• başlattığı çanakkale'de evi yanan yaşlı çifte yardım ediyoruz kampanyası ile çok büyük hayırlara vesile oldu kendisi. buradan tekrar teşekkürlerimi iletiyorum kendisine.
  • eksi sözlüğü çanakkale'de evi yanan yaşlı çifte yardım ediyoruz kampanyası gibi bir olay için biraraya getiren yazardı.

    sempatizanlar tarafından devamlı pkk yerine kürt yazılarak başlık açılan ortamda, her fırsatta bütün kürtler pkklıdır, pkk=kürt, pkk halktır halk burada vb şeklinde entryler yazılan yerde uçurulan bir kişi.

    sözlüğü şu rezillikleri yazanlardan ve hatta birçoğumuzdan daha yararlı şekilde kullanmıştı. sözlüğü sözlük yapan yazarlar denince aklınıza sadece yönetici takımın beraber takılıp tıkındığı kankileri, bir boka yaramayan blok entryler sıçan dangalaklar mı gelmek zorunda?
  • bogomiller'in ardılı olduğunu düşündüğüm topluluk.
    bunun için yeterli veri olduğuna inanıyorum.
    bogomil inancı, anadolu'da, hatta daha spesifik olmak gerekirse sivas-divriği çevresinde, ve hatta bugünkü dersim'de gelişmiş, liderleri pavlus'tan dolayı pavlikan mezhebi olarak adlandırılmış, heteredoks bir hıristiyan inancı.
    ortodoks merkez bizans'ın başını askeri başarılarıyla bayağı bir ağrıttıktan sonra, yenilince bir çok pavlikan bugünkü bulgaristan-makedonya bölgesine sürüldü.
    (aradan yüzyıllar geçtikten sonra, aynısını ortodoks osmanlı heterodokss karamanlılar'a yapacak ve bulgaristan konyalı türkmenlerle dolacaktır!)
    bulgaristan'da, gelen pavlikanların etkisiyle, aradan bir süre geçikten sonra bu kez bogomil isimli bir papazın liderleğinde, yine aynı heterodoks temelli inanç sistemi yoğun bir takipçi kazandı.
    yine bizans'ın başına bela oldular.
    zira merkezi-ortodoks devletlerin, düzenlerini sürdürmelerine engel olacak herhangi bir alternatif inanca, muhalefete tahammülü yoktur.
    bogomiller bizans'ın baskısıyla önce bosna taraflarına, daha sonra kuzey italya ve güneş fransa'ya kadar dağıldılar.
    toulouse'da, şehre gelen bogomiller'in etkisiyle kathar inancı gelişti. bu da heterodoks bir inançtı ve doğal olarak ortodoks vatikan ve onalrın ortodoks inanç sistemli yandaş devletleri tarafından yok edildiler.
    tarihin ilk haçlı ordusu, işte bu sebeple toplandı: kilisenin dikte ettiği dini farklı yorumlama cüreti gösteren heterodoks hristiyanları yok etmek için.
    (ilginçtir, bugün toulousefransa'nın en solcu şehirlerinden biridir. fransa'nın tuncelisi bir bakıma `:)` )

    neyse biz geriye, bulgaristan'a dönelim.
    bizans'ın baskısıyla bulgaristan'daki bogomillerin bir bölümü batıya doğru göçtü, evet.
    ama bu olayların geliştiği 9. yy'da, devlet ordularının erişemeyeceği coğrafyalar vardı: dağlar!
    bulgaristan'daki bogomillerin önemli bir bölümü bulgaristan'ı terketmedi;
    ama bizans askerinin ulaşamayacağı yerlere, rodop/balkan dağlarını yüksek kesimlerine yerleşti.
    buralarda, devlet sisteminden uzak, kurtarılmış bölgelerde yaşamaya başladılar.
    (yüzyıllar sonra dersim, kaz dağları, toroslar, vs örneklerinde olacağı gibi)

    ovalar düzdür, yolu vardır, dünyaya açıktır, gelen olur, giden olur.
    dışarıdan gelen kalır, yerlisi kalkar başka yere göçer.
    insan insana karışır.
    ama dağlar öyle değildir.
    dağ ahalisi nerede doğarsa orada ölür ekseriyetle.
    yolu yoktur, gelen olmaz, giden olmaz.
    bu nedenle dağda nüfus yapısı akışkan, değişken değildir.
    ovalarda tüm insanlar birbirine karışırken,
    dağdakiler kendi aralarında yaşayıp giderler.

