• --- spoiler ---

    sinemasal anlamda gerçekçiliği, özellikle suçlar konusunda, yakalayabiliyor.
    ve önemlisi kuşak ya da zihniyet farklılığı üzerinde çok iyi durabilen bir film olmuş.

    yönetmenlik çok sade hatta belgesel çekimi tarzı yakalanmış. senaryo ne kadar belagatla doluysa yönetmenlik de o derece sade/yalın.

    ama gerçeklik duygusunun giderek zayıfladığı kısımlar da mevcut. mesela disko sahnesi gereğinden fazla gereksiz bir video klip estetiğine kaymış.
    sinirlerin yıpranıp gerildiği sahneler de öyle. filmin öğretici olmaya çalıştığı sahneler de öyle.

    çok başarılı olabildiği sahneler var. mesela oral sekse, telefonu alındığı için zorlanan kızın sahnesi gibi; burada herkes dalga geçip kıza gülmeye başlıyor(ne kadar eğitimci olmaya çalışsalar da böyle bir durum karşısında)

    sonra eşcinsel bir pedofili olayının işlendiği sahne; hem adam hem de çocuk karşılıklı olarak birbirlerini sevdiklerini ifade ettiklerinde ve özellikle ufacık çocuğun şunu sorgulamasında, (kadın polis, ufak çocuğa; ilişkilerinin yanlış ve hastalıklı olduğunu ifade etmeye çalışırken) "eğer hastaysa neden hapse atıyorsunuz?" pedofili ile savaşmak için bu suu işleyenleri hapse atmak sorunu çözer mi? en önemli soru.

    film pedofili suçuna ya da çocuk istismarına göz kırpmıyor asıl konusu bu işlerle ilgilenen insanların durumu. gerçekten çok zor ama bu kadar zor bir mesleği yapan insanların ihtiyacı olan ne? idealler mi? idealler ise bu idealler ile yaşamak, sadece belleville'yi daha güzel bir yer yapar mı?

    yapmadığı kesin ama bu teşkilatta çalışan insanlar hangi amaca inanıp da çalışacak? çocukların daha güzel ve sağlıklı gelişimi için. işte sadece çocuk istismarı ile savaşacak bir teşkilatın varlığı tam anlamıyla işe yaramadığını ifade etmeye çalışıyor film. çocuk istismarı ile savaşılacaksa daha kollektif bir çaba lazım. çocuk isrtismarının da cinayet, soygun, uyuşturucu gibi ciddi bir suç olduğu da kabullenilmeli. polis teşkilatında bile çocuk istismarı ile ilgilenen teşkilatı hiyerarşinin alt katında kalması, tutumun korkunçluğunu gösteriyor bize. bu korkunçluğu fransa'nın bir teşkilatıyla görüyoruz ama kendi ülkemize baktığımız zaman bu filmde anlatılan zihniyetin ne kadar gerisinde kaldığımızı görüyoruz.

    sonuç olarak yapısının ve içeriğinin zıtlıkla içerisindeki uyumu; filmin anlatmaya çalıştığı meselelerin günümüzden yansıması gayet başarılı olmuş bir film.

    --- spoiler ---
  • hem polis teşkilatını hem de suçlu (burada ağırlıkla pedofili) bölümünü gerçek olaylardan alınmış küçük hikayelerle son derece başarılı anlatan fransız filmi. http://www.youtube.com/watch?v=mfrxqjpjeia

    --- spoiler ---

    hele o arap kökenli kadın polisin, küçük kızını istemediği adamla zorla evlendiren hacı kılıklı adamı arapça paraladığı ve önüne dolabından çıkardığı kuran'ı koyarak "göster bakalım nerede yazıyor bunlar" diyerek bağırdığı sahne unutulmaz.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    ana karakterlerin hayatları ile ilgili detaylar ile istismar edilen çocukların hayatlarının beraber işlendiği belge film. filme dair en önemli detay, çocuk istismarını konu almasına rağmen duygu sömürüsü olmaksızın konunun işlenmesi. son sahnedeki travma, filmin konusu itirabiyle havada kalmış olsa da, gerçekçiliği ve detaycılığı ile ilgi çekicidir.

