pigment

• doğaya [ve canlılara elbette] renk veren kimyasal madde. haywanlarda en önemlileri, melanin (siyah), rodopsin (mor), hemoglobin (kırmızı), hemosiyanin (mavi)'dir, bitkilerde ise fotosentezin en önemli maddesi olan klorofil (yeşil) bulunur. zenciler tamamen melanin'den oluşmuştur, avuçiçleri albino'dur.öhhö...
• bir meyvenin pigment oranı ne kadar yüksekse o kadar antioksidandır.
• mamafih canlılardaki tüm renkliliğin kaynağı pigmentler değildir. zira tüyleri saydam olan kutup ayılarının beyaz gözümesi güzel bir ışık yansıması örneği iken kelebeklerin kanatları da pigmentlerle değil yarattıkları yansıma ve kırılmalarla göze renkli gözüken ince filamentlerle donatılmıştır.
• goze rengini veren maddede budur ayrica ve gozun renkli olmasi anormal bir durummus , sanirim bu maddenin eksikliginden kaynaklaniyormus, gozdeki pigment azaldikca goz mavi , acik mavi gibi renkler aliyormus.
• pigmeler arasında yaygın olarak kullanılan bir kız ismi. türkçedeki karşılığı için;
  (bkz: şaziment)
• makyaj malzemesi olanının işlevi farla aynıdır. fardan farkı, daha yoğun, renkli, ışıltılı ve kalıcı olmasıdır. günlük makyaja uygun değildir.
  bülent ersoy'un çok sık pigment bitirdiğini düşünmekteyim.
• küçük parçacık büyüklüğüne sahip boyalara renk, örtme gücü, dayanıklılık gibi özellikler kazandıran taneciklerdir.
• üretildiği ya da kullanıldığı proseslerde, ne kadar önlem alsanız da, bir saat dolaşmanızın bile akşam duş yaparken saçınızdan kıçınızdan renk renk boya akmasına sebebiyet verebilecek boyar toz maddeler.
• az önce gittiğim göz doktorumun göz rengim sebebiyle bende az olduğunu söylediği madde. yaşlanınca az göreceksin dedi. iyi de dedemin gözleri cam gibi maviydi ve 90 yaşına kadar gözlük takmadı. sağolsun genetik miras.
• (bkz: biyoloji egitimi gormus genclik)