• hala bu adamı savunanlar katıldığı programları izlemiyor herhalde, adamın salladığı/bilmediği ama kesin konuştuğu konulara doğru cevaplar gelince olayı nasıl saptırdığı programlardaki gerçek diyolaglardan örnekleyelim (video olarak burada):

    oytun: virüs dediğin şey küçücüktür, corona virüs her türlü maskeden geçer, hepa filtreden ve n95'ten bile geçiyor, yani ben maskenin hiçbir koruyuculuğu olmadığını biliyorum.
    prof ateş kara: oytun... korona virüs virüsler arasındaki en büyük virüslerden bir tanesi, hepa filtreden geçmesi imkansız, maskelerin koruyucu özelliği vardır.
    oytun: hepaların boyutu değişebilir hocam tabii. bir de eliyle maskeleri oynuyor insanlar, ondan geçirebiliyo bazen

    oytun: deniz suyu ya da tuzlu su corona'ya iyi gelir, virüsü öldürür.
    prof mehmet ceyhan: tuzlu suyun corona'ya hiçbir etkisi yok, öyle bir yayın da yok (who da önermiyor ek bilgi)
    oytun: hocam zaten corona için demiyorum, burnu açar temizler rahatlatır... di mi?

    oytun: ...hepatit a'da bu çok sıktır, yüzde 5-10'lardadır.
    prof ateş kara: oytun, aksine hepatit a'da bu çok nadirdir, rakam 1000'de birin altında.
    oytun: tamam hocam, sözlüde sorsanız kalırdık ehehe.

    kaan yılancıoğlu: dediklerin akademik değil
    oytun: akademik tartışmaya gerek yok, halkımız ciddiye almaz, dinlemez.

    mehmet ceyhan: türkiye ile iran'ın genetik faktörler farklı dediniz ama türkiye'deki insanların yüzde kaçının dna'sının iran'la büyük benzerlikler gösterdiğini biliyor musunuz?
    oytun: hocam şöyle zaten öyle bir çalışma yok zaten, öyle bir çalışma yok.
    mehmet ceyhan: nasıl yok? var öyle bir çalışma yok demeyin, benim kızım (kızı genetikçi ve ödüllü bir çalışma) yaptı, var.

    ender saraç: demir eksikliği varsa kişinin demir takviyesi yapması lazım, şunları yemesini tavsiye ederim...
    oytun: yok buna katılmıyorum demir fazlalığında 'şöyle şöyle' olur!
    ender: evet de zaten demir eksikliği olanlar için dedim en başta
    ateş kara: evet demir eksikliği olanlar için uygulanabilir takviyeler
    oytun: demir tamamlanmalı evet eksik olan için

    oytun: ben eve gidince hep çeşme suyuyla beş kere ağzımı çalkalıyorum, mekanik önlem.
    mehmet ceyhan: onun hiçbir faydası yok, virüs öyle gitmez, temizlenmez.
    oytun: hocam ağız sağlığı için faydalı en azından!! (konuyla alakasız bir manevra gene)

    dara düşen bonus oytun: hocammm bilimde doğru yanlış yoktur !!! yorum vardır yorum!! bir kere de olumlu bakın!
  • daha öncede yazdım benim uzmanlık alanım viroloji, yani virüsler. helsinki üniversitesinde viroloji doktorası yapıyorum. türkiye'de en son yüksek lisansımı biyokimya bölümünde influenza üzerine tez yazarak tamamlamıştım. lisan olarak iü mbg mezunuyum. yani genetiği de virolojiyi de iyi seviyede biliyorum. bu salgın ortaya ilk çıktığında yazdığım entryler bayağı ilgi çekti isteyen profilime girip bakabilir. burada bile yazarken neredeyse adım gibi bildiğim şeyleri 2-3 kere kontrol edip, çeşitli kaynaklardan tekrar bakarak yazıyorum ki kimseye yanlış bir bilgi verip boşa umut vermeyeyim ya da kötü hissettirmeyeyim. geçen doktor bir arkadaşımın sorusuna cevap vermek için danışmanım ile konuştum fikrini aldım.