    osman'ın gözyaşları yürekleri dağlamıştır.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    filmin tam anlamıyla hedefe ulaştığı söylenemez. parçalı kurgu, zaman zaman kopukluk yaratıyor. çok dramatik anlardan, komik anlara geçişler filmin düşünsel zenginliğinin tam bir düzleme oturamamasına yol açıyor. zaman zaman filmin, "polislik de tıpkı hayat gibi acı tatlı birşey işte" gibi yüzeysel bir cümleye hapsolduğunu hissediyoruz. ayrıca maiwenn'in oynadığı fotoğrafçı melissa ile rapçi joey starr'ın oynadığı fred arasındaki yakınlaşma da derinlikten ve her türlü çatışmadan uzak, gereksiz bir vaziyette seyrediyor...

    --- spoiler ---

    ( http://hayatimizsinema.blogspot.com/…olis-2011.html )
  • polis bende biraz behzat ç izliyormuşum gibi bir his yarattı, bu sefer elemanlarımız çocuk asayişte ve polislerin de kendine göre dertleri var vs.vs.

    --- spoiler ---
    filmin en çarpıcı sahnelerinden biri küçük osman * annesinden ayrılıp sığınma evine gönderildiği sahneydi. osman ağladıkça içim parçalandı resmen

    --- spoiler ---
  • 31. istanbul film festivalinde galalar bolumunde polis ismi ile gosterilen film..spoilersiz konusu; pedofili suclularini yakalayan polis teskilatinin hem kendi icindeki kisisel iliskileri hem de uzerine calistiklari suclularin hikayelerini anlatiyor. film o kadar guzel ki bir anda kahkahalarla gulerken bir anda uzuluyor bir anda duygusallasiyorsun. cok hizli akan cok komik ve dramatik ( evet ikisi bir arada) sahane bir film..yapimciya onerim bu filmi diziye uyarlasin.o kadar diyim...
  • --- spoiler ---

    hem yönetmen, hem senarist, hem de oyuncu olarak karşımıza çıkan ‘maiwenn’ filme farklı bir perspektifle yaklaşmış. çocuk istismarı konusuna, dışarıdan dolaysız gözlemle bakabilmek için, fotoğrafçı rolüyle izleyiciyi final kısmındaki jenerikle şaşırtmıştır.

    “paris çocuk koruma birliği(cpu) arşivindeki gerçek olaylara dayanır,” sloganıyla giriş yapan film çarpıcılığını ileriki sahnelerde göstermiştir. mutlu bir çocuk şarkısıyla başlangıç yapıyor ama asıl konuya şarkıdan sonra geçiyor. görüntüye babası tarafından istismara uğramış dört yaşındaki bir kız gösteriliyor. onun anlattıklarının tesiri geçmeden, kamerada yaşlı bir amca görünüyor. onun suçu ise torununa tecavüz etmek. buna benzer daha bir sürü sahnede aynı şeyler konuşuluyor. bu istismarın nedenlerine göz atmak isterim:

    ‘pedofili’ yani yasal olarak çocuk ve bebek sıfatındaki küçük bireylere karşı, yetişkinler tarafından yapılan cinsel tacizdir; ama her cinsi istek pedofili değildir. ergenlik çağına girmemiş çocuklara karşı istek duyan, yetişkinlerle ilişki kurmak istemeyen; 16 yaşından büyük bireylerdir, pedofiller. pedofil, cinsel uyumsuzluktur. birey, kendi yaşıtındaki yetişkinlere cinsellik konusunda söz geçiremediği için küçüklere yönelir; çünkü onlar masumdur, acizdir. bu insanların yaptıkları savunma ise, “cinsi bölgenin temiz olmasından, ”ötürü imiş. hâlbuki bu savunma son derece saçmadır. cinsel uyum konusundaki başarısızlığını itiraf edemez, başka nedenlerle buna kılıf bulurlar. kimileri normal ilişki tatmin edemez. yaşlılardan veya çocuklardan hoşlanırlar. çünkü o, onun için yenidir, denenmemiştir; yasaktır. yasaklar da insanlara tatlı gelir. uzmanlara göre bu hastalığın tedavisi yoktur. bundan kurtulmanın tek yolu, hasta olan bireyin toplumdan uzaklaştırılmasıdır. filmde bu konuya değinilmiş, “siz ne yaparsanız yapın, bunun önüne geçemezsiniz,” mesajı verilmiştir. bugün birini tutuklayabilirsiniz, yarın başka birini… durdurmanın yolu yok. benim şahsi fikrime göre ise pedofilinin çözümü vardır. doğuştan değil sonradan olan bir hastalıktır. kişinin yetiştiği çevre en büyük etken olmakla birlikte; tedavi yolunun ise hadım etmek, katrasyonla cinsel gücünü azaltmak değil; hasta olanın kişinin düşünce yapısının düzeltilmesinden geçer. ‘freud’un öne sürdüğü, ‘oedipus karmaşası’ hastalığın ortaya çıkmasında altta yatan başka nedenlerden birisidir.

