hemoglobin

• görevi solunum gazlarını (oksijen & karbondioksit) taşımaktır.. alyuvarlarda pigmentler halinde bulunur..
• ortama kırmızı rengi, karşılık beklemeden verir abi...
• 4lu bir polypeptide zincirinden olusur, bunlar ikiser olarak benzerdir, bir grup alpha, diger grup beta diye adlandirilir ve her zincir birbirine icinde demir barindiran "heme" adli bi grupla baglidir..her zincirde yaklasik 150, toplamda 600 kadar amino asit bulunur..beta zincirlerindeki normalde bulunmasi gereken bir glutamic acidin dna hatasi sonucu valine olmasi sonucunda ise sickle-cell anemia denilen, damarlari tikiyan nefes darligina yol acan ve sonuc olarak omru kisaltan kalitsal hastalik ortaya cikar..
• oksijen hemoglobindeki demire bağlanarak taşınır.
• (bkz: goblin)
  (bkz: hobgoblin)
• kana kırmızı renk veren pigmenttir; böcüklerde, yumuşakçalarda falan aynı görevi hemosiyanin hemoiritin, klorokuonin vs gibi yeşilden tutun maviye kadar renkler verebilen başka başka pigmentler yapar.
• (bkz: haemoglobin)
• aka. bleeders
  h p lovecraft'ın "the lurking fear" adlı öyküsünden uyarlanmış 1997 yapımı bir peter svatek filmidir. baş rolünde usta aktör rutger hauer vardır. bu yönetmen ve oyuncu yine 97 senesinde bir başka roman uyarlamasında bir araya gelerek jack london'un "call of the wild" adlı eserini "dog of the yukon" adıyla beyaz perdeye taşıyacak ve bence gayet başarılı olacaklardır. keşke bu başarının kırıntısı hemoglobin'de de olsaydı.
  
  john strauss kız arkadaşıyla tanımsız hastalığına çözüm bulabilmek için bir adaya akrabalarını bulmaya gelir. başta tüm akrabalarının ölmüş olduğu düşünülse de john onların yeraltında biraz değişik bir yaşam tarzı sürdüklerini fark edecektir.
  
  ucuz ve garip teknik efektleri rutger dışındaki oyuncuların biraz zayıf kalması ve hikayenin aslına sadık kalınmaması gibi sorunları barındıran film nedense sonuna kadar izletmiştir kendini bana. yazık ki bu bana bişey kazandırmamıştır. muhtemelen size de kazandırmayacaktır.
• music from the succubus club compilation albümünde yer alan beborn beton şarkısı.
  
  every killing is a treat
  hemoglobin
  hemoglobin
  over the years, ive slain by gallons everyday
  and soon the time has come
  that every victim tasted just the same
  i used to think that every killing is a treat
  but i was wrong, for i was young
  i'd let them suffer, let them bleed
  
  bloodstain, hemoglobin
  swallowing your energy
  bloodstain, hemoglobin
  suck you dry and lick you clean
  
  i keep counting centuries
  like moments passing by
  with my own eyes i have seen ages come
  and leave the mortal stage
  you know ive drained about a million men or more
  but there was nothing like
  the first two hundred times
  i died before
  
  gonna make you suffer
  gonna make you bleed
  
  gonna make you beg on your hands and knees
• istatistiki olarak kansizlikla yakindan alakalidir bu nesnenin kandaki aktivitesi