    bu nedenle, osmanlı balkanlar'a geldiğinde, rodop dağlarında yaşayanar, bugün hala orada yaşayan pomakların ataları, yani bogomillerdi bence.
    merkezi gücün gücüne giden dini eğilimleri yüzünden hiç bir devlet ile anlaşamamışlardı o güne kadar.

    o sırada gelen yeni devlet ise, önceki devletelere benzemiyordu:
    bir kere ilk gelen osmanlılar, tahtı kılıçlı dervişler denen, yarı dini, yarı askeri liderlerdi (seyyid ali sultan, sarı saltuk, demir baba, elmalı baba, otman baba, vs...)
    ve bunlar devletin kuralcılığı ile değil, tamamen esnetilmiş, hayata uydurulmuş bir dini öğretiyle (heterodoks islam) geliyordu.
    ekonomik ve sosyal yapı olarak da önceki derebeyliği sistemine göre çok daha insancıl vaatleri vardı.

    heath lowry şöyle anlatıyor:
    osmanlı balkanlar'a geldiğinde, sosyal yardım dağıtan merkezler (tekkeler, aşevleri) kuruldu.
    buralar sadece müslümanlara değil, hıristiyanlara da açıktı.
    hıristiyan halk tabakası, buralarda islam ile tanışıyorlardı.

    ama bazı çekinceleri vardı.

    örneğin hıristiyan: "ben şarap içerim, sizde şarap yok" diyordu,
    dervişler, "e biz de içiyoruz, sorun değil" diyordu.
    hıristiyan "ben günde 5 vkit namaz kılamam, zor gelir" diyordu,
    dervişler, "e biz de o kadar kılmıyoruz zaten" diyorlardı.
    hıristiyan, "ben sünnet olamam" diyordu,
    dervişler: "e biz de olmadık zaten" diyorlardı.
    böyle böyle, hıristiyan halk heterodoks islam'a yaklaştı ve müslüman oldu.
    (balkanlar7da yoğun olarak islamlaşmanın yaşandığı coğrafyaların, bogomiller'in yaşadığı coğrafyalar -bulgaristan-bosna) olması da bu açıdan önemlidir)

    ancak oldukları ilk müslümanlık, büyük çoğunlukla ortodoks islam, yani sünnilik değil,
    heterodoks islam, yani proto-alevilik diyebileceğimiz bir sistemdi bence.
    (şehirde yaşayan ve statüsünü kaybetmemek için müslüman olan hıristiyan seçkin zümnresinden değil, basit, köylü halktan bahsediyorum. siçkinler direk yönetici sınıfa geçiyor ve yönetici sınıfın mezhebine, sünniliğe giriyorlardı)

    zaten hıristilyanlık ile ciddi sıkıntılar yaşayan bogomiller'in eski dinlerinden kopması çok da zor olmadı.

