gereken is haricinde herseyle ugrasma durumu. mesela odev/tez/proje hazirlama zamanlarinda sozlukte asiri vakit gecirilmesi.
  • mukemmeli yaratmak isteyenlerin icine du$tugu durum. yapilacak i$e ba$lamadan once o i$in mukemmel olmasi icin nasil olmasi gerektigi tasarlanir. dolayisiyla i$e ba$lanamaz. i$e ba$lanmadikca i$ insanin gozunde daha da mukemmelle$ir. mukemmelle$tikce daha da ula$ilamaz olur. ula$ilamaz oldukca, i$e ba$layacak $ahis bunalima girer ve ertelemeye ba$lar. dolayisiyla yapilacak i$ son anda yeti$tirilir ve de mukemmel olmaktan cok uzaktir.
  • masturbasyon gibidir, ancak kendinizi sikiyor oldugunuzu farkedince tum zevkiniz kacar.
  • procrastination kişiyi kalkındıracak, hayallerine kavuşturacak, hedefe ulaştıracak mükemmel planı kağıtlara yazıp, başlamadan önce bir duş alıp, sonra acıktığını fark edip yemek yemek için dışarı çıkmaktır. çünkü açken plan gerçekleştirilemezdir, mantıklı olanı doymaktır. procrastination eve dönüp, plan kağıdına göz atıldığında hepsinin siyah kalemle yazıldığını görüp, üzülüp, dışarı çıkıp renkli kalemler almak ve baştan yazmaktır. renkli plan kağıdı hazırlanıp duvara asıldıktan sonra harekete geçecekken canın kahve istemesidir. hem de zihni açardır, daha ne olsundur, procrastination gidip kahve yapmaktır. kahvenin yanında çikolata da ne güzel giderdir, ama o da ne, evde kalmamıştır market de hemen yakındadır, akılda çikolata fikri kalıp da beyni bulandırmasın diye dışarı çıkmaktır procrastination ve o anda bir de bankaya gidip faturaları yatırayım demektir ve yolda bir arkadaşa rastlayıp 5 dakikalığına bir yerlere oturmaktır. ama akılda sürekli yapılacak listesi olduğu için rahatsız olunup, sohbeti kısa kesip planımızı gerçekleştirmek için eve dönülür. evde kirli çamaşırlar göze ilişir ve bu dağınıklık ve kirlilikte planın uygulanması imkansız olduğu için önce renklileri sonra beyazları yıkayıp asmak ve biraz da etrafın tozunu almaktır procrastination ama bu arada çoktan akşam olmuştur. günün ortasında böylesine mükemmel bir günlük plana başlanamaz diye ertesi gün başlamaya karar vermektir procrastination. peki yılmak mıdır? asla! ertesi sabah kalkıp mükemmel bir plan yapmaktır.
  • tam turkce karsiligi olmayan bir kelimedir. kaytarmak, savsaklamak dusunulebilir ama bunlarda biraz gonlu genis, biraz keyfi bir durum vardir, haytaliktan yapilir. procrastinationda ise tami tamina bir "ikinma" durumu sozkonusudur. yapmak istersiniz, vallahi o isi bitirip rahatlayacaginiz anin hayalleriyle yasarsiniz ama baslayamazsiniz, basladiginizda devam edemezsiniz. sonra bunun suclulugunu da ta iliklerinizde hissedersiniz.
    bu lafin tam turkce karsiligini bilen varsa soylesin, opup basima koyar seve seve de kullanirim. ama tdk veya sozluk bunyesindeki temsilcileri bu kelimeyi ilan edene kadar ingilizce idare edecegim, evet.
  • hakkinda en az 10000 karakterlik bir entry girecegim kelime. hele bir yarin olsun da.
  • üşengeçlikle mükemmeliyetçilikin aynı bünyede tıkılı kalmasından kaynaklanır.
  • beladır. bir işi yapmamak için birçok şey yapmak, ama günün sonunda hiçbir şey yapmamış olmaktır.

    bu sabah(2 ocak sabahı) 09.00'da uyandım. sözde 06.30'da dikilecektim ayağa. alarm da kurmuştum ama farkında olmadan ertelemişim alarmı.

    kalktığım gibi çay suyu koydum. çünkü çay olmadan çalışamazdım. çay olana kadar biraz müge anlı izledim, biraz da uyudum. kahvaltımı yaptım. bu sırada 2 bölüm rick and morty izledim. baktım saat 11i biraz geçmiş, "12'ye kadar biraz daha yatayım, 12'de çalışmaya başlar, geceye kadar durmam" dedim. hatta 12de başlarsam geceye kadar 2 işi bile halledebilirdim.

    fakat telefonumda gezinirken saatin 12yi geçtiğini fark etmedim. sonra "olan oldu madem biraz etrafı toparlayayım" dedim. kalktım, evi toparladım, mutfağı temizledim, oturma odasındaki masaya çalışma ortamımı kurdum, çayın altına su çektim, o kaynayana kadar telefonda gezindim. çayımı alırken internetteki bir başka tartışmaya denk geldim. e tabii, onlara laf yetiştirirken çayım soğudu.

    tekrar çay almak için ayağa kalkınca masadaki kitabı fark ettim. ablam kitaplıktan almış, okumadan masaya bırakmış. e orda bırakılır mı o? aldım, kitaplığa yerleştirmek için odama gittim. onu yerleştirirken komodinimdeki okuduğum ama yerine koymadığım kitaplarımı fark ettim. sonra başladım kitaplığı baştan düzenlemeye.

    kitaplıkla işim bitene kadar saat 2 oldu, dedim öğle yemeğini de aradan çıkarayım bari de çalışmam kesintiye uğramasın. yemeği yerken dizi açtım netflixte. netflix de tam bana göre tasarlanmış, sormadan atlıyor sonraki bölüme. 40ar dakikadan 2 bölüm de dizi izledim.

    dizi bitince tekrar kendime çeki düzen verdim ve bu sefer odamda çalışmaya karar vererek tekrar odama gittim. tam başlayacaktım masaüstündeki spotify'da sorunlar yaşadım. giriş yapamıyordum. acaba premium hesabım mı sonlandırıldı diye meraklanıp araştırmaya başladım. çözüm bulamadım. youtube'dan müzik açmaya karar verdim ve başka bir batağa düştüm.

    youtube'da ordan oraya sürüklenirken akşam oldu. ailemle görüştüm. haberleri izledim. akşam yemeği yedim, yerken artık tamamen vazgeçip, "gün de bitti zaten anaam" diyerek açtım marriage story'i izledim.

    şimdi de büyük bir vicdan azabıyla, bilgisayar başında bunları yazıyorum. yarın 06.30'da uyanmam gerek.

    bugün 1 sn bile çalışmadım. bugün çalışmadığım için yarın iki kat daha fazla çalışmam gerekecek. hatta sonraki gün de iki kat fazla çalışmam gerekecek. çünkü tüm programı bugün itibariyle s..p atmış bulunmaktayım.

    procrastination işte böyle bir şeydir. tembelliktir. ahmaklıktır. büyük bir sorundur.
  • sozlukte hakkinda tum yazilanlar birer procrastination ornegidir ayni zamanda. bu dahil.
  • aslında esasen ertelenen şey algıladığımız kaygının kendisi.

    genel kanı zamanı yönetememeyle alakalı olduğuna yönelik olsa da aslında kaygıyı yönetememeyle alakalıdır.

    klinik literatür bunu bilir ve buna uygun bir yöntemle bilişsel davranışçı terapi uygular.
hesabın var mı? giriş yap