• osamu tezuka'nın kaleme aldığı, bilim kurgu allah bilim kurgu, meta kere meta manga olan astro boy'un(tetsuwan-atomu) naoki urasawa tarafından yeniden inşasıdır pluto. urasawa zaten tezuka'nın en büyük hayranlarından biri. en bilinen mangası/animesi olan monster'ın ana karakteri doktor tenma* buradan alınmıştır. hatta tezuka'nın bir başka mangası olan black jack'in ana karakteri black jack ile tenma aynı işi yapmaktadır yani illegal doktorluk*. bi ayrıntı daha vereyim, osamu tezuka tıp okumayı bırakıp mangaka olmuş biri*.

    tezuka 2. dünya savaşı sonrası atom bombası dehşetiyle yüzleşmiş japonyanın travmalarını ve bu travmadan çıkışı aramasını çok iyi resmetmiş. japonyanın pasifist ve barışçıl bi topluma nasıl dönüştüğünü mangada görebiliyorsunuz. tersinden bir pinokyo hikayesi aslında tetsuwan atomu ve bence abartısız bilim kurguda yeni bir çağ açan manga.

    tezuka batıya inanılmaz entegre bir insan. mangadaki çizgilerinin amerikan çizgi romanına kaymasından öte asimov'un 3 robot kuralını ,yanılmıyorsam, görsel bir sanatta ilk kullanan kişi. zaten 1968 ya da 2003 yıllarında yapılmış animenin ilk bölümünü izlerseniz (mangada çok belli olmuyor) fritz lang'ın metrepolis'ine referans bir çok şey göreceksiniz. filmi izlemeyenler için orada da bir robot mevzusunun döndüğünü dip not olarak vereyim*. ayrıca metropolis isimli bir mangası da var tezuka'nın.

    urasawa'nın plutosuna gelirsek. pluto, orjinal hikayeyi polisiye/gerilim türüne yanaştırıyor burnunuza buram buram blade runner kokuları geliyor. orjinal hikayesinde pov kaptan atomken pluto'da dedektif bir robotun pov'una geçiyoruz ve karakterlerin daha derinlerine inmeye başlıyoruz.

    fazla uzatmayayım; tetsuwan atomu ve onun "retelling"i pluto'da bana ilginç ve kıymetli gelen şey şu oldu: tetsuwan atomu yukarıda bahsettiğim gibi 2. dünya savaşı sonrası travmayı, atom enerjisinin gücünü tema olarak alırken, pluto ise amerikanın ırak işgalı öncesindeki paranoyayı ve sonrasıdaki travmaya yoğunlaşıyor. yani, seneler geçiyor insanlar devamlı aynı şeyleri yaşıyor ihtiyaç olanın/olması gereken şeyin ne olduğunu bile bile...

    mutlaka izlenmesi gereken yapım.
  • disney'in kopek karakteridir. gerisi laf-i guzaftir, ya da en azindan pluton basliginda ele alinmalidir.
    http://tr.wikipedia.org/wiki/pluton
    http://www.bulutsu.org/gts.php?sno=881
  • bu anime de fütüristik bir sultanahmet camii gördüm, hoşuma gitti.

    süper anime.
  • naoki urasawa'nın 2003 yılında başlamış ve halen devam etmekte olan mangasıdır. konusu ise kısaca robotları kullanarak insan duyguları üzerinde yorum yapmaktır.
  • yalnızca sözleriyle bile björk'e ait olduğunu bağıran, kırmamakla kırılmamak arasındaki yolu sonsuz kere gidip gelmekten son haddine gelmişler için ruh halinin kısa ve güzel tarifi olabilecek, son perdeden bir şarkı..hala yazılmamış nasılsa; sözlerini de yazayım tam olsun:

    excuse me
    but i just have to
    explode
    explode this body
    off me

    i'll be brand new
    brand new tomorrow
    a little bit tired
    but brand new
  • naoki urasawa'nın ünlü mangası. ınsanı derinden etkiler.
    bu hafta netflix'e anime adaptasyonu da geldi ve mangasını aratmıyor.
  • o gün ne oldu da, siz kalktınız tanım değişikliğine gittiniz? en büyüğü charon olmak üzere üç evladı olan plüton gezegen olarak kalsa dünya tersine mi dönerdi? tam da eylül ayında okullar açılacakken ve bütün müfredat güneş sistemimizde dokuz gezegen olduğu bilgisi ile kaplıyken, insanlığın 1930 yılında tanıdığı plüton ise 76 yıl sonra yollarını ayıracak olması bize biraz garip geldi. paris’teki birlik, plüton’u sadece gezegenlikten diskalifiye etmekle kalmadı, adını da silerek kendisine bir numara verdi: 134340

    plüton’un isminin silinip yerine numara verilmesine biz bu topraklardan aşinaydık mesela. bu topraklarda yaşayan halkların numaralandırılmasından, insanların fişlenmesinden, isimlerinin değiştirilmesinden aşinaydık. insanların ötekileştirilmesinden aşinaydık.

    nasıl ki plüton, diğer sekiz kardeşiyle uzayda salına salına, güneşin etrafında huşu içinde dönerken birdenbire kovuldu ise biz de burada ‘bütün halklar kardeştir, inanmayan kalleştir’ dediğimizde zulme uğruyorduk. ‘çarşı neden her şeye karşı çıkıyor?’ sorusu manasızdır. kendimize de karşı çıkıyoruz. hak yerini bulana kadar çarşı her türlü adaletsizliğe karşı olmayı erdem olarak bilir.

    rakiplerimizle mücadele ederken, hakemin yanlış kararı bizim lehimize olsa da sahadaki adaletsizliği, rakibimizin hakkının yenmiş olmasını görmemezlikten gelmeyiz. hayatın içindeki her türlü adaletsizlik ve haksızlık, sahalarda da, sokaklarda da tarafımızca reddedilir. fezaya gittik, tavrımız yine değişmedi. birikmiş çok hikâyemiz var bizim. insanlar, hikâyelerini mağara duvarlarına resmettiler. biz de sevinçlerimizi, acılarımızı pankartlarımıza yazdık. pankartlar, bizim hafızamızdır. aramızdan ayrılışının yedinci yılında kendisini özlediğimizi ve unutmadığımızı belirterek plüton’a bir kez daha selam olsun. mesele sadece bir gezegen meselesi değildir. çarşı vicdandır.

    http://www.forzabesiktas.com/
  • kesinlikle gezegen olmayan bir köpek, miki'nin köpeği. hayvancağızı gezegenle nasıl karıştırdınız be, sapsarı eblek bişey o. gezegen olanı için haydi (bkz: plüton)

    benzer olarak, ampul abi'nin sex turkce'de seks olarak yazilir uyarısını hatırlatmakta fayda görüyorum.
  • pluton'un ingilizcesi
  • wofwofwowof* gibi çok rahatsız edici bi havlaması olan walt disney karakteri..
hesabın var mı? giriş yap