• evet çoğu eser bergamadandır. tabii prieneden, miletten hatta orta asyadan, avrupadan bile değişik eserler bulunmaktadır bu muzede. gerçekten alman arkeologlar iyi çalışmışlar. sokak sokak, ev ev gezmişler rivayete göre taşların bazısı masa, koltuk niyetine kullanılıyormuş. hepsi tek tek tespit edilmiş, numaralandırılmış ve dünyanın diğer ucuna taşınmış. türk insanının bu müzeyi gezerken içinin ezilmemesi mümkün değil. ancak sadece "hırsızlar" diyerek küfür etmek yerine yapılması gereken daha önemli şeyler var. bu eserler türkiye'de kalmış olsa acaba hala ayakta olurlar mıydı birinci konu. ikincisi ise sunum. bu konuda oldukça çok çalışmamız gerekiyor. hergün bir futbol maçını izleyen seyirciyi çekebiliyorlar bu müzeye. girişte aldığınız walkmanlere eserin altında bulunan numarayı girdiğinizde eserle ilgili her tür bilgiye ulaşabiliyorsunuz mesela. biletler sadece günlük değil. haftalık, aylık hatta yıllık bilet bile satılıyor.
  • pergamon müzesi’nde sergilenen kalıntılar ne çalınmıştır, ne kaçırılmıştır. birinci dünya savaşı öncesinde osmanlı imparatorluğu’nun yavaş yavaş içine yuvarlandığı vahim şartlar neticesinde bu kalıntılar bugün berlin’dedir.

    özetle; bergama kalıntıları almanlar’a satılmıştır. almanlar da bunun karşılığında bağdat ve hicaz demiryolları’nın yapımını üstlenmişler. bu demiryolu tasarılarının geçtiği topraklara neler kazandırdığını anlatabilmek ise bu başlık altında pek uzun sürer.

    sultan ikinci abdülhamid, zor bir tercih yapmak zorunda kalmış; bergama kalıntıları ile demiryolları arasında seçim yapmıştır. her zaman olduğu gibi târihî olayları bugün içinde bulunduğumuz ahvâl içerisinde yorumlamak, kahvede fenerbahçe’yi idâre etmeğe benzer. gerçekçi değildir, ciddiye de alınmamalıdır.

    bugün dahi; demiryolu tasarısının tamamlanmasını tercih edecek onlarca idâre vardır. bu tercih eleştirilebilir. bu gâyet doğal ve demokratiktir. ama “osmanlı kıymet bilmedi!" ya da "abdülhamit tarihî eserlerimizi sattı!” gibi ucuz ve avam ahkâmlara girişildi mi, işin tadı kaçar. emîn olun kî, sultan ikinci abdülhamit bergama’da bulunanların ne olduğunu sizden ve benden çok daha iyi bilebilecek denli eğitimli ve bilgili bir kişi idi.

    bu eserler bergama’da kalsaydı ne olurdu?
    bu sorunun cevâbını kestirebilmek çok da güç değil. bugün allianoi’nin ne hâlde olduğunu ve devlet erkânının konuya yaklaşımı ortada olduğuna göre, zeugma, şamsat, hasankeyf gibi aynı derecede târihî önemi hâiz kalıntıların başına gelenler bize gösteriyor kî, muhtemelen bergama da hâlâ ortaya çıkarılamamış, yarısı çâlınmış, kalan yarısının yarısı talan edilmiş, kalan kısmın da büyük bölümü tanınmayacak hâle getirilmiş olacaktı.

    âinesi iştir kişinin lafa bakılmaz! görünür kişinin rütbe-i aklı eserinde...”

