porter

• ilk kez 1700 'lerde londra'nın limanlarında populer olmuş mild ale, brown ale ve stale ale harmanlanmasıyla yapılan koyu renkli 7 ve üzeri derece alkollü bira
  http://www.bellaonline.com/articles/art5673.asp
• fransızca'da taşımak anlamına geldiği gibi giymek anlamına da geliyor. tabi "s'habiller" fiilinden farklı olarak "aha şimdi tişörtümü giyiyorum bak kafamı soktuum hoop" cümlesinde değil de "şu kıza bak, üstünde yeşil kazak var" cümlesinde kullanılması uygun düşer. eylem olarak değil durum olarak giymek bi yerde.
• koyu renkli bir bira cesidi.
• (bkz: stout)
• bağdat caddesinde bir mekan. şimdiye kadar bu kadar bilinçli çalışanların bir arada olduğu bir mekan görmemiştim. hangi içki nasıl servis edilmelidir çok iyi bilen insanlar.
• fr. taşımak
• evde yapıyorsanız bu bira kahve, çikolata ve vanilya gibi aroma eklemelerini en iyi kaldıran biradir. stout veya bock türlerinde de bu denemelere girilebilir tabii.
• porter endüstriyel olarak büyük çapta üretilen ilk biradır, yüzme havuzu boyutunda ahşap tanklarda 6 ay bekletilerek olgunlaşması sağlanıyordu. baskın tadı yüksek sıcaklıkta fırınlanmış kahverengi malttan geliyor. bu malt bugünün gelişmiş maltları gibi olmadığı için uzun süre tanin tatlarının yumuşaması için bekletiliyor.
  
  porter tat olarak kavrulmuş kahve, tost, çikolata tatlarına benzer aromaları baskın bir biradır. biraya bu tadı ve siyah rengi veren chocolate malt az oranda kullanılmasına rağmen bunu başarır.
• kokteyller güzel fakat servis personeli iyi değil.hatalı aldıkları siparişin bedelini müşteriye yansıtan bir işletme.
• boston metrosunun red line hatti uzerinde yeralan, "porter square" diye de anilan, harvard-davis istasyonlari arasinda bulunan istasyon. massachusetts avenue ve somerville avenue kesisimindedir. ayrica, boston'un en derin istasyonudur.