    şu ana kadar bu herifin sadece bir videosunu izledim.
    https://www.facebook.com/watch/?v=632323063993793

    şunu açıkça söyleyeyim bu videoda söylenenler genetik ve virüsler hakkında en ufak bir bilgisi olan birinin söyleyeceği şeyler değil. influenza'nın antijenik shiftinden bahsediyor mesela. ama anlattığı şey antijenik shift değil frame shift. bu ikisi köpek ile köpek balığı gibi birbirinden farklı konular. viroloji ve genetikten anlayan birinin bu karıştırmayı yapmasına imkan yok, hadi isimleri karıştırdı diyelim anlattığı şeyin influenza ile alakasının olmadığını bilmesi gerekir çünkü o olayda (frame shift) ortaya çıkan ürün hiçbir işe yaramaz (bazı virüsler bu sistemi aynı diziden farklı proteinler üretmek için kullanır hiv gibi ama konu bu değil)

    tuzlu su ile gargara bakterilerin hücre içi su dengesini bozduğu için bakteriyel enfeksiyonlarda kullanılabilir ama virüs bu ya hu neyin gargarası. hangi virüsün tuzdan etkilendiğini gördün. hadi etkileniyor olsa o miktarda tuz içeren suyu ağzına koyamazsın kusarsın.

    adam maske korumaz diyor. korumaz dediği maskeler bsl3 laboratuvarların temel demirbaşlarından, onlar salak tabi bilemiyorlar oytun hocamız gibi dimi? güvenliğin kitabını yazan adamlar halbuki tus çalışmalıydılar. maske takanın hastalığı dışarı atmasını engeller diyor bir kısmı için doğru ama bu maske için doğru değil mesela. filtre normalde kapalı kalır ancak nefes verince ileriye doğru açılaran havayı hızlı boşaltır böylece sadece tek yönlü filtreme yaparak kullanım ömrünü uzatır. maskeler ufak deliklerden geçemeyen partikülleri tutarak korumazlar elektrostatik yük nedeniyle geçen partikülleri kendilerine çekerler ve özellikle aerosolleri tutarlar. sonradan öğrendiğime göre bu aerosol meselesi biyolojik silah geliştirenlerin en büyük baş ağrılarından biriymiş (harici bir bilgi olsun).

    gelelim malum videoya, yani ace2 meselesine
    https://www.youtube.com/…9pozjqzmi&feature=youtu.be

    makalenin adından vs bahsetseydi de görseydik ırklara göre dağılımını. koronaviridae ailesi zaten yıllardır etrafta dolanıyor ciddi bir mesele yaratmadığı için kimse fazla üzerine gitmedi ama önceden de koronavirüs enfeksiyonları oluyordu. evet sorun yaratmıyordu ama oluyordu, peki madem ace2 bizde az önceki enfeksiyonlar neden peki? bu video ortaya çıktığı zamanda iranda virüs çılgın atıyordu, onlar beyaz ırk değil mi? hadi diyelim bu dediği doğru, dsö'yü siktir et, usamriid, cdc ve nih gibi kurumlar bu durumdan bahsetmez miydi? bakın bu herifler modern anlamda salgın ile mücadeleyi dünyanın geri kalanına öğretmiş olan kurumlar. nih denilen kurum dünyanın aynı zaman da biyoinformatik merkezi, geçtim proteinin varlığını yokluğunu ülkelere göre alel değişimi bile biliniyor. ama bu bilgilere rağmen bu herifler tespit edemediler ama oytun hocamız durumu çaktı.

    bir diğer nokta bu herif sorunun kendisi değil aslında, sorunun ürünlerinden biri. bu ülkede tıp içerisinde temel bilimlere bir üstten bakış var. temel bilim hocaları için, doktor gibi görünmek için beyaz önlük giyiyor ezikliğinden diyen tıp öğrencisi çoktur. bir temel bilimci fikrini beyan edince klinik tecrübesi olmayanların bu konulara karışması kötü sonuçlar doğurur denile denile bu hale geldik işte. genetikten anlayan doktor yok ülkede amk. halbuki genetik nobeli alanların büyük çoğunluğu tıp kökenlidir dünyada.
  • "bu hükümet olmasaydı akademisyen olamazdım" şeklinde bir beyanda bulunmuş şahıs.

    en azından gerçekten bilimden anlayan, bilime önem veren ve kurumlarını buna göre düzenlemiş bir toplumda akademisyen olamayacağının farkında olması güzel bir şey.
  • acilin isvicreli bilim adami geldi. sana laflar hazirladim oytun.