    filmde özgürlük bahanesiyle “küçük çocukların da cinsel özgürlükleri vardır, ”deyip kendi öz kızına karşı cinsel tacizde bulunan kişinin mantığı çok yanlıştır. üstelik çevresinin geniş olduğunu, tanıdıklarının onu 20 yıl mahkûmiyetten kurtaracağına inandığını söyler. bunun üzerine polis ve sanık arasında büroda arbede çıkar. izleyici ise şeften gelen emirle daha bi’ şok olur. bir yetişkin kendi fikrini hür bir şekilde söyleyebilir. buna özgürlük denir. ama küçük yaşta, savunmasız bir bireyin kendi hür iradesini kullanması mümkün müdür? zavallı küçük çocuğun ne suçu var? cinsel istismara maruz kaldığında ömrü hayatı boyunca çok vahim psikolojik badireler atlatması büyük olasılıktır. her şeye özgürlük kılıfı uydurup her istediğini yapmak bencillikten öte bir şey değildir.

    film polislerin yaşadığı drama da değinmiştir. onların ruhsal analizleri, evlilik/bekâr hayatları çarpık bir şekilde yürümektedir. bu kadar aşağılık olayların ardından psikolojilerini korumaları da pek mümkün sayılmaz. evlerinde eşleriyle kavga edebilirler, eşlerinden boşanabilirler, evli bayanlara ilgi duyabilirler ve daha bir sürü şey. hatta 14 yaşındaki bir kızın, akıllı telefonu uğruna seks yapmasına bile gülebilirler. filmin finali çoğu izleyiciye göre zorlama olarak nitelendirilmiştir. ben buna katılmıyorum. çünkü teğmen iris langlois camdan atladığı zaman, psikolojisi alt üst durumdaydı. kararı duyduğunda bi’ an sevinir gibi oldu ama ekip arkadaşlarının ona kıskançlıkla, öfkeyle bakması; evlilik hayatında yaşadığı travma ve pedofili vakalarıyla karşılaşması onu canından bezdirdi. çünkü o, o hayattan sıkıldı.

    maiwenn fotoğrafçı gözüyle olaylara dışarıdan bakabiliyor. karakter yapısının sessiz, içe kapanık olması yerinde olmuş. lakin mathieu ile duygusal yakınlık kurması onun bu başarısını gölgelemiştir. çünkü fotoğrafçı olaya müdahale etmez, sadece çeker. o sessiz, kabuğuna çekilmiş, sanki hiç orada değilmiş gibi olan halini film boyunca korumalıydı.

    ahlak anlayışının değiştiği filmin mesajlarından başka bir tanesidir. son zamanlarda bu pedofili durumunun artmasının asıl sebebini, 14 yaşındaki zenci kızdan duymaktayız. “geçmişte sizler evlenmeyi beklerdiniz ve 20 yaşında ilk kez sevişirdiniz. ama zaman değişti. o eski 14.louis ve diğerleri geride kaldı. şimdi hayat böyle! 15 yaşına geldiğinde sevişirsin her şeyi yaparsın! biraz tv izle her şeyi anla ve kendini güncelle.” insanların ‘özgürlük ayağına’ çoğu şeyi yapması; bu kızın bunları düşünmesine, etik açıdan uygun olmayan durumlarla karşılaşmasına zemin hazırlamıştır. her şeyin bir zamanı vardır. 15 yaşındaki bir bireyin fikri açıdan olgunlaşması pek mümkün değildir. bireylerin zihinleri görsel medya tarafından bulandırılmaktadır.

