• konuyu bi de ben annatiyim daha detayli olaraktan.

    --- spoiler ---
    yeni evlenen bi cift eski bi eve tasiniyolar. kadin etrafi gezerken bi odada bir kutu buluyo. kutunun ustunde bi incil var ve kadin bunu alip okurken kutu aciliyo ve icindeki ruh serbest kalip kocasinin icine girio. bu ruh evin eski sahibine ait ve bu adam psikopat. 12 tane mi ne karisini sapik sapik yontemlerle oldurmus. mesela obur olan karisini masaya baglayip agzina huni koymak suretiyle cig et beyin vs. yedirmek, sanirim zeki olani kafasini bi sistemle dondurup kopartmak, ayyas olanin gozune sarap sisesi sokmak gibi.sonunda oglu dayanamayip babasini bu kutuya bi sekilde hapsedip ustune kaldiramiycai incili koymus. her neyse bu kadin evdeki aynalara(ki bissuru var) baktikca bunnari gormeye baslio ve kocasi da bunu oldurmeye calisio. en sonunda kocasini olduruo soona da kendi kani, ustunde dua gibi bisi yazan bi kagit ve galiba bikac buyulu tas benzeri bisilerle ruhu yok edio.
    --- spoiler ---

    nasi hatirliosun demeyin ben bu oyunu 8 yaslarimdayken oynamistim altima ediodum beynime kazinmis.

    edit: spoiler ibaresi eklendi. hayırlı uğurlu olsun.
  • çözümü çıkana kadar bekleyip sonra çözümü ile birlikte 7 cdlik bu dev oyunu bir günde bitirdiydik. ama neden yaptık bir sor bakalım?
    sen sormadan ben söyleyim; her cdnin sonunda bir sikiş sahnesi var idi de ondan yaptık. bu sahnelere ulaşmak için neler çektik...

    bu entry yi okuyan arkadaşlara not: her olayı yerine ve tarihine göre değerlendirmek lazım. o zamanlar bizim ortaokul zamanlarımız, gizli gizli porno dergi satın alınan zamanlar bunlar. anne gormesin diye sokakta bakıp iki sayfa koparıp eve gelinen zamanlar... 90'larda ergenliğin başında ve umutsuz abaza olmak ne demektir bilemezsin sözlük. allah düşman başına vermesin...
  • bir başka sözlüğe kaydolursam oyun adından nickname almayacağım yeminlen. her yeşillenen olay yazısında heyecanlanıyorum entrylerim okunmuş, birileri birşey yazmış diye. tamam artık vazgeçtim. *
  • -yaklaşık olarak 1985'lerden 1993'e kadar adventure oyun piyasasını larry, king's quest, police quest gibi oyunlarla domine eden oyun şirketi sierra krize girmişti ve adventure oyunlarının popülaritesini kaybetmesiyle beraber düşüşe geçmişti. bu oyuna kurtarıcı gözüyle bakılıyordu.

    -o zamanlar yeni yeni meşhur olan fmv (full motion video) teknolojisi sayesinde grafik yerine video görüntülü oyunlar popüler olmaya başlamıştı ve sierra bundan faydalanmak istiyordu. bu oyun da sierra'nın aynı yıl piyasaya sürdüğü "gabriel knight 2" gibi fmv tekniğiyle yapılmıştı.

    -bütçesi o zamanın parasıyla 5 milyon dolar olan oyun bu anlamda bir rekor kırmıştı. phantaşmagoria 7 cd'ydi ve o zamana kadar yapılmış en çok alan kaplayan oyun haline gelmişti. oyun 20 milyon dolarlık satış elde ederek dönemin satış rekorunu kırmıştı. bu da sierra'nın iflasını tamamen engellemese bile birkaç seneliğine geciktirmişti.

    -oyunda başrolü oynayan ve o dönem erotik filmlerden tanıdığımız muhteşem güzellik victoria morsell oyun boyunca hep aynı kıyafetleri giymişti (siyah pantolon ve turuncu bluz) çünkü oyun mavi/yeşil ekran üzerinden kameraya alınmıştı ve karakterin mavi veya yeşile yakın tonlarda giyinmesi çekimi zorlaştıracaktı. ayrıca animasyonun kolaylığı açısından karakterin hep aynı kıyafeti giymesi önemliydi çünkü farklı kıyafetlerle her sahnenin 5-6 versiyonu çekilmek zorunda kalınacaktı. çekimler 1 ay sürmüştü ve victoria morsell bir ay boyunca aynı kıyafetleri giydiği için çekimin son haftasında üzerindeki kıyafetin dikişleri çıkmaya başlamıştı.

    -dizide karı kocayı oynayan çift gerçek hayatta da sevgiliydi.

    -oyun aşırı derecede şiddet, kan ve cinsellik içerdiği için avustralya ve bir çok avrupa ülkesinde yasaklanırken abd'de 18 yaşın altındakilere satışı durdurulmuştu. buna rağmen oyun o senenin en yüksek hasılat yapan oyunu olmuştu.