    gece gece tuz ayran videosuna denk geldim, tasak mi gerçek mi diye anlamaya çalışırken gerçekten makalesinin basıldığını gordum. peer reviewed bir dergi mi emin değilim, öyle çok ikna edici bulgular yok. hadi ikna edici olsa bile yogurt ve tuzun sinerjik etkisi ile bir şey yok. yoğurt niye eklenmis belli değil. madem ekledin, tuzsuz ayran ve yogurtsuz tuzlu su grupları nerede. zaten sonucta da buna değinilmemis. makalede son isim olan oytun kardeşimizin makalenin iceriginden haberi yok mu?
    zaten kurduğu cümle ayri bir sikinti. "otizmde böyle bir sikinti var. ayran ya da tuz tek basina bir sey yapmiyor ama ikisi birlikte zehir oluyor". afedersiniz ama bu nasil embesilce bir yorumdur? sözde kendi cikardigi makaleye göre sadece tuz da otizme sebep oluyor. ee bu adam kendi makalesinden habersiz mi?
    bence habersiz. researchgate'de oytun'un adina tikliyoruz ve görüyoruz ki kendisi her hafta bir makale yayinlamis. agustos ayinda 4 makale var sanirim, resmen cilginlik. kanserden, otizme kadar cok farkli konularda makaleler. bu arkadasin bu calismalarin hepsinde yer alma ihtimali var mi? yok. zaten kendi makalesinin sonucundan bile bihaber.

    sonra dananin kuyrugunun koptugu noktaya geliyoruz. researchgate'de kendi kurdugu "erbas institute of experimental medicine" diye bir arastirma merkezinde calismalarini yaptigini görüyoruz. google'de arayinca böyle bir enstitü ile ilgili bilgi bulamiyoruz. onun yerine söyle bir dergi sitesi cikiyor ilk sayfada.
    https://jebms.org/ journal of experimental and basic medical sciences
    editor-in-chief: oytun erbas

    yayinlanan makalelere bakiyoruz, oytun beyin makaleleri full. adam kendi kurdugu kendi chief editörü oldugu dergiye makale pompaliyor. özetle cok kirli isler dönüyor. benim anlamadigim, doktor olabilecek kadar okumus bir insan nasil böyle islerin pesine düser. bence kafayi yemis olabilir. kim bilir belki de kendi uydurdugu seylere kendi de inaniyor. yakinda kokusu cikar ve bir yerlerinde patlar. insan icine cikamaz diyecegim de adam yüzsüz. yazik.

    edit: bir arkadaş olayı onceden özetlemiş zaten.(bkz: #125364279)
  • "covid türklere bulasmiyor!"alman menşeili bir genetikci araştırma grubunun ortaya atmış olduğu bir bilimsel çalışma degildi, oytun'un insanlarin gözünün icine baka baka hic yapilmayan bir calismayi varmis gibi anlatmasiydi.

    oytun insanlarin hayatlariyla oynadi. tedx konusmasi itiraflarla dolu. covid-19'da insanlarin hayatlariyla oynadi. kanitlar her yerde ve hala elini kolunu sallaya sallaya disarida gezebiliyor.

    oytun sadece bir sarlatan, bir firsatci degildir. bir sucludur. adalet sisteminin calismamasi suclarinin kanitlanmadigi anlamine gelmez.
  • birileri yapar diye bekledim ama çıkmayınca hazır karantinadayız televizyonda yaptığı hataları ve kıvırmalarının bir kısmını video olarak ayarlayayım dedim, bu süreçte tek falsosu türk geni değildir tahmin edileceği üzere:

    köpek riskli vs köpek risksiz bağışıklık kazandırır (fazla sallayınca çelişebiliyor insan tabii)
    her dediği yanlış çıkan adam (virüs yukarı çıkar)
    oytun ve maske (hepa bile korumaz)
    nisanın sonunda biter bu iş, en büyük pikini yaptı zaten, en tepede
    oytun ve tuzlu su (ben iyi geliyor demiyom)
    oytun hoca ile virüsler hakkında sallıyoruz (sözlüde sorsanız kalmıştık eheh)
    sallamakta hızını alamayıp kendisiyle çelişmek (türk çayı bu sefer)
    oytun - genetik faktörler (anca 10-20 vak'a olur)
    tuzlu suyun tuz kullanmaması kişiler için zararlı olmayacağını savunuşu
    abartıyorlar komedi bu (ft. canan karatay, yavuz dizdar)
    gen baba gen
    var olan araştırmaları bilmeyip direkt yok diye hükmederken

    daha bir sürü çıkar ama tadında bırakalım:)
  • yolu 2000'lerde ege universitesi tip fakultesi'nden gecen herkesin iyi, 2000'lerde tus belasina bulasmis cogu kisinin de kismen tanidigi birisidir oytun. ünü -nacizane- kesinlikle iyi degildi bizim aramizda.

