aynı isimde "padişah (şarkı)" başlığı da var
  • farsça'da pâ, ayak demektir. farsça dil kurallarına göre pây da olur bu yerine göre

    örnekler: se üç demektir, tavladan bilinir. se-pâ "üç ayaklı" demektir. bugünkü sehpa budur

    başkente eskiler pâ-i taht derlerdi. deminki kuraldan, sonraları pây-i taht oldu bu. tahtın ayağı, osmanlı tahtının gölgelediği şehir manasına bu da.

    bir de fuzuli'den gelsin:
    hâk-i pâyine yetem der ömürlerdir muttasıl
    başını taştan taşa vurup gezer âvâre su

    yani, senin ayağının tozuna yetişeyim diye (peygambere sesleniyor) su, ömürler boyudur başını taştan taşa vura vura dünyayı gezmektedir.

    geleşim padişaha, şah farsça hükümdar demektir malum. şahin kuşundan tutun, check-up'a kadar onlarca kelimeye kökendir. şahane de burdan gelir (şaha yaraşır), şahbaz da, şehzade de..

    pâ-i şâh, giderek pây-i şâh, pâd-i şâh (y-d değişimi çok yaygındır) ve nihayet pâdişah, şahın ayağı demek. bu, anlamca sultanların kendilerine zillullah-ı fi'l-arzeyn demeleriyle aşağı yukarı aynı mantığa tekabül eder.
  • 1808 isyanı sırasında (alemdar mustafa paşa'nın öldürüldüğü isyan -alemdar vakası) yeniçerilerin ve onların çoğunluğu küçük esnaf ve işçi olan müttefiklerinin padişah kavramına bakışlarıyla ilgili muhteşem bir alıntı:

    "ol esnalarda, sultan mahmud efendimizi de istemeyiz deyu feryad ediyorsunuz, kimi padişah edecek idiniz deyu hakir bazan sual eder idikde, esma sultan olsun ve bazıları tatar han gelsin padişah olsun ve bazıları dahi molla hünkar gelsin padişah olsun ve bazıları her kim olursa olsun padişah bir adam değil mi ki kim olursa olsun, allah ocağımıza zeval vermesin de padişah ne imiş dediler.

    vay cahil pezevenkler vay, güneş olmayınca zerre kande bulunur. maazallah!"

    [isyan esnasında ikinci mahmud'a sunulan bir rapor; aktaran mehmet mert sunar, "cauldron of dissent: a study of the janissary corps,
    1807-1826", yayınlanmamış doktora tezi, suny binghamton, 2006]

    demek ki karizma, itibar, saygı, iktidar... bunların hiç biri mutlak değil. mesele gayet politik ve sınıfsal. adamların ahlaki ekonomisine saygı göstermezsen onlar da kırım hanı'nı, bir kadını, bektaşi şeyhini padişah yapmaya çalışırlar. "padişah da bir adam değil mi" deyiverirler.

    vay pezevenkler vay!
  • şahların efendisi anlamına gelir. şahların şahı anlamına gelen şahinşah (bkz: imparator) unvanından bile daha iddialıdır çünkü şahinşah unvanı sade şahları tebası sayarken padişah unvanı sade şahları (kralları) kulu sayar.
  • şimdiki zamana göre düşününce, iyi ki artık böyle bir sıfat yok dediğimdir. düşünsene, bütün memleket tek bir adamın sadece. o tek adam istediği sürece yaşama hakkın var. o adam senin tüm mal varlığının esas sahibi. sadece senin değil, ülkedeki tüm topraklar o adamın. o adam emrederse savaşa gidersin. o adam emrederse kızını alıp götürürler cariyesi yaparlar. o adamın kanunlarına uymazsan ölürsün. neymiş efendim? allah'ın yeryüzündeki silüetiymiş. hassiktir ordan, bunu bugün desen tımarhaneye kapatırlar.

    sen çok yaşa mustafa kemal atatürk.
  • butun devlet baskanlıgı tanımlarının en karizmatik olanı. kral bile yaninda hafif light kalir.
  • mitoz bölünmeyle çoğaldıkları sanılıyor anladığım kadarıyla. bir harem dolusu kadın da sohbet olsun diye duruyordu orada.
  • baba kıyağı.
  • osmanlı devleti'nin yükselme devri sonrası sanıldığı kadar iyi hayat yaşadıklarını zannetmediğim hükümdarlar. mesela üçüncü osman tam tamına 51 yıl boyunca şehzadegan dairesinde oda hapsinde (kafeste) kaldıktan padişah olabilmiştir. 51 yıl boyunca bekledikten sonra yaklaşık 3 yıl tahta kalmış ve yavuz'un da ölüm sebebi olan bir kıl kökü iltihabından ölmüştür. 51 yıl sarayda da olsa bir odada bekle, sadece 3 yıl tahtta kal ve karbonkülden öl. çocuğun olmasın diye hadım edilmen de cabası. gel de bu duruma padişahlık de, sultanlık de, hükümdarlık de. peh!
  • osmanlı geleneğine göre, mutlaka bir meslek sahibi olması gereken hükümdar.
  • tebasına ceşitli yarışma ve organizasyonlar duzenleyerek kazanana odul veren bazen de kızıyla evlendiren kişi
hesabın var mı? giriş yap