    -oyunun senaryo metni 550 sayfa uzunluğundaydı.

    zamanında oyunun yapımcısı roberta williams ile yapılmış olan keyifli bir röportaj: http://www.adventureclassicgaming.com/…erviews/127/
  • işte iz bırakan oyunlardan biri daha. hem oyun dünyasına hem de benim bilinç altıma.

    bu oyun da oynadığım tür arasında o zamana kadar karşılaştığım en gelişmiş olandı. (bkz: hardline)

    yaşımız pek yoktu o zamanlar, pötürcükler olarak o grafikler bizi beynimizden vururdu. sevişme sahnelerine bile dumur bakardık. hatırlarım da oyunun intro'sundaki deli müzik ruhuma işlemişti.

    neyse efendim, oyunu oynadık, bitirdik, korktuk ve etkilendik. şimdi oynasam ne olur bilmiyorum ama onca yıl önce atmosferi ele geçirmişti bizi...

    hiç unutmam, geçmişteki piskopat eleman (carlo diyesim geliyor adına, ama hiç hatırlamıyorum) bir yerde elemanın tekini masaya bağlayıp ağzına huniyi veriyordu. sonra bir tepsi dolusu taze, ıslak, cıvık bağırsağı huniden aşağı boşaltıyordu. bağlı eleman gırtlağına dayanmış huniden lık lık homurtular çıkarırken piskopat büyücü de (mesleği büyücü idi sanırım bunun, sihirbaz) hunideki bağırsakları tokmak ile bastırıyordu. bu sahneyi izlerken hafif hastaydım, mide bulantısı tavan yapmıştı bunları izledikten sonra.

    güzel oyundu; 3 metrelik balta ile adam yarmadan, gırtlağa sokulan spatulalara kadar herşey vardı.

    bir de o zamanlar oyunlar kiralanırdı. çünkü cd oyunlar hem pahalıydı hem de bizim gibi pötürcüklerin oyuna verecek parası nadir olurdu. oyunu geri götürmem gereken günden önceki gün taşınmıştık... lakin bilgisayarın güç kablosu diğer evde kalmıştı. müthiş bir yaygara kopartmıştım, hatırlarım. oyunun sonlarındaydım, eğer o gün bitiremezsem sonunu göremeden geri vermek zorunda kalacaktım ve bir daha kiralamak için param yoktu.
    neyse sonunda diğer eve gidilip kablo alındı ve oyun o gün bitirildi...

    tebessüm ederim şimdi. bilgisayarcı icra memuru yollayacaktı eve değil mi..
  • 95-98 yılları arasında lise çağında olan gençler tarafından anlatıla anlatıla bitirilmeyen oyundu. iki genç sakince bir araya gelir ve adamın karılarını öldürme sahnelerini izledikçe "ohaaa süpermiş lan" naraları atardı. phantasmagoria biterse ya da "yeter .mınakoyim çözemedik işte" falan denirse 11th hour'a geçilirdi. bulmacaları bilemedikçe dalga geçilmesinden zevk alınır oyun oynanmaya devam ederdi. arasıra monkey island ve full throttle tekrar tekrar bitirilirdi. yapılmıyor şimdi böyle oyunlar ya da biz büyüdük ve kirlendi dünya.
  • üçüncü cd'nin sonunda herif karısına tecavüz ediyordu tuvalette, biz de pipimizle oynamıştık ona bakarak.
    o zaman ebeveynler bu tip oyunların çocukların gelişiminde garip sonuçlar doğurabileceğinden haberdar değildi sanırım.
    tekrar oynamak lazım , güzel hikayeydi.
    bu arada huniyle yedirme sahnesini american horror story'nin üçüncü sezonunda kullandılar. tabi standart bir işkencedir ama aklıma yine phantasmagoria'yı getirmişti orada izleyince.

    yakın zamanlarda çıkmış bir başka korkunçlu oyun için (bkz: gabriel knight the beast within)

    (bkz: point and click adventure)
    (bkz: korku oyunları)
  • 15 sene sonra, adı okunduğunda bile yutkunduran oyundur.

    şimdiki gençler pek meraklı skimsonik oyunlardan etkilenip mevzu yapmaya, olay yaratmaya. biz napsaydık peki ? evde şeytan var deyip anamızı bacımızı mı doğrasaydık ?

    vicdansız sierra. vicdanlı nesiller...
  • üniversiteyi bırak çoğu yeni mezun 2 senelik beyaz yakalının bile bilmeyeceği oyun. eleman elinde baltayı sürükleye sürükleye gelirken altıma sıçmıştım, bilgisayarımdan soğumuştum.
  • başrolde 90lı yılların en güzel ve seksi kadınlarından biri olan ve o yıllarda bir çok erotik yapımda da yer almış olan victoria morsell'in oynadığı videolu adventure oyunu. 90'larda bu oyunu oynayıp da bu kadına aşık olmayan birini tanımıyorum. zamanında az mı çektirdi.

    hikaye olarak da stephen king'in sonradan film haline getirilen the shining eserini andırıyordu.
hesabın var mı? giriş yap