    öyle ki zaten bogomiller hıristiyanlar tarafından din dışı sayılıyordu. bosna kilisesi hiç bir zaman tanınmamıştı mesela.

    neyse, sonuç olarak, rodopların zirvelerinde yaşayan bogomiller müslüman oldu, pomak adını aldı.

    ama bugün bakıldığında, pomakların büyük çoğunluğu sünni müslümandır.
    bence bu işin temelinde farklı bir hikaye var.
    yani pomaklar'ın ilk müslüman oluşlarında hakim olan inanç bugünkü gibi sünnilik değil.
    daha heterodoks bir islam anlayışını benimsediklerini düşünmüşümdür hep.
    sonradan bir dönüşüm de heterodoksluktan sünniliğe dğru olmuş gibi geliyor bana.

    geçenlerde rastladığım bir araştırma yazısı da bu konu üzerinde duruyordu.
    şimdi onu paylaşma zamanı.
    yazının bundan sonrasında ben yanınızda olmayacağım;
    ama buraya kadar ilginç geldiyse yazılanlar,
    bundan sonra da keyif alacağınızı garanti edebilirim:

    ***

    recep memiş

    pomaklar üzerine farklı bir tarih okuması:

    http://www.pomak.eu/board/archive.php?topic=2678.0
  • bedelli askerlik başlığında bana ayar vermeye çalışmış aciz bir yazardır kendileri. acizdir diyorum çünküsü başlık altında şahsıma demediğini bırakmayan bu aciz yazar; özelden sorduğum soruya sadece "yorumsuz" cevabını atmıştır.

    şimdi sayın kumandanım! paşam! kocakarı ağzıyla kale arkasına oynamak kolaydır. lakin ki ben bu şekli geyinirim. o o şekli geyinir. öyle lahanayı yerken kütür kütür sapına gelince mee yok. sapını da kütürdereceksin.

    nik altına pislemek istemezdim. lakin ki ben hep bu şekli geyinirim.

    bedelli çıksın ilk sana ısmarlıycam.
  • çıldırmış bir şekilde ortalığa saldırıyor. yine nik altıma kendince bir şeyler yazmış. analizler yapmış falan. sakin ol kumandanım!

    şimdi efenim olayı kısaca anlatayım da okuyanlar nasıl bir zavallıyla eğlendiğimi anlasın.

    ben bu kumandanı ciddiye almamakta ne kadar ısrar ediyorsam, bu da beni bir o kadar ciddiye almakta ısrar ediyor. bazı arkadaşlar uyardı beni. meğer bu kumandan bedelli askerlik başlığına eskiden beri saldırıyormuş. ağzına da bir şey dolamış ''lahanayı yerken kütür kütür sapına gelince mee.'' her yere bunu yazıyor. yok öyle bir dünya falan diyor. anladığım kadarıyla bunu askerde mee'letmişler. itelemişler kumandanıma! şimdi de herkesin aynı şekilde mee'lemesini istiyor. içindeki ateş bu yüzden.

    sakin ol kumandanım! gel otur bi soluklan. üstüne bir şeyler al. hava soğuk bak üşütürsün. bana bakma ben hep bu şekli geyinirim.
  • erdem timsali.

    işbu tanım ekşi sözlük kullanıcısı olan pomaklar hakkındadır. kendisi yazdığım falanca bir entry üzerine attığı mesajda bana hayatımda ilk defa duyduğum(?) argümanlarla bezenmiş bir ahlak dersi vermiştir. ne cahilliğimi bırakmış, ne eşekliğimi. özellikle "aynısı senin başına gelse görürdüm seni" repliğinde göz yaşlarım sel oldu.

    canı sağolsun, yeri geldi nice geyiklere bir ömür adadık da boşuna yormuş kendini. aynı entry için bir başkası küfür edip kapatmıştı konuyu -ki ben onu bile teşekkür ederim diye cevapladım-.

    edit: aha, lümpen de oldum.
  • önayak olduğu "çanakkale'de evi yanan yaşlı çifte yardım ediyoruz kampanyası" ile gönülleri fethetmiş güzel insan.
  • pomak kadar saf ve temiz kalpli yazar.
  • bu adamı bana sözlük tanıştırdı ya başka da bir şey demiyorum. daim olsun.
  • yaşadığım ilçedeki pomaklar paraya çok değer verir. herkes değer verir ama bu arkadaşlar bir tık üst seviye gibi. belki zamanındaki yokluktandır...
hesabın var mı? giriş yap