    maiwenn müslüman diye geçinen bazı kesimlere de göndermelerde bulunmuştur. cinsel istismara göz yuman ve bunu kur’an’a bağlayan müslüman(!) kişiye karşı tepkisini göstermiştir.
    “bir babanın kızını evlenmeye zorladığı nerede yazıyor? göster! kadının çalışmasının yasak olduğu kur’an’ın neresinde yazıyor? kur’an saygıyı öğretir,” diyerek eleştirisini yapmıştır.

    diğer yandan yoksulluk ve fakirlik yüzünden kendi öz çocuğu osman’ ı başka ellere veren anneyi ve osman’ın dramını izledik. haykırışların, hıçkırıkların çare olmadığı ve bu sebeple de osman’ın ağlamasıyla izleyiciye hüzünlü anlar yaşatmıştır, maiwenn. burada dışsal etkenler söz konusudur. yukarıdaki bahsettiğim şeyler zorda kalmadan, hür iradeyle yapılan davranışlardı. osman’ın dramından sonra, geçtiğimiz aylarda da gündemimizde olan kürtaj konusuna değinmiştir yönetmen. bunlar elde olmadan yapılan şeylerdir.

    tüm bunların sonunda film konusuyla toplumsal bir sorunu incelemiştir. aldığı ödül ve adaylıklarıyla başarılı olduğunu göstermiştir. amma velâkin böyle bir sağlam bir malzemenin çokta iyi işlenmediğini gördük. film biraz dağınık başlıyor, serimleme başarısız, gereksiz bir sürü sahnenin olması sebebiyle süresi uzun, müzikleri etkisiz ve kurgusu aham şaham değil. bu saydığım eksik yanlar iyi değerlendirilip kapatılsa idi film daha da başarılı olabilir, adından sıkça söz ettirebilirdi. çünkü pedofili hastalığı, herkesin ilgilendiren bir durumdur.

    --- spoiler ---

    edit: araklanma değildir. malum blogtaki yazı bana aittir.
  • eksi sozluk atilla dorsay ekolu begenmemis, "vasat" bulmus olsa da, verilen ornekler, canlandirmalar itibariyle epey basarili bir film. konusu itibariyle zaten agir ve insanin uzerine coken bir filmi, gercekci, abartiya kacmadan, dramatize etmeden mumkun oldugu kadar yalin haliyle, o carpiciligi sulandirmadan anlatmaya calismis maiwenn. filmin en buyuk surprizi de herhalde normal sartlarda oldukca korkutucu biri olarak kendisini ifade eden joeystarr 'i sefkatli ve duygusal hali olsa gerek. filmin muzikleri de oldukca iyi; mesela fransa'nin hatta strasbourg'un gizli cevher dj'lerinden irfane veya ny'tan larry levan 'in disko tinilari var. konusulan fransizcanin gercekligine deginmiyorum.

    http://www.premiere.fr/…ndes-annonces/video/polisse

    http://www.allobo.com/bo-polisse-4376.html
  • sert bir belgesel olmuş...film değil çünkü ne bir senaryosu var ne gelişme ne de final...fransadaki pedofili vakalarından baz alınarak yapılmış bir görsel...hepsi bu...tabiki bu vakalarla uğraşan polislerin ruhsal durumlarına değinilmiş...film gibi değil de yaşanan pedofili vakalarına hem içerden hem de dışardan bir bakış açısı sağlamış...izlemesi zor...anlatması güç...notum 6/10
  • oldukça başarısız bir film.

    çocuk tacizi gibi affedilemez bir sorunun üzerine gidiyor olması sebebiyle ilk yarım saat şans verebilirsiniz, fakat kopukluk ve tempo sorunu fecaat.
hesabın var mı? giriş yap