    temel problemi şu: parayi sever. parayi sayar. para cok onemlidir onun icin (aslinda hepimiz icin onemli ama onun icin cok cok onemli). defalarca tus'a girmistir. tus dershanesinden tus dershanesine ziplamistir. buradan hatri sayilir bir para kazandiktan sonra herhangi bir bolumde dikis tutturamadigindan (tus dershaneleriyle ayni anda goturemedigi icin diye tahmin ediyorum, yoksa kafasi zehir gibiydi) ege fizyoloji'ye girdikten sonra baska yerden ekmegini kazanmayi secmistir ve dershanecilik gemisini terk etmistir (biraz da tus sektorundeki reputasyonu kotuye gittigi icin diye tahmin ediyorum. örnek: https://www.drtus.com/forum/viewtopic.php?t=59640 2011 senesinden forum yazışmaları. buyrun postları okuyun.)

    sahit oldugum kadariyla ege fizyo'da ogrendi makale ne, pubmed ne, calisma ne, deney ne. zaten dogal olani bu ama bazi yerlerde kucuklugunde fareyle deney yapiyormus yok salginlarla ilgilenmis falan deniyor ya; alakasi yok. o ana kadar gecmis yillarda cikan tus sorulari idi temel ugrasi. (örnek: https://www.youtube.com/watch?v=jrpqm-iyzea ... 2007'deki roportajı).

    ha zeki adamdi gercekten, her sistemin aciginin oldugunu bilip, hizlica bunu kesfeder (mesela tus'un). akademik ortamda da yayin sayisinin da nasil kolayca artabilecegi kesfetti. bilmem kac makalesinin kacinda ilk isim, kacinda ikinci isim; kaci impact factor yuksek dergide yayinlanmis bunlardan anlayan bakilabilir. tus kazanmanin kendi tabiriyle "pragmatist yollari"ni anladigi gibi, akademik olarak yukselmenin tamamen legal "kisayollarini" da hemen kavradi ve uyguladi. bugun herhangi bir sekilde docentlik, profluk icin dosya hazirlayan biri ne demek istedigimi anlar. o acidan "abaaauv 110 makalesi varrrr" falan ancak olaydan bihaber insanlari etkiler.

    tekrar edeyim gercekten zeki, belirli bir altyapisi var, agzi da iyi laf yapiyor; su an gordugum kadariyla "populer bilim"den ekmegimi kazaniyim derdinde (hep temel derdi buydu). ama covid'e agresif sekilde uc soylemlerle girince konuya vakif bir suru hoca arasinda kaldi, populerligini sarsti, karizmayi cizdirmeye basladi.

    bence hasbelkader donanimli, eh yani bilimin de nasil yapilacagini ogrenmis birinin izlememesi gereken bir yol izleyip hirsi yuzunden 2 marjinal flu bilgiyi, 5 yanlisla insanlara soyleyecegine; gercekten saygin, sakin, analitik-rasyonel dusunceden kopmayan, maddi kaygilari ikinci planda biri olmayi secmeli ama adamin hamurunda yok. ama secim yapacaksa hala gec kalmadi, dost tavsiyesi.
  • bu adam vaktiyle dersimize girmişti. sınıfta da infial çıkaracak söylemleri oluyordu. mesela bazı şirketlere danışmanlık yapıyormuş ticari itibar tatavası olmasın diye x firması diyeceğim.

