papazkarası

• fransız kökenli şaraplık üzüm ve bu üzümden üretilen şarap. kırmızı, sek. sevilenin kara salkımında gayet başarılı bir örneği var ki fiyatı da ucuz.
• genc sarap yapiminda kullanilan puslu siyah renkli, çekirdekli, taneleri orta irilikte, trakyada yetistirilen üzüm cesidi.
• sümbülzâde vehbi efendi zemanında da hayli içilen şarap.
  
  yaşlanmış efendi hazretleri, testiyle içerken ak sakal üzerine de döktüğü papaz karasıyla birlikte "taze kızlar" için de para ayırmak zorunda kalmış.
  
  canına değsin.
  
  beyit:
  
  desti ile gâvur gibi döküyor ak sakal üstüne papas karasın
  taze kızlarla şimdi vehbi-i pîr sarfedip ayş ü işrete parasın
• verimi düşük olduğu için söküle söküle nesli tükenmiş üzüm cinsi. bir tek kutman'ın bağlarında kalmış. 100 seneye kadar yıllandırılabilirmiş.
• (bkz: adakarasi) seker gibi saraptir. bir sise icmekle olmaz.
• trakya'da yetişen, monosepaj olarak kaliteli şaraplar vermeye müsait, son zamanlarda bağ alanları daralan, anavatanı anadolu olan bir üzüm çeşidi.
• on dört on beş yaşlarında ergenliğe girip kendimizi serseriliğe kaptırdığımız zamanlarda arkadaşlarımla beraber içerdik bu şarabı. ilginçti. beş liraydı o zamanlar bir şişesi. çocukluktan herhalde, tadını da pek anlamazdık sanırım. tadı çok güzel gelirdi. dibindeki tortu felaket mide bulandırırdı ama. yapılı bi arkadaş okulda para toplar gelirdi. biz de parayı buna yatırırdık. adam başı iki şişe.
  
  murat'ın şişeyi kafaya dikip bir anda geri püskürtmesiyle karşısında oturan arkadaşın tişörtünü batırmasını, çocuğun tişörte çöpe atmak zorunda kalıp montun altında atletle eve gitmesini unutamam hiç.
• dogru yazilisi papaz karasi dir.
• (bkz: papaz karasi)
• onuncu nesil çaylak.