• dün şehirden ve her şeyden uzak bir köy evinde orman manzarasına nazır oturuyordum. sobada çay demleniyordu. masada o günün gazetesi vardı. uzun zamandır yapmadığım "pazar gazetesi" okuma ritüelini gerçekleştireyim dedim. gazete kokusunu bile unutmuşum. alakalı olduğum her şeyden uzak bir şeyler okuma niyetiyle gazeteyi açtım gözüme çarpan ilk haber "ekşi sözlük yazarlarının favori filmi" oldu. gazeteyi fırlatıp ormana doğru koşmaya başladım.
  • bodrum'da sahil kenarında kavga eden bir grup gencin yarattığı ortamı 'biraz abartı olacak ama lübnan'ı aratmayan görüntüler oluştu' şeklinde bir benzetmeyle şu ana kadar gördüğüm en büyük medya terbiyesizliğini yapan zımbırtı. siz nasıl insanlarsınız kardeşim? savaşın yaşandığı, üzerlerine yağan bombalarla yüzlerce masum insanın hayatını kaybettiği bir acıyı, üç beş tane serserinin oluşturduğu kavga görüntüleriyle bir tutabiliyor ve utanmadan 'biraz abartı olacak' ifadesini kullanabiliyorsunuz. midemi bulandırdınız.

    (bkz: allah sizi bildiği gibi yapsın).
  • türk televizyonculuk tarihine az önce unutulmaz bir imza daha atmış komik program. aralıklarla erotik video skandalı yaşayan iki meşhur, gülben ergen ve gamze özçelik'in olaylarla ilgili düzenledikleri basın toplantılarındaki giyimlerini ve tavırlarını kıyaslıyorlardı.

    -''ikisi de sade birer gömlek ve kumaş pantalon tercih ettiler.. gamze özçelik'in gömlek dekoltesi dikkat çekiciydi..'' gibi.. evet evet şaka gibi..
  • dün geceki programda peker açıkalın'ın kızı şeker için sürekli olarak ' peker açıkalın'ın evlilik dışı çocuğu ' diye sunum yapmış programdır. ne gerek vardı bu detaylı bilgiye ve bunu bu şekilde sunmaya?...
  • henüz piyasaya çıkmamış petek dinçöz albümünü 4. sıradan listeye sokan program. tamam, biliyoruz, ama...
  • baba kokusu olmayınca tadı çıkmayandır. o gün işe gitmeyip geç kalkmış babanın uyku kokan pijamalı figürü oturmalıdır pazar günü evin baş köşesinde. anne de ekmek kızartmalı, mis mis. uyuklamak isteyen biz çocukları zorla yataktan dışarı sürüklemeli bakkala göndermeli. tabii yeniden çocuk olmalıyım ben. sonra belki balık ekmek yemeye gideriz eminönü'ne... hayaller hayaller...
  • en son 4 yil once izlemistim. 4 yil gecmis ama konsept, yapilan haberler , yine ayni. rukusler bolumunde agzi yayvan bir arkadas arka fona burhan altintop ve sahika kocarslanli replikleriyle sacma sapan, ilkokul cocugu simarmis da konusuyor gibi degerlendirme yapiyor. kim kimi nerde nasil yemis koseleri gene her zamanki gibi devam ediyor.

    su programi bastan sona kadar izleyen birinin beyin hucrelerindeki tahribati dusunmek bile istemiyorum, nasil bir seviyedir bu? televizyonculukta ilerleme yerine daha da geriye gidiyoruz da haberimiz yok. nasil bir ozguvensizliktir ki bu gibi programlar sacina basina takti diye soylenip, uzulen kendine bunu dert eden insanlar varmis. bir de bu insanlar sanatciymis, daha dogrusu iddialari bu. etrafta 500 tane adam ve kadin var. bunlar devamli surette birbirleriyle kisaltmali ,uzatmali, yanlari al ustler kalsin seklinde iliskiler yasiyor. milete de bunu her gun pisirip pisirip veriyorlar.

    uzuldugum tek nokta ,eskiden renkli renkli alt yazilar olurdu, sarki sozunu biz yabanci dilde oldugu icin ve turkce bilmedigimiz icin anlamayacak kadar salak oldugumuz icin kocaman kocaman yazarlardi "senin askin dubur oldu, kunek eski tokmakcim" gibi guzel sarkilari. gozlerim onu aradi...ama bulamadi..
  • pazartesi gecesi yayınlanan halkı uyuşturma programı. adı pazar keyfi ve pazartesi gecesi yayınlanıyor. bunu düzenli seyredenler, haftanın hangi gününde olduğumuzu bile sorgulayamayacak hale gelmiş olmalılar.
  • unlulerin iki saat televizyonda gorunmek icin nasil rezilliklere katlanabilecegini bize gosteren programdir.

    malum, bu programi her hafta o siralar kaset cikarmis ya da yeniden gundeme gelmeye calisan unluler sunuyor. gecenlerde sunucu emel muftuoglu idi. o yastaki kadin cikmis, magazin haberlerinin arasina serpistirilmis sarkilarini playback yaparak soylemeye calisiyor. sarki nakarat kismindan basliyor, 30 saniye kadar surup fade out oluyor (kusura bakmayin, tam bir turkce karsilik bulamadigimdan bu kelimeleri kullanmak zorunda kaldim). kendisinin o programda sarkilarini herkese duyurabilmek icin cektigi iskenceyi gordugumde o ve onun gibilere tam anlamiyla acidim. sanirim populer olmak (sanatci olmak degil, populer olmak) gercekten cok zor.
  • ünlülerin evlerinin kapılarını açtığı programdı. artık yok sanırım.

    bu programın bu sloganı hala kafamın içinde dolanır. bu konuda gördüğüm en güzel geyik de bir twitter lafıydı.

    alparslan bu hafta anadolunun kapılarını siz pazar keyfi izleyicileri için açıyor.
hesabın var mı? giriş yap