    şöyle bi cümle kurmuştu “x firmasına bi gittim baktım bütün karılar çirkin. siz işi düzeltmek istiyosanız karıları düzeltmekten başlayın” demişti baya bi mevzu oldu.

    bi kere de “arkadaşlar ben cebimde 5000 tl. nakit olmadan gezemiyorum rahatsız oluyorum cepte en az bu kadar paranız olacak” demişti akabinde de herkesin şaşkın bakışları arasında ambalaj lastiğine sarılı bi tomar parayı çaaat diye masaya vurup “işte ispatı” demişti. kimse de anlam verememişti...

    ha bi de aşşşşırı derecede ter kokar. girdiği yerin atmosferini 5 dakikada değiştirecek kadar...

    tanım: tus derecelerine özen gösterdiği kadar deodorant kullanımına özen göstermeyen insandır.
  • ben bu adamın gerçekten kötü niyetli olduğuna ikna oldum. pardon *adam* demişim. neyse...
    tüm bu saçmalarını yarı-cahilliğine, ilgi budalalığına ve narsizmine veriyordum ama yok cidden adam kötü niyetin vücut bulmuş hali.

    ne bileyim bir insan normalde toplum sağlığını bu kadar ilgilendiren bir konuda birçok insanın hayatına mal olacak böyle bir şey yapacak olsun, utancından yerin dibine geçer, özür diler ve en azından bir süre ortalıklarda dolaşmazdı.

    arkadaş üstüne üstlük tv100'de program yapmaya başlamış, o programda kanser hastalarınyla falan bağlantı kurarak placebo etkisi ve psikoimmünite ile savunmaya çalışmış.

    aynen oytuncum, terminal seviyedeki, kurtuluşu olmayan bir kanser hastasının moralini yüksek tutup bir ihtimal "o kişide" bir mucize beklemek ile, normalde alınacak kişisel önlemlerle çok rahat korunulabilecek bir viral bulaştan "bizim genlerimiz asyalılardan farklı. ace2 miiktarımız altıda biri. bu salgın türklere etki etmez " diye milyonlarca insanı rehavete sokup sokağa salmak tamamen aynı şey! her akşam rakamlar açıklandığında görüyorsun değil mi o psikoimmüniteni de placebo etkini de!

    adam bir de paralı troll ordusu tutmuş, programının youtube'daki videosuna övgüler giriyor. bir kısmı da buradaki eleştirilerin azalmasından istifade başlıkta tam gaz tekrar övmeye başlamış. onlar övdükçe ben bu başlıkta yediğin affedilmez naneyi dinç tutacam.

    daha önceki entrylerimden birinde şu sıralar zamanım olmadığı için o "bilimsel(!)" makalelerini detaylı incelemeye vaktimin olmadığından bahsetmiştim ama yavaş yavaş iş yoğunluğum azalıyor, çok yakında o makalelerini de şöyle bir detaylı incelemeye başlayacam. bakalım hangi etik ihlaller çıkacak... tespitlerimi sadece dergi editörleri, üak vs. gibi ilgili yerlere göndermeyi planlıyordum ama o troll ordusunu kendini yağlamak için buraya saldıkça, insanların yaptığı "bilim" konusunda objektif bir fikri olsun diye sonuçlarını buraya da yazacam.

    debe editi: `@only the strong survive`belirtti, umarım hiç gerek kalmaz ama salgın daha çok yayılır da gerek olursa ihtiyaç duyulan malzemeleri 3-boyutlu yazıcılarla hızlıca üretmeye hazır bir kolektif girişim varmış (bkz: 3 boyutlu destek) hatta siperlik vs. gibi bazı malzemeleri şimdiden üretmeye başlamışlar. 3 boyutlu yazıcısı olanlar ve bu yazıcılar için hammadde sağlayabilecekler web sitelerindeki formu doldurup bu girişimin bir parçası olabilirler, başlıklarına entry girip güncel tutarak da daha çok insanın haberdar olmasını sağlayabilirler.
  • "hayatınızda ne bok yapabildiniz
    adam aykırılık yapıyor. tüm toplumu şokluyor düşünmeye sevk ediyo. sizin alişagelmis düşüncelerinize muhalif oluyor" diyen dallamaları başlık altına toplamış trol.

    hayatımızda bi bok yapamadığımızı nerden biliyorsun hıyar herif? senin ve şarlatan oytun'un fikirlerine muhalif olan, senin deyişinle "hayatta bi bok yapamamış" mı olmak zorunda?

    toplumu şoklayıp düşünmeye sevk etmeyi nasıl yapıyor? bankacının oğluyken pazarcının oğluyum diye yalan konuşup duygu sömürüsü yaparak mı? iktidar götü yalayarak mı? yoksa salgının başında ortaya attığı "bu virüs türk genine işlemez" iddiasıyla mı?

    şokunu da al siktir git.
hesabın var mı? giriş yap