    kaynak olarak wolfrang radt’ın yapı kredi yayınları’ndan çıkan “pergamon” isimli kitabında, 1878 yılında alman arkeologların bergama’yı ne hâlde buldukları, çevredeki köylülerin bergama kalıntıları ile neler yaptıkları fotoğraflar ve resmî kanıtlarla anlatılıyor. her ne kadar içinizi burksa da, meraklısı için tavsiye edeceğim bir kitaptır.
  • senelik bilet cirosu tek başına ayasofya dahil tüm ören yerlerimizin toplamından fazla olan müze. türkiye'den kaçırılmasa mermerleri köy evlerinde tuvalet taşı olacaktı. bu şekilde gelecek nesillere gerçek bir miras olarak korunuyor, sahip çıkılıyor. ayrıca müzenin gelirleri türkiye'de olduğu gibi betona, memur maaşına, seçim kampanyasına ya da bir ayakkabı kutusu yerine yüzlerce arkeologun bu eserleri ayni guzellikte korumasi icin harcaniyor olmasi da takdire tabidir.
  • daha giris ucreti oderken bile insanda,"kimden caldin kime sation " hissiyle icten ice bir eziklik basliyor..adi uzerinde be.. bergama muzesinin allahin berlin inde ne isi var..gezerken, heykelleri,frizleri, figurlerin, savas tasvirlerinin yerine, almanlarin eserleri nasil tasidiklarini merak ettim..cok param olursa muzedeki butun eserleri yerlerine iade edecegim..
  • bir de bergama muzesi var, geri kalanlarin kondugu
  • bizim elimizde kalıpta "allianoi" gibi abuk subuk bürokratik ciddiyetsizlikler ile rezil olmasındansa bu şekilde değerlendirilerek dünya mirasının korunması açısından maksimum fayda sağlanmış. hiiç öyle "çalmışlar, çırpmışlar, onlar biziiim" edebiyatına girmeye gerek yok, önce halihazırda elinde bulunanlara bak da utan bunu söylerken..
    http://www.kesfetmekicinbak.com/arkeoloji/06189/
  • pergamon müzesi, 2008 yılından itibaren esaslı bir onarım ve bakım geçiriyor. bu bakım ve onarım çalışmaları için almanya devleti, sıkı durun, tam 480 milyon avro, yazı ile dört yüz seksen milyon tane bir avro para harcıyor. bugün 500 milyon avro para getirene türkiye’de bergama ilçesinin tapusunu verirler herâlde...

    1998’de dönemin kültür ve turizm bakanı istemihan talay, pergamon müzesi’nde sergilenen zeus sunağı’nın türkiye’ye iâdesini talep etmiş. bu talep 2001 yılında yinelenmiş. almanya tüm araştırma, inceleme ve kazı faaliyetlerinin resmî izinler dâhilinde yapıldığı, buluntuların da resmî onay ve müsâde ile berlin’e getirildiği gerekçeleri ile bu talebi reddetmiş. talebin anlamsız ve mesnetsiz bulunduğunu da söylemeye gerek yok, sanırım.

    öte yandan bu tür iâde talepleri bazı istisnalar dışında şimdiye kadar hiç olumlu yanıt almamış. avrupa, kendi arasında yazılı olmayan bir uzlaşmaya varmış gibi. çünkü iki dünya savaşı sırasında avrupa’nın birbirinden ve rusya’nın almanya’dan “arakladığı” tarihî ve sanat eserlerinin sayısı oldukça yüklü.

    hani beylik bir vecîze vardır ya, “her toplum, lâyık olduğu şekilde idâre edilir.”, bizimki de bu misâl. bugün bergama’daki bergama müzesi ile berlin’deki pergamon müzesi’ni kıyaslamaya kalkarsak, gerçi kıyas bile yapılamaz ama, bergama’daki berlin’dekinin yanında bekçi kulübesi gibi kalıyor maalesef.

    öte yandan; bendeniz bergama’dan geriye kalanların akıbetine üzülmektense, elimizde olanların kıymetini bilmemiz gerektiği kanâatindeyim. sadece istanbul’da kırılan, yıkılan, talan edilen, çalınan, satılan tarihî eserlerin sayısını bilemiyoruz henüz, en azından resmî bir istatistik yok. hâl bu minvâl üzere iken ah bergama, vah bergama diye feryâd figân etmek faydasız ve birazcık da yapmacık oluyor. inandırıcı, iknâ edici değil.
  • pergamon muzesindeki kalıntılar hem çalınmış hem kaçırılmıştır, osmanlı'nın bunların almanya'ya götürülmesine bir anlaşma sonucu rıza göstermesi hiçbir anlam ifade etmez. zira bunlar osmanoğlu sülalesinin değildir, o tarihteki hükümetin de değildir, devletin de değildir, tren yolundan faydalanan vatandaşın da değildir, halkın da değildir. arkeolojik eserler bulundukları toprağa aittir, o toprakta yaşayacak gelmiş gelecek tüm nesillere aittir ve iade edilmeleri gerekmektedir.
  • türkiye'den götürülen birçok eserle açılan müzenin geniş kapsamlı restorasyona gireceği ve 2027 yılına kadar tamamen kapatılacağı açıklandı. müzenin bir kısmı 2027, diğer kısımları ise 2037'de ziyarete açılacakmış.

    23 ekimden itibaren kapatılacak.
    detaylı haber
  • bu muzeyi 5 dakika gezdigin anda anliyorsun islamcilardaki abdulhamik sevgisinin sebebini.

    kurban oldugum, bu kadar mi babadan ogula nesil?
hesabın var mı? giriş yap