• kanımca mitolojideki en gerçek kadın karakter...gerçek hayatta da her kadın persephone gibi hem bir adımıyla yeryüzüne baharı getirebilecek kadar kuvvetli fakat aynı zamanda annesinin ya da hayatındaki adamın kendisi için seçtiği hayatı yaşamak zorunda kalacak kadar ezik ve çaresiz olabilir...
  • o kadar guzel bir tanricadir ki, aphrodite onun guzelligini kiskanarak asik etmistir hades'i ona.. bu is icin de oz oglu eros'un oklarindan faydalanmistir.
    saclarinda papatyalarla dolasan, uzun acik kumral sacli, beyaz tenli, badem gozlu, yumusak bakisli bir guzelliktir. ona en az yakisan yer cehennemdir aslinda. ama o olumsuz hayatinin yarisini orada gecirecektir. sevmedigi bir adamla.. onun karisi olarak.
    ince narin bedeni cehennemin iskeletten olusan koltuklarinda sararip solmus, ela gozlerinin feri sonmus, saclarindaki papatyalar solmustur..
    butun bu narin ve guzel goruntunun yerine aci ceken, ve cektigi acinin intikami ile tutusan bir kirik kalp kalmistir geriye.. onu bu hale dusuren cadiyi* cezalandirmak bile elinden gelmez..
    oluler diyarinin ecesi, dunyanin velinimeti persephone sonsuz aci ceker, hem de guzelliginin bedeli olarak.
  • persephone, hades tarafından yeraltı dünyasına kaçırılır. hades, onu kendisiyle kalmaya, eşi olmaya zorlar. persephone'u çok seven annesi demeter ise, kızı kaçırıldığı için üzgündür ve dünyadaki tüm yeşilliklerin solmasına, hiçbir şeyin yetiştirilememesine neden olur. dünyanın yok olmasına izin veremeyen zeus, hades'e kızı bırakmasını emreder. * persephone'u bırakmak istemeyen hades, ona dört nar tanesi yedirir. kurallara göre, ölüler diyarında birşey yemiş olanlar, sonsuza kadar orada kalmak zorundadır. persephone, narları yediği için her yılın dört ayını, hades'in yanında geçirmek zorunda kalır. demeter ise; her yıl, kızının yanında olmadığı bu dört aylık süreçte, dünyada hiçbir şeyin yetiştirilmesine, yeşillenmesine izin vermez. böylece mevsimler oluşur.
  • persephone ve demeter'in hikayesi üzerine düşünmeyi en çok sevdiğim hikayelerden biridir. hazır aklıma gelmişken bir şeyler karalayayım istiyorum. bakalım nereye çıkacağız.

    homeric hymn to demeter* antik uygarlıktan kalan en nefis şeylerden biri. persephone, demeter ve hades üçlüsünün hikayesini anlatır. önce mite bir özet geçelim: hades, persephone'yi zeus'un da izniyle kızımızın çiçek toplayıp ortalıkta neşeyle şakıdığı bir gün yeraltına kaçırır. kızını her yerde arayıp bulamayan demeter hayata küser(bir versiyona göre zeus'un çevirdiği dolapları öğrenip sinirlenir) ve bu depresyonuyla dünyada kıtlığa sebep olur. demeter'i allah rızası için toprakta iki gıdım sebze falan yetişmesine izin vermeye ikna edemeyen zeus, insanlar ölmesin diye konuya el atmaya karar verir. fakat yeraltındayken yeraltının ekmeğini* yemiş olan persephone için yeryüzüne kesin dönüş mümkün değildir. zeus, hades ve demeter arasında bir orta yol bulur ve persephone'nin yılın 2/3lik bölümünde annesinin yanında, geri kalan 1/3lük bölümde de hades'le yaşaması kararlaştırılır. mevsimler de persephone'nin cennet yüzünü yeryüzünde görüp göremiyor oluşumuza göre değişir.

    burada küçük bir dip not düşelim: zeus'un kıtlığı bitirmek uğruna bunca çabalaması, hades'in ağız kokusunu çekip demeter'in agresifliklerine katlanmasının sebebi insanlığa duyduğu büyük aşk değil. zeus sorunu insanlar ölmeden çözmek zorunda çünkü insan demek tanrıya sunulan adaklar demek. olympos'un döner sermayesi bu şekilde işliyor.

    bu hikaye neden önemlidir? ayrı kalan anne ve kız, zoraki damat ve kız babası arasında dönen gizli pazarlık, amca ve yeğen arasındaki ensest ilişki gibi konuları içeriyor da ondan.

    hikayeyi anlamlandırabilmek için biraz antik dönemde atina'lı kadınların hayatına bakmak lazım. antik yunan toplumu yüksek dozda ataerkil. kadınların dahil olduğu birkaç sınıf var. genç ve bekar kadınlar*, tamamıyla kocalarının otoritesi altındaki evli kadınlar, seks işçileri ve eğitimli yüksek sınıf seks işçileri* gibi sınıflar mevcut. bu kadınlar arasında özgürlük sınırları değişiklik gösterse de sınıfınız düştükçe özgürlüğünüz artıyor gibi bir çıkarım yapmak çok yanlış olmaz. bu sebeple orta ve üst sınıfa mensup atina'lı kadınlar için hayat bir parça daha zor.

    şimdi biraz mitle sosyal hayat arasında bağlantı kurmaya çalışalım.

    cenazeler, dini ritüeller, dini festivaller vs. dışında evlerinden çıkmaları pek mümkün olmayan orta ve üst sınıf kadınlar için evlilik aileden kopmak demek aslında. eğer aile evlerinden uzakta bir yere gelin giderlerse ailelerini bir daha görmeleri hayli zor. son derece kısıtlı bir bağları var evlilik sonrası aileleriyle. evlendikten sonra eşlerinin aile evine taşınıp o ailenin mensubu oluyorlar. (günümüzde de kadının kütüğü eşine geçer, soyadı değişir. oradan bağ kurun.) *

    ayrıca bu kadınların aile mirasından pay alması mümkün değil. hiçbir erkek kardeşi olmayan kadınlar* mirasın aile içinde tutulma çabasıyla akrabalarıyla, mesela amcalarıyla evlendiriliyor. *

    hikayenin antik yunan'da evlilik kurumuna kurduğu bağlantılardan bir diğeri, günümüzde de hala gözlemleyebileceğimiz gibi, zoraki damatlar ve gelinlerin babaları arasında yapılan anlaşmalar. evlilik bu yönüyle damat ve gelinin babası arasındaki bir ortaklık, sözleşme aslında. *

    (neden zeus hades'e kızını veriyor? sorusu gelebilir burada akıllara. bilindiği üzere hades sorun çıkarmayı seven bir tanrı. biraz da zeus'un "bi akıllı sen misin?" denilebilecek tavrı sonucu çok da bayılmadığı (kimsenin de bayılamayacağı) ölüler diyarında hüküm sürmek kolay değil. zeus'un bu izni hades'in darlamaları ve "ölüleri üstünüze salarım" tehditleriyle açıklanabilir.)

    hikayenin bir diğer teması ölüm ve ayrılık. pratikte persephone ölü. hermes istisnası dışındaki hiçbir olympos'lu yeraltına gidemiyor. bu sebeple demeter evladı ölmüş ölümlü bir anne kadar çaresiz aslında. öte yandan, persephone'nin ölüme ölüler diyarına gelin giderek ulaşması da enteresan bir detay çünkü antik yunan kadınları için ölüm ve evlilik ikiz temalar olarak okunabilir. şöyle söyleyeyim: evlilik eşittir çocuk, çocuk eşittir doğumda ölmek.

    homeric hymn'de geçen bir diğer hikaye de demeter'in kızını aradığı sırada eleusis'i ziyaretini anlatıyor. demeter yaşlı bir kadın kılığında gittiği eleusis'te* kraliçe metaneira'nın kızlarıyla karşılaşıyor ve onlara henüz bebek olan erkek kardeşlerinin* bakıcısı olmayı teklif ediyor. demophoön, hasretle beklenen ve geç doğmuş bir erkek evlat. kraliçenin tek erkek evladı. ataerkil toplumun erkek evlada verdiği değerin üzerine bir de bu uzun bekleyiş eklendiğinde demophoön'den kralı yok diyebiliriz. son derece kıymetli bir çocuk. üzerine titreniyor.

    demeter demophoön'u ölümsüzleştirmek için her gece onu ambrosia ile marine edip kızgın ateşte bir süre pişirmek suretiyle mühim bir ritüel gerçekleştiriyor. fakat bir gece metaneira tarafından yakalanıyor. metaneira'nın gözde evladını ateşler içinde yanarken görmesi üzerine verdiği son derece insancıl ve normal tepki üzerine demeter "sıçtın bayan" diyerek ortamı terk ediyor. metaneira demeter'in gerçek kimliğini ve ne yapmaya çalıştığını anladığında pişman olsa da artık çok geç. zira demeter bu hadsizliği affetse bile kraliçe ortama girdiği an ritüel bozuldu. (apollodoros'un söylediğine göre bir tanrıça tarafından bakıldıktan sonra ölümlü dadıların eline kalan demophöon ölüyor maalesef.)

    araya giren bu hikaye ayrıca önemli. demeter'in demophöon'u persephone'nin yerine koymaya çalıştığını görüyoruz ki bu da tanrı ve tanrıçaların türlü insani hareketlerinden biri. ancak persephone'nin acısını bastırmak için bir erkek çocuk seçmesi manidar.

    öncelikle demeter'in bir ölümlüyü ölümsüz yapma çabası hades'in bir ölümsüzü yeraltına kaçırıp resmen öldürmesine bir misilleme. yaşayanların dünyasından bir ruh çalan hades'e karşılık ondan bir ruh çalma çabasında diyebiliriz demeter için. çocuk neden erkek peki?

    iki popüler cevap var bu konuda.

    -ilki, duygusal. daha önce de bahsettiğim gibi antik yunan'da anneler kızlarını er ya da geç kaybediyor. ancak erkek çocuk evlense de annesinin yanında kalacak. ana yüreği ikinci bir kayba daha dayanamayacağından erkek çocuk seçmiş olabilir demeter.

    -diğer cevap ise intikam üzerine kurulu. bu yoruma göre demeter kızını kaybetmesinin baş sorumlusu zeus'tan intikam almak istiyor. bir tanrıça olarak bunu yapması pek mümkün değil ancak zeus yerine onu yenip gücü kendi eline geçirecek erkek bir ölümsüz demeter'in intikamını alabilir.

    ne yazık ki demeter kendinden önce gaia ve rheia'nın yaptığını yapamadı. bir hürrem, bir kösem çıkmadı içinden.

    hikayede maiden ve matron rolünde gördüğümüz iki kadın da çaresiz durumda. persephone baştan sona pasif, demeter ise çabalarına rağmen net bir şekilde istediğini elde edebilmiş değil. güçten düşürülmüş bir tanrıça var ortada. toprağı, doğayı, bereketi temsil eden bir tanrıça, gökyüzüyle özdeşleşmiş zeus tarafından güçten düşürülüyor yani. bu da pek çok kere gözlemleyebileceğimiz üzere tanrıçaların yerlerini yeni gelen tanrılara bırakışının bir sembolü.

    ne diyelim? zeus bir tanrıçayı daha mundar etti. "alacağın olsun zeus" diye bağlayalım mı?
  • wishbone ash şarkısı. sözleri şöyle:
    there's a light that shines on persephone
    always a fire in her eyes
    and the last time that i went to her
    i could tell things weren't right
    i just don't care to see your years go wasting
    there's no longer magic in your eyes
    in your time, you could outshine everybody else around
    but your off-stage ways might be a bore
    you take a bow, you take a fall
    i came to be here in the footlights,
    to live with you through every song,
    and your face displays a peaceful field.
    i can't believe the curtain has to fall.
    now i know your years were never wasted,
    tonight i saw the magic in your eyes.
  • (bkz: show me your tits)
    ben tanricaymi$ falan dinlemem aga.
  • hades tarafindan daga ay pardon yer altina kaldirilmistir...
  • iran da bir gsm operatoru sirket de olabilir.
  • persephone'un kaçırılması:

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    1622, gian lorenzo bernini
  • birçok söz yazarına ilham olmuş bir tanrıça olmakla birlikte hakkında çok güzel eserlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. bu eserlerden (tanrıçanın hikayesini barındırmayanlar da dahil olmak üzere) benim ilgimi en çok çekenler ise şunlardır;
    • humbird - persephone [s y]
    • wishbone ash - persephone [s y]
    • opeth - persephone [s y]
    • cocteau twins - persephone [s y]
    • tamino - persephone [s y]
    • kellianna - persephone [s y]

    her bir eser, insanı ayrı bir moda sokmakla birlikte yukarıdaki favoriniz her gün değişebilir. test etmeye var mısınız?
hesabın var mı? giriş yap