• sivas divriğililer pavlikanlılara bayağı bir sahip çıkmışlar. hatta halen inşası devam eden şehir merkezindeki parka, "inanç ve özgürlük direnişçileri" şeklinde adlandırdıkları pavlikanlılar için büyük bir anıt dikmişler.

    "bu cengaver toplumun önderleri karbeas (carbeas) ve harsaharis (khrisokheiros) eski divriği/tephrike'de (sınır kalesi) tutundular. kuşatmaya gelen bizans imparatorlarını yüzgeri ederek efes'e kadar akınlar düzenlediler. arap coğrafyacılar, divriği'yi medinetü'l baylika (pavlikanlar kenti) adıyla anıyorlardı."
  • zamanında bizans imparatorluğu'nun ve ortodoks kilisesi'nin belalısı olan ve heretizmle suçlanan kavim. samosatalı pavlus'un takipçileri olarak bilinirler. kilisenin kurallarına ve tüm dogmatik geleneklerine karşı çıkmışlar, bu nedenle de bizanslılar tarafından sürekli saldırıya uğramışlar. gördükleri baskı nedeniyle bir tür gizli tarikat gibi hareket etmişler, zaman zaman gerçek düşüncelerini gizlemişler, farklı şekillerde yansıtmışlar ve başka düşüncelerle iç içe sokmuşlar.

    dünyevi iktidarın kötülüğü temsil ettiğine inanan pavlikanların bizans'a karşı yaptıkları ayaklanmaların temelinde de bu görüşün yattığı söylenir. malatya, sivas, ağrı ve buraların doğusunda yaşarlarken hem bizans'ın siyasi hakimiyetine hem de kiliseye karşı muhalif, hatta anarşist bir tavır takındıkları bilinir. bu tavır zamanla egemen sınıfın ve kilisenin sömürü ve baskılarına karşı dini, siyasi ve ekonomik bir eşitlikçiliğe dayalı bir öğreti haline gelmiştir. pavlikanların 'ikona kırıcılık' döneminde kiliseye karşı, ikonaları yasaklayan ve bunları kırmaya girişen bizans yönetimiyle işbirliği yaptıklarından da bahsedilir.

    ortodoks bizans'ın zulmünden kaçan pavlikanlar bir süre müslüman araplara sığındıktan sonra bizans ordusundan kaçan karbeas adlı bir subayın önderliğinde divriği'ye yerleşirler. burada güçlenip, pontus'a kadar akınlar düzenleyen pavlikanlar, bizanslılarla yapılan bir savaşta ölen karbeas'ın ardından bir başka kaçak bizans subayı olan yohan ile efes'e kadar ilerleyip, bizans ordusunu dağıttıktan sonra ankara'yı ele geçirirler. fakat bu çok kısa bir güç gösterisi olmaktan öteye gidemez ve bizans orduları pavlikanları kılıçtan geçirip, divriği'yi yakıp yıkarlar. hayatta kalan pavlikanlar önce doğuya daha sonra da trakya'ya sürülürler (bkz: pehlivanköy) burada bizans tarafından bulgar ve slav saldırılarına karşı barikat olarak kullanılırlar.

    trakya'da yaşamaya başlayan pavlikanlar, ortodoks kilisesi'nin dini baskısına karşı koymayı sürdürürler ve normanlara karşı yapılan savaşta bizans saflarını terk ederek kendi sonlarını hazırlarlar. bizans bu ihanetin intikamını çok acı şekilde alır. imparator, pavlikanların çocuklarını, kadınlarını ve yaşlılarını filibe kalesine hapsederek zorla ortodoks yapıp asimile eder. pavlikan önderleri sürgün edilip cemaat başsız bırakılır. diğer pavlikanlar da zamanla ortodoks olup kimliklerini kaybederler.
  • yok olmayanları da heteredoks hrisitiyanlıktan anadolu'ya yeni gelen heteredoks islam anlayışına, yani proto alevilik diyebileceğimiz inanışa geçip, anadolu islam anlayışının gelişmesinin odaklarından birini oluşturmuşlardır.
    bu nedenle anadolu'da alevi yayılması ile paulican yayılmasının coğrafi merkezi aynıdır (sivas-erzurum-divriği üçgeni).
    heterodoks inançlar arasında yakınlaşmanın bir başka örneği de bulgaristan-arnavutluk-bosna üçgeninde yaşanan bogomil-alevi yakınlaşmasıdır.
    sözün özü, heteredoks islam anlayışı sayesinde, müslümanlık önce anadolu'da yaşayan halklar (ermeni, rum, vs.) sonra da balkanlarda yaşayan (bulgar, rum, slav) halklar arasında taraftar bulup genişleyebilmiştir.

    tarihi dinler arası çatışmalar diye değil de,
    heterodokslar ie ortodokslar arası çatışma diye okumayı deneyin bir de.

    pavlikanlar/bogomiller ile aleviler arasındaki, heterodoks kardeşliğidir.
    fethullah hoca efendi ile papanın kucaklaşmasının öteki yüzüdür.
  • #tarih dergisi ekim sayısında haklarında güzel bir makale bulunan hristiyan mezhebi. ruhban sınıfına karşı çıkmaları ve din adamı sınıfının varlığını kabul etmemeleri, soyluluk denen kavramı reddetmeleri insanları eşit ele almaları sebebiyle özellikle fakir köylü nüfus arasında hızla yaygınlaşmıştır. 7. ve 8. yüzyıllarda sivas ile tunceli arasında divriği merkezli bir medeniyet kurmuşlar ve bu medeniyet roma imparatorluğu tarafından yıkılmıştır. inanç yaklaşımı bakımından anadolu aleviliği ile olan benzerliğinin yanında coğrafi yaşam alanlarının da örtüşmesi iki inanç sisteminin birbirini etkilemiş olabileceklerini akla getiriyor(dergideki makalede inceden bu fikir ortaya atılıyor gibi)
  • paulican, pavlikan, baylikan. ermenice terime yakın hali pavlakyan.

    bir kısım pavlakiler, 900'lü yıllarda doğu beyazıt'taki tendürek dağı etrafında yoğunlaşır. bu tarihten itibaren tendürek dağı'na nispetle tonraki adıyla anılırlar.

    (bkz: paflikyanlar), pavlikyanlar, pavlaki, paulican
    (bkz: bogomil), bogomiller, bogomilizm
    (bkz: catharism), kathar, katharizm
  • ortodoksluğa aykırı giden grup. hıristiyanlıkla önceki inançlarını birleştirdikleri düşünülür. güneşe ve aya taptıkları söylenir. hatta güneşten "tanrı güneş" olarak bahsederler ve yemin etmeleri de güneş üzerinedir, kafalarını göğe kaldırarak "yukarıdaki bilir" derler. hıristiyanlık içinde heretik bir mezhep olarak doğmuştur. samsatlı paul 3.yüzyılda teslis inancına karşı çıkacak, tanrının birliğini ve isa'nın tanrı değil insan olduğunu savunacaktır. onlara göre isa tanrı olarak dünyaya gelmemiş, sonradan bu vasfı kazanmıştır. isa tanrı değildir ama "oğul" olarak seçilmiştir. tanrı isanın bedeninde insan suretinde görünür. (bkz: enkarnasyon) pavlikanların isimlerinin ve inanç temellerinin paul'e dayandığı iddia edilmektedir. öte yandan inanç yapısı içinde maniheizmin ve marcionizmin etkisi olduğu düşünülür. enkarnasyonla, maniheizm ve marcionizmdeki düalist iyi ve kötü iki tanrı fikrini bütünleştirir. paul'den enkarnasyonu diğer heretik akımlardan da düalizmi almış görünürler. ancak çeşitli kaynaklarda pavlikanların düalist olmadığı ve tanrının tekliğine inandıkları da aktarılır. öte yandan siyasi ve dini anlamda bizansla yüzyıllara dayanan bir çatışma içindedirler. bizans doğu anadoluda pavlikanlar yüzünden tam egemenlik kuramamaktadır. hatta pavlikanların malatya civarındaki islam ordularıyla ittifak halinde bizans'a karşı savaştıkları söylenir. 870'te pavlikanlar ankara yakınlarına kadar bir bölgeyi ele geçirse de 871'de ağır bir yenilgiye uğrarlar. merkezlerindeki (divriği) kaleleri düşer ve bizans tarafından çeşitli yerlere (trakya, balkanlar, doğu anadoluda başka yerler) sürülürler. yenilginin ardından pavlikanlar farklı kimliklere karışacak, gittikleri yerlerde kendileriyle inanç benzerlikleri taşıyan heretik akımlarla bütünleşecektir. balkanlarda bogomilizm, batı avrupa'da albigenler, patarenler ve katarlar bunlar arasında sayılır.
  • en ünlülerinden biri battal gazi'dir.
  • konuyla ilgili dilimize yeni çevrilmiş bir çalışma şuradan görülebilir.
  • divriği'deki ulu camii'nin 100-150 metre yukarısında bir zamanlar pavlikanların patrikhanesi vardı.

    bu kilesinin söylemi şuydu:
    kilise zenginleşmeye başladı. mal mülkle çok fazla hemhal olmaya başladı. ne yapmamız lazım? pavlus zamanındaki o saf pür ü pak haline geri dönmemiz lazım. bu sözler yüzyıllar sonra, taa reform kilisesinin kuruluşunda luther'in ağzından döküldü.

    rönesanstaki köklere dönüş hareketinin ilk tohumunu işte bu divriği'de pavlikanlar ekti aslında.

    bunlar bir de dualistti. gittikleri yerlerde fiziki dünyanın bizzat tanrı tarafından değil demiorgos isimli aracı tanrı tarafından yaratıldığından bahsederlerdi. bunun kökleri de pavlus'taki maddi manevi, karanlık ışık ayrışmalarında vardır.

    maddeye öyle negatif bakarlardı ki isa'nın maddi bir bedeni olduğunu reddetmeye kadar götürürlerdi işi. yani isa aslında yaşamamıştı.

    ancak en keskin fikirleri yahudilerle ilgilidir. yahudiliğe dair her tür kökün izin hristiyanlıktan silinmesini istediler, eski ahidin tamamen kutsal kitaptan çıkartılmasına kadar.

    böyle bakıldığında pavlikanlar hristiyanlıktaki antisemitik ve reformist hareketin köküdür.
  • aradan geçen 1100 yıldan sonra dahi, ı. basil döneminde bulgaristan'a yerleştirilmiş fakat bogomil çatısı altında erimemiş olan az sayıda paflikyan'ın halen daha diğer komşu gruplara kıyasla daha farklı bir folklörleri bulunmaktadır. bana kalırsa gerek bazılarının fiziksel özelliklerinden, gerekse danslarından doğu anadolu etkileşimi açıkça belli olmaktadır.

    https://www.youtube.com/watch?v=41zlckr_shq
hesabın var